Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
açıklamalar, ahlak, fazileti, güzel

Güzel Ahlâk - Fazileti Ve Açıklamalar

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güzel Ahlâk - Fazileti Ve Açıklamalar




GÜzel AhlÂk - Fazileti ve Açıklamalar
Hakkında GÜzel AhlÂk - Fazileti ve Açıklamalar




GÜzel AhlÂk - Fazileti ve Açıklamalar

İnsanoğlu ancak güzel ahlâka sahib olmakla nefsâni hastalıklardan korunup ma'rifetullah mertebesine ulaşabilir
Bir insanın, Hâlık ve mahlûkat yanında:
İzzet, şeref ve vekaarı,
Haysiyet, i'timad ve i'itabarı ahlâkıyla ölçülür
Müslümanlık güzel ahlâk ile belli olur
Cenâb-ı Hak:
1- "Emir olunduğun gibi dosdoğru ol!" (Hûd Sûresi:112) buyuruyor Kezâ: 2- "Şübhe yok ki Rabbimiz Allah diyenler, sonra doğruluk üzere bulunanlar için korku yoktur Mahzûn da olmazlar Bunlar cennetliklerdirler Yaptıklarının karşılığı olarak orada ebedî kalırlar" (Ahkaf Sûresi:13-14)
Kezâ:
3- Hayırlı işlerde acele ediniz İyilik hususunda yarışınız? (Bakara Sûresi:147)
Hadîs-i Şerîflerde Peygamberimiz sallallahu teâlâ aleyhi vesellem buyuruyor:
4- "Güzel ahlâk Allah teâlâ'nın yüce ahlâkıdır"
5- "Güzel ahlâk, cennet ehlinin amellerindendir"
6- "Güzel ahlâk, dînin kabıdır Bir kimsenin dîni, ahlâkının güzelliği ile ölçülür"
7- "Dînden sonra, aklın başı; kendisini, güzel ahlâk ile halka sevdirmek, iyi ve kötü kimselere karşı bol hayır yapmaktır"
8- "Güzel ahlâktan ayrılma! Çünkü: Ahlâk bakımından insanların en iyisi, dîn bakımından en güzelidir"
9- "Müslümanlık, güzel ahlâktır"
10- "Allah Teâlâ Hazretleri, bir kulunun hem dış görünüşünü, hem de içini ve ahlâkını güzel yaratıp da, sonra ateşte yakmaz"
11- "Siz insanların hepsine, malınızla iyilik etmeğe yetişemezsiniz Öyle ise güler yüzlülükle, güzel ahlâk ile yetişiniz!"
(Böylelikle bütün insanlara iyilik yapmış olursunuz) (İhyâ, cilt:6, shf:172)
12- "İçinizde en sevdiklerim, kıyamet gününde bana en yakın olananız, ahlâkı en güzel olanınızdır"
13- "İman bakımından, en olgun olanlarınız, ahlâkı en güzel olan mü'minlerdir ki, bunlarla hoş geçinilir Bunlar insanlarla ülfet ederler ve kendileriyle ülfet olunur"
14- "Allah Teâlâ Hazretleri güzel ahlâkı sever, kötü ahlâkı sevmez"
15- "Bir insan ibadeti az olduğu halde güzel ahlâkı sayesinde, ahiret derecelerinin en büyüğüne ve konakların en şereflisine erişir
İbadeti çok olan bir kul da, kötü ahlâkı yüzünden cehennemin en aşağı derecesini boylar"
16- "Sirke balı bozduğu gibi, kötü ahlâk da insanın iyi amellerini bozup fenalaşdırır"
17- "Gerçek Müslümanda:
- Allah'a karşı, günah yapmaktan, kendini alıkoyacak bir korunma duygusu,
- Sefîhe karşı gelebilecek bir yumuşak huyu,
- İnsanlar arasında kendisini hoş yaşatacak güzel bir ahlâk, olmalıdır
Bunlardan birisi bile bulunmazsa, o kimsenin işlerinden hiç birine i'timad etmeyiniz!"
Güzel ahlâk, güneşin karı erittiği gibi günahları eritir"
18- "Bir insan, ahlâkı kötü oldukça, Allah Teâlâ'dan hep uzak kalır"
19- "Diliyle, eliyle insanları incitmeyen,
Başkaları kendisinden emîn olan,
Bir mü'min ve müslüman;
Îmânın ve müslümanlığın en yüksek mertebesini bulmuştur"
20- "Bir kul,
- Ahlâkını güzelleştirmedikçe,
- Öfkesini yenmedikçe,
- Kendisi için sevip istediğini, başkaları için de istemedikçe,
Olgun bir mü'min değildir"
21- "Bir kimse,
- Kalbi diliyle beraber,
- Dili de kalbiyle beraber olmadıkça,
- Sözü, işine aykırı olmaktan kurtulmadıkca,
- Komşuları şerrinden emîn olmadıkça,
Gerçekten mü'min değildir"
22- "Merhameti olmayan, merhamet görmez"
23- "Büyüklerini saymayan, küçüklerine şefkat ve merhamet göstermeyen bizden değildir"
24- "Yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsinler"
25- "Mü'min kişinin gönlüne sevinç havası esdirmek ve onun ihtiyacını karşılamak, bütün bir ömür nafile ibadetten, benim için daha sevimlidir"
26- "Ben ancak yüksek ahlâkı tamamlamak için gönderildim (Peygamberlik vazifemin hedefi budur)"
Ahlâk hakkında Peygamberimiz sallallahu teâlâ aleyhi ve sellemin binlerce hadîs-i şerifi vardır
Yukarıdaki hadîs-i şerîflerden de anlaşılır ki İslâm Dîni, güzel ahlâk ve fazilet dînidir
Güzel ahlâk sahibi olmayanlar, ne kadar ilim, ibadet ve tâatle meşgul olsalar yine olgun ve kâmil müslüman sayılmazlar
27- Bir gün Peygamber sallallahu teâla aleyhi ve sellem Efendimizin yanında, her gün oruç tutan, bütün gece namaz kılan bir kadından bahsetmişler ve onu övmüşler Sonra da:
- Yalnız huyu kötüdür Diliyle komşularını incitir, rahatsız eder, demişler
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- "O kadında hayır yoktur; cehennemliktir" buyurmuşlar
Bu da gösteriyor ki:
Mü'minin esas sıfatı güzel ahlâktır
Vekar ve Hilm:
28- Peygamberimiz aleyhi's salâtü ve's-selâm ashabdan birine şöyle buyurdu:
- Sende Allah'ın sevdiği iki haslet vardır:
Hilm: Yumuşak huyluluk
Vekar: Ağır başlılık
29- "İnsanların ekserini cennete koyan:
- Allah korkusu
- Güzel ahlâkdır
Cehenneme koyan, dil ve fuhşiyattır"
30- "Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki:
Cennete ancak huyu güzel olanlar girerler"
31- "Allah Teâlâ, yumuşak, mülâyim, tatlı ve güzel yüzlü insanları sever"
32- Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sordu:
- Cehennemin kimlere haram olduğunu bilir misiniz?
Ashab-ı kiram:
- Allah ve Resûlü bilir, dediler
Bunun üzerine, Resûl-i Ekrem:
- Herkese yumuşak davranan, cana yakın olan kimseleredir, buyurdu
33- "Nefsin için sevdiğin (hayrı), insanlar için de seversen, hakîkî müslüman olursun!"
Güzel ahlâk, gerçek müslümanın huyudur Bütün insanların, güzel ahlâklı olması nizâm-ı âlem için şarttır
Güzel ahlâklıya kafirler bile hürmet ederler
Hayvanlarda bile güzel huylar görülür:
34- "Ruhu'l-Beyân Tefsiri"nde:
Köpek'de on güzel ahlâk olduğu beyan ediliyor Üstâdın buyurduğuna göre:
"Bu on haslet-i hamîde'nin (güzel ahlâkın) her mü'minde muhakkak bulunması lâyıkdır ve gereklidir":
1- Sadâkat:
Köpek sahibini terk etmez Kovsa da bırakmaz, küsmez Hizmet eder
2- Kanâat:
Ne verilirse razı olur Sofraya sokulmaz, bulduğu ile iktifâ eder Yerine biri gelse onu oradan kovmaz
3- Tevâzu:
Yattığı ve gezdiği yer, alelâde yerlerdir Kendi için yüksek yer aramaz Ne yedirilirse yer
4- Tevekkül:
Yarını düşünmez, yerini yermez, erzak biriktirmez
5- Teslimiyet:
Sahibini bırakmaz Dövse de, ayağını kırsa da yine çağırınca gelir (kuyruğunu sallayarak) teslimiyyet gösterir İyilik edeni bilir ve unutmaz
6- Zühd:
Kendisini umûmî zuhûrâta bırakmıştır Gelecek için bir düşüncesi ve hazırlığı ve esaslı bir bakımı yoktur
7- Miskinlik:
Her yeri dolaşır Bir şey verilirse alır, vermezlerse bakar geçer
Kendini dokunmazlarsa, bir şey yapmaz; yoluna gider
8- Uyanıklık:
Çok az uyur Şehirlerin, köylerin sokakların da gece bekçisidir
Hırsızları tanır, haber verir
Evleri, bağları, bahçeleri, sürüleri korur
9- İstiğnâ:
Çekingendir Başkalarının nasîbine tecavuz etmez (Kedi gibi sofralara sokulmaz) kabları bulaşdırmaz
10- Edeb:
Köpek, haddini bilir İnsanlar arasında ve hayvan cinsleri içinde, insanlara en çok hizmet edenlerdendir
Emredilen işi tutar Terbiyeyi kabul eder, terbiye edildiği zaman, tam bir liyakatla, çok büyük işler görür
Sürü, kızak, ev, harb, bekçilik, keşif ve yitik bulma işlerinde hizmetleri çoktur
Bu on güzel ahlâk köpekde bulunmaktadır
Halbuki bunlar, hâlis mü'minlerin ve sâdık mürîdlerin sıfatlarındandır
Bir gün bir sohbetde bu bahsi okuyunca, kardeşlerden biri, duygulanarak:
"- Daha bir köpeğin sahib olduğu ahlâkı tam elde edemedik!" diye ağladı ve sohbettekileri de ağlattı
Yine hadîs-i şerîflerde buyurulur:
35- "Sizden biriniz kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe, imân etmiş olmaz"
36- "Kadın 4 şey için nikâh edilir:
- Malı,
- Soyu,
- Güzelliği ve
- Dîni
Sen dindâr (İslâm îman ahlâkıyle mücehhez) kadını al; mes'ud olursun!"
37- Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâla onları hiç bir gölgenin bulunmadığı günde, arşın gölgesinde gölgelendirir:
- Adaletli devlet reisi,
- Allah'a ibadetle büyüyen genç,
- Kalbi mescidlere bağlı kimse,
- Allah için sevişen; birleşenler ve ayrıldıklarında bu sevgiyi devam ettirenler
- Mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından arz-ı nefs için çağrıldığı zaman:
Ben Allah'tan korkarım! diyerek reddeden adam
- Tenhalarda Allah'ı zikrederek, gözleri yaşla dolup taşan kimseler"
38- "İyiliklerin en mükemmeli, bir kimsenin baba dostlarını görüp, gözetmesidir"
39- Allah Teâlâ kudsî hadîsde buyuruyor:
"Benim rızam uğrunda sevişenler için, nebîlerni, şehîdlerin bile imrenecekleri derecede nurdan minberler vardır"
40- Allah Teâlâ buyuruyor:
"* Allah'a ibadet edin!
* Ona hiç bir şeyi şerîk koşmayın!
* Ana, baba akrabaya,
* Yetimlere, yoksullara,
* Yakın komşuya, yabancı komşuya,
* Yanınızdaki arkadaşa,
* Yolcuya ve
* Malik bulunduğunuz kimselere iyilik ediniz!"
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz üç şeye çok dikkat ederdi:
* Başkaları ile çekişmezdi
* Çok konuşmazdı
* Faydasız şeylerle uğraşmazdı
Üç hususta kendini tutardı:
* Kimseyi kınamaz, ayıblamazdı
* Kimsenin ayıb ve kusurlarını araştırmazdı
* Müstehak olan kimseye bile fena söz söylemezdi Güzel nasihatlerde bulunurdu
Hazret-i Hasan, babası Ali kerremallahu vecheh'den, O da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den duyarak şu hadîsi naklederler:
"Muhakkak güzellerin en güzeli, güzel ahlâktır"
Allahümme salli alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ ve Mevlâna Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecmâîn Ve'l-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemin
HAKÎKÎ MÜ'MİN KARDEŞLİK

Mü'minler,
İmân, İlim, Amel-i Sâlih ve Güzel ahlâk sahibi olarak; kardeşlik için şu esaslara uymaları lazımdır:
Cenab-ı Hak, Hucurât Sûresinin onuncu ayetinde meâlen:
* "Mü'minler mutlaka kardeştirler Onun için (herhangi bir anlaşmazlıkta) kardeşlerinizin arasını düzeltiniz ve Allah'dan korkunuz ki rahmete layık olasınız!" buyuruyor
Kezâ,
Tevbe Sûresinin yetmiş birinci ayetinde meâlen:
* "Erkek, kadın bütün mü'minler birbirlerinin dostlarıdırlar (birbirlerini görüp gözetirler)"
Enfâl Sûresinin birinci ayetinde meâlen:
* "Allah'dan korkun ve birbirlerinizin arasını düzeltin! (Anlaşmazlıklardan sakının! Aranızdaki geçimsizliklerini izâle edin!)"
Yine Enfâl Sûresinin kırkaltıncı ayetinde meâlen:
* "Birbirinizle nizâlaşmayın! Sonra içinize korku düşerek devletiniz elden gider!"
Mâide Sûresinin ikinci ayetinde meâlen:
* "İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşın, fenalık ve düşmanlıkta yardımlaşmayın!"
Al-i İmran Sûresinin yüzüçüncü ayetinde meâlen:
* "Hepiniz birden Allah'ın ipine; İslâm Dînine sımsıkı sarılınız! ve fırkalaşmayınız: (Ayrılmayınız, parçalanmayınız!)" buyuruyor
Bu ilahî emirleri tutmak mü'minler için lazımdır, vâciptir
Mü'minlerin ancak kalbleri ve gâyeleri birleşdiği zaman Allah'ın yardımına ve felâhe erilir
Cenab-ı Hak bir Hadîs-i Kudsî'de meâlen:
"Benim için sevişenlere, Benim için ziyaretleşenlere, Benim için birbirlerine ikram edenlere, Benim için birbirlerine itimad edip dost olanlara, Benim de mahabbetim ve yardımım tahakkuk etmiştir" buyuruyor
Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem hadîs-i şeriflerinde meâlen:
* " Gerçek mü'minlerin birbirlerine acımakta, Birbirlerini sevmekte, Birbirlerine şefkat göstermekte bir vücud gibi olduklarını görürsün!
Bu vücudun bir uzvu muzdarip olduğu taktirde diğer kısımları da uykuyu kaybedip ateşler içinde onun ızdırâbını duyarlar"
* Mü'minler birbirlerine kenetlenmiş binalar gibidirler
Kezâ:
* Sizden herhangi biriniz, şahsı için arzuladıklarını mü'min kardeşleri için de arzulamadıkça iman etmiş olmaz
* Birbirinize hased etmeyin! Birbirinizi helake sürüklemeyin! Birbirinize buğz etmeyin! ve kardeşçe Allah'a kul olun!
* Mü'min ülfet eder ve ülfet olunur Ülfet etmeyende ve ülfet olunmayanda hayır yoktur
Diğer tabirle:
* Mü'min sever ve sevilir Sevmeyen ve sevilmeyende hayır yoktur
* Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki:
İman etmedikçe cennete giremezsiniz! Birbirlerinizi sevmedikçe mü'min olamazsınız!!
Size, yaptığınız takdirde birbirinizle sevişeceğiniz bir şey söyleyeyim mi?
- Aranızda selâmı yayınız! (Birbirinizle daima selâmlaşınız!)
Resûl-i Ekrem sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem Medîne-i Münevvere'deki ilk hutbesinde:
"Yarım hurma ile de olsa birbirlerinize yardım ediniz! Onu da bulamazsanız gönle sürur veren doğru ve güzel bir söz veya tebessümle birbirinizi sevindiriniz!" buyurmuştur
Hadîs-i Şerif'te meâlen:
"Mü'minlerin en mükemmeli ahlâkı güzel olandır"
Kezâ:
* Allah'ın kuvveti, yardımı, cemaatlaşanlarladır! buyuruluyor
Rabbimizin emirlerini tutmak, Peygamberimizin sünnetlerine uymak, Hakiki mü'minlik icabıdır Felâhımız bundadır Biz de Allah'dan bunu istiyoruz! Hamd ve sena alemlerin Rabbine, Sâlat ve selâm Hak Elçisi Hazret-i Muhammed Mustafa'ya, Ve O'nun yolunda olanlara!
PEYGAMBERİMİZ (sav)'İN ŞEMÂİLİ ve GÜZEL AHLÂKI

Şekil ve Şemâili:
Peygamberler ve bütün tarihi şahsiyetler arasında, şekil ve şemâili, en ufak hususiyetlerine varıncaya kadar, bilinen ve nesilden nesile naklolunan bir şahsiyet varsa, O da ancak Peygamberimizdir
Bunun için, hemen bütün kaynaklarda Peygamberimizin şekil ve şemâiline yer verilmiş olduğu gibi, bu yolda ayrıca manzum ve mensur bir çok eserler de, kaleme alınmıştır
Peygamberimizin, küçük yaşta yanına alarak büyüttüğü, yetiştirdiği, damad edindiği amcazadesi, en yakın Sahâbîsi ve halifesi Hz Ali, Peygamberimizi şöyle tarif etmektedir:
"Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem); ne uzun, ne de kısa boylu idi O, herkesten ayrılan bir orta boylu idi
El ve ayak parmakları irice, başı büyükçe idi
Omuzları, dizleri ve bilekleri kemikli idi
Göğsünden, göbeğine kadar çizgi halinde uzanan ince tüyler vardı
Yürürken ayaklarını sürümez, adımlarını canlı ve uzun atar; sanki, yüksekten iner gibi önüne doğru eğilirdi
Saçı, ne öyle kıvırcık, ne de, düzdü (hâreli idi)
Yüzü, çok yuvarlak değildi
Teni, kırmızı ile karışık beyazdı
Gözleri, büyükçe idi Göz bebeklerinin siyahı, pek siyahtı Kirpikleri, sık ve uzundu
Kendisi, ne zaif, ne de, şişmandı Uzuvları kıllı değildi
Bakmak istediği tarafa, bütün vücudu ile dönerek bakardı
İki küreği arası enli, kendisinin Peygamber hâtemi olduğu omuz kürekleri arasındaki Peygamberlik hâtem'inden belli idi
İnsanların en çoşkun ve en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü ve en yumuşak tabiatlısı idi
Kavim ve kabîle yönünden de, insanların en şereflisi idi
Onu, birden bire görenler, manevi vakar ve heybetinden sarsılırlar, kendisini yakından tanıyınca da, Ona en derin sevgi ile bağlanırlardı
Onun yüce haslet ve meziyetlerini anlatmak isteyen: (Ben, ne Ondan önce, ne de, sonra Onun bir benzerini görmedim!) demekten kendisini alamazdı

Peygamberimizin Ahlâkı

Hz Âişe'ye göre: Peygamberimizin ahlâkı, Kur'ân'dı Peygamberimiz şahsı için, hiç bir zaman kin tutmaz ve öc almazdı Bir şeye kızarsa, ona Kur'ân kızdığı için kızardı Bir şeyi beğenirse, Kur'ân onu beğendiği için, beğenirdi
Peygamberimiz, iki şey arasında muhayyer bırakıldığı zaman, muhakkak onların en kolay olanını seçerdi Şayed, o kolay şey, günah bir şey ise, Peygamberimiz ondan da, insanların en uzak duranı olurdu Ne kötü söz söyler, ne de, kimseye kötülük etmek isterdi
Peygamberimiz, sözlerini bir birine ulamaz, uzatmazdı Sözü, ayıra ayıra söyler, dinliyenlerin gönüllerine sindirirdi Bir şeyi anlatırken de, kelimeleri tane tane söylerdi; O kadar ki, isteyen onları sayabilir, ezberleyebilirdi
Enes b Mâlik'in bildirdiğine göre; Peygamberimizin, -iyice anlaşılsın diye- sözünü bazan üç kerre tekrarladığı olurdu
Yüzü gibi sesi de, güzeldi
Ashabdan Abdullah b Mes'ud, Peygamberimizin "Allahım! Beni güzel yarattığın gibi, ahlâkımı da güzelleştir!" diye duâ ettiğini bildirir
Hz Hasan'ın yine Peygamberimiz hakkındaki sorusuna Hind b Ebî Hâle'nin verdiği cevaba göre;
"Resûlüllah, daima düşünceli idi Onun susması, konuşmasından uzun sürerdi O, lüzumsuz yere konuşmazdı Söze başlarken de, sözü bitirirken de, Allahın adını anardı
Konuşurken, kısa ve çok özlü kelimelerle konuşurdu Sözleri gerçek ve yerinde idi Konuşurken, ne fazla ne de, eksik söz kullanırdı
Kimsenin gönlünü kırmaz, kimseyi hor görmezdi
En ufak nimete bile saygı gösterir, hiç bir nimeti yermezdi
Bir nimeti, ne hoşuna gittiği için över, ne de, hoşlanmadığı için yererdi
Dünya ve dünya işleri için kızmazdı
Fakat, bir hak, çiğnenmek istenildiği zaman, onun öcünü almadıkça, hiç bir şey kızgınlığının önüne geçemezdi
Kendi şahsı ve işi için asla kızmaz ve öc almazdı
Bir şeye işaret edeceği zaman (parmağı ile değil) bütün eli ile işaret ederdi
Hayret ve taaccüb edeceği zaman, elinin duruşunu, tersine çevirirdi (Yani avucu göğe doğru ise onu yere doğru, yere doğru ise, onu ğöge doğru çevirirdi)
Konuşurken, el hareketi yapar, sağ elinin avucunu, sol elinin baş parmağının iç tarafına vurur, dururdu
Kızdığı zaman, kızgınlıktan hemen vaz geçer ve kızdığını belli etmezdi
Neşelendiği, ferahlandığı zaman, gözlerini yumardı En fazla gülümsemesi, gülümsemekti Gülümserken de, ağzındaki dişleri dolu taneleri gibi görünürdü"
Hz Hüseyin'in sorusuna karşı, babası Hz Ali de Peygamberimizi şöyle anlatır:
"Resûlüllah, meslisindekilere karşı daima güleçti, güzel huylu idi
Onun esirgemesi, bağışlaması çoktu Asla katı kalpli, acı dilli, hoşa gitmeyecek huylu değildi
Kimse ile çekişmez, bağırıp çağırmazdı
Kötü söz söylemezdi Kimseyi, ayıplamazdı;
Pinti ve cimri değildi Hoşlanmadığı şeye göz yumardı; umanı, umutsuzluğa düşürmezdi; hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı
Kendisini, üç şeyden alı koymuştu: Kimseyle çekişmezdi; çok konuşmazdı; faydasız, boş şeylerle uğraşmazdı
Halkı da üç şeyde kendi haline bırakırdı: Hiç bir kimseyi ne yüzüne karşı, ne de, arkasından kınamaz, ayıplamazdı; hiç kimsenin ayıp ve kusurunu araştırmazdı Kimseye, hakkında hayırlı ve sevaplı olmayan sözü söylemezdi
Konuşurken, meclisinde bulunanlar, başlarına kuş konmuş gibi sessiz ve hareketsiz dururlardı Sözünü bitirip susunca, söyleceklerini söylerler, fakat, onun yanında asla tartışmaz ve çekişmezlerdi Birisi konuşurken, öbürleri susarlar, konuşmasını bitirinceye kadar onu beklerlerdi
Resûlüllâh'ın yanında, en sonrakinin sözü ile, en öncekinin sözü farksızdı Yani, onun huzurunda en sonra konuşan da, ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlenirdi
Meclisinde bulunanlar, bir şeye gülerlerse, O da, onlara uyarak güler, bir şeye hayret ederlerse, O da, onlara uyarak hayret ederdi
Huzuruna gelen gariplerin, yabancıların sözlerindeki ve sorularındaki katılık, kabalık ve kırıcılığa, -Ashâbı da kendisi gibi hareket etsinler diye- katlanırdı
"Bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını talep ettiğini gördüğünüz zaman, ihtiyacını ele geçirmesi için ona yardım ediniz!" derdi
Gerçeğe uygun olmayan övmeyi kabul etmezdi
Hakka tecavüz etmedikçe, kimsenin sözünü kesmez, hakka tecavüz edince de, ya onu men ederek sözünü keser veya o meclisten kalkıp giderdi"
İbn-i İshak, Îbn-Sa'd ve daha başkalarının da dediği gibi: Peygamberimiz çocukluk çağını bitirdiği zaman, yiğitlik ve insanlık bakımından insanların en üstünü; ahlâk güzelliği bakımından en seçkini; soysop bakımından en şereflisi idi Konuya komşuya karşı insanların en iyi davrananı, sakinlik ve yumuşak huylulukta en ulusu idi Doğru sözlülük ve güvenirlilikte insanların en başta geleni, kötülüklerden de, en çok sakınanı ve en çok uzaklaşanı idi
Yüce Allah, her iyiliği, her üstün meziyeti onda toplamıştı
Bunun için, kavmi arasında en çok (El-Emîn) diye anılırdı
Allahümme Salli alâ Seyyidinâ ve âlâ âlihi ve sahbihi ve bârik ve sellim



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.