![]() |
Dini Dogru Anlamak, Dogru Yasamak |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dini Dogru Anlamak, Dogru YasamakDini Dogru Anlamak, Dogru Yasamak Hakkında Dini Dogru Anlamak, Dogru Yasamak DİNİ DOĞRU ANLAMAK, DOĞRU YAŞAMAK İslâm, mana itibariyle selam, selamet kökünden olup, kulun Rabbine, Yaratanına teslim olması, emirlerine boyun eğmesi, emin bir şekilde selamete, kurtuluşa yürümesi, her şeye ve herkese güven vermesidir ![]() Mümin olabilmek için bütünüyle şirk ve şaibelerinden uzak durmak gerektiği gibi, ihlâsla kalbi Rabbü’l-Âlemin’e bağlamak gerekir ![]() ![]() Fakat İslâm dinini sadece bir vicdanî, ahlâkî meseleymiş gibi göstermek doğru değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın, kişilerin kendi heva ve heveslerine göre yorumlanması onu din olmaktan çıkararak insanî/dünyevî bir sistem haline getirir ![]() ![]() Din, şuur ve akıl sahiplerini muhatap alarak onları kendi irade, istek ve seçenekleriyle dünyada ve ahirette hayra yönlendirir ![]() ![]() İslâm, yarattıklarını ezeli ve ebedi ilmiyle bilen Rabbimizin bir vahyi, kanunu olduğu için her zaman hayrı göstererek iyiye, güzele sevk eder ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanoğlu hayatını İslâm dinine göre yaşadığı müddetçe hem bu dünyanın meşru bütün nimetlerinden istifade eder, hem de ahirette akılların alamayacağı mükâfatlara ulaşır ![]() ![]() İnancı tam ve sağlam, ameli hak ölçülerine bağlı, kalbi her zaman Rabbiyle irtibatlı olan bir mümin, katiyen boş şeylerle uğraşmaz, asla hak ve hakikat çizgisinden ayrılmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fahr-i Âlem s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dini zamanımızda kendini tam ifade edemiyorsa, bunun sebebini önce onun düşmanlarının asırlardan beri devam eden kin, nefret ve öfkelerinde, sonra da İslâm temsilcilerinin cehalet, vurdumduymazlık, vefasızlık, gerçeği anlayamama ve aymazlığında aramak gerekir ![]() Fakat bu böyle devam etmeyecek, zamanı gelince şimdi bir avuç olan yürekten kendisine sahip çıkanlar, hayatlarını ona bağlayıp yolunda olmayı yaratılışlarının gayesi bilenler sayesinde muhakkak yeniden hayatın her zerresinde kendini ifade etme fırsatını bulacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlaşmazlık ve ayrılıklara düşmemek için, İslâm’ı Rabbü’l-Âlemin’in gösterdiği esaslar doğrultusunda kabullenip yaşamak gerekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dini, can u gönülden ona inanıp yaşayan bağlıları için her zaman bir güç kaynağı olmuş, yaşantıları ölçüsünde onları hep mesrur etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Mümin, niyet ve düşüncesinde her lahza imanını salih amellerle besleme gayreti içinde olmalı, mümin olmanın hakkını vermeli ve bir an dahi kendisini gaflete bırakmamalıdır ![]() ![]() ![]() Müslümanlara düşen vazife yeniden, kendi değerlerine, kendi benliklerine dönmeleri, kendileri olarak kalmaya azimli olmaları, kendi öz kaynaklarından beslenmeye gayret etmeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() Mümin bir kalpte hem iman hem de başka inanç ve telakkilerin bir arada bulunması mümkün değildir ![]() ![]() ![]() Ancak böyle bir irtibat sayesindedir kulun düşünce ve tavırlarında şaşmayan bir doğruluk, devamlı bir ihlâs hali, kalpten bir yardımlaşma ve dayanışma gayreti ve bir uhrevîlik ahlâkı ve nihayet Allah eri olma durumu belirir ![]() İşte bu ölçüde kulun iç âlemine işleyen iman, müminin her halinde kendini hissettirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rabbimizin tevfik ve inayeti ile ![]() ![]() ![]() MÜBAREK EROL |
![]() |
![]() |
|