Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
duyar, fedakar, insan, muhabbet, tavra

Fedakar Bir Tavra Her İnsan Muhabbet Duyar

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fedakar Bir Tavra Her İnsan Muhabbet Duyar




Fedakar Bir Tavra Her İnsan Muhabbet Duyar
Hakkında Fedakar Bir Tavra Her İnsan Muhabbet Duyar





Fedakar Bir Tavra Her İnsan Muhabbet Duyar

Müminin sevgisi, cahiliye insanlarının sevgisinden çok farklı olur Çünkü sevginin oluşabilmesi için belirli şartların bir araya gelmesi gerekir Bu şartların başında ise insanın sevilecek güzel ahlak özelliklerine sahip olması gelir

Herkes, güzel ahlaklı bir insan ile bir arada bulunmaktan, sohbet etmekten, bir şeyler paylaşmaktan zevk alır Güzel ahlakı elde etmenin tek yolu ise Kuran'a uymaktır İnsan eğer fıtratına uygun davranarak, Kurani ahlak ve tavır içerisinde olursa, yüzlerce yönü ile sevilecek bir insan haline gelir Üstelik bu kişi ile bir arada yaşanmasa da, birlikte olunmasa, bir şeyler paylaşılmasa da, gıyabında da doğal olarak sevgi, saygı ve hürmet duyulur Örneğin hiç görmediğimiz halde Resulullah'a ve diğer peygamberlere, sahabelere, salih müminlere duyduğumuz sevgi ve saygı, onların Kuran'a dayalı olan güzel ahlaklarından kaynaklanır

İşte insanların arasında sevgi oluşturan, Kuran da bildirilen güzel ahlak özelliklerinden biri de fedakarlıktır

Fedakarlık, cahiliye toplumlarında çok nadir görülür ve fedakarlık gibi görünen bu davranışlar da genelde gizli bir çıkara veya amaca yöneliktir Genelde insanların büyük bir bölümü, kendi yaşamını kurtarmaya bakar, bir başkasının sorunları ile ilgilenmez, bencil davranır Çünkü kendilerini Yaratan Allah'a karşı kendilerini sorumlu hissetmez, Allah'tan korkup sakınmaz, O'na sevgi duymaz, dolayısıyla da O'nun rızasını kazanmaya çalışmazlar

Allah'tan korkup sakınmayan, Allah'ın rızasını aramayan, din ahlakından uzak yaşayan insanlara göre dünya herkesin yaşam mücadelesi verdiği bir arenadır Her insan hayatta kalabilmek, en iyi şartlarda yaşamını sürdürebilmek, en fazla faydayı elde edebilmek, en güçlü hale gelebilmek için yaşar Bunun için de gerektiğinde kendisinden zayıf ve aciz gördükleri kişileri ezmeyi, sindirmeyi ve haklarını ellerinden almayı mübah görürler Bu zihniyetin bir sonucu olarak da, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanların fedakarlık yapmaları, güçsüz gördükleri kişilere yardım eli uzatmaları, bir başkasının rahatını, sağlığını, neşesini, mutluluğunu, beslenmesini, güvenliğini düşünmeleri, hatta bunun için kendi rahatlarından ve çıkarlarından feragat ederek, diğer insanları kendilerinden üstün tutmaları saflık olarak görülür Bu çıkarlarına ve rahatlarına düşkünlükleri nedeniyle de karşılıksız olarak, küçük yada büyük her hangi bir fedakarlıkta bulunmazlar Bu bencilliğe dayalı zihniyet Kuran ahlakının yaşanmadığı her insanda az yada çok mutlaka vardır

Bu ahlaklarının bir getirisi olarak da birbirlerine karşı gerçek bir sevgi asla duyamazlar Çünkü hiçbir insan, bencil, kendi rahatını herkesten ve her şeyden üstün gören, yalnızca kendisi için yaşayan kimseleri sevemez Bir insanda bencilliğin bir örneğini bile görseler hemen ondan soğur, onun basit ve tamahkar bir ahlaka sahip olduğunu anlar ve gerçek bir sevgi ve saygı duymazlar Örneğin bir insanın yemeğin, sahip olduğu araç gerecin, vs iyi olanlarını kendisine ayırıp, kötü olanlarını karşısındakine bırakması, insanın ruhunda hemen bir buğz meydana getirir, aralarındaki dostluk kırılır, çekişme meydana gelir, bu da o kişinin ruhunda sevgi oluşmasını engeller

Ya da yakın bir dostu felç gibi zor bir hastalık geçirmiş olsa, cahiliye insanı, yaz tatilinden veya Avrupa seyahatinden feragat ederek arkadaşına bakmayı ya da harcamalarından kısıp bakım masraflarını üstlenmeyi tercih etmez Hatta, insanlar böyle bir durumun oluşabileceğini anladıklarında, soğuk ve uzak davranmaya başlarlar Nitekim cahiliye toplumlarında insanlar günlük yaşamlarında bencilliğin bu ve bunun gibi sayısız örneğine şahit olurlar, ancak görmezden gelirler Bu nedenle de cahiliyede insanlar en yakın dostlarından bile yardım isteyemezler Çünkü red cevabı ile veya yardım edilse bile minnet altında bırakan bir tavırla karşılaşacaklarına emin olurlar Diğer yandan, aynı insanlar, yapacakları yardım karşılığında yüklü bir çıkar elde edecek olsalar, bunda hiç tereddüt etmezler Ancak her iki taraf da bunun bir çıkar ilişkisi olduğunu bilir İşte tüm bu riyakarlıkları, bencillikleri görmek insanların sevgiyi ve dostluğu gerçek manada yaşamalarına mani olur

Kuran'da bildirilen fedakarlık ise, müminlerin arasında gerçek sevgi, bağlılık, düşkünlük ve dostluğun oluşması için uyulması gereken önemli bir güzel ahlak örneğidir Allah, Kuran'da insanın ihtiyaç içerisinde olsa bile karşısındaki kişinin nefsini kendi nefsinden öncelikli görmesini emreder;

"Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır" (Haşr Suresi, 9)

Din ahlakının hakim olduğu bir toplumda, her an bir fedakarlık örneği ile karşılaşılır İnsanlar birbirlerinin rahatını, mutluluğunu, huzurlu bir ortamda yaşamasını, sağlıklı olmasını ve güvenliğini düşünmekle sorumludur Her mümin başkalarının sorunları ile ilgilenir, onların maddi ve manevi sıkıntılarını, yaşadıkları zorlukları gidermek için çaba sarfeder Cahiliye toplumunda bir insanın, başkalarının refah ve mutluluğu için kendisinden özveride bulunması mümkün değildir Ancak, Allah'ın rızasını arayıp kazanmak için nefislerini satın alan müminler için fedakarlık çok kolay ve zevkli bir ibadettir (Bakara Suresi, 207) Bu nedenle mümin için her zaman diğer insanlar kendilerinden daha önceliklidir Örneğin hiçbir karşılık beklemeksizin aç olsa dahi yemeğini karşısındakine yedirebilir (İnsan Suresi, 8-10), bir başkasının rahatı için uykusuz kalabilir, yorulabilir

Bedaüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin de dikkat çektiği gibi; "İşlerin en hayırlısı zahmetli olanıdır Azim hayırların müşkilatı çok oluyor Müşkilat çoğaldıkça gayret sahipleri usanç ve gevşeklik değil, gayret ve sebatın fazlalaştırır" Bediüzzaman'ın söyledikleri fedakar tavırlar için de geçerlidir Elbette ki böylesine bir fedakarlık anlayışında doğal olarak böyle bir kişiye karşı sıcak bir sevgi ve derin bir saygı duyulur Çünkü Allah insan ruhunu güzel ahlaka karşı doğal bir sevgi oluşacak şekilde yaratmıştır Kuran'da da bildirildiği gibi Allah iman edip salih amellerde bulunanlara bir sevgi kılar (Meryem Suresi, 96)

Kur'an Ahlakı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.