Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
için, iletişimi, prensibi, sevgi

Sevgi İletişimi İçin Üç (Z) Prensibi...

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sevgi İletişimi İçin Üç (Z) Prensibi...




Sevgi iletişimi için üç (z) prensibi
Hakkında Sevgi iletişimi için üç (z) prensibi




Sevgi iletişimi için üç (z) prensibi

Aile seminerlerimde yıllardır tavsiye ettiğim üç “Z” prensibiyle çok iyi sonuçlar alınıyor Öncelikle ve bilhassa hanımefendilerin hassasiyet göstermesi gereken üç önemli kural… Bu üç önemli kural, alfabemizin son harfiyle başlıyor ama ailede sevgi iletişimini kopmazlaştıran ilk prensiplerdir aslında:

1–ZARAFET: Hanımlar daima zarif olmalıdır Onlara kaba–sabalık, dağınıklık yaraşmaz İç güzelliğini yansıtan bütün incelikler, zarafettir
Tabii ki erkekler de zarif olmalı ama bu güzellik asıl kadınlara mahsustur ve onlara daha çok yakışır
Zarif bir hanımefendiyi kırabilmek için bir erkeğin çok kaba ve hiç yontulmamış olması gerekir Yani hanımların zarif oluşu, muhataplarını da öyle olmaya mecbur eder
Pis, pasaklı, kendini bırakmış hanımlar, bu hallerini mazur gösterecek haklı bir sebep bulamazlar Çünkü zarafet için pahalı elbiselere, zengin makyaj malzemelerine ve lüks takılara ihtiyaç yoktur
Tam tersine asıl zarafet, temizlik, sadelik ve kişiliğini samimiyetle konuşturarak sağlanır
Giyimiyle, haliyle, diliyle zarif olmasını bilen bir kadın, hanımefendidir Böyle bir kadının kocası da beyefendi olur, ya da öyle olmak mecburiyetini hisseder
Ailede sevgi iletişimini kolay kuran hanımlar, zarif olmayı başaranlardır

2–ZİYARET: Sevgi iletişiminin sürekliliğini sağlayan önemli bir kuraldır ziyaret… Bu, gezmekten öte bir güzelliktir Ziyaret, anne baba, eş dost, konu komşu, hısım akraba ziyaretlerinden, hasta ziyaretine, hatta mezarlık ziyaretine kadar çeşitlilik gösterir
Bu ziyaretleri birlikte yapmak, eşleri birbirine yaklaştırır Aslında her ziyaret, kendi gönüllerine giden yolları genişletir
Ama ailede sevgi iletişimini sağlayan asıl ziyaret, gönül ziyaretleridir Sevindiren sürprizlerle, eşinin gönlüne giden yollara düşerler Gönül yolunun düzü yokuşu, patikası, şosesi asfaltı, yani bütünü mutluluk verir
"Kalpten kalbe yol vardır" denilir Ama kaç eş, bu yolun yolcusu olmayı iş edinir?
Yapı ve yaratılışları gereği hanımlar, bu yolları daha çok bilir, sezer ve yolcusu olmayı da severler
Eşinin ziyaretiyle gönenen, donanan gönüller; eşine daha çok, daha fazla bağlanır

3–ZİYAFET: Kendim ve hemcinslerim adına söylemek biraz zor olsa da, gerçekler gizlenmemelidir diye düşünüyorum Bu yüzden de, gayet açık yazıyorum:
–Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer Aç bir adamla, sevgi iletişimi kurmak çok zordur İşte bu sebeple hanımlar, ziyafet konusuna çok önem vermelidirler
Eşinin alışkanlıklarına uygun zamanda, severek yiyeceği bir yemeği önüne koymayı asla unutmamalı ve mutfak marifetlerini konuşturmalıdırlar Zira mutfağın dili, sevgi iletişimini kurmakta çok işe yarar De oldukça işe yarayacaktır
Bu konuya önem vermeyen hanımlar, çok önemli bir sevgi iletişimini göz göre göre kaçırmış olurlar Bazı hanımlar, seminerler sırasında, bu ısrarımıza itiraz ediyor ve diyorlar ki:
–Hocam, erkekler istedikleri yemekleri bulunca sever, yemek bulamazlarsa kızacak kadar maddeci ve mideci midirler yani?
–Atalarımız, "Aç ayı oynamaz" demişler Erkekler de onlar gibi mi?
Tabii ki bu itirazlardaki haksızlık daha fazladır Elbette ki, aile muhabbeti sevgiye endeksli olmamalıdır Ancak şunu da kesin olarak bilmeliyiz ki, bir hanımefendinin mutfak marifetleri ve o husustaki dakikliği sevgi iletişimini çok güçlendirir Bu hususta başarılı olan hanımefendiler, kalpten kalbe giden yolları en geniş hale getirmiş olurlar
Bu hususa itiraz eden hanımlara verdiğim misallerden birini, burada da arzedeceğim:
Erkek bir işte çalışıyor Akşamüzeri mesaisi bitmiş ve sıra eve dönüş trafiği ile boğuşmaya gelmiş… Yolda, bütün düşüncesi, bir an önce bu trafik hengâmesinden kurtulup kapağı eve atmak… Bir sükûnet ve sevgi ortamında, gün boyu olup bitenleri unutup rahatlamak… Yani, evde bir güler yüz ve hazır bir sofra bulmak hayali içinde…
Bu beklenti içinde evinin kapısını çalıyor
Hanımı da bir başka beklenti içinde… Eşinin gelişine çok seviniyor… Çünkü akşama kadar içinde biriktirdiklerini, bir an önce eşine anlatıp rahatlamak, o gün gelen faturaların sorumluluğundan kurtulmak, çoluk çocuktan, komşulardan yansıyanları paylaşmak vs gibi paylaşacak çok önemli konuları var…
Adam, daha selam verip ayakkabılarını çözmeden, kadın günün bütün birikintilerini makineli tüfek gibi, noktasız virgülsüz peş peşe sıralamaya başlıyor
Eve, zaten dopdolu ve patlamaya hazır bir bomba gibi gelmiş olan adam, daha ilk cümlelerde, "Bırak şimdi bunları! Zaten canım burnumda!" diye ilk tepkisini veriyor
Bu önemli tepkinin arkasındaki volkanı fark etmeyen hanımı söylenmeye devam ediyor
–Ben sana kendi derdimi mi anlatıyorum Bunlar evin işi, senin işin… Bu faturayı ödemek de senin vazifen… Elektriğin hepsini ben mi yaktım… Suyu bütünüyle ben mi içtim ki, bırak bunları diyorsun!
Eğer şikâyet çocuktan ise, adam "Çocuğuna da, daha birine de!" diye patlayacaktır
Kadın, anlayışsızlığını devam ettirir de patlamaya patlamayla karşılık verirse, günlerce sürecek bir kızgınlık, kırgınlık ve hatta küskünlük başlayacak demektir

PEKİ, BU İŞİN
DOĞRUSU NEDİR?
Akıllı ve anlayışlı bir hanım, kocasını hoş karşılar…
Zarafetiyle, güler yüzüyle, sevgi dolu gönlüyle karşılar…
Selamını alır Gözlerine bakıp gönlünü görmeye çalışır Ayakkabının bağcığını çözmekten hiç alınmaz Eş sevgisini olanca samimiyetiyle gösterir
Adam üst baş değiştirip, belki bir duş alıp, iş hayatının ve dışarının havasından çıkar Sereserpe koltuğuna oturup, şöööyle ayaklarını uzatır ve evde olmanın huzuruna erer
Bu gönül ziyafetini, sofra ziyafeti takip eder Sofra, temiz, özenli, düzenli, zevkli ise, yani mütevazı bir şölen havasında ise, erkeğin mutluluğuna diyecek yoktur Hatta yemeğin tadındaki, tuzundaki, biberindeki eksiklik, ya da fazlalığı fark bile etmez Fark etse bile, muhtemelen hoş görme nezaketinde bulunur, ses çıkarmaz
Yemekten sonra kocasının alışkanlığı üzere, çayını, kahvesini verir
Bu sırada, hal hatır edilir, sohbet ortamı yakalanır İşte o sırada, kocanıza sizin ve evinizin dertlerini rahatlıkla açabilirsiniz Karşınızda iyi bir paylaşımcı, bir dert ortağı ve çözüm odağı bulursunuz
Elinizdeki faturaları koyun önüne, alacağınız cevap, "Canın sağ olsun, öderiz!" cümlesi olacaktır Hele de hanımefendinin dili, sevgi üslubu ile konuşuyorsa, hiçbir maddi isteğiniz kocanız tarafından reddedilmeyecektir Yeter ki istekleriniz mantıklı, ölçülü ve gerekli olsun…
Hanımların, kocalarına sevgi üslubu kullanmaları da ayrı ve bambaşka bir manevi ziyafettir Mesela, biraz yüklüce gelmiş bir faturayı önüne koyarken, "Aslansın, kaplansın" deseniz… Söze, "Hayatım, yuvamın direği" diye başlasanız… Sonra da, "Biraz fazlaca geldi kusurumuza bakma, bir dahaki sefere daha dikkatli oluruz inşallah" deseniz…
Ya da benzeri bir üslup kullansanız, eşinizle aranızda tartışma, tatsızlık, kavga çıkar mı?

………………
İçine sevgi ve şefkat katıldığında, bazen bir dürüm, bir kap çorba, bir tas ayran ziyafettir Sevgisiz hazırlanmış nice bol çeşitli sofradan ise, sadece kavga, gürültü çıktığı çok görülmüştür



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.