![]() |
Kuran'da Elbette Başörtüsü Yoktur! |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kuran'da Elbette Başörtüsü Yoktur!Kuran'da elbette başörtüsü yoktur! Hakkında Kuran'da elbette başörtüsü yoktur! Kuran'da elbette başörtüsü yoktur! Köşe yazıma başlamadan önce selam eder; büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim ![]() ![]() Ve “büyük küçük demeden” bazı gazeteci ve yazarların utanmazca tavırlarına karşı tavır geliştirir, acayip sinirlenerek yazıya girerim ![]() Ve giriyorum ![]() ![]() Son günlerde medyada gündeme gelen şu üç haber dikkat çekiciydi ![]() İlki, Huysuz Virjin ismiyle maruf Seyfi Dursunoğlu'nun giydiği “zenne” kıyafeti ile ilgili olarak RTÜK'ün yasak kararı almış olması idi ![]() ![]() Açıkçası Huysuz Virjin tiplemesinden hoşlanan biri değilim, çünkü bu tipleme benim espri anlayışıma hitap eden bir tipoloji ve prototip değil ![]() ![]() Tamam benim espri anlayışıma hitap etmiyor ama, Huysuz Virjin'in kadın kıyafeti giyerek program yapmasına RTÜK'ün yasak getirmesi de benim demokrasi anlayışıma hitap etmiyor ![]() Kaldı ki birileri kadın kıyafeti giyerek parodi yapar; bazıları da içişleri bakanlığı zamanında “Ermeni dölü ![]() ![]() Eh, “Ermeni dölü ![]() ![]() ![]() ![]() Ve katledilen o Ermeni'nin “dölünü” de(!) babasının sözlerini gazetesinde yayınladı diye mahkum eder ![]() ![]() “Huysuzluk” işte böyle bir şeydir ve beni “huylandıran da” şudur: Siz ki, Huysuz Virjin rolüyle güldüremediğiniz beni o rolü oynayana yasak getirerek güldürmeyi başardınız ![]() ![]() ![]() “Medyaya düşen” bir diğer haber ise şuydu: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunu haber yapan gazete ise başlığa şunu “münasip görmüş”: “Kuran'da başörtüsü yoktur diyen doçente soruşturma açıldı ![]() ![]() (Bu da ayrı bir Türkçe hatası ![]() ![]() ![]() Şimdi bu başlığı okuyan şu kanaate varır ve der ki: “Adam Kuran'da başörtüsü emri yer almıyor dedi diye hakkında soruşturma açılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hükümetin bu ülkeyi adım adım şeriata götürdüğü yok da, bazı gazeteci ve yazarların koşa koşa geri zekalılığa doğru gittiği bir gerçek! Çünkü bu memlekette “Kuran'da başörtüsü yasağı yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa Doç ![]() ![]() ![]() İşin can sıkıcı taraflarından biri de bu zaten ![]() ![]() Hani yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan basın toplantısında ağzına türban ya da başörtüsü sözcüğünü almadan yapmış olduğu konuşmada “Bilimselliğe ve insan haklarına aykırı tüm yasaklar kalkacak ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu demokrat tavır karşısında bazı kalemler ne demişti: “Üniversitede başka ne yasak var ki ![]() ![]() ![]() ![]() Ama aynı kalemler bu kez “izin alma” koşulu getiren bu düzenlemeye karşı geliyordu; karşı gelmeleri haklıydı ama haklı olana karşı gelmeleri tutarsız ve samimiyetsizdi ![]() Son yasak ise gazetelerde küçük bir sütunda yer aldı ![]() ![]() Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa ortalıkta “Din gerilemeye tekabül eder ![]() ![]() ![]() (Elbette bu sözü söylemek de serbest olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Mahkeme deyince aklıma geldi ![]() ![]() İki gün önce, Kartal Sulh Hukuk Hakimi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın şehitlere “kelle” dediği iddiasıyla açılan davada Başbakan'ı 3 yeni kuruş tazminat ödemeye mahkum etti ![]() Oysa ben hakim olsaydım, davalıyı değil üç kuruş tazminat isteyen davacıyı mahkum eder ve gerekçe olarak da “bir şehidin bedeli üç kuruş mudur?” derdim! İşte “üç kuruşluk menfaat” için “ucuzluk” yapmak böyle bir şeydir ![]() ![]() Ve kendini bu kadar “paralamak” da matah bir şey değildir! Fikri Akyüz |
![]() |
![]() |
|