Prof. Dr. Sinsi
|
Kastamonu Sivil Mimari Örnekleri
Kastamonu Sivil Mimari Örnekleri
Kastamonu’da Selçuklu, Candaroğulları ve Osmanlı dönemlerine ait yapılar bir arada toplanmıştır Kentin vadi yamaçlarına yayılan sivil mimari örneklerinin sıralandığı sokaklar, doğal konuma uygun olarak bazen basamaklar halinde, bazen de dar yollar halindedir Bu alanlarda sıralanan evlerin önleri veya arkaları bahçeler içerisine bakmaktadır Böylece yerleşim doğa ile bütünleşmiştir
Kastamonu evleri geleneksel pederşahi Osmanlı aile tipine uygun biçimde, çok odalı olarak yapılmışlardır Çoğu kez üç kuşağın birlikte yaşadığı bu evlerde en az altı oda bulunmaktadır Kastamonu evleri Anadolu evleri ile İstanbul evleri arasında bir geçiş olarak da nitelenmektedir
Bunların % 80’i ahşap, % 10’u yığma tuğladır Ancak günümüzde il merkezi ile Dereboyu arasındaki kesimlerde Kastamonu Deresi’nin doğusundaki son yıllarda yapılan betonarme, çok katlı yapılar kentin eski dokusu ile büyük çelişki yaratmaktadır Kastamonu evlerinde ahşabın çokça kullanılmış olmasına karşılık temeller taştandır ve ilk katlar dışa kapalıdır Üst katlarda duvarlar yer yer kerpiç ve tuğlaların arasında dikey ve yatay hatlarla desteklenmiştir Evlerin ikinci katları ve üçüncü katları çoğunlukla çekme kat biçiminde olup, dışarıya doğru çıkıntılıdır Kastamonu evlerinin bir özelliği de üçgen biçimli saçak altı katlarıdır
Arka bahçede ise fırın, kümesler ve kuyu bulunmaktadır Çoğu kez fırınlar zemin kattan dışarıya çıkıntı yapan bir bölüm halindedir Üst katlar günlük yaşama ayrılmış, oturma ve yatak odaları burada sıralanmıştır Odaların tümü geniş bir sofaya açılırlar Odalar kare veya dikdörtgen planlı olup, ahşap tavanları oldukça yüksektir Odalar içerisinde yüklükler, gusülhaneler ve ocaklar bulunmaktadır Başoda denilen odada ocakların en büyüğü, diğerlerinde de daha küçük olanları bulunmaktadır Mutfakta ise ısınma veya yemek pişirme amaçlı ayrı büyük bir ocak vardır
Kiremit örtünün altı tahta döşelidir Saçak uçlarında kiremitlerin kaymaması için yelkovan denilen destekler yapılmıştır Çoğunlukla üst katlarda pencerelerin çok daha fazla olduğu görülmektedir Bu pencereler ince ve uzun şekillerdedir Bunların bazıları dikdörtgen, bazıları da yuvarlak kemerler içerisine alınmıştır Katlar arasında silmeler, çıkmalar ve dışarıya çıkıntı yapan bölümleri taşıyan konsollar da bulunmaktadır
Evlerin hemen hemen bütünü kiremit örtülü çatı ile kaplıdır Geniş saçaklar yöre evlerinin en belirgin özelliğidir Ayrıca Kastamonu yöresinin yağışlı olmasından ötürü de yağmur oluklarına ayrı bir önem verilmiştir Çörten diye isimlendirilen bu olukların üzerleri veya uçları hayvan başı geometrik ya da bitkisel motiflerle bezenmiştir
Evlerin ana girişlerindeki kapılar, pencere kanatları, katları birbirinden ayıran silmeler, çıkma ve balkonlar, saçak altları ve köşe direkleri de ağaç işçiliğinin ortaya koyduğu en güzel bezemelerle süslenmiştir Evlerin içerisinde kapı kanatları, dolaplar, ocak çevreleri, tavanlar, basamaklar, tırabzanlar, parmaklıklarda da yaygın biçimde bezemeye rastlanmaktadır Ayrıca yörede bunların yanı sıra maden işçiliği de oldukça gelişmiş olup, kapı kilitleri ve tokmaklar da kendine özgü birer sanat eseri niteliğindedir
Kastamonu evlerinin bir başka özelliği de, evler üzerindeki uğur niteliğinde nazarlıkların sıkça kullanılmış olmasıdır Evlerin saçaklarında, saçak köşelerinde ve dış kapıların üstünde değişik biçimlerde dinsel amaçlı nazarlıklar görülmektedir Bunların yanı sıra saçak altlarında Besmele, Kelime-i Şehadet, Allah, Muhammed, Ya Hafız, Maşallahü kâne, Hâza min Fazl-ı Rabbi gibi levhalar da bulunmaktadır
Kent dışında yazlık diye isimlendirilen bağ evleri çoğunluktadır Bu evler ahşap çatkılı, kerpiç dolgulu yapılar olup, iklimin nemine göre bağdadi tekniğinde yapılar ağırlık kazanmıştır Bununla beraber ilçe merkezlerinde ahşap ve kagir teknikte iki katlı yapılmış konutlara da rastlanmaktadır Çoğunlukla bu evler iki katlı olup, ağaç dikmelerle desteklenmiş yığma taştan ve kerpiçten yapılmışlardır Zemin katında depo, mutfak, kiler ve fırın gibi günlük yaşamla ilgili bölümlere yer verilmiştir Üst katlarda sofanın iki yanında sıralanmış odalar bulunmaktadır Bu odalardan büyüklerine “Büyük Yazlık”, “Hire Yazlık (Küçük Yazlık)”, “Kış Odası”, “Kahve Ocağı” isimleri verilmiştir Bu evlerdeki bir diğer özellik de pencere üzerlerinde ikinci bir sıra halinde alçı vitraylı tepe pencerelerine yer verilmesidir Bu tepe pencerelerinde bitkisel ve geometrik bezemeye ayrı bir önem verilmiştir
Bu evlerin başında Burhan Küçük Evi, Daday’daki Köpekçioğlu Konağı, Balaban Konağı, Sirkeli Konağı, Kırkodalı Konak, Toprakçılar Konağı, Sepetçioğlu Konağı, Tahir Ağa Konağı, Liva Paşa Konağı, Zinciroğlu Konağı, Ellezler Konağı, Uğurlu Konak, Nalbantoğlu Konağı, İnebolu Türkocağı Binası, Azdavay'da Rıfat Ilgaz Evi, Küre'de bulunan Ahşap Evler, Tosya'da İşcanlar Evi, Eseroğlu Evi, Kastamonu Hükümet Konağı, Beyçelebi Mahallesi’ndeki 1883 yılında yapılan evler, Akmescit Mahallesi’ndeki evler, Cebrail Mahallesi’ndeki evlerin sivil mimari yönünden ayrı önemleri bulunmaktadır
Bu evlerden Burhan Küçük Evi, iç ve dış yapısındaki mimari ve bezeme özellikleri ile dikkati çekmektedir Zemin katın üzerinde iki kat olarak yapılan evin ikinci katı çıkmalarla hareketli bir cephe görünümünü sergilemektedir Kültür Bakanlığı tarafından 1990 yılında koruma altına alınan bu ev haremlik ve selamlık olmak üzere iki bölüm halindedir Evin ikinci katında sofaya açılan odaların kapılarının üst kısmı ve içi pahlı yüzeylere bölünmüş ve kent içerisinde bezeme yönü ile özel bir örnek olarak korunmaktadır Aynı zamanda bu ev XIX yüzyılda yapılmış olup, günümüze ulaşabilen örnek evlerden birisidir
Bu nedenle de ön ve arka cephelerinde iki ayrı kapısı bulunmaktadır Zemin kat üzerinde iki normal kat ve bir de çatı katından meydana gelmiştir Evin girişindeki demir korkuluklu, kesme taştan merdivenlerle birinci katın önündeki balkona çıkılmaktadır Ahşap sütunlar halinde düzenlenen evin girişindeki bu çıkıntı ile ikinci katın balkonu tamamen taştan yapılmıştır Girişteki çıkıntılar, kapılar ve pencereler, duvarlar, tavanlar kalem işleri ile bezenmiştir Ayrıca katların ve pencerelerin arası yazı ve süsleme motiflerini içeren panolarla çevrilmiştir
Daday’daki Balaban Konağı, yaklaşık 200 yıl önce yapılmıştır Daday’da Hacı İsmail Ağa Çiftliği içerisindeki bu konak koruluk bir tepenin yamacında bulunmaktadır Konak içerisinde Özlem Ataoğuz’un tespitine göre, 1642 yılında yapıldığını gösteren bir tarih bulunmaktadır Evin pencereleri üzerinde bir de 1756 tarihine rastlanmaktadır Bu da tepe pencerelerinin evin yapımından çok daha sonra yapıldığına işaret etmektedir Konağın büyük yazlık modasında olan bu tarihe göre belki de bu ev, tarihi saptanabilen en eski Türk evlerinden bir örnektir
Zemin katında depo, kiler, mutfak ve fırın vardır Birinci katta geniş bir sofanın çevresinde Büyük Yazlık, Küçük Yazlık, Kışlık ve Kahve Ocağı diye isimlendirilen dört oda bulunmaktadır
Kastamonu Akmescit Mahallesi’nde şehre hakim bir tepe üzerinde bulunan Kırkodalı Konağı, 1881 yılında Papaz Mektebi olarak yapılmış, sonraki yıllarda hastane, Vakıflar Öğrenci Yurdu olarak kullanılmıştır 1977 yılında yapının onarım ve restorasyonu Kastamonu Valiliği tarafından yapılmış olup, günümüzde Kültür ve Sanat Evi olarak kullanılmaktadır
Kastamonu’nun sivil mimari örneklerinin başında gelen evlerden biri olan Toprakçılar Evi’nin yapılış tarihi bilinmemekle beraber, kesme taş, ahşap ve kerpiçten yapılan bu ev turizme yönelik olarak kullanılmaktadır

Kastamonu Gökdere
|