Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlayışımız, haram, helal

Helâl Haram Anlayışımız...

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Helâl Haram Anlayışımız...




Helâl haram anlayışımız
Hakkında Helâl haram anlayışımız




Helal haram anlayışımızı kim belirliyor? Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurur: Helal bellidir, haram da bellidir İkisi arasında şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bundan habersizdir Şüpheli şeylerden sakınan dinini ve ırzını korumuş olur, şüpheli şeylere dalan da harama düşmüş olur

İslam’a göre eşyada asıl olan mubah/helal olmasıdır Yine dinimize göre bir şeyi haram kılma yetkisi tamamıyla Allah ve Peygamberine aittir Kur’ân, kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allâh'ın ve Elçisinin harâm kıldığını harâm saymayan ve gerçek dini din edinmeyen kimselerle savaşı (9/29) emreder ve şöyle buyurur: Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun Çünkü Allâh'ın azâbı şiddetlidir (59/7)Allâh ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur (33/36)
Hatta bir ayette Peygamberimiz, Ey peygamber, niçin Allah’ın helal kıldığı şeyi, eşlerinin hatırı için haram kılarsın (66/1) diye uyarılmıştır

Öte yandan helal ve haram kılma yetkisini kendinde görüp bu konuda ölçüler (!) koyanlar şiddetli bir biçimde uyarılmışlardır: Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü "Şu helâldir, şu harâmdır," demeyin, sonra Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz Allah'a karşı yalan uyduranlar ise iflâh olmazlar (16/116)

Dinimizde haram olanlar sınırlıdır, helal olanlar ise daha çoktur Mükellefin davranışlarının değerlendiren sekiz madde/Efâl-i Mükellefînin beşi (Farz-vacip-sünnet-müstehap-mubah) yapılmaya değer şeyler, üçü ise (haram-mekruh-müfsit) terk edilmeye değer şeylerdir

Bugün insanımızın din anlayışı değişti, dini belirleme ve tanımlamada insanlar hadlerini bilmez oldular Temel kaynaklarından öğrenilmeyen din, insanların keyiflerince belirlenmeye (!) başlandı Dine uymayan/uyamayan insanlar, dinlerini yaşantılarına uydurmaya yeltendiler Bu sapmanın bir sonucu olarak haram-helal anlayışı da değişti, yozlaştı

Şehirlerarası bir yolculukta otobüsümüz elma bahçelerinin hemen kenarında durmak zorunda kaldı Otobüsten inenler oldu İçlerinden birkaç yolcu, bu kısacık molada içerisine daldıkları bahçeden kopardıkları bir kucak dolusu elmayı otobüs yolcularına dağıtmaya başladılar Bize de bir elma düştü (!) gökten değil tabi ki, çalıntı maldan!

Yanımda oturan yolcu alıp yemeye başladı, sordum bu alıntı mı çalıntı mı diye: Adam gülerek çalıntı dedi Sonra da ekledi, göz hakkı diye bir şey var değil mi?

Şunları anlattım kendisine: Şu şehirlerarası yol kenarındaki bahçelerin yanından her gün yüzlerce araç geçiyor Her geçen arabasından inip göz hakkı diye birer elma koparsa bu bahçelerde elma kalır mı sahiplerine? Bu bahçenin sahibi siz olsanız, buna razı olur musunuz? Bizler dedim İmam Azam’ın babasının hikâyesini anlatırız sürekli Hani tarlasının kenarından akan ırmakta bir elma görüp almış, ısırınca aklına sahibini bulup helallik dilemek gelmiş ve yollara düşmüş Bahçe sahibini bulup ondan helallik dilemiş… İşte Büyük İmam Ebû Hanife böyle bir babanın evladı olarak dünyaya gelmiş ve cihanı aydınlatmış

Sonra bir başka hikâyeye geçtim Küçük yaşta yumurta çalan çocuğun hikâyesini anlattım Hani şu küçük hırsızlıklarına annesinin göz yumduğu, hatta teşvik ettiği çocuğun hikâyesini Çocuk büyüyünce profesyonel bir hırsız olur ve yakalanıp idama mahkûm olur Hâkim son arzusunu sorunca, delikanlı annesini ister ve ona anneciğim ölüyorum, çıkar da şu tatlı dilini bir öpeyim der ve annesinin dilini ısırıp koparır Sebebini soranlara da şu tarihi cevabını verir: Ben ilk yumurtayı çaldığımda bu kopardığım dil, beni uyarıp helale yönlendirseydi ben hırsız olmayacak ve bu sonla karşılaşmayacaktım!

Biz de dedim, menkıbeler bir hikâye/masal olarak anlatılır Hiç anlatılanların yerine kendimizi koymayız, hikâyedeki kahramanlardan olmayı istemeyiz Oysa kıssa ibret almak için anlatılır, laf olsun diye değil

Bugün toplumumuzda bazı büyüklerimiz vardır, şüpheli şeyleri günah olur endişesiyle kendileri yemez de çocuktur bir şey olmaz düşüncesiyle küçüklere yedirir

Şimdi hepimiz bir kez daha hayatımızı gözden geçirelim, helal haram anlayışımıza ve yediğimiz içtiğimiz şeylere ve aile bireylerine yedirip içirdiğimiz şeylere bir bakalım Fakir fukaranın hakkı olan zekâtı yiyen zenginlerimiz yanında, kul haklarını hortumlamaya devam eden bizim insanlarımız ve bizler! Unutmayalım ki haramla beslenen bedenler, cehennem ateşine layıktır!

Ali Akpınar
Memleket

İşte konu ile ilgili tespit ettiğimiz bazı Ayet-i Kerimeler
Nahl Suresi

112 Allah, şöyle bir memleketi misal verdi: O (ülke halkı) güven ve huzur içinde idi Rızkı da her yerden bol bol kendisine geliyordu Fakat o (halk) Allah'ın nimetlerine nankörlük etti, Allah da yaptıkları (asilik) yüzünden onlara açlık ve korku elbisesini (giydirip acıyı) tattırdı

114 Artık Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği şeylerden yiyin Eğer O'na kulluk ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin

115 (Allah) size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası için kesilen (hayvanlar)ı haram kıldı Ancak kim de çaresiz kalırsa, saldırmaksızın, (ihtiyaç olan) sınırı aşmaksızın (isteksiz yiyebilir) Çünkü Allah hakkıyla bağışlayan, merhamet edendir

116 Dillerinizin (bir çok şeyi) yalan yanlış nitelendirmesiyle (kendi kafanıza göre): "Bu helaldir, bu haramdır" demeyin Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz Allah'a karşı yalan uyduranlar ise şüphesiz iflah olmazlar

117 (Bu dünya) az bir faydalanmadır Onlar için (ahirette) acıklı bir azap vardır



Alıntı Yaparak Cevapla

Helâl Haram Anlayışımız...

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Helâl Haram Anlayışımız...






Maide Suresi

3 Ölü hayvan (leş), (akıtılmış) kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan; henüz canı çıkmadan yetişilip (şartlarına uygun tarzda) kesilenler dışındaki boğulmuş, (taş veya sopa vb ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, (başka bir hayvan tarafından) boynuzlanma neticesinde (ölmüş) ve yırtıcı hayvanlarca parçalanmış; bir de dikili (putlaştırılmış) taşlar için boğazlanmış (hayvanların etlerini yemeniz) ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı İşte bunları yapmak, (Allah'a) itaatsizliktir Bugün küfre sapanlar/inkarcılar dininiz(i ortadan kaldırıp sizi kendilerine çevirmek)ten ümidi kestiler, artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün dininizi (hükümleriyle) kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için İslam'ı din olarak beğenip seçtim (İşte dindeki bu yasaklara uymakla beraber) kim açlıktan çaresiz kalırsa, günaha meyletmeksizin/istek duymaksızın (bu sayılan haram etlerden yiyebilir) Çünkü Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir

4 (Rasulüm!) Kendilerine hangi şeylerin helal edildiğini sana sorarlar De ki: "(Bütün) iyi ve temiz olanlar size helal kılındı Alıştırarak Allah'ın size öğrettiğinden kendilerine öğrettiğiniz avcı hayvanların (kendilerine değil) size tutuverdiklerinden (öldürseler bile) yiyin ve üzerine (bunları salarken) Allah'ın adını anın (besmele çekin) Allah'ın emrine uygun yaşayın Şüphesiz ki Allah hesabı çok çabuk görendir"

5 "Bugün size iyi ve temiz olanlar helal kılındı Kendilerine kitap verilenlerin (İslam'a uygun) yiyeceği (avladığı ve kestiği) size helal ve sizin (kestiğiniz) yiyeceğiniz de onlara helaldir Mü'minlerden namuslu/iffetli kadınlarla sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, -(siz) namuslu/iffetli, zinaya sapmamış ve (onları) gizli dost da edinmemiş olarak- kendilerine mehirlerini ver(ip nikah ed)ince (size helaldirler) Kim (İlahi hükümlere) inanmayı kabul etmezse, onun (bütün) ameli boşa gitmiştir O ahirette de zarar ve ziyana uğrayanlardandır"

Bakara Suresi

267 Ey iman edenler! (Helal olarak) Kazandıklarınızın ve sizin için yerden (bitirip) çıkardığımız ürünlerin iyi (temiz)lerinden 'Allah için sarfedin' (zekat ve sadaka verin), kendinizin, gönül rızası ile değil, ancak gözünüzü kapatıp alabileceğiniz kötü şeyleri vermeye kalkışmayın Bilin ki Allah zengindir (hiç bir şeye ihtiyacı yoktur) ve övülmeye layık olandır
261 Mallarını Allah yolunda sarfedenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tek (tohum) tane(si)nin durumu gibidir Allah dilediğine kat kat verir Allah 'rahmet ve ihsanı bol olan' ve (her şeyi) bilendir
262 Allah yolunda mallarını harcayıp da, (harcadıkları şeyin) ardından başa kakıp, gönül kırmayanların (verdiklerini hiç hissettirmeyenlerin) mükafatları Rab'leri katındadır Onlara hiç bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır

265 Allah'ın rızasını istemek ve içlerindeki (imanlarını) kökleştirip sağlamlaştırmak için mallarını sarfedenlerin durumu da, yüksek bir tepede bulunan, bol yağmur değince ürünlerini iki kat veren, veya bol yağmur değmese bile, (aynı ürünü vermek için) çisentinin bile yettiği bir bahçenin durumu gibidir Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir

268 Şeytan sizi fakirlikle korkutur (fakir düşeceğinizi düşündürerek zekat ve sadaka vermekten caydırır), çirkin şeyleri emreder Allah ise, (emrini yerine getirmek için sarfeden) sizlere, kendisinden bir mağfiret ve bolluk vaadeder Allah'ın lütfu (ve ihsanı) geniştir ve O, her şeyi hakkıyla bilendir

273 (Sadakalar,) kendilerini Allah yolunda (ilim ve hizmete) adamış olan ve yeryüzünde dolaşıp kazanamayan fakirler içindir ki, iffetleri (utanıp istememeleri) sebebiyle, gerçek hallerini bilmeyen, onları zengin zanneder (Rasulüm!) Sen onları simalarından tanırsın; onlar, yüzsüzlük ederek insanlardan (bir şey) istemezler (Hak yolunda) hayır namına ne verirseniz, muhakkak ki Allah onu hakkıyla bilir
En'am Suresi

118 O halde O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın ismi anılan (besmele ile kesilen hayvan)ların etinden yiyin
119 Size ne oluyor da, üzerine Allah adı anılan (helal) şeylerden yemiyorsunuz? Halbuki, çaresiz kalıp (yemeye) muhtaç olduğunuz şeylerin dışında, (Allah) size haram kıldığı şeyleri ayrı ayrı açıklamıştır Muhakkak ki (insanlardan) çoğu, bilgisizce kendi arzu (ve heves)leriyle, (halkı da) saptırırlar Hiç şüphesiz Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilmektedir

120 Günahın açığını da gizlisini de bırakın Hiç şüphesiz günah işleyenler, o kazandıkları şeyler yüzünden cezalandırılacaklardır

121 Kesilirken) üzerine Allah'ın ismi (kasten) anılmayan (Besmele çekilmeyen) şeylerden yemeyin Çünkü o(nu yemek) kesinlikle (Allah'a) itaatsizliktir Hakikaten şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına fısıldar (telkinde bulunur)lar Eğer onlara itaat ederseniz, elbette siz de (Allah'a) ortak koşanlardan olursunuz


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.