Adana'da Asker Uğurlama Törenleri Nasıl Yapılır |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Adana'da Asker Uğurlama Törenleri Nasıl YapılırAdana'da asker uğurlama törenleri nasıl yapılır Adana’da Asker Uğurlama - Karşılama Törenleri(Ağıtlar-Türküler) 1 Askere Uğurlama ve Karşılama Törenleri Türk halkı askerliği kutsal bir görev sayar Askerlik çağına gelmiş delikanlının askere yolcu edilmesi, askerlik dönüşü karşılanması bir gelenektir Askerlik, delikanlının askere gideceğinin belli olmasından, askere uğurlanmasından, şiirlere konu olmasından, ardından ağıt yakılmasından, gönderdiği mektuplara, karşılanmasına kadar geleneği olan bir geçiş dönemidir Her törende olduğu gibi askerliğin etrafında da bir âdetler, inanmalar, pratikler zinciri oluşmuştur Türkiye’de askerliğini yapmamış insan yarım insan sayılır Askerlik bir eğitim yuvası olarak görülür, insan hayatının bir dönüm noktası olarak kabul edilir Bu nedenle askere gönderme, karşılama asker mektupları köylerde önemlidir,gururlanılır, ağlanır, duygulanılır Köyde gençleri askere uğurlamak önemli bir olaydır Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden on, onbeş gün önce bütün işlerden el çektirilir Delikanlı bu süre dinlenir gezer, eğlenir Tüm tertipler son günlerinde birbirlerini evlerine davet ederek birbirlerine ziyafet çekerler Davetlilere çerez ikram edilir, çalıp oynanır Ailesinin maddi durumu iyi olanlar ise davar kesip mevlit okuturlar Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden önce bütün akrabalarını ve yakın dostlarını ziyarete gider Ziyarete çıkmasa bile akraba ve yakın dostlar, genci yemeğe davet ederler Bu yemeği veda yemeği şeklinde düzenlerler Ziyaret ettiği akrabalar askere uğurlama sırasında belli bir miktar para verirler Bu paranın miktarı önemli değildir, önemli olan verilmesidir Bu bir gelenektir Delikanlının askere gideceği yerin belli olacağı gün köydeki bütün gençler toplanarak giderler Askere gidecek genci yalnız bırakmazlar Asker adayı yola çıkmadan bir veya iki gün önce davetlilerle birlikte türbe ziyaretine gidilir Bu ziyaretlere asker adayının götürülüş amacı, askerden sağ salim gelmesi için yardım dilemektir Delikanlı kurban adar Bazı aileler kına törenini yönetecek kına bayraktarını çağırır, bayraktar kına yakılırken kına ve asker duası okurAskere gidecek gencin ailesinin durumu uygunsa mevlit okutur Mevlit gencin askerliğini kazasız belasız bitirmesi için okutulur Mevlit sırasında da bu niyetle dualar edilir Âdete göre bir kurban kesilir Kesilen kurbandan yemekler yapılır ve gelen misafirlere ikram edilir Misafirlerle askere gidecek genç ilgilenir Askere gidecek gencin askere gitmesine bir kaç gün kala sağ serçe parmağına kına yakılır Halk kültüründe kına yakılması yaygındır İnanışa göre koçlara yakılan kına, Allah'a kurban etmek için; kızların saçlarına gelinin ellerine yakılan kına, kocasına kurban etmek için; askere gidecek gencin eline yakılan kına, vatana kurban etmek içindir Kınada davul zurnayla akraba, yakın dostlar ve köyün gençleri eğlenirler Kınaya gelenler askere gidecek gence hediyeler getirirler Kınadan sonra askere gidecek genç ve arkadaşları köyde erkeklerin toplu halde bulunduğu yerlere giderek herkesle tek tek vedalaşıp, helallik ister Askere gideceği gün davul zurna getirtilir, Askere gidecek delikanlının arkadaşları evin önünde oynarlar Evden ayrılırken üç el ateş edilir Genci şehre götürecek araba gelin arabası gibi süslenir Oğlanın koluna kırmızı kurdele bağlanır Genci genellikle akşam gönderirler, otogarda herkes toplanır Genç ailesi, yakın akrabaları, dostları ve köyün gençleri tarafından davul zurna eşliğinde uğurlanır Gençler toplu halde halay çekerek genci oynatırlar Vedalaşılırken gencin cebine para veya mendil konur Delikanlının uzun süre ailesinden uzak kalacağı için her isteği yerine getirilir Otobüse binmeden önce herkesle vedalaşır Annesiyle vedalaşırken annesi oğluna simitten bir parça ısırttırır, simidi saklar Simit evde bir odaya asılarak delikanlı askerden gelene kadar saklanır Kısmetinin onu geri getireceğine inanılır Genç askerden döndüğünde simit suda ıslatılarak kuşlar yesin diye atılır Delikanlı eğer sözlüyse, sözlüsü ona bir mendil hediye eder Bu dantelli mendili genç kız eliyle işler Delikanlı bu mendili askerde kesinlikle kullanmaz, askerden geldikten sonra da saklar; bu gelenektir Askere gidecek gencin durumu iyi değilse köyde para toplanarak gence asker harçlığı verilir Askere giden genç adaklıysa iki koç alınır; koçlardan biri mahallede diğeriyse askere gideceği kışlanın önünde kesilir Etler fakirlere ve askerlere verilir Bazı köylerde asker annesi saçlarına beyaz güller bezeyerek davul zurna ve zılgıtlarla yalınayak kışla önüne kadar gelerek oğluyla helalleşir Köylerde eskiden köyün muhtarı askerlik şubesine giderek köyden askere gideceklerin listesini alır, köyde ilan ederdi Delikanlılar da toplu halde bütün köyü gezerek vedalaşıp helallik alırlardı; herkes asker adaylarına hediye verirdi Asker dönüşü için kurban adanmışsa kurban kesilir Kurban eti ya eve sokulmadan fakirlere dağıtılır ya da akraba ve komşular çağırılarak yemek verilir Son yıllarda askere gönderme ve asker karşılama törenleri daha da canlı bir biçimde yapılmaya başlanmıştır 2 Adana’da Askerler Üzerine Söylenen Ağıtlar 21 Askere Giden Gençlerin Arkasından Söylenen Ağıtlar Askere Ağıt Hikâyesi: Bekir adında bir genç, vedalaşmayı sevmediği için, hiç kimseye veda etmeden askere gitmiş Bekir’in habersiz askere gittiğini duyan iki çocuklu hamile eşi arkasından şu ağıdı yakmış: Üstümdeki sırt büzüldü Dizimin bağı çözüldü Sana asker olmuş derler Söyleycem söz hazırdı Ankara’nın yolu hazır İçerime çöktü hüzün Arkandan da ağlaşıyor Bir oğlunla bir de gızın Medine’nin dili uzun Evimize geldik güzün Babasına mektup yazın Kara kaşlı doğdu gızın Tirenin yolu çok uzun Evimize çöktü hüzün Sen üzülme güzel oğlum Baban gelecek bu güzün Askere Ağıt Hikâyesi: Dört tane oğlu olan bir kadın, oğullarından birini asker etmiş Oğlunu askere yolcu ederken şu ağıdı söylemiş Havada bulut ezgin Ben söylerim üzgün üzgün Kınamayın komşularım Ağzımızın tadı bozgun Elimi belime verdim Birini askere saldım aaa gelesen babamoğlu Yenice yalınız galdım Mustafa’ya Ağıt Hikâyesi: Sekiz tane çocuğu olan bir kadının, en küçük oğlu askere gitmiş Oğlunun askere gidişine dayanamayan kadın şu ağıdı söylemiş Tiren geliyor öte öte Dumanını tüte tüte Mustafa’yı asker ettik İstanbul’dan daha öte Tiren gelir güldür güldür Tirenin tekerlekleri demir Oğlum seni vermez idim Hükümetten geldi emir Askere Ağıt Hikâyesi: Askerdeki oğlunu çok özleyen yaşlı bir anne, oğlunu görmek için oğlunun askerlik yaptığı yere gitmiş Bu sırada oğlu eğitimdeymiş, komutana yaklaşarak halini arz etmiş Bunun üzerine komutan eğitim yapan askerleri göstererek, seç bakalım bunlardan hangisi demiş, uzaktan oğlunu seçemeyen ana şu ağıdı söylemiş, Makasım yok ki biçeyim Makinem yok ki diaaaim Askerler talime çıkmış Oğlumu nasıl seçeyim Atları var at içinde Nalı parlıyor kıçında Askerler türkü söylüyor Benim oğlum yok içinde 22 Askerden Dönen Gençlere Söylenen Ağıtlar Askerden Dönen Gence Ağıt Hikâyesi: Günün birinde oğlan askere gidince, oğlanın babası gelini kendine almış Askerden eve dönen genç durumu öğrendikten sonra şu ağıdı söylemiş Oğlan: Keten gömlek giymiş, yanı dizinde Bedir bedir benleri var yüzünde Böyle güzel mi olur köylü gızında Baba nerden aldın sen bu gelini Baba: Pınarın başında destin mi kaldı ? Saldığım mektubu eller mi aldı ? Oğlum el almasın diye ben aldım Burçak burçak kokar teri gelinin Oğlan: Keten gömlek giymiş yakası nazik Kollarını sıkmış altın bilezik Öpmeye kıyamaz, sevmeye yazık Baba nerden aldın sen bu gelini Baba: Kaleden kaleye atılamadım Terazim kırıldı tartılamadım Ne de kahirli kahirli söylüyon Babanın elinden kurtulamadın Askerden Dönen Gencin Ağıdı Hikâyesi: Günün birinde bir genç askere gitmiş, savaşta esir düşmüş Askere giderken karısı hamileymiş Yıllar sonra esaretten kurtulup köye, evine gelmiş karısının koynunda yatan bir genç görmüş Bunun üzerine aşağıdaki ağıdı söylemiş ama daha sonra bu delikanlının oğlu olduğunu öğrenmiş Asker: Derede arpa biçersin Suyu pınardan içersin Etrafını sel alınca Nereden geçersin gelin Gelin: Derede arpa biçerim Suyu pınardan içerim Etrafımı sel alınca Köprü kurar da geçerim Asker: Akşamını tandır gelin Kandilini yandır gelin Koynunda yatan yiğidi Şimdi bana bildir gelin |
Adana'da Asker Uğurlama Törenleri Nasıl Yapılır |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Adana'da Asker Uğurlama Törenleri Nasıl YapılırGelin: Akşamımı tandırmışım Kandilimi yandırmışım Koynumda yatan yiğidi Öz sütümle emdirmişim Asker: Hastayım ata binemem Binsem de yere inemem Ay karanlık yol gidemem Aç kapıyı telli gelin Gelin: Aşağıdan gelen tatar Kamçısını atar tutar Garip olan handa yatar Yolcu isen git yoluna Asker: Aşağıdan gelen tatar Kamçısını atar tutar Garip olan nerde yatar Aç kapıyı telli gelin Gelin: Hastasın ata binersin Binsen de yere inersin Ay karanlık yol gidersin Yolcu isen git yoluna Asker: İstanbul’dan gelir ferman Dizlerimde yoktur derman Mehmet Çavuş sana gurban Aç kapıyı telli gelin Gelin: İstanbul’dan gelse ferman Dizlerimde vardır derman Kolum yastık, saçım yorgan Gel içeri Mehmet Çavuş 23 Askerde Ölen Gençler Üzerine Söylenen Ağıtlar Askere Ağıt Hikâyesi: Adana’nın Kadirli ilçesinin Mehmetli Köyünde, iki jandarma eri eşkiya takip ederken, jandarmalardan biri eşkiya tarafından vurulmuş Arkadaşı ölen diğer jandarma arkadaşının başında şu ağıdı söylemiş Tepe olmuş delik delik Sebebimsin Şırşıroluk Ne yatıyon arkadaşım Yolumuza gitmeyek mi? Şurada var iki kiraz Biri senin mezarın mı? Mehmetli’ye varamazsak Taş Köprü’de yatmayak mı? Ergen arkadaşım ergen Vurulmuş da olmuş sergen Üstüne örtmemiş yorgan Sabah oldu kalkmayak mı Turgut Hilmi’ye Ağıt Hikâyesi: Adana’nın Kadirli İlçesinden Turgut Hilmi ,zabit olarak Galiçya cephesine gitmiş Bu cephede çok genç yaşta şehit olmuş Ölmeden yanındaki arkadaşına şunları söylemiş Nasip olur memlekete varırsanız Turgut Hilmi şehit deyin Yaşa vatan, yaşa millet Her tarafta yürüyüş var Durmaz Osmanlı askeri Şehit düşen yaralı var Ancak o varmaz ileri Kurşun gülle yağar durur Kimi atar kimi tutar Bir yaralı zabit bitap Neferine hitap eder Beni bitirdi arkadaş Kolumdaki bu yareler Benim işim bitti kardeş Yüreğimi bu pareler 3 Asker Mektuplarında Şiirler Sıla Adana’ya gittim başım dönüyor Bir yudum su verin içim yanıyor Her gören askeri deli sanıyor Sıla delisiyim çek kara tiren Kara tiren acı acı bağırma Anamdan babamdan beni ayırma aaa ulaştır beni köye duyurma Sılamdan ayrıldım çek kara tiren Garip anam garip garip ağlama Ağlayıp da karaları bağlama Kara tiren beni burda eğleme Sılamdan ayrıldım çek kara tiren Şubeye vardım sülüsümü aldım Asker olduğumu yeni anladım Sevine sevine tirene bindim Ben de asker oldum çek kara tiren Bayram Yaz gelince çayır çimen sulanır Bir senede iki bayram dolanır Böyle yerde ana baba aranır Ana bayramınız mübarek olsun Baba bensiz kurban kesmeyin Oğlum da gelmedi diye küsmeyin Yalvarırım mektubumu kesmeyin Baba bayramınız mübarek olsun Bayram gelir herkes eve çekilir Benim boynum gurbet elde bükülür Ah çektikçe göz yaşlarım dökülür Bacı bayramınız mübarek olsun Bayram gelir akrabalar gezilir Annem babam benim için üzülür Bayram için böyle yazı yazılır Kardeş bayramınız mübarek olsun Gül idim bahçenize ekildim Buğday oldum tarlanızdan biçildim Asker oldum aranızdan seçildim Dostlar bayramınız mübarek olsun Hacı’m Hikâyesi: Genç gelin eşini askere yolladıktan sonra ardından şu şiiri söyler Yarimin gittiği yollar Söylüyor yenilmez diller Yaz gününde açan güller Yarin kokusuna benzer Sütü de pişirdim ılık Ciğerim delik delik Her gün gülüp oynuyordum Yar gidince bana n’oluk Gene dumanlandı dağlar Hacı’m bana deyin dağlar Haftada isterim mektup Yar bakarsam gönlüm eyler Kafasında var aklı Alnına düşmüş kekili Hasan’ı askere yolluyom Kim olsun evin vekili Suna Gelin Asker oldum gidiyorum Eyle beni Suna Gelin Üç günde ayırdı felek Eyle beni Suna Gelin Suna Gelin, Suna Gelin Bir mektup yaz gönder gelin İzin alam sana gelem Eyle beni Suna Gelin Verin benim martinimi İşte giydim potinimi Koyun çantama tütünüm Eyle beni Suna Gelin Şanlı Askerim Bana derler, Çileli Yörük Emine Ellere düğün bayram benim neyime Askerim gelirse şenlik evime Askerim askerim, şanlı askerim Gurbette kırk yıl kalsan beklerim Beline bağlamış palaska kemer Silahı omuzunda nöbet tutar Elbet benim yiğidim sılaya döner Askerim askerim, şanlı askerim Gurbette kırk yıl kalsan beklerim Askerim Emine’n bekler yolunu Mektubun gelmeyince büktüm boynumu Nideyim Yine yeşillendi Adana bağı Koydular tirene yatsılar çağı Emroldu toplandı batı ile doğu Giderim gurbete anne nideyim Adana’yla İstanbul’un arası Çok şehirler geçtim yoktur sayısı Daha bitmemiştir hasret yarası Geçmez gurbet elde günüm nideyim Geldik İstanbul’a gördük tramvay Kol kol olmuş gezer bayan ile bay Dediler askerlik oldu otuz ay Geçmez gurbet ilde günüm nideyim Geldik Trakya’ya kurduk mekanı Aradım bulmadım derdim bakanı Görmedim bir pınar kumsuz akanı İçilmez suları sıcak nideyim Yemeği sorarsan kereviz çıktı Hiç yiyen bulunmaz askerler bıktı Bölüklerin çoğu hep yere döktü Budur Trakya’nın aşı nideyim 4 Asker Türküleri Türkü Mudurnu’dan aldık el kadar astar Nerde gelin görsem kocası asker Beşikte yavrular yavrusun ister Onun için arz ederim sılayı Askere varınca soyun dediler Asker elbisesi giyin dediler Karavana tayın nedir bilmezdim Getirdiler bize yeyin dediler Nizamiyede gece nöbet beklerim Sağımdan soluma silah beklerim Mektup bekler diye posta beklerim Onun için arz ederim sılayı Erzurum dağında kargalar öter Bir çarşısı var ölümden beter Bir kepçe yoğurdu altmışa satar Onun için acı acı söylerim Türkü Altı sene askerlik yaptığı m Nöbette hastalık kaptığım Yıkılası Halep şehrinde Derde derman bulamam Bahar geldi yaz geldi Koyun meler kuzu meler Feryadım bağrımı deler Sultan Navrızlı aziz dağlar Herkesin gözü Ali arar Babam kalkar posta arar Anam evde ciğer kavrar Alim evde yok diye |
|