İspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İspartanın Senirkent İlçesi TanıtımıIspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı Senirkent Isparta'nın bir ilçesidir Senir kelimesinin anlamı Eski Türk dilinde (Göktürkçe`de) Dağ Yamacı, Dağın Eteği anlamına gelmektedir Türk dünyası coğrafyasında sonu kent ismiyle biten batı Türk dünyasının son yerleşim yeridir(Yarkent,TaşkentSenirkent) Okuma yazma oranı %100 dür Cumhuriyet tarihinde, ilk defa kendi talebelerinin rahat okuyabilmeleri için başka şehirde (Afyon)öğrenci yurt binası yapan ilçe halkı, aynı zamanda ilk Türk Ocakları`nın şubesini de açmıştır İslam inancını ehli sünnet ve Hoca Ahmet Yesevi, Hünkar Hacı Bektaş Veli anlayışıyla yoğurmuş olan Senirkent halkı, ülkeye kazandırdığı bürokrat devlet adamları ile gurur duyar Senirkent ovası tarihten önceki çağlardan itibaren insanların yerleşip yaşadığı bir bölgedir Tarih öncesi yerleşimlerin kalıntılarına ovanın doğu yarısındaki sekiz hüyükte rastlanmaktadır Bu hüyüklerde, tarım araçlarının aşındırmasıyla meydana çıkan çanak-çömlekten (MÖ 4000–3000 KALKOLİTİK) taş-Maden devri, Eski Bronz (MÖ 3000-2000 ); HİTİT (MÖ 2000-1200 ); FRİKYA-İRAN (MÖ 1200-332 ); HELENİSTİK ( Büyük İskender’in ön Asya’yı istilâ ettiği çağ ( MÖ 333-135 )); Roma ( MÖ 135- MS 395 ); BİZANS(395-1182) ; OSMANLILAR (1385-1923 ) ve CUMHURİYET dönemi: İRAN, Helenistik ve ROMA çağlarında Hüyüklerin dışında şehirler meydana gelmeye başlamıştır (Apoloniya) Uluborlu; şimdiki Zincirli çevresinde idi(Tumandos) Yassıviran önceleri kırbağlardaki hüyüğün bulunduğu yerde iken önce güneye doğru yayılmış, Roma’nın son çağlarında bölgede asayiş bozulunca dağların eteğine doğru Değirmen kırı (MANDAS KIRI-ULTARLI-KİRAZLIK) denilen bölgeye taşınmıştır Bizans şehri bu yerdedir Türk fütuhatından sonra terk edilen bu şehrin doğusunda şimdiki YASSIVİRAN kasabası bulunmaktadır FİRİGYA devrinde şimdiki Alcıbar’ın birkaç yüz metre doğusunda bir şehir vardı Doğu eteğindeki kayalara oyulmuş kemerler orada yaşayan insanların tapınakları idi YUNAN-ROMA çağı kaynaklarında adı geçen HARMALA şehri burası olmalıdır Senirkent’e en yakın yerleşim merkezi PLİNİSTRA şehri idi ki Senirkent’in iki km kuzey-batısındaki Gömüler mevkiinde idi BİZANS çağında bu şehrin kalıntıları ile inşa edilmiş olan ÇANLI KİLİSE’nin temelleri hâlâ görülmektedir Sağören’den ve Papa çayından gelen sellerin sürüklediği teressübat bu şehrin kalıntıları üzerinde üç metre kalınlığında bir tabaka meydana getirmiştir 1970’li yıllarda Papa çayının yeni ana kanalı açılırken burada ROMA çağına ait büyük bir şehrin temelleri meydana çıkarılmıştır IX yüzyıl boyunca ABBASÎLERİN Antitoroslar (Tarsus-Erzurum doğrultusu) boyunca uzanan BİZANS sınırına yerleştirdikleri bir milyona yakın TÜRK her yıl RUM (ANADOLU) ÜZERİNE Gazâ icra ediyorlardı Bu gazâların hatıraları çeşitli menâkip kitaplarında yer almaktadır Uluğbey’deki VELİ BABA menakibinde (Türkçe 600 sayfa) HASAN Gazî’nin bu savaşlarda şehit olduğu ve daha sonra gelen gazilerden (ZEYD-İ SADİS) tarafından şimdiki HASAN GAZÎ (VELİ BABA) nın Uluğbey’deki mezarı üzerine; yıktırılan çanlı kilisenin taşları ile kubbeli bir türbe yaptırılmıştır TÜRK’LERİN SENİRKENT BÖLGESİNE YERLEŞMELERİ Malazgirt savaşından sonra (1071) Alparslan’ın amcazadesi SÜLEYMAN ŞAH; aşireti ile birlikte 1073 yılında, önce KAYSERİ ve KONYA’yı 1075’te de İZNİK’i alarak başkent yaptı Birkaç yıl sonra da bölgemiz Türklerin eline geçti Fakat birinci Haçlı seferi sırasında (1096-1105) zırhlı şövalye ve Kont’ların idaresindeki kalabalık Haçlı orduları karşısında Selçuklu’lar geri çekilirken; harekete geçen Bizans imparatoru Aleksiyos Komnenos (1081-1118) ve oğlu YOANNES KOMNENOS (1118-1143), Konya’nın batısında Sultan dağlarına kadar uzanan bütün Batı Anadolu’yu, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarını geri alarak İÇ ANADOLU’da bir step devleti durumuna düşen KONYA SELÇUK Sultanlığını üç taraftan bir atnalı şeklinde kuşatıyordu Türkleri Anadolu’dan tamamen atmak maksadıyla büyük bir ordu ile hakerete geçen MANUEL KOMNENOS’un (1143-1180) MİRYOKEFALON Savaşında II Nci KILIÇASLAN tarafından ağır bir bozguna uğratması Türklerin Anadolu’da tekrar genişlemesine; Güneyde Antalya ve Alanya; kuzeyde Karadeniz kıyılarına ulaşmalarına imkân hazırlamıştır Büyük bir hükümdar olan Alâeddin Keykubad (1220-1273) sınırlar üzerine Orta Asyadan kalabalık kütleler halinde göç eden Türkmen-Oğuz boylarını Bizans sınırları üzerine yerleştiriyordu Bu arada otuzbin çadır olduğu tahmin edilen HAMİT BEY’in aşireti de ISPARTA-BURDUR bölgesine yerleşti Afyon güneyinden ANTALYA kıyılarına kadar olan bölgelerde bu aşiret tarafından bir çok köy ve kasaba kurulmuştur Şuhut’un batısındaki SENİR köy; Sincanlı’ya bağlı ikinci bir SENİR (Tınaztepe kasabası); urdur gölünün kuzey doğu kenarında SENİR kasabası; Isparta’nın 14 km kuzeyindeki SENİRCE KÖYÜ; Burdur’un KARASENİR mahallesi; Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine bağlı SENİR köyünün HAMİTOĞULLARI’nın hakim olduğu bölgelerde bulunması bu yerleşme merkezlerinin bu aşiret tarafından kurulduğu kanaatını uyandırmaktadır Hamitoğulları döneminde SENİRKENT ovasına yerleşen aşiretler rivayete göre 9-14 oba teşkil ediyordu Bu sırada Hacıbektaş Velî halifelerinden Şeyh Ahmet Velî şimdiki Şeyhler tekkesinin bulunduğu yere dergâhını kurarak ovada yerleşmiş olan aşîretlere İslâm dininin esaslarını telkin etmeye başlamıştır Buradaki halk Müslüman olmakla beraber devamlı göç halinde oldukları için mektep ve medrese göremediklerinden İslâmiyet hakkında esaslı bilgilere sahip değillerdi Tekke’nin etrafında önce tekke müstahdemlerinin evleri yer almış; daha sonra bu Velî’nin manevi cazibesine kapılarak; havasının da iyi olması sebebiyle ovadan gelip buraya yerleşenlerle altmış haneli ŞEYHLER mahallesi teşekkül etmiştir Bu bölgenin OSMANLILAR’a ilhakından sonra (H:785- M:1383) MURAD-I Hüdavendigâr (I: MURAD) KARAMAN seferini müteakip (789-1387) de yeni ilhak edilen toprakları teftiş ederken SENİRKENT’ten de geçmiş; Bu arada kendisini karşılayan ahali arasında bulunan ŞEYH AHMET VELÎ’ye; Tekkenin koyun sürüsü ile Tekkeye ait IŞIKLAR YERİ’ndeki 400 dönüm araziyi öşürden muaf olmak üzere tekkeye vakfedilmesini kabul etmiş daha sonra BURSA’ya dönüşünde bu hususa dair bir FERMAN göndermiştir Murad-ı Hüdavendigâr’ın yerine geçen oğlu YILDIRIM BEYAZIT (1389-1403) Konya’dan Ahtalya’ya giderken SENİRKENT’in iki km doğusundaki Elperek bölgesine yerleşen ELPEREK MUSTAFA DEDE’nin SENİRKENT’e gelip inşa ettiği ORTA CAMİ’ye (Elperek zade Camii’ne) 170 dönüm tarla, 10 dönüm bağ ve şimdiki garajın olduğu yerdeki Harman yerinin vakfedilmesini irade buyurmuştur Bu suretle I MURAD’ın son yıllarında (1387) Şeyh AHMET VELÎ SULTAN tarafından (ŞEYHLER MAHALLESİ); ve birkaç yıl sonra da YILDIRIM BAYEZİT HAN’ın ilk saltanat yıllarında (1390) Elperek MUSTAFA DEDE tarafından (ORTA MAHALLE) kurulmuştur Yine civardaki aşiretlerden HIDIR ÇELEBİ DEDE 16 ncı Yüzyılda Akkeçili tarafından gelerek PAZAR ve HIDIR ÇELEBİ Mahallelerinin olduğu mıntıkaya yerleşmiştir Üstü toprak dam ile örtülü HIDIR ÇELEBİ CAMİİ (PAZAR CAMİİ) onun tarafından inşa ettirilmiştir Toprak damlı bu eski caminin yerine yapılan şimdiki cami ise eskisi yıkılarak 1900-1911 yılları arasında bütün kasaba halkının seferber olması ile bugünkü haliyle yeniden yapılmıştır Önceleri KARAASLAN tarafında yerleşmiş olan TURGUT DEDE 17 nci yüzyıl ortalarında TURGUTLAR Mahallesini kurmuştur SENİRKENT’in çekirdeğini bu dört ana mahalle teşkil etmektedir Bugün sayısı 16 yı bulan öbür mahalleler bu eski mahallelerin büyüyerek bölünmesinden meydana gelmiştir 1901 yılında yayınlanan Konya Vilayet Salnamesinde (Yıllığında), Hamidabad Sancağı Uluborlu Kazasına bağlı Senirkent Nahiyesi hakkında şu bilgilere yer verilmiştir SENİRKENT NAHİYESİ Müdür Galip Efendi Naib Vekili Hacı Arif Efendi Tahrirat Katibi Ahmet Efendi Aza Hacı Ali Ağa Aza İsmail Efendi Aza Hacı Veli Ağa Aza Mehmet Efendi DAİRE-İ BELEDİYE Reis Hacı Tevfik Efendi Aza Mehmet Efendi Aza Hacı Ali Efendi Aza Hacı Hüseyin Efendi Aza Mustafa Nuri Efendi Katip Mehmet Efendi Nahiye Merkezinde 5430 nüfus mevcut olup cümlesi İslam’dır Kasabada 1070 hane vardır Nüfus-ı Umumiye Nahiyenin nüfus-ı umumisi 9691 neferden ibaret olup cümlesi İslam’dır NÜFUS HAREKETLERİ 1901 yılında 5430 olan nüfus, 1927 yılında 5835, 1935 yılında 6291, 1940 yılında 11786, 1945 yılında 7094, 1970 yılında 10168, 1990 yılında 10738, 2000 yılında 13680 olmuştur Nüfusla ilgili 100 yıllık sürecin incelenmesinden Senirkent’in başlangıçtaki nüfus birikimini devam ettiremediği, devamlı kan kaybettiği görülmektedir Mesela 1940 yılında 11786’ya ulaşan nüfus, 1945 yılında 7094’e gerilemiştir Bu dönemde, Senirkent’ten diğer yerleşim yerlerine azımsanmayacak sayıda göçlerin olduğu bilinmektedir 2000’li yıllara kadar Senirkent nüfusu 1940 yılındaki sayıya ulaşamamıştır 1901 yılında 9691 olan nahiye toplam nüfusu, 1990 yılında 24 259 olmuştur İlçe merkezi ve köylerdeki nüfus gelişimi hemen hemen aynı düzeyde gerçekleşmiştir Çünkü gerek ilçe merkezi, gerekse kasaba ve köylerde nüfus artışını sağlayacak ticari, ekonomik ve sosyal herhangi bir itici etken olmamıştır EĞİTİM 1901 yılında usul-ı atika veçhile 16 mektebte 600 erkek talebe 315 kız talebe ile7 medresede 21 müderris ve 298 talebe mevcuttur “Isparta vilayeti idare coğrafyası 1932” adlı eserde bulunan fotoğraftan, Turan İlkokulu binasının 1932 yılında inşaat halinde olduğu; 1949‘lu yıllarda bu ilkokulda 902 öğrencinin eğitim gördüğü anlaşılmaktadır 1949 yılında Cumhuriyet İlkokulu açılmıştır Aynı yıl Senirkent Ortaokul’u özel okul statüsünde eğitime başlamış, Mayıs 1950’de Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir |
İspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İspartanın Senirkent İlçesi Tanıtımı1951 yılında Kız Sanat Okulu açılmıştır 1959 yılında açılan Yapı Sanat Enstitüsü, çevre il ve ilçelerdeki fakir aile çocuklarının kısa yoldan hayata atılmalarına imkân sağlamasından dolayı, Senirkent eğitim açısından uzun yıllar cazibe merkezi olmuştur 1961 yılında Yükseliş İlkokulu açılmıştır 1973 yılında, merkezde 3 ilkokul, 1 ortaokul, 1 lise, 1 Kız Sanat Enstitüsü, 1 Yapı Sanat Enstitüsü (Kasaba ve köylerde 3 ortaokul, 8 ilkokul) bulunmaktadır 1968-1969 öğretim yılında açılan Senirkent Lisesi, ilk on yılda üniversiteye öğrenci yerleştirme sınavlarında büyük başarı göstermiş, 1979 yılında Türkiye’deki 2400 lise ve dengi okul arasında 65 sırada yer almıştır (Sami Nogay Senirkent Sempozyumu’nda sunulan bildiri) 1974 yılında İmam Hatip Lisesi, 1980 yılında Ticaret Meslek Lisesi, 1992 yılında Sağlık Meslek Lisesi açılmıştır 1996 yıllığındaki bilgilere göre; 1 Meslek Yüksek Okulu, Senirkent Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Kız Meslek Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi ve Teknik Lise, Ticaret Meslek Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi, 3’ü ilçe merkezinde olmak üzere 11 ilkokul, 2 ortaokul, Büyükkabaca kasabasında (1993-1994 öğretim yılında açılan) Çok Programlı Lise vardır İlçedeki mevcut okulların tümünde okuyan öğrenci sayısı 2792, öğretmen sayısı 198’dir 1998-1999 öğretim yılında İsmail Hakkı Örmeci İşitme Engelliler Çok Programlı Lisesi, 2005-2006 öğretim yılında da Senirkent Anadolu Lisesi açılmıştır 2005-2006 öğretim döneminde Senirkent ilçesinde ilk ve orta öğretim kurumlarında okuyan öğrenci sayısı 2300’dür İlçe merkezinde ilköğretim kurumlarında 858, ortaöğretim kurumlarında 788 olmak üzere toplam 1646 öğrenci vardır Son yıllarda öğrenci sayısındaki düşüş sebebiyle bazı köy okulları kapatılarak taşımalı eğitim başlatılmış, bazı orta öğretim kurumları birleştirilerek Çok Programlı Lise’ye dönüştürülmüştür 1997-1998 öğretim yılında Senirkent Lisesi, Kız Meslek Lisesi ve Ticaret Meslek Lisesi birleştirilerek Çok Programlı Lise’ye dönüştürülmüştür Öğrenci yetersizliğinden dolayı İmam Hatip Lisesi de 2002-2003 öğretim yılında Çok Programlı Lise’ye alınmıştır Yıllarca eğitimde öncü ve önder olan Senirkent ilçesi, genç nüfusun yetersizliğinden dolayı eğitim kurumlarını yaşatma ve geliştirme hususunda büyük sıkıntılar yaşamaktadır Eğitimde öncü ve örnek olma vasfını kaybetmek istemeyen Senirkentliler, 1994 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’ne bağlı olarak açılan Meslek Yüksek Okulunu yaşatmak ve geliştirmek için çok büyük gayret sarf etmektedirler 2005-2006 öğretim yılında ilçe merkezinde Anadolu Lisesi’nin açılmış olması takdire şayan bir olaydır Senirkent Anadolu Lisesi, eğitimi seven ve eğitim kurumlarını destekleyen ilçemiz için son yılların en güzel yatırımıdır EKONOMİK VE SOSYAL YAPI 1901 yılındaki verilere göre Senirkent nahiyesinde;1 hükümet dairesi, 13 cami ve mescid, 3 tekke, 7 medrese, 16 mektep, 1776 hane, 55 dükkân ve mağaza, 290 halı vesaire tezgahı, 2 fırın, 9 değirmen, 3 kahvehane; 99 deve, 2149 öküz, 8 manda, 10484 koyun, 3954 adi keçi 967 tiftik keçisi, 155 bargir (beygir), 1140 merkep, 96 ester (katır) mevcuttur 24 Temmuz 1931 tarihinde Dr Tahsin Tola öncülüğünde Senirkent Yükseliş Birliği, 1940 yılında Senirkent Dokumacılar Kooperatifi, 1948 yılında da Senirkent Halıcılar Küçük Sanat Kooperatifi kurulmuştur Senirkent Yükseliş Birliği Afyon’da öğrenci yurdu açarak, Senirkentli gençlerin okumalarına imkân sağlamıştır 1937 yılında 7500 metre mesafedeki Devekaya kaynağından 40000 lira harcanarak içme suyu temin edilmiştir Projesi 1947 yılında tasdik edilen elektrik tesisatı, 95000 liraya ihale edilmiştir 1950’de basılan belediyeler yıllığına göre Senirkent’te,12 mahalle, 1700 hane,1 belediye doktoru ile iki serbest doktor, 1 eczane, 1 halkevi, 2 otel, belediyeye ait 1 han ile 2 otomobil, 5 lokanta, 1 belediye gazinosu, 6 fırın, 3 otobüs ve 5 kamyon mevcuttur Senirkent’te dokumacılık çok gelişmiştir ve dokumacılar kendi aralarında bir kooperatif kurmuşlardır Bu kooperatifin 1426 ortağı ve ortakların 1587 tezgahı vardır Kooperatife girmemiş olan dokumacıların miktarı da ortakların yarısından çoktur Dokumalar İstanbul, Akşehir, Yalvaç, Afyon, Ankara, Diyarbakır ve daha bir çok yerlere sipariş üzerine gönderilir Yılda 70000 toptan fazla dokuma yapılır Yapılan dokumaların başlıcaları kaput, reçine, arjantin, zincirli, refine, peştimal, çatmalı alaca vesairedir Halı tezgahlarının sayısı 927 olup yılda 4500 metrekare halı yapılmaktadır 30000 dönüm bağdan yılda 7000 ton kuru üzüm, 2000 ton şarap elde edilir Badem sağladığı gelir bakımından önemli bir üründür Yılda 150 ton kadar iç badem elde edilmektedir Yukarıdaki bilgilerden 1940’lı yıllarda dokumacılığın Senirkent için ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır Bu kadar yoğun bir ekonomik faaliyetin sonucunda nüfus 12000’lere yaklaşmış, ancak çağın gereklerine uygun sanayileşme gerçekleştirilemeyince Senirkent’in gelişimi durmuştur Senirkent,16 Haziran 1952 tarihinde ilçe olmuştur 1954 yılında 20 yataklı Senirkent Hastanesi hizmete açılmış, 1961 yılında Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile birleştirilerek 120 yataklı Senirkent Devlet Hastanesi adını almıştır 1949 yılında özel okul statüsünde açılan Senirkent Ortaokulu ve Senirkent Hastanesi’nin kuruluşu Dr Tahsin Tola önderliğinde Dokumacılar Kooperatifi ve halkın desteğiyle gerçekleştirilmiştir Hastanenin uzman hekim ihtiyacını karşılamak üzere Dokumacılar Kooperatifi iki doktor hemşehrimizin (DrAli İhsan Balım ve Prof Dr Yusuf Keçeci) burslu olarak ihtisas yapmalarına imkân sağlamıştır Dr Ali İhsan Balım ihtisasını tamamladıktan sonra milletvekili seçildiği 15101961 tarihine kadar Senirkent Hastanesi’nde görev yapmıştır Senirkent Hastanesi uzun yıllar adeta bölge hastanesi gibi çevre il ve ilçelerde yaşayan insanlara hizmet vermiştir 1992 yılında hastanenin yatak kapasitesi 50’ye düşürülmüştür 1974 yılında hizmete açılan İmam Hatip Lisesi binası da Senirkent halkının desteğiyle yapılmıştır Kız Sanat Okulu uzun yıllar Dokumacılar Kooperatifi binasında hizmet vermiştir İlkokul binalarının yapılışında da halkın desteği hep ön planda olmuştur Günümüzde Senirkent Meslek Yüksekokulu binası inşaatının halkın katkılarıyla gerçekleştirildiğine hepimiz şahit olmaktayız 13 Temmuz 1995 tarihinde akşam saatlerinde Kapıdağ’a yağan yoğun yağmurun önüne kattığı taş ve toprak yığınının ilçe merkezine akması üzerine büyük bir sel felaketi yaşanmış, 74 kişi hayatını kaybetmiş, 209 ev oturulamaz hale gelmiştir Hemşehrimiz 9 Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in desteğiyle sel felaketi yaraları kısa zamanda sarılmıştır 1973 il yıllığında; geçim kaynağı olarak üzüm ve keten üretimi ile halıcılık ve göl ürünleri belirtilmiş, bademciliğin gelişmekte olduğu vurgulanmıştır 1996 il yıllığında ise, halkın geçiminin tarıma dayandığı vurgulanmakta, bağcılık, meyvecilik (elma, kiraz, vişne, kayısı, üzüm), gülcülük, pancar ve hububat tarımı yapıldığı belirtilmektedir Senirkent ovası sulama şebekesi 1 kısmı 1976 yılında, 2 kısmı 1982 yılında işletmeye açılmıştır Senirkent ovasında sulu tarımın yapılması tarımın gelişmesine büyük katkı sağlamıştır Ancak ürün pazarlanmasında yaşanılan sıkıntılar üreticileri zor durumda bırakmaktadır 1940’lı yıllarda olduğu gibi kooperatifleşme veya şirketleşme yoluyla ürün pazarlaması sorunu çözülmelidir Ayrıca ürün tanıtımına yönelik fuar, sergi ve festivaller düzenlenmelidir Kaynaklar: Konya Vilayet Salnamesi Konya Vilayet Matbaası, 1317 (1901) 256-257sss Belediyeler Yıllığı Ankara, İller Bankası, 1950 3cilt, 283-288ss Cumhuriyetin 50 yılında Isparta il yıllığı 1973 48 ve 154s Isparta İl Yıllığı 1996 Ankara, , (ty), 159-166ss Isparta Vilayeti İdare Coğrafyası 1932 Ankara, Başbakanlık Basımevi, 1999 234s Senirkent Tarihi, Tarımsal, Sosyal ve Ekonomik Yapısı, Eğitim ve Kültür Durumu Sorunları ve Çözüm Yolları Sempozyumu Ankara, Senirkent Kültür ve Yardımlaşma Derneği, 199694-101ss Abdullah Aran Isparta-Senirkent Ovası Sulama Rehberi Konya, 1989, 1s --MehmetAliTurkel 09:09, 15 Temmuz 2008 (UTC) Senirkent yükseliş birliği 1931 yılında kurulmuş olup, Afyonda talebe yurdu açarak ilçe evlatlarının yüksek tahsil yapmasına imkân sağlamıştır Türkiye Cumhuriyetinin ilk özel okulu 1949 yılında Senirkent OrtaokuludurOkulun tamamı senirkentliler tarafından yapılıp, öğretmenleride kendi imkânları ile tutmuşlardırOkul daha sonra milli eğitim bakanlığına devredilmiştir 1940 yılında Senirkent Dokumacılar Kooperatifi, 1948 yılında da Senirkent Halıcılar Sanat Kooperatifi kurulmuştur bunlara bağlı olarak birde iplik fabrikası kurulmuştur O yıllarda senirkentin malları istanbula girmeden,Türkiye tekstil fiyat piyasası oluşmazdı Senirkent, Isparta ilinin bir ilçesidir Senirkent Kocadağ veya Kapidağı diye bilinen dağın eteklerinde muhkemdir 1880 yılında belde, 1952 yılında ilçe olmuştur Beldeleri; Büyükkabaca, Uluğbey (İlegöp), Yassıören, Köyleri; Garip, Güreme (Ortayazı), Başköy (Bisse), Gençali ve Akkeçili'dir köylerinden Büyükkabaca Köy 'ü büyüklüğü ve ticari merkez olmaya adaydır Bu beldenin nüfusu 6000 'i bulmaktadır Bu belde özellikle son yıllarda moda olan pat pat üretimi ile dikkat çekmektedir Ayrıca beldede her sezon vişne, kayısı, kiraz ve elma alım merkezleri kurulmaktadır Bu merkezlerde toplanan meyvalar, meyva suyu yapılmak için çeşitli şehirlerde bulunan meyva suyu işleme fabrikalarına gönderilerek, meyva suyu üretiminde ülke ekonomisine büyük katkı yapmaktadır Eğirdir Gölü'ne komşudur İklimi karasaldır Akdeniz Bölgesi'ne bağlı olmakla beraber Toros dağları'nın kıyıya enine uzanmasından dolayı İç Anadolu iklimi hakimdir Bölgede son derece kaliteli üzümler yetiştirilmektedir Bu üzümlerden yapılan pekmez yüksek kalitededir Ayrıca kurutulan üzümler tat bakımından eşsizdir Üzümün yanısıra bölgede elma, kiraz, vişne, kayısı, badem ve pancar yetiştirilmekte ve bölgeye gelir sağlamaktadır İlçede iş potansiyelinin azlığı sebebiyle çok göç vermiştir 1995'te 74 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir sel felaketi nedeniyle gündeme gelmiştirBu olaydan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devlet'i Amerika'daki Dünya iş bankasından tam 30 milyon $ para çekilmiştir ve sel felaketinin oluştuğu nedenle tespit edilip Kapıdağı ile merkez arasına büyük bir set inşa edilmiştirBu büyün inşadan kalan paralar ile sel zedelere Afet Evleri yaptırılmıştır Gölün Senirkent ilçe sınırları içerisinde kalan bölümüne Hoyran Gölü (HOYRAN LAKE) adı verilir Hoyran gölüne göller bölgesinin kalbide diyebiliriz Gençali Kayaağzı Akkeçili Taşevi ve Tırtar köylerinin hayat kaynağı gibidir |
|