Prof. Dr. Sinsi
|
Amasya Şehir Rehberi
Amasya Hakkında Bilgi
Amasya Genel Bilgi
Karadeniz Bölgesi’nin orta bölümünde, Yeşilırmak nehrinin doğu-batı doğrultusunda ve bu nehrin iki kıyısında yer almaktadır Amasya, kuzeyden Samsun, batıdan Çorum, doğu ve güneyden Yozgat, güneydoğu’dan Tokat illeri ile çevrilidir
Yüzölçümü 5690 km2, denizden yüksekliği 392 m dir Nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 365 231'dir
Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmak'ın güney kıyısındadır Yeşilırmak tarafından ikiye ayrılan mahalleler nehir üzerindeki 7 köprü ile birbirine bağlanır Dar bir vadide kurulmuş olmasından dolayı önemli bir şehirdir Bu konumundan dolayı da kuruluşundan bu yana, her dönemde aynı yerde kalmıştır
Yeşilırmak, Amasya ovasından çıkıp, Ferhat Boğazından geçtikten sonra âdeta saklı bir vadiye girmektedir Amasya, vadi yamaçlarına doğru gelişmiştir, ancak elverişsiz konumu nedeniyle yamaçlardan fazla yükselmeye olanak bulunmamış, bu da şehrin Yeşilırrmak vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına yayılma göstermesine neden olmuştur
Günümüzde şehir bir vadide saklı konumunu korumakta ve Anadolu’da "V" şekilli bir vadi tabanında kurulmuş tek büyük şehir olarak varlığını devam ettirmektedir Yeşilırmağın kuzey kıyısında kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı dar olduğundan, yerleşme ince bir şerit oluşturmaktadır
İlin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır Buğday ve arpa gibi tahılların yanı sıra şekerpancarı, tütün, kenevir, başta elma olmak üzere çeşitli sebze ve meyveler yetiştirilmektedir Ayrıca küçük ölçüde mera hayvancılığı yapılır
1950'lere kadar küçük sanayinin bulunduğu ilde hızlı bir gelişim sürecine girilmiştir 1954'te kurulan Amasya Şeker Fabrikasını sonraki yıllarda tarım ürünlerini işleyen meyve suyu üreten fabrikalar izlemiştir
Amasya'nın ismi İlk Çağlarda Grekçe olarak Amaseia sözcüğünden gelmiştir Sonraki yıllarda Türkler bu ismi Amasya olarak değiştirmiştir Tarihi çağlarda Amasya hakkında en iyi bilgileri coğrafyacı Strabon vermiştir Strabon'a göre şehri Amazonlardan Amasis kurmuş, bu yüzden de Amaseia olarak tanınmıştır
İlk kuruluş yeri günümüzdeki kalenin olduğu tepe olara kabul edilir Amaseia’nın tam olarak nerede ve kimler tarafından kurulduğu hakkında kesin bir bulguya rastlanılmamakla birlikte, yapılan Arkeolojik araştırmalara göre; Amesia’nın tarihinin M Ö 5500’lere kadar uzandığı anlaşılmaktadır Amaseia’dan günümüze ulaşan eser ise; Yeşilırmak’ın kuzeyindeki dağın eteklerinde bulunan Akrapolis ve büyük bir kısmı daha sonradan bir çok kez onarılan surlardır
Bölgede Yapılan arkeolojik araştırmalar, Amasya'nın çok eski bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir Suluova çevresindeki kazılarda höyüklerden çıkarılan çanak, çömlek ve savaş aletleri, Neolitik ve Kalkolitik dönemlerde (M Ö 5500-3500) Amasya'nın bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymaktadır Tokat-Amasya sınırları yakınlarında yapılan kazılarda Bronz Çağına ait vazolar ele geçirilmiştir
Anadolu'da M Ö 1900-1200 yılları arasında hüküm süren Hititler, MÖ XIV yüzyılın sonlarında buraya "hakmiş" ismini vermişlerdir Bu yerleşim merkezi, Amasya'da kurulan şehir kültürünün de başlangıcı olmuştur Hitit devleti MÖ 1200'lerde Friglerin akınları sonucunda yıkılmıştır Anadolu'da, Amasya'yı da içine alan bir devlet kuran Friglerin egemenliği 500 yıl sürmüştür Kısa bir süre için Amasya'ya hakim olan Kimmerler'in yerini (M Ö 650) Lidyalılar almış, Lidya'lılar ile Persler arasında yapılan savaştan (M Ö 585) sonra, Amasya Perslerin egemenliği altına girmiştir Uzun bir süre Pers satrabı tarafından yönetilen Amasya daha sonra I Mitridat tarafından kurulan Pers-Pontus devleti egemenliğine girmiştir
Batıdan Anadolu'ya ilerleyen Romalılar, Kapadokyalılar ile Galatlar'ı birleştirip Pers-Pontus Krallığı üzerine sürdüler Ancak VI Mitridat zamanında durum değişmiş ve Romalılar M Ö 123'te bütün güçlerini geri çekmek zorunda kaldılar Böylece "Mitridat Savaşları" olarak bilinen mücadelelerde Romalılar Anadolu'da en büyük yenilgilerini aldılar Mitridat Romalıların saldırılarına daha fazla dayanamamış ve M Ö 70 yılında Roma Generali Lukullus Amasya'yı ele geçirmiştir Amasya yaklaşık 400 yıl boyunca Roma egemenliğinde kalmıştır Roma İmparatorluğunun M S 395'te ikiye bölünmesiyle, Amasya'nın yönetimi Doğu Roma'ya (Bizans)geçmiştir Bundan sonra dini yönden beş patrikliğe bölünen Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğunun, patriklik merkezlerinden biri de Amasya olmuştur
Amasya, MS VIII yüzyıldan sonra Araplar ile Bizanslılar arasında sürekli olarak el değiştirmiştir 1071 yılında Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru Romen Diogenes, tahttan indirildiğini Amasya'da öğrenmiştir Bundan sonra da Alparslan'ın komutanlarından Danişmend Ahmed Gazi tarafından ele geçirilerek Selçuk yönetimine sokulmuştur (1075) Haçlı seferlerinin Amasya'ya yönelmesi üzerine Anadolu selçukluları ile kuvvetlerini birleştiren Danişmentliler Haçlıları Merzifon Ovasında yenilgiye uğratmışlardır Bundan sonra Selçuklu hükümdarı Sultan Mesut, Danişmentli emirler arasında çıkan anlaşmazlıklardan yararlanarak 1143'te Amasya'yı onlardan almış ve Anadolu selçuklularının başkenti yapmıştır 1199 yılında ise Haçlı orduları Amasya'ya gelmiş ve şehirde büyük tahribatlar yapmışlardır Bundan sonra Amasya'da babai İsyanları baş göstermiş, 1243'te Moğolların batıya doğru ilerlemeleri üzerine Kösedağ'da yapılan savaşı Selçuklular kaybetmiştir
Moğolların Erzincan'a kadar ilerlemesi üzerine Amasya'da yapılan bir antlaşma sonunda Anadolu'nun yönetimi Moğollara geçmiş, Amasya valiliği de Emir Seyfettin Torumtay'a verilmiştir Moğol İmparatorunun 1258'de ölümü üzerine, imparatorluk toprakları üzerinde dört büyük devlet kurulmuştur Bu devletlerden İlhanlılar Anadolu'yu işgal etmiş, Amasya'daki hakimiyetleri de 1335'e kadar sürmüştür Bundan sonraki 8 yıl boyunca Amasya çeşitli yerel beyliklerin egemenliği altında kalmıştır İlhanlıların Anadolu Valisi Aladdin Eretna 1341'de bağımsızlığını ilan etmiş ve Eretna Devletini kurmuştur Bu devletin sınırları içinde yer alan Amasya, daha sonra bir kaç defa el değiştirmiştir
1360 yılında Amasya valisi olan Şadgeldi Paşa, Eretna'ya olan bağlılığını bozarak Amasya Beyliği'ni kurmuştur Şadgeldi Paşa, kuvvetli rakibi Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'i ortadan kaldırmak için 1382'de giriştiği Kazova Savaşı'nda ölmüştür Bu savaştan sonra Kadı Burhaneddin Amasya toprakları üzerinde hak iddia etmeye başlamıştır Bölgedeki diğer beyler de Amasya'yı ele geçirmek isteyince, Amasya Beyliğini yönetenler Osmanlı Devleti'nin himayesine girmeyi önermişlerdir
Osmanlı Hükümdarı Sultan Murad bu öneriyi kabul etmiş ve Şehzadesi Yıldırım Bayezid'i Amasya'ya vali olarak göndermiştir Böylece Amasya Beyliği, Osmanlı Devleti'nin bir eyaleti, Yıldırım Beyazıt da bu eyaletin ilk valisi olmuştur
Sultan Murad'ın ölümü üzerine padişah olan Yıldırım Bayezid, Timur tehlikesine karşılık, oğlu Çelebi Mehmet'i Amasya Valisi yapmıştır Yıldırım Beyazıt'ın 1402'de Timur'a yenilmesinden sonra Amasya'nın önde gelenleri Çelebi Mehmet'i tekrar şehre davet etmişlerdir Çelebi Mehmet'in 1413'te Osmanlı hükümdarı olmasından sonra oğlu Şehzade Murat'ı Amasya'ya vali olarak atamıştır Ankara valisi Yörgüç Paşa da devlet işlerini yürütmek için, Amasya'ya davet edilmiştir Şehzade II Murat'ın padişah olmasından sonra, büyük şehzadesi Çelebi Ahmet Amasya'ya vali olarak atanmış(1435), ancak valiliği uzun sürmemiş, 1438'de ölünce yerine Şehzade Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) vali olarak atanmıştır Şehzade Mehmet aynı yıl Manisa'ya vali atanınca yerine de II Murad'ın en büyük şehzadesi Alaeddin getirilmiştir Fakat Alaeddin, kendisini çekemeyenler tarafından 18 yaşında boğdurulunca bu kez, II Bayezid 1454 tarihinde Amasya'ya vali olmuştur
II Bayezid döneminde Amasya tam bir bilim ve sanat merkezi haline gelmiştir öyle ki şehirde, bir kadın şairin (Mihri Hatun) yetişmesine olanak tanıyacak bir kültür ortamı vardır II Bayezid, Fatih Sultan Mehmet'in ölümü üzerine Osmanlı Devleti'nin 8 padişahı olunca büyük oğlu Şehzade Ahmet Amasya'ya vali olmuş 1481 - 1512 yılları arasında bu şehirde valilik yapmıştır Şehzade Ahmet edebiyata ve musıkiye düşkün olduğu için Şeyh Hamdullah gibi bir çok sanatçı Amasya'da toplanmıştır
|