Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, hakkında, ince, islamiyet

İslamiyet Hakkında İnce Bilgiler

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslamiyet Hakkında İnce Bilgiler




İslamiyet hakkında ince bilgiler
Hakkında İslamiyet hakkında ince bilgiler




İslamiyet hakkında ince bilgiler

İslamiyet hakkında ince bilgiler

İlk inen ayetler hangileriydi?

Alak suresinin 5 ayetidir;

1 Oku O yaratan Rabbinin adıyla!

2 İnsanı bir kan pıhtısından yarattı!

3 Oku, O, cömertliğinin sonu olmayan Rabbindir!

4 Kalem ile (yazmayı) öğreten de

5 O, insana bilmediği şeyleri öğretti

İlk Müslümanlar kimlerdir?

İlk Müslümanlar HzHatice, HzAli, Zeyd b Hârise ve HzEbu Bekir'dir

İlk vahiy peygamberimize ne zaman gelmiştir?

İlk vahiy, Miladî 610 yılında, Hz Peygamber, kırk yaşında iken, Mekke yakınındaki Nûr Dağı'nda ve Kadir Gecesi'nde gelmiştir

Kâbe nerdedir?

Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri Mekke'deki Mescid-i Haram'ın içinde bulunan, Hzİbrahim ile oğlu Hzİsmail (AS) tarafından inşa edilmiş olan mukaddes ma'bettir

Mescid-i Haram

Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide “Mescid-i Haram” denilmektedir

Peygamber efendimizin kadınlara öğretilmesi emir buyurduğu sûre hangisidir?

Bahsedilen sûre Nur Suresi'dir

Medine döneminde inmiştir 64 âyettir Adını 35 ayette geçen Nur'dan alır

35- Allah göklerin ve yerin nurudur Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır Nur üstüne nur Allah dilediği kimseyi nuruna iletir Allah insanlar için misaller verir Allah her şeyi hakkıyla bilendir

Soru: Her gece 30 ayetini okuyan kimseyi kabir azabından koruyan sûre hangisidir?

Cevap: Mülk sûresi

Soru: Nazil olduğu zaman 70 bin meleğin arza indiği sure hangisidir?

Cevap: En’am suresi

Soru: Peygamber efendimizin beni yaşlandırdı buyurduğu sûre hangisidir?

Cevap: Hud suresi

Ehl-i Beyt kimlerdir?

Ev halkı anlamına gelen bu terim İslâm tarihinde HzPeygamber'in aile fertleri için kullanılmıştır Ev halkı ya da ehl-i beyt ifâdesiyle aileyi teşkil eden ev sahibi, onun eşi, çocukları ve torunları anlaşılmaktadır Kur'ân'da ehl-i beyt terkibi, üç yerde geçmektedir Bunların birinde Hz İbrahim'in (Hud, 11/73) birinde Hz Musa'nın (Kasas, 28/12), birinde de Hz Peygamberin ev halkına işaret edilmiştir

HzPeygamberin ehl-i beytini gösteren âyet meali şöyledir: "Evlerinizde oturun, eski cahiliyye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Rasûlüne itaat edin Ey ehl-i beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" (Ahzâb, 33/33)

Hz Peygamber'in ehl-i beytine kimlerin dahil olduğu hususunda farklı görüşler vardır Ehl-i sünnet âlimlerinin bir kısmına göre ehl-i beyt kapsamına sadece HzPeygamber'in hanımları dahildir Diğerlerine göre Allah Rasûlü'nün eşleri, çocukları, torunları Hasan ve Hüseyin ile damadı Hz Ali'dir Şii âlimlere göre ehl-i beyt kapsamına Hz Peygamber, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin girer

Soru: Başından ve sonundan ayetlerin okunup ezberlenmesi deccalden koruyucu olan sure hangisidir?

Cevap: Kehf suresi

Soru: Peygamber efendimizin Kuran'ın üçte birine denk buyurduğu sure hangisidir?

Cevap: İhlas suresi

Peygamberimizin kabri neresidir?

Peygamberimizin kabri Medine'de, Mescid-i Nebevî'de bulunmaktadır

Mescid-i Nebevî Hicret'ten sonra Medine'de Hz[Muhammed bin Abdullah] (SAV) ve ashabı tarafından inşa edilen mescid Nebevî peygambere ait demektir Dolayısıyla tamlamanın anlamı Peygamber Mescididir

Peygamberin kabrini ihtiva eder Mekke'de bulunan Mescid-i Haram'dan sonra Müslümanlara göre ikinci en kutsal mescittir

Mescid-i Nebevî ya da Mescidi Nebi ilk inşasında basit yapılıydı Hurma kütüklerinden sütunları, hurma dallarından çatısı, taşlartan duvaları vardı Hemen bitişiğindeki ev kısmı da (bugün kabirdir) ker***tendi Minberi, mihrabı yoktu Hz Peygamber (SAV) Cuma hutbelerini minber olmadığından bir ağaç kütüğünün üstünden okurdu Bir bölümü Suffe denilen fakirler ve öğrencilere ayrılmıştı

654 yılındaki deprem ve yangında bu mescid yanmıştır Emeviler, Abbasiler, Memlükler ve Osmanlılar dönemlerinde yeniden yapılmıştır Bugün içinde HzMuhammed(SAV) kabrinin bulunduğu mesciddir Ebu bekir (RA) ve Ömer (RA)'in kabri de buradadır

Peygamber efendimizin hicretini anlatan süre hangisidir?

Cevap: Tevbe sûresi

Peygamber efendimizin Kuran'ın zirvesi buyurduğu sure hangisidir?

Cevap: Bakara suresi

Dinde 'Farz' ne anlama gelir?

Sözlükte "bir şeyi kesinleştirmek, takdir etmek, pay ve parçalara ayırmak, belirlenmiş şey ve pay" anlamlarına gelen farz, bir fıkıh terimi olarak, Allâh ve Rasulü tarafından kat'î bir delille emredilen fiil ve amel demektir Fakihlerin çoğunluğuna göre, farz ile vacip aynı manada kullanılmaktadır Ancak Hanefîlere göre, farz ile vacib birbirinden farklı olarak kabul edilmiştir Buna göre farz, Kur'ân âyeti veya mütevatir sünnet gibi kesin olarak sabit olan bir nassla, açık bir şekilde yapılması emredilen fiil ve amellerdir Farzı yapan sevap kazanır, özürsüz olarak yapmayan azabı hak eder, inkâr eden ise dinden çıkmış olur

Farz, mükellefin ifa sorumluluğu açısından farz-ı ayın ve farz-ı kifâye şeklinde ikiye ayrılır Farz-ı ayın, beş vakit namaz, oruç gibi, her mükellefin yapması gereken farz demektir Farz-ı ayın, bazılarının yapmasıyla diğer mükelleflerden düşmez Farz-ı kifâye, toplumsal, sosyal bir vazife mahiyetinde olup, bazı mükelleflerin yapmasıyla diğerlerinin yapması gerekmeyen farz demektir Cenâze ile ilgili vazifeler ve cenâze namazı, bazı mesleklerin icrası bunun örneğini teşkil eder Farz-ı kifayenin sevabı, yalnız onu işleyene aittir Toplumda farz-ı kifayeyi ifa edecek ikinci bir kişi bulunmazsa, artık bu farz, o kişi için farz-ı ayına dönüşür Meselâ, cenâzeyi yıkayabilecek tek kişinin bulunması halinde, bunun yıkaması farz-ı ayın olurP)



Alıntı Yaparak Cevapla

İslamiyet Hakkında İnce Bilgiler

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslamiyet Hakkında İnce Bilgiler






Kaderi nasıl yorumlamalıyız? Sözlükte "ölçmek, tahmin etmek ölçüp takdir ederek tayin etmek; gücü yetmek ve kudret" anlamlarına gelen kader, din ıstılahında, Allah'ın ebede kadar olacak şeyleri zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, nasıl ve ne zamanda olacaklarsa onların tamamını ezelde bilip o şekilde sınırlaması ve takdir etmesine denir

Bu durumda kader Allah'ın ilim sıfatını ilgilendirmektedir O halde kader, Allah'ın ilmi doğrultusunda, kainatı ve ondaki her çeşit yaratığı belli bir düzen ve ölçüye göre idare eden ilâhî bir kanundur Bu konuda Kur'ân'da şöyle buyurulmaktadır: "Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık" (Kamer,54/49); "O'nun katında her şey bir ölçüyledir"(Ra'd,13/8); "Kâinatta mevcut her şeyin hazineleri ancak bizim yanımızdadır Biz onu ancak belli bir miktar ile indiririz" (Hicr,15/21); "Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mahlûkatın mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir"(Furkân,25/2) (FK)

Abdest nasıl alınır?

Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen abdest kelimesi, "el suyu" anlamına gelir Abdest kavramı Arapça'da "güzellik ve temizlik" manasına gelen vudû' kelimesiyle ifade edilir

Namazın şartlarından birisi olan abdest, namaz ve Kabe'yi tavaf, tilavet secdesi gibi bazı ibadetleri yapmak için, vücudun belirli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmektir Abdest müstakil bir ibadet olmayıp, belli ibadetleri yapmak için vasıta niteliğinde bir ibadettir Manevî temizlik ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bedenen hazırlık mahiyetinde olan abdest, aynı zamanda maddî bir temizlenme vasıtasıdır

Mâide sûresinin 6 âyetinde, abdestin namaz için farz kılındığı bildirilmekte ve rükünleri (farzları) sayılmaktadır Âyette zikredilen abdestin farzları; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle beraber yıkamak, başı meshetmek ve ayakları topuklarla birlikte yıkamaktır Bu şartlara Şafiîler, niyet ve tertibi; Hanbelîler, tertip ve uzuvların peşpeşe yıkanmasını; Malikîler, niyet ve uzuvların ardarda ovalanarak yıkanmasını ilave ederler Bu şartlara riâyet edilerek alınan abdestin sahih olabilmesi için, abdest uzuvlarında kuru yer bırakılmaması ve deri üzerinde suyun temasını engelleyecek bir şeyin bulunmaması gerekir

Usul ve adabına uygun bir şekilde abdest şöyle alınır: Abdeste niyet ve besmele ile başlanır, parmak aralıkları da dahil eller bileklere kadar üçer defa yıkanır, dişler temizlenir, ağza ve buruna üçer defa su verilip yıkanır Yüz ve dirseklerle beraber kollar üçer defa yıkanır Sağ el ıslatılarak elin içiyle başın üstü bir defa meshedilir İki elin içi ile başın tamamının meshedilmesi daha iyidir Eller ıslatılarak parmaklarla kulakların içi ve dışı, sonra da ense birer defa meshedilir En son olarak da, üç defa ayaklar topukları ile birlikte yıkanır Yıkamaya sağ uzuvlardan başlamak, suyu iktisatlı kullanmak, abdest esnasında ve sonunda dua etmek, kelime-i şahadet getirmek abdestin sünnetlerindendir

Kişinin önünden ve arkasından herhangi bir şeyin çıkması, vücudun herhangi bir yerinden kan ve irin gibi şeylerin akması, ağız

İslam'da 'Namaz'ın önemi?

Namaz Farsça bir kelime olup, Arapça'daki salât kelimesinin karşılığıdır Sözlükte, dua, istiğfar, övgü anlamlarına gelen salât, dinî bir kavram olarak, İslâm'ın beş temel esasından biri olup, belli eylemler ve rükünleri bulunan özel bir ibadettir Namaz, içerisinde zikir, tesbih, dua, kıyam, rüku, secde gibi alt ibadetleri toplayan önemli bir ibadettir Namaz amellerin Allah'a en sevimli olanı, müminin miracıdır Namaz, insana devamlı olarak Allah'ı hatırlatır, kalplere sorumluluk duygusunun yerleşmesini sağlar, kötülük ve günahla, kişi arasında bir perdedir Namaz insanın maddî ve manevî temizliğinin vasıtasıdır

Hanefîlere göre namazlar; farz, vacip ve nâfile olmak üzere üçe; farz namazlar ise, farz-ı ayın ve farz-ı kifâye olmak üzere ikiye ayrılır Farz-ı ayın olan namazlar, her gün beş vakit kılınan namazlar ile Cuma namazı olup, buluğ çağına erişmiş, akıllı her Müslümana farzdır Terk edilmesi, kılınmaması büyük günahtır Günlük farz namazlar, sabah namazı 2 rekat, öğle namazı 4 rekat, ikindi namazı 4 rekat, akşam namazı 3 rekat ve yatsı namazı 4 rekat olmak üzere toplam 17 rekattır Cuma günleri öğle vaktinde kılınan Cuma namazı, cemaatla kılınmakta olup 2 rekattır Farz-ı kifaye olan namaz ise, Müslüman öldüğünde kılınması gereken cenaze namazıdır Müslümanlardan bir kısmı kıldığında diğerlerinden bu farz düşer Kılınmadığında, o bölgedeki bütün Müslümanlar günahkar olur

Vacip namazlar, vacip oluşu kulun fiiline bağlı olmayan (li aynihî vacip) ve vacip oluşu kulun fiiline bağlı olan (li gayrihî vacip) olmak üzere ikiye ayrılır Li aynihî vacip, vitir namazı ve bayram namazlarıdır Li gayrihi vacip ise, adak namazı, bozulan nâfile namazının kazası ve sehiv secdesidir Bunlar aslında vacip olmamakla birlikte, ya kişinin adamasıyla ve nafile olarak başladığı bir namazı bozmasıyla veya namazda yapmış olduğu bir hata sebebiyle vacip olmuştur

Farz ve vacip namazların dışında kalan namazlar ise nâfiledir Namazlardan önce ve sonra kılınan sünnetler; tahiyyatü'l-mescit, kuşluk, teheccüt gibi müstehablar ve kişinin kendisinin kılmış olduğu fazladan namazlar nâfile kapsamında yer alır

Namazın kişiye farz olmasının şartları, Müslüman olmak, buluğ çağına ulaşmak ve akıllı olmak üzere üç tanedir Buna namazın vücup şartları denir Namazın sahih ve eksiksiz bir şekilde kılınabilmesi için, bir takım farzları, vacipleri, sünnetleri ve âdâbı bulunmaktadır

Farzları yerine getirmemek namazın bozulmasına sebep olur Vaciplerin terki ise, eğer unutma veya hata ile yapılırsa sehiv secdesi yapılması gerekir; bilerek terk edilmesi hâlinde namazın yeniden kılınması vacip olur Sünnetlerinin ve âdâbının terk edilmesi ise, namazı bozmadığı gibi, sehiv secdesi veya kazası da gerekmez Ancak bunların fazilet ve sevabını kaçırmış olurP)

Oruç hakkında

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve cinsî münasebetten uzak durmak demektir İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdık, yani tan yerinin ağarmasıdır Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip, orucun başladığı vakittir İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktidir Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti girmiş olur

Akıllı, buluğ çağına erişmiş Müslüman'ın Ramazan orucunu tutması farzdır Ancak oruç tutamayacak kadar hasta olanlar ile yolculukta bulunanlar oruç tutmayabilirler Hastalar iyileştiklerinden, yolcular da memleketlerine döndükten sonra tutmadıkları oruçları kaza ederler Hasta olan kişinin iyileşme ihtimali yoksa, tutmadığı her gün için bir fidye verir; yani bir fakiri bir gün doyurur Hayız ve nifas halindeki kadınlar, bu günlerinde oruç tutmayıp daha sonra gününe gün kaza ederler

Ramazan orucunu kasten ve isteyerek bozan kişi, bozduğu orucu kaza eder ve keffaret öder Orucun keffareti, iki ay üst üste oruç tutmak, buna gücü yetmezse 60 fakiri doyurmaktır

Adak oruçların tutulması ile bozulan nafile oruçların kaza edilmesi vaciptir Bunların dışında kalan ve mekruh olmayan oruçlar ise nafile oruçlardır

Ramazan Bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur Muharrem ayının sadece onuncu gününde, yalnız cuma veya cumartesi günlerinde oruç tutmak, yılın tamamını oruçlu geçirmek ve akşam iftar etmeksizin birleştirerek oruç tutmak ise tenzihen mekruhturP)

İslamiyet'in Zina'ya bakışı

Evlilik dışı cinsel ilişki anlamına gelmekte olup, dinen kesinlikle yasaklanmış büyük günahlardandır İslâmî hükümlerin gerçekleştirmeye çalıştığı ve nassların açıkladığı hakîkî ve gerçek 5 maslahattan birisi de neslin muhafazasıdır Neslin korunması, bütün insan türünü korumak ve yeni nesillerin yetiştirilmesi anlamına gelir Bu ise, ancak evlilik hayatının düzenlenmesi ve evlilik hayatına, kişilerin ırz ve namuslarına yönelik saldırı ve tecavüzlerin önlenmesiyle gerçekleşir

Bu nedenle zinâ, en şiddetli bir şekilde yasaklanmıştır Çünkü zinâ, sadece tarafları ve onların yakınlarını ilgilendiren şahsî bir suç değil, bütün toplumu ilgilendiren; toplumun temel taşını oluşturan aileyi kökünden sarsan, insanlardaki namus ve iffet duygusunu rencide eden, ahlâksızlığın yaygınlaşmasına neden olan sosyal bir suç, cinayettir Kur'ân-ı Kerim'de, "Zinâya yaklaşmayın, çünkü o bir hayasızlıktır O ne kötü bir yoldur" (İsrâ, 17/32) denilmek suretiyle zinânın çirkinliği ve kaçınılması gerektiği bildirilmiştir

Zinânın önlenebilmesi için sadece zinâ değil, zinaya götüren sebepler de yasaklanmıştır Nitekim Yüce Allah, "Ahlâksızlığın açığına da gizlisine de yaklaşmayın" buyurmaktadır (En'âm 6/151) Bu çerçeveden olarak, zinaya götüren ve zinayı kolaylaştıran yollardan uzak durulmalı, cinsel duyguları tahrik edici ve sömürücü yayın ve telkinlerden küçükler ve gençler korunmalıdır Ayrıca fertlerin manevî eğitiminin sağlanması ve evlilik müessesesinin korunması zarûrîdir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.