Prof. Dr. Sinsi
|
Efendimizin Hanımlarıyla İstişaresi Bize Örnek Olmalı
Efendimizin hanımlarıyla istişaresi bize örnek olmalı
Hakkında Efendimizin hanımlarıyla istişaresi bize örnek olmalı
Efendimizin hanımlarıyla istişaresi bize örnek olmalı
Allah Resulü (sas), hanımlarıyla oturur konuşur; hatta bir arkadaş gibi onlarla bazı meselelerin müzakeresini bile yapardı Peygamber’in, onların düşünce ve fikirlerine kat’iyen ihtiyacı yoktu; çünkü O, vahiy ile müeyyeddi Ancak, O, ümmetine bir şeyler öğretmek istiyordu
Bu da; o güne kadar kadın, olanın aksine, çok muallâ bir yere oturtulacaktı Allah Resulü bunun pratiğine de yine kendi hânesinden başlıyordu Hudeybiye Anlaşması, Müslümanlara çok ağır gelmişti Öyle ki kimsede yerinden kımıldayacak mecal kalmamıştı Bu arada Allah Resulü, kendisiyle umreye niyet edenlere, kurbanlarını kesmelerini ve ihramdan çıkmalarını emretmişti Ancak sahâbe, “Acaba verilen kararda bir değişiklik olur mu?” düşüncesiyle, meseleyi biraz ağırdan alıyordu Allah Resulü, emrini bir kere daha tekrarladı Fakat, sahabedeki ümitli bekleyiş değişmedi evet, bu asla, Allah Resulü’ne karşı bir muhalefet değildi Şu kadar var ki, onlar daha değişik bir emir bekliyorlardı Zira Kâbe’yi tavaf etmek üzere yola çıkmışlardı Hudeybiye’de söylenenler, tatbik safhasına konmayıp anlaşmada bir değişiklik olabilirdi İki Cihan Serveri, sahâbedeki bu durumu sezince hemen çadırına girdi ve hanımı Ümmü Seleme Validemiz’le istişare etti Bu ufku geniş kadın, sırf istişarenin hakkını vermek için konuştu Çünkü o da biliyordu ki, Allah Resulü onun diyeceklerine kat’iyen muhtaç değil Allah Resulü, bu istişare ile bize, içtimaî bir ders veriyordu Bu gibi durumlarda kadınlarla istişare edilmesinde de hiçbir mahzur yoktu Validemiz, Allah Resulü’ne şu mealde sözler söyledi: “Ya Rasûlallah! Emrini bir daha tekrar etme Belki muhalefet eder ve mahvolurlar Fakat Sen, kendi kurbanlarını kes ve onlara bir şey demeden de ihramdan çık Onlar verdiğin emrin kesinliğini anlayınca, ister istemez Sana itaat edeceklerdir ” Allah Resulü de böyle düşünüyordu Hemen bıçağını eline aldı ve çadırından çıkarak, kendine ait kurbanları kesmeye başladı O daha birkaç kurban kesmişti ki, sahâbe de kendi kurbanlarını kesmeye koyuldular Artık verilen karardan dönüş olmadığını herkes anlamıştı Sormadan geçmemek lazım: Hangimiz, kadınlara karşı bu denli mültefit olabilmişizdir? En kritik anda hanımıyla istişare eden kaç devlet reisi vardır? Bir aile reisi olarak kaç kişi, aile hayatında hanımıyla istişareye yer vermektedir? Soruları çoğaltıp, bütün içtimaî ünitelere aynı soruyu yöneltebiliriz? İslâm’ın kadını esir ettiğini söyleyen bütün şom ağızların kulakları çınlasın! Acaba hangi feministin ufku bu seviyeye çıkabilmiştir? Evet, şûra ve meşveret de, her hayırlı iş gibi ilk defa peygamber hânesinde hecelendi ve Allah Resulü, kendi hanımlarıyla istişare etti Biz henüz bu anlayışın sofasında dolaşıp duruyoruz, dolaşıyor ve bu sırlı kapının nereden açılacağını bilemiyoruz Hatta, henüz o kapının tokmağına vurma imkânını dahi elde edemedik Evet bugün kadın haklarını koruduklarını iddia edenlerin bile düşüncelerinde, kadın hâlâ ikinci dereceden bir varlık olmaktan kurtulmuş değildir Oysa biz, kadına, bir vâhidin yarısı nazarıyla bakıyoruz O, öyle bir bütünün parçası ki, diğer parçanın işe yaraması için onun mevcudiyeti şarttır Ancak her iki parça bir araya gelince insanlık vahidinin teşekkül edeceğine inanırız Bu vahidin olmadığı yerde, insanlık da yoktur Enbiyâ, asfiyâ da yoktur, İslâmiyet de yoktur, millet de yoktur Efendimiz (sas), nasıl davranışlarıyla kadınlara karşı lütufkâr davranıyordu; nurlu sözleriyle de hep bu şekilde davranmayı teşvik ediyordu
|