Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
boğaz, burun, hakkında, herşey, kulak

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...







Allerjik rinit saman nezlesi

Allerji Ne Demektir: Alerji vücuda giren ya da temas eden bir maddeye karşı vücudun kendine zarar verecek derecede reaksiyon göstermesidir Bu reksiyonlar normal düzeyinde olursa vücudu korumak içindir Ancak alerjik kişilerde reaksiyonlar zararlı olacak derecede fazladır Burun bu tür alerjik reaksiyonlardan en fazla etkilenen organlardandır Alerjinin genetik bir yatkınlığı vardır ve her yaşta başlayabilir Allerjenin vücuda girmesinden 2-3 dakika sonra histamin adı verilen maddeler salgılanır 15 dakika içinde maksimum seviyeye ulaşır Alerji her zaman olabileceği gibi sadece belli mevsimlerde de görülebilir

Rinit Ne Demektir: Burun içini döşeyen mukozanın her türlü iltihabına rinit denir Eğer bu iltihaba alerjik faktörler neden olmuşsa buna alerjik rinit denir

Neler Alerji Yapar: Alerji yapabilecek bilinen ya da bilinmeyen çok sayıda faktör vardır En sık görülenler arasında toz, polenler, küf mantarları, bazı yiyecekler (süt, yumurta, çilek vs), kimyasal maddeler, ev hayvanları sayılabilir

Ne Gibi Belirtiler Yapar: Alerjinin KBB ile ilgili semptomları arasında en sık görülenler burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, kaşıntı, geniz akıntısı, boğazda gıcık, kronik öksürük, orta kulakta basınç problemleri sayılabilir Alerjik kişilerde alerjik olmayan kişilere göre daha çok sinüzit, burunda et büyümesi (konka hipertrofisi veya polip), astım ve cilt reaksiyonları görülür

Muayenede Ne Görülür: Alerjik rinitli hastaların muayenesinde burun akıntısı direk olarak görülebilir Ayrıca burun içinde soluk renk, saydam salgı artışı, ödem(şiş), eğer varsa et büyümesi görülür Burun içinin görüntüsü bazen hastanın şikayetlerinin dinlemeden bile teşhis koydurucudur Ağız içinden bakıldığında geniz akıntısı ve farenjit görülebilir

Ne Gibi Tetkikler Yapılır: Muayene sonrasında allerjiden şüphelenildiğinde en sık uygulanan tetkik deri testleridir Ancak bu testlerin negatif çıkması hastada alerji olmadığını göstermez Deri testlerinde çalışılmayan bir allerjene reaksiyon olma ihtimali veya bir allerjenin ciltten girdiğinde alerji yapmayıp solunumla girdiğinde alerji yapıyor olma ihtimalleri vardır Deri testleri ile hangi maddeye ne kadar alerji olduğu öğrenilebilir Bu testlerin dışında kanda İgE denilen bir maddenin miktarı ölçülebilir Ayrıca cilt testlerine göre daha güvenilir ancak uygulaması zor ve pahalı bazı kan testleri de vardır

Nasıl Teşhis Konur:Alerjik Rinit teşhisinde en önemli konu hastanın anlattıkları (anamnez) ve muayene bulgularıdır Bu bulgulara göre alerji teşhisi düşünülüyorsa o hasta alerjik olarak kabul edilir Deri testeleri ve diğer kan testleri allerjenin ne olduğunu anlmaya yöneliktir Bu testler negatifte çıksa hastaya alerji tedavisi başlanır

Nasıl Tedavi Edilir: Alerjik Rinit tedavisinde 3 ana kategori vardır

1-Allerjenden korunma

2-İlaç Tedavisi

3-İmmünoterapi (Aşı Tedavisi)

Allerjenden korunma alerjik rinitin temel tedavi yöntemidir Ancak bu genellikle mümkün değildir Hem allerjenin tam olarak belirlenememesi, hem birden fazla maddeye alerji olması hem de allerjen belirlense bile hastanın bu maddeden uzak durmasının mümkün olmaması gibi faktörler tedaviyi zorlaştırır Ancak yine de hastanın alabileceği bazı önlemler vardır

- Tozlu ve dumanlı ortmalarda bulunmamak, eğer zorunlu ise maske takmak

- Isı ve nemim ayarlanması

- Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde mümkün olduğunca içeride olmak ve kapı pencerelerin kapalı tutulması

- Ev içinde mümkün olduğunca halı, kilim battaniye yerine deri, vinlex ve plastik eşyalar kullanılmalı

- Evde bitki ev hayvan bulundurulmamalı

- Özel hazırlanmış nevresim ve çarşaflar kullanılması eğer temin edilemiyorsa tüm çarşaf ve nevresimlerindüzenli olarak sıcak su ile yıkanması

- Elektrik süpürgesinin dışarıya toz vernmediğine dikkat edilmesi

- Tüylü oyuncaklardan uzak durulmalı

- Hasta hangi ortam ve durumlarda şikayetlerinin başladığını veya arttığını hissederse ona göre önlemini kendi almalı

İlaç Tedavisi olarak en sık kullanılan madde antihistaminiklerdir Bu ilaçlar alerjik reaksiyonlarda rol oynayan histamini azaltmaya yöneliktir Genellikle de çok faydalıdırlar Allerjene maruz kalmadan önce kullanıldığında daha faydalıdırlar Özellikle kaşıntı, akıntı ve hapşırma üzerine etkilidirler Ancak hangi antihistaminiğin hastaya daha faydalı olacağı biraz deneme yanılma yoluyla belirlenir Artık etkisi azalmaya başlarsa da başka bir antihistaminikle değiştirilmelidir Bu ilaçların en önemli yan etkisi uyku hali, ağız kuruluğu, çarpıntı, idrar zorluğu, göz içi basıncının artmasıdır Ancak son kuşak antihistaminiklerde bu yan etkiler oldukça azalmıştır

Antihistaminklerden sonra faydasının en çok olduğuna inandığım ilaç kortikosteroidlerdir (kortizon) Bu ilaçlar ağızdan ya da kalçadan uygulandığında etkisi daha fazladır ancak yan etkilkeri de dah afzladır Bu nenle burun spreyi olarak kullanılırlar Burun spreyi olarak kullanıldığında yan etkisi çok azdır ve etkinliği iyidir

Ayrıca dekonjestan denilen burun spreyleri ve kromolin adı verilen ve alerjik reaksiyonları önleyen ilçalar da vardır

İmmünoterapi (aşı tedavisi) hastanın alerjik olduğu maddeyi düşük dozdan başlayarak artacak şekilde hastanın vücuduna verme tedavisidir Bu şekilde vücut bu maddeyi tanıyarak alerjik reaksiyon göstermememsi prensibine dayanır Ancak her zaman iyi sonuç vermez Başlangıçta haftada bir olmak üzere senelerce aşı olmayı gerektirir Bazen iyi sonuçlar alınmasına rağmen her zaman önerilmez

Hangi Durumlarda Ameliyat Gerekir: Alerjiye bağlı et büyümeleri ve sinüzitin kronikleşmesi ilaç tedavilerinin başarısını olumsuz etkiler ve bu durumlarda ameliyat gerekebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Akustik travma

Akustik travma işitme kaybının sık görülen bir türüdür Ekseriyetle kulağa gelen bir darbe veya patlama sonunda hava basıncı çok fazla aniden değişir Bu da kulağın hassas kemikleri-ne ve mekanizmasına zarar verir Ayrıca yüksek makine sesini ve aşırı yüksek müzik sesini uzun zaman dinlemek durumunda kalanlarda da görülür

Belirtiler

- işitme kaybı

- Kulak çınlaması

Teşhis

Yakındaki bir patlamadan ya da kulağa gelen bir darbeden sonra meydana gelen işitme kaybı sık görülen bir durumdur Kısmi sağırlığa, yüksek perdeli bir kulak çınlaması da eşlik edebilir

Doktorunuz bir dizi test yaparak, hangi tipte bir işitme kaybı olduğunu belirleyecektir

Tedavi

Travmanın neden olduğu ağır işitme kaybının etkili tek tedavisi işitme aletleridirBazı yöntemler de kısmi sağırlığa uyum sağlamayı kolaylaştırabilir; bunlar arasında yüz ifadesine dikkat etmek ve dudak okumak bulunmaktadır

Önlem

Eğer yüksek sesle işyerinde çalışacağınızı biliyorsanız, özel olarak yapılmış kulaklık kullanın Bunlar aşağı yukarı tüm gürültüyü keser ve takan kimse diğer kimselerle iletişim kurabilsin diye bunlara mikrofon ve alıcı yerleştirilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



BAROTRAVMA: BASINÇ DEĞİŞİKLİĞİ TRAVMASI

Orta kulağın hava dolu boşlukları temporal (kulak kemiği)kemikteki pnömatizasyon(havalanma) derecesine göre 25ml ile 13 ml arasında çok farklı gaz hacmine sahiptir Orta kulaktaki hava, uçakta yükselirken genişler Basınç farkı 20 m bar’a ulaşınca tuba (öztaki borusu-kulakla boğaz arasındaki kanal) pasif olarak açılır ve genişleyen gazlar nazofarenks (bogazın üst bölümüne)’e geçer

Alçalış sırasında durum farklıdır Çevre basıncın artmasına bağlı olarak orta kulakta bulunan gazın hacmi küçülür Bunun eşitlenmesi için nazofarenks’den orta kulağa hava gelmesi gerekir Ancak tuba’nın tek yönlü valf mekanizması gibi çalışması nedeniyle nazofarenks’den orta kulağa hava gönderilmesi pasif olarak geçekleşmez Bunun için mutlaka yutkunma, esneme gibi hareketler veya bilinen basınç eşitleme (Valsalva, Frenzel, vb) manevraları yardımı ile tuba’nın aktif olarak açılması zorunluluğu vardır

Basınç değişikliğinin çok hızlı oluştuğu hallerde (jet savaş uçakları) tuba’nın aktif olarak açılma zorunluluğu önem gösteren bir konudur Bu basınç eşitlemesi yapılmadığı takdirde nazofarenks ve orta kulak arasında basınç farkı artar, tuba artık açılmaz ( tuba blokajı) ve basınç farkı 80-120 m bar’a ulaştığı takdirde orta ve iç kulak barotravmaları (basınca bağlı travmalar) oluşabilir

Barotravmalar

Dış kulak yolu barotravması (DKYB): Uçak gürültüsünü azaltmak için kullanılan kulak tıkacı veya buşon ile kulak zarı arasında oluşan havalı sahadan kaynaklanır Alçalış sırasında bu havalı boşluktaki gaz küçülür Bunun sonucu olarak dış kulak yolu derisi ve kulak zarının epitel tabakasında hemorajik büller meydana gelir Dış kulak yolu osteomları(kemik çıkıntıları) ve yabancı cisimleri de DKYB’na neden olabilen faktörlerdir

Orta kulak barotravması (aerotitis media): Orta kulaktaki basınç azlığını gidermek için basınç eşitleme manevraları geç yapılacak olursa , basınç farkı 80-120 cc su basıncına ulaşır ve tuba artık açılmayabilir (tuber blokaj) Tuba’nın açılma sıklığı jet savaş uçaklarında, dalışlarda dakikada 3-5 kez, pike yapan uçaklarda ise 15-20 kez olmalıdır

Barotravma’ların meydana çıkışında diğer bir etken, tuba’nın geçirgenlik derecesi ve tuba çevresindeki epitel ile çevre dokuların durumudur Başlangıçta kulak zarında retraksiyon (gerilme) olur Böylelikle orta kulaktaki basınç azalması %10’a kadar eşitlenebilir Basınç azalması devam ettiği takdirde önce manibrium mallei(Malleus denilen minik kemiğin kulak zarı üzerine yapıştığı alan) üzerinde, daha sonra tüm kulak zarında hiperemi (kızarıklık) meydana gelir Daha sonra hemorajik büller (içi kan ile dolu kesecikler) oluşur Orta kulaktaki düşük basınç vantuz mekanizmasıyla orta kulak mukozasında ödem (şişme) yaratır, submüköz hemoraji (mukoza altı kanaması) görülür

Orta kulak boşluğunda seröz ve hemorajik eksuda(sıvı ve kan toplanması ) meydana gelir Eksuda, orta kulaktaki negatif basıncı dengelemek için damar çeperlerinin geçirgenliğinin bozulmasıyla ortaya çıkan negatif basınç derecesine göre az veya çok olabilir Bu sıralarda tuba açılır ve basınç dengelemesi olursa eksuda kaybolur Eğer tedavi edilmezse ve sık sık yinelerse timpanoskleroz’a(kulak zarı kireçlenmesine) dönüşebilir Basınç farkı 04-06 bar’dan itibaren kulak zarının yırtılmasına neden olur Perforasyon (yırtılma)genellikle çizgi biçiminde ve kenarları kanlıdır

Basınç farkı 20 m bar’dan itibaren kulak ağrısına neden olur Kulakta dolgunluk hissi, uğultu, fenalık hissi, bulantı, baş dönmesi ve işitme eksikliği görülür

Çevre basıncının azalması yani uçakla yükseliş sırasında orta kulaktaki gazlar genişler Eğer östaki borusunda genişleyen gazın nazofarenks’e geçmesini engelleyecek (iltihap, polip,vb) bir durum varsa, gaz orta kulakta birikir Zar dışarı doğru itilir Kulakta dolgunluk hissi, işitme kaybı, kulak ağrısı ve baş dönmesi görülür Eğer östaki borusunda genişleyen gazın nazofarenks’e rahatça geçmesini engelleyen bir patoloji(hastalık) yoksa, bu geçiş pasif olarak yapılacağından yükseliş sırasında barotravma olma olasılığı azdır

Orta kulak barotravma’sının sebebi uçuş sırasındaki hava basıncı değişikliklerinde yatmaktadır Çoğunlukla üst solunum yollarında akut bir enfeksiyon vardır Bunun dışında paranazal sinüs enfeksiyonları, nazal polip (burun etleri), allerjik rinit (saman nezlesi) gibi tuba ağzındaki mukozada iltihap ve ödem yapan faktörler tubuler fonksiyonun bozulmasına neden olurlar

İç kulak barotravma (İKBT): İç kulak barotravma’sının oluşma mekanizması için sadece hipotez mevcuttur Tuba fonksiyon bozuklularında uçucu, alçalış sırasında orta kulaktaki gaz hacmini eşitlemek için şiddetle orta kulağa hava vermesi veya zorlu bir Valsalva sırasında östakinin birden açılması sonucu orta kulağa aniden basınçlı hava gönderilmesi sonucu yuvarlak pencereyi örten segonder(ikincil) zar bombe yapar ve rüptüre (yırtılabilir) olabilir Bu mekanizma eksplosiv (dış basınçla ) iç kulak barotravma’sı olarak adlandırılır Düşünülen diğer bir mekanizma ise implosiv(iç basınçla) mekanizma olup, tuba’yı açmak amacıyla kuvvetli bir Valsalva manevrası tatbik edildiği zaman yuvarlak pencere orta kulağa doğru bombeleşir ve rüptür meydana gelebilir

Semptomlar 8belirtiler) ani iç kulak tipi işitme kaybı, tinnitus8kulak çınlaması), vertigo (baş dönmesi) ve denge kaybıdır

Tedavi

Profilaksi(önleme) : Basınç eşitleme tekniği, basınç eşitleme bozukluğu olan her uçucu ile konuşulmalı ve kontrol edilmelidir Orta ve iç kulak Barotravmalarından kaçınmak için basınç eşitleme manevraları mutlaka yapılmalıdır En iyi profilaksi bunun bilinmesi olup, basınç eşitlemenin zamanında ve doğru yapılmasıdır gereklidir

Uçucu seçimi de profilakside çok önemli yer kaplar Pilotaj muayeneleri esnasında uçuşa engel teşkil edecek hastalıkların belirlenerek bu kişilerin uçmalarının engellenmesi gerekmektedir

Yolcular açısından ; yolcuların yere iniş sırasında uyumaları sakıncalıdır Aksi takdirde basınç farkı büyük olmakta ve tuba blokajı meydana gelebilmektedir Basınç eşitlemede sakız çiğnemek, ufak yudumlarla su almak, bebeklere biberondan sıvı içermek uygundur ÜSYE, sinüzit, farenjit, tonsillit gibi durumlarda uçulmamalıdır Yapılan çalışmalarda daha evvel uçuş sırasında kulak ve sinüs ağrısı çeken hava yolu yolcularında özellikle çocuklarda barotitis gelişme riski fazladır Valsalva manevrası çocukların 1/3’ de, yetişkinlerin ise yarısında orta kulaktaki negatif basıncı düzeltmede yeterli olmaktadır Ancak Valsalva manevrasının başarısız olması halinde uçağın alçalışı sırasında veya daha evvel Otovent şişirmenin çocuklarda ve yetişkinlerde etkili olduğu gösterilmiştir

Alternobarik vertigonun tedavisi de profilaktiktir Uçucuların ÜSYE, sinüzit, farenjit gibi durumlarda uçmalarına engel olunulması, böyle bir tablonun ortaya çıkmasına mani olacaktır

Dış kulak yolu barotravması : Dış kulak yolundaki ufak hemorajik sahalar tedavi gerektirmez Ancak büyük hemorajik büller enjektör yardımı ile veya insize edilerek boşaltılır Dış kulak yolu Castellani solüsyonu ile temizlendikten sonra terracortril pomat ile bulanmış steril bez yahut weak kulak yoluna yerleştirilir

Orta ve iç kulak barotravma: Orta kulak barotravmaların da; sıcak tatbikatı, antibiyotik, antienflamatuar, mukolitik, topikal ve sistemik pödoefedrinli ilaçlar verilir Orta kulakta serözite varsa parasentez yapılarak boşaltılır Uçuşa tubal fonksiyonlar düzelinceye kadar müsaade edilmez Kronik tuba disfonksiyonlarında havalandırma tüpü yerleştirilir Uçucunun işitme sorunu yoksa, havalandırma tüpü ile uçmasında sakınca yoktur

Travmatik perforasyon oluşması halinde zorunlu olmamakla birlikte önlem olarak yukarıdaki tedavi verilir ve ek olarakta uçucunun bir süre sümkürmemesi istenir Büyük perforasyonlar ise miringoplasti ile kapatılır

Eğer rüptür şüphesi varsa timpanotomi yapılmalı ve fistül kapatılmalıdır

Orta kulağın hava dolu boşlukları temporal (kulak kemiği)kemikteki pnömatizasyon(havalanma) derecesine göre 25ml ile 13 ml arasında çok farklı gaz hacmine sahiptir Orta kulaktaki hava, uçakta yükselirken genişler Basınç farkı 20 m bar’a ulaşınca tuba (öztaki borusu-kulakla boğaz arasındaki kanal) pasif olarak açılır ve genişleyen gazlar nazofarenks (bogazın üst bölümüne)’e geçer

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



YÜZÜCÜ KULAĞI

Kulak Kaşıntısı ve Mantar Enfeksiyonu

"Yüzücü Kulağı" Ne Demektir?

Dış kulak yolu iltihaplarından birine verilen isimdir Kulağın mantar enfeksiyonu da denir Bazen mantarlar tarafından oluşturulsa da, özellikle ağrılı vak'alarda doğada sık rastlanan bir bakteri tarafından oluşturulur

Nasıl Korunursunuz?

Su kulağınıza girdiğinde beraberinde mantar ve bakterileri de getirebilir Çoğunlukla su geri gelir, kulak kurur ve bakteri ile mantarlar problem oluşturmazlar Fakat su bazen dış kulak yolunda hapsolur ve buradaki cildi yumuşatır Nemli ortamda bakteri ve mantarlar ürer, beslenir ve kulağı iltihaplandırabilirler

Başlangıçta kulaklarda tıkanıklık hissedilir ve kaşıntı olabilir Kısa zamanda dış kulak yolu şişer, tıkanır ve bazen süt gibi bir akıntı olur Çok ağrı yapmaya başlar Kulak kepçesi ve önü çok hassaslaşır İltihap bu duruma geldiğinde hekim tedavisi gerekir Bu, boyun bezleri şişerse de geçerlidir

Kulağınızda su hapsolduğunu hissettiğinizde koruyucu antiseptik damlalardan kullanarak bütün bu olaylar zincirini önleyebilirsiniz

Şayet kulak hekiminiz kulak zarınızın normal ve güvenli olduğunu söylerse, yüzme sonrası kulak damlalarınızı kullanabilirsiniz Basit alkol damla kullanmak önerilebilir Alkol, suyu emer, dış kulak yolunun kurumasına yardımcı olur ve aynı zamanda yüzücü kulağında oluşabilecek bakteri ve mantarları öldürebilir Asetik asit ihtiva eden beyaz sirke de kullanılabilir Eczaneden alkol veya sirkeyi muhafaza edecek damlalık alabilir ve çantanızda taşıyabilirsiniz

"Yüzücü Kulağı"ndan Korunmak

Şayet yüzme, duş veya banyo sonrası kulağınızda suyun hapsolduğunu veyahut kulağınızın nemli kaldığını hissederseniz, bu kulağınız yukarıda kalacak şekilde başınızı eğiniz ve kulak kepçenizi yukarı ve geriye doğru çekerek damlalarınızı damlatınız

Damlaların heryere ulaşmasını sağlamak için kulağınızı ovalayınız, daha sonra kulağın kuruması için kulağınızı aşağı yönde çeviriniz

Şayet kulak probleminiz tekrarlayan bir eğilim gösteriyorsa, kulak, burun, boğaz hekiminiz yüzmeden önce kulaklarınızı nasıl koruyacağınızı anlatacaktır

Dikkat!

Şayet kulağınız hâlen iltihaplı, kulak zarınız delinmiş veya önceden delik ise, hasar görmüşse veyahut kulak operasyonu geçirmiş iseniz, yüzmeden ve kulak damlası kullanmadan önce kulak, burun, boğaz hekimine danışmanız lazımdır

Normal olarak her yutkunduğunuzda (veya ikinci üçüncü yutkunduğunuzda) kulaklarınızda ufak bir çıt sesi veya basınç oynaması hissedersiniz Bu esnada geniz ile orta kulak arasındaki östaki borusu vasıtası ile orta kulağınıza hava kabarcığı geçmiştir Orta kulaktaki hava burayı döşeyen doku tarafından sürekli emilir fakat "östaki borusu" her yutkunuşta sürekli hava sağlar Bu sayede kulak zarının her iki tarafındaki hava basıncı eşitlenir Şayet bir şekilde basınç farkı oluşursa, kulaklar tıkalı imiş gibi hissedilir

Östaki Borusu ve Kulakların Tıkanıklığına Neler Sebep Olur?

Östaki borusu, birçok sebepten dolayı tıkanabilir veya ağzı kapanabilir Bu durumda, orta kulak basıncı eşitlenemez

Orta kulaktaki hava sürekli emilir ve yenilenemediği için vakum oluşur, kulak zarı içeri doğru çöker Gergin kulak zarı normal olarak titreşemez ve sesler donuk, az gelir Kulak zarının gerginleşmesi de ağrı oluşturabilir Şayet bu durum bir süre devam ederse, ota kulaktaki basıncı eşitleyebilmek için, orta kulağı döşeyen dokudan kan serumuna benzer bir sıvı sızarak burayı doldurur Bu duruma "orta kulakta sıvı", "seröz otit" veya "aero-otit" ismi verilir

Östaki borusunu tıkanmasına yol açan en sık sebep basit soğuk algınlığıdır Sinüs iltihapları ve burun alerjileri de (saman nezlesi gibi) sık sebeplerdendir

Östaki borusu ve onu döşeyen döşeyen doku, burun ve genizin devamıdır Bu devamlılıktan dolayı çoğunlukla burunun tıkalı olması, kulakların da tıkalı olmasına ve böyle hissedilmesine sebep olur

Östaki borusunun tıkanmasının bir diğer sebebi dokularda şişliğe yol açan orta kulak iltihaplarıdır

Östaki borusu yetişkinlere göre daha dar olduğu için çocuklar tıkanıklığa daha yatkındırlar

Hava Yolculuğu Nasıl Problem Yaratır?

Hava yolculuğu esnasında ani basınç değişiklikleri olur Bu basınç değişikliklerinin eşitlenmesi için östaki borusunun o esnada hemen açılıp kapanabilmesi lazımdır Bu olay özellikle uçak inişe geçtiğinde görülür

İlk dönemde basınç eşitlenmesi sağlanamayan uçaklarda bu gerçek bir problem oluşturmaktaydı Günümüzde bu olay en aza düşürülmüştür Buna rağmen hâlâ bazı önlenemeyen basınç değişiklikleri olabilmektedir

Gerçekte, basınç değişikliğine yol açan her türlü durum problem yaratır Aynı durumla, yüksek binalarda hızla hareket eden asansörlerin içinde veya suya dalarken karşılaşırsınız Derine dalan dalgıçlara ve pilotlara bu durumla nasıl başedecekleri öğretilir Siz de kendi metodunuzu öğrenebilirsiniz

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Üst solunum yolu enfeksiyonları

Üst Solunum Yolu Ne Demektir: Üst solunum yolu diyince burun, sinüsler, yutak (farinks) ve gırtlak (larinks) anlaşılır Bu bölgelerin iltihaplarına da üst solunum yolu infeksiyonu (genel olarak ÜSYE şeklinde kısaltılır) denir Üst solunum yolu; kulak ve alt solunum yolları ile bağlantılıdır

Üst Solunum Yollarında Ne Gibi İltihaplar Olur: Aslında teorik olarak nezle, grip, farenjit, sinüzit, larenjit, gibi iltihapların hepsi üst solunum yolu infeksiyonu kaps***** girer Gribal enfeksiyon veya rinofarenjit gibi isimlerde aynı anlamda kullanılır Ancak uygulamada sinüzit veya bazı spesifik iltihaplar bu kavramın dışında tutulur ÜSYE'ye daha çok virüsler neden olsa da hemen her zaman bakteriler de üzerine eklenir ÜSYE diyince genel olarak nezle veya grip anlaşılır Farenjitte bu durumlarla beraber sıklıkla vardır

ÜSYE Sebepleri Nelerdir: ÜSYE genel olarak soğuk algınlığı nedeniyle olur Bu durum vücut direncini düşürerek virüs ve bakterilerin hastalık yapacak duruma gelmesine neden olur Ancak ÜSYE'yi kolaylaştıracak bazı faktörlerde vardır Bunlar arasında alerji, septum deviasyonu, burunda et büyümesi, ÜSYE olan hastalarla sıkı temas ve bağışıklık sisteminin bozukluğu sayılabilir Havada bulunan virüslerin solunum yolları aracılığı ile vücuda girmesi şeklinde bulaşır

Ne Gibi Belirtiler Olur: ÜSYE'de belirtiler virüslerin tipine ve gücüne ayrıca vücut direncine göre değişir Nezlede gribe göre daha hafif belirtiler olur Nezleye neden olan virüsler en sık olarak Rhinovirüs adı verilen virüslerdir Nezlede burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğazda gıcık ve yanma, hapşırma, ses değişiklikleri, öksürük, baş ağrısı gibi şikayetler olur Grip ise daha çok İnfluenza virüs adı verilen virüslerle oluşur Gribin belirtileri olarak nezleye ilave olarak, daha çok baş ağrısı, ateş ve vücut kırgınlığı oluşur Kas tutulmasına bağlı bel ve bacaklarda ağrı olabilir İnfeksiyonun, kulak, sinüsler veya akciğerlere yayaılımına bağlı olarak bu organ lara ait belirtilerde gelişebilir (kulak ağrısı, işitme azlığı, balgamlı öksürük, nefes almada zorlanma gibi)

Muayanede Neler Görülür: Burun muayenesinde, kızarıklık, ödem ve bazen sulu bazen koyu akıntı görülür Eğer deviasyon veya et büyümesi varsa bunlarda saptanır Boğaz muayenesinde yine kızarıklık, genizden gelen akıntı ve ödem saptanabilir Eğer kulağa yayılım yani bir orta kulak iltihabı varsa kulak zarında kızarıklık ve bombeleşme ya da çökme görülebilir Hastadaki ses değişikliği dikkati çeker

Ne Gibi Tetkikler Yapılır: ÜSYE teşhisi genel olarak muayene ile konur Ancak bir yayılmadan yani komplikasyondan şüpheleniliyorsa sinüzit filmleri, akciğer filmleri, kan sayımı gibi tetkikler yapılabilir

Nasıl Tedavi Edilir: ÜSYE genelde kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır Ancak hastaların çoğunda bakterilerde iltihabın içinde olduğundan antibiyotik verilmesi gerekir Bunun dışında hastanın şikayetlerini azaltmak amacıyla ağrı kesici-ateş düşürücüler, antihistaminik ilaçlar ve burun açıcı (dekonjestan )ilaçlar verilir Bu sayılan ilaçların hepsini içeren tek ilaç şeklinde hazırlanan ilaçlar vardır Bunlar antibiyotiklerle beraber verilebilir

Ne Gibi Komplikasyonları Vardır: ÜSYE komplikasyonları genellikle iltihabın yayılmasına bağlıdır Eğer sinüslere yayılmışsa sinüzit, bronşit veya zatürre (akciğer iltihabı), kulağa yayılmışsa orta kulak iltihabı veya iç kulak tutulumuna bağlı baş dönmesi, çınlama hatta nadiren kalıcı işitme kaybı yapabilir

Nelere Dikkat Etmeliyim: ÜSYE hemen herkesin sıklıkla yakalanabileceği bir hastalıktır Korunmak için bazı uygulamalar yapılsa da tamamen engellenemez Hastanın dikkat edebileceği en önemli şeyler soğuktan korunma ve ÜSYE olan başka hastalarla yakın temasta olmamaktır

Grip Aşısı Olmalımıyım: Grip aşısı gribe neden olan virüslerden hazırlanmış bir aşıdır Özellikle grip olmasının ciddi problemlere yol açması muhtemel kişilerde uygulanabilir Ancak grip virüsü sürekli kendini değiştiren bir virüstür Bu nedenle aşının koruyuculuğu %100 değildir Ancak yinede hastalığa yakalanma sıklığını azaltır ve belirtilerin hafif geçmesini saplayabilir Aşı vurulurken grip olunmamasında fayda vardır


Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Soğuk algınlığı

Sıklığı: İnsanlarda virüslerin sebep olduğu en sık rastlanan hastalık herhalde Soğuk Algınlığıdır Çok değişken olmakla birlikte genç bir kişi senede ortlama iki ya da üç kez Soğuk Algınlığına yakalanır Özellikle çocuklarda ve gençlerde burunda virüs iltihabı sık görülür

Yol açan etkenler:

İklim, Çevre, Sıcaklık, Nem

Üşüme, Bağışıklık durumu

Beslenme ve vitamin Eksikliği

Yorgunluk

Burun tıkanıklığı

Kronik İnfeksiyon Odağı

Burun salgılarının asitlik derecesi

Genel Hastalıklar: Böbrek, karaciğer ve kan hastalıkları, şeker hastalığı ve verem soğuk algınlığına direnci düşürür

Virüsler

Toplumda soğuk algınlığına sebep olan virüsler çok yaygındır ve sayıları 200’den fazladır Rinovirüs (Rhinovirus) ve Koronavirüs (Coronavirus) en sık rastlanır Kişilerin direnci düştüğü zaman veya çok yoğun ve bulaşıcı virüslere maruz kalındığı zaman enfeksiyon ortaya çıkar Üşümek vucut direncini düşürdüğü için soğuk algınlığına zemin hazırlar Rinovirüslerin kuluçka süresi 1-3 gün arasındadır Soğuk algınlığını çoğu kez bakteri enfeksiyonu takip eder

Yayılması

Damlacık ve toz: Konuşurken, hapşururken ve öksürürken çok miktarda hastalıklı damlacık 180 cm uzağa kadar yayılır Bir hapşırmada 20 000 kadar damlacık etrafa saçılır ve yere konar

Damlacık parçaları: damlacikların bir kısmı yere inerken buharlaşır, küçülür, hafifler ve iki gün kadar havada uçabilir Bu damlacık parçaları virüsleri rahatlıkla taşıyabilir fakat bakterileri taşıyamaz

Temas: Virüsler elleme, öpme ve yiyecekler yoluyla da yayılabilir

Klinik Özellikler

Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir

dönem birkaç saat sürer Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur

dönemde virüsler burun iç yüzeyine ve lenf sistemine yayılır Bu işlem birkaç saat veya gün sürer Virüslerin ilk girdiği yer iyileşirken daha sonraları yayılmış olduğu bölgelerde hastalık devam eder Boğaz kurur ve yutkunurken ağrır Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar Burun içi ve boğaz şiş ve kırmızı görünümdedir Halsizlik, kırgınlık ve ateş bu dönemde ortaya çıkar

dönemin başladığı üçüncü günde fırsatçı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar belirgin olur Burun içinin rengi koyulaşır, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan beyaz bazen yeşilimsi bir hal alır Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en çoktur Bu dönemdeki akıntı, içeriğindeki maddeler nedeniyle mendili kuruyunca sertleştirir

dönemde şikayetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir

Soğuk Algınlığının Yol açtığı Hastalıklar

Burunda her zaman var olan fakat çoğalamadığı için etkisiz kalan bakteriler, virüslerin zayıflattığı ortamda hızla çoğalırlar ve çeşitli hastalıkları ortaya çıkarırlar

1 Rinofarenjit, Farenjit

2 Sinüzit

3 Akut orta kulak iltihabı

4 Boyun lenf nodülleri iltihabı

5 Bademcik iltihabı

6 Alt solunum yolu hastalıkları

a laringotrakeit

b bronşit

c pnömoni

d astım

7 Bebeklerde gastroenterit

8 Allerjik

a nefrit (böbrek iltihabı)

b romatizma

Tanı

Burun iltihabının diğer sebeplerinin elenmesinden sonra tanı konur

Korunma

Elleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştıracağı içiç en etkili korunma yöntemiidir

Parmakla burnu ve arkasından gözü kurcalamamak, en azından göze yayılmayı önler

Spor yapmak, dengeli beslenmek, hijyen kurallarına dikkatle uymak yoluyla genel vucut direncini yükseltmek

Çocuklarda adenoidektomi (geniz etinin alınması) gerekli olabilir

Tedavi

Virüslerin türlerinin çokluğu yüzünden aşı geliştirilememektedir Hastalanan kişilerin durumunun çok farklı olması nedeniyle tedavi her hasta için düzenlenmelidir

Genel tedavi prensipleri:

Tam İstirahat: Genel ve lokal en iyi şartlar sağlanmaya çalışılmalıdır 18-200C sıcaklık ve %45 nisbi (relatif) nemli odada yatak istirahati idealdir

Sıcak banyo, sicak sade su veya mentollü su buharı ile buğu uygulamak

Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar ( aspirin gibi)

Bol sıvı içmek

Antihistaminik içeren ilaçlar yalnızca allerjik bünyeli hastalarda kullanılmalıdır

Burun açıcı damlalar: İyileşmeye zarardan başka katkıları olmaz Çocukların uyuyabilmesi ve bebeklerin süt emebilmesi için burun havayolunun açılması şart olduğunda geçici olarak kullanılabilir

Antibiyotiklerin soğuk algınlığına etkisi yoktur fakat soğuk algınlığının yol açtığı diğer hastalıklar ortaya çıkmışsa tam doz uygulanmalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Otitis externa dış kulak yolu enfeksiyonları

DIS KULAK ILTIHABI (EXTERNAL OTIT)

Yüzücü Kulağı diye de bilinir Yüzücü kulağı (External otitis) dış kulak kanalının ısrarlı biçimde tahriş olması ve iltihaplanması halidir Ayrıca bir enfeksiyon da bulunabilir Kanalda cildin kat kat soyulması (egzama) gelişebilir Egzamayı kaşırken cilt çatlar ve kulak kanalını bakteri ve mantar istila eder Kirli suda yüzmek bu hastalığı kapmanın yollarından biridir Kulak salgısı kanaldan temizlenmeye kalkışıldığında, cilt tahriş olur, kaşınır veya yırtılır Bu da o kişinin en gözde "aletiyle" (toka vs) kulağını daha fazla karıştırmasına sebep olur Bir risk daha da vardır 0 da kulak zarını delme olasılığıdır Saç spreyleri ve saç boyaları da kulak kanalını tahriş edebilir Dış otit yüzücü kulağı bazen mantardan kaynaklanır Aspergillus niger en sık görülen mantardır Belirtileri, urukkulosisle aynıdır furunkulosis tekrar tekrar çıbanlar çıkması halidir ve kulak kanalındaki bir tüy kesesinin mikrop kapmasıyla başlar Bu rahatsızlık sık sık tekrar eder Dış otit (yüzücü kulağı) genç yetişkinlerde görülür

Belirtileri

- Dış kulak kanalının kaşınması

- Kulak ağrısı

- Kulakta sarı veya yeşil sarı kötü kokulu cerahat oluşması

- Başın hareketiyle kulakta ağrı duyulması

- Duyma kaybı

Teşhis

Eğer kulağınızda kaşınma,kulağınızın içinde pullanma ya da kulak kanalınızda ağrı varsa, bunlar dış kulak yolu iltihabının göstergesi olabilir Çoğu kez kulaktan dışarı doğru sarımsı ya da sarımsı yeşil bir akıntı olur ve bazen bu akıntıdan sonra ağrı hafifler Eğer iltihap ya da dokudaki şişme kulak kanalını tıkarsa duyma-da bir azalma olabilir

Doktorlar otoskop denen bir aletle kulak kanalına bakarak dış kulak yolu iltihabı tanısını koyarlar Eğer iltihap varsa örnek alınarak laboratuvara gönderilebilir

Çoğu dış kulak yolu enfeksiyonu rahatsızlık duygusu yaratsa da, uygun tedavi edildiklerinde genellikle tehlikeli değildirler Bu enfeksiyon,özellikle şeker hastalarında tedavi edilmezse çevre kemiklere ve kıkırdaklara yayılarak hasar verebilir

Tedavi

Eğer yüzücü kulağı rahatsızlığınız olduğundan şüphelenirseniz, doktora gitmeden önce sancıyı geçirecek bazı şeyler yapabilirsiniz Kulağınızın üzerine ılık (sıcak değil) bir ufak yastık koymak faydalı olur Aspirin veya başka bir ağrı kesici de sancıyı azaltır

Teşhisten sonra doktorunuzun kulak kanalını bir emme aletiyle veya pamuklu çubukla temizlemesi beklenir Bu tahrişin ve sancının geçmesini sağlayabilir Doktor daha sonra çeşitli tedavi metodlarından birini önerebilir Ekseriyetle kortikosteroidli (kaşıntıyı durdurmak ve iltihabı azaltmak için) bir kulak damlası ve bir antibiyotik (enfeksiyon kontrol etmek için) verilir Bazen ağızdan alınan haplar da kullanılabilir Şiddetli ağrı olduğundan ağrı kesici tavsiye edilir İyileşme sırasında kulağa su kaçmamasına dikkat edilmelidir

3 veya 4 gün sonra eğer gözle görülür bir iyileşme olmazsa, doktorunuz ağızdan alınmak üzere antibiyotik verebilir Enfeksiyona neden olan organizma laboratuvar testleriyle belirlenmişse, özellikle onu etkileyecek antibiyotik seçilir Dış kulak iltihabı (yüzücü kulağı) mantardan kaynaklanıyorsa sülfanilamid tozu serpilerek urunkolisisden kaynaklanıyorsa, ağızdan alınan veya kulak damlası şeklinde verilen antibiyotikle tedavi edilir Özellikle neden mantar olduğunda bu durum birçok defa tekrar edebilir

Önlenmesi

Dış otit ekseriyetle önlenebilir Pis suda yüzmeyin Banyodan ve yüzmeden sonra kulaklarınızı kurutun Kulak kanalının rutubetli olması enfeksiyon kapmasını kolaylaştırır Saçınızı boyarken veya saç spreyi kullanırken kulak deliklerinizi kuzu yününden ufak toplarla kulağınızı kapayın Bunlar suyu geçirmez

Otoskleroz kulakta kireçlenme

Otosklerozda (kireçlenmede) iç kulağın kemik duvarı bozulur ve iç kulak girişinde sünger gibi anormal kemik oluşur Üzengi kemiği de iç kulağa ses dalgalarını geçirmek için titreşim yapan ufak kemikten etkilenmiş olabilir ve hareket edemez Bu iletişime bağlı işitme kaybı birbirine bağlı kemikler yoluyla orta kulaktan titreşimleri ileri geçiren mekanizmanın çalışmamasıdır İletişime bağlı işitme kaybı, düzelebilir İç kulak sinirlerine bağlı işitme kaybı gibi değildir 0 düzeltilemez

Belirtiler

- Kulaklardan birinde veya her ikisinde ağır ilerleyen işitme kaybı

- Kulak çınlaması

Genç yetişkinlerde otoskleroz (kireçlenme) en sık görülen orta kulak işitme kaybı nedenidir Otoskleroz Amerikan nüfusunun yüzde onunu bir dereceye kadar etkiler Otoskleroz aileden geçer ve erkeklerden daha çok kadınlar arasında yaygındır Zencilerden, Amerikan yerlilerinden (Kızılderililerden) ve Asyalılardan (sarı derililerden) daha çok beyazlarda görülür

Belirtiler 15 ila 35 yaşları arasında ortaya çıkar Bu durum yavaş ilerler ve tek kulağı veya her iki kulağı birden etkiler İşitme kaybı hafif veya ağır olabilir Kireçlenmesi olan kadınların işitme kaybı yüzdesi hamilelik sırasında artabilir Eğer işitme duyunuz gitgide zayıflıyorsa, doktorunuzu görün

Teşhis

Eğer işitme duyunuzun giderek azaldığını fark ederseniz, doktorunuza başvurun Doktorunuz kulağınızı muayene edecek, işitme testleri yapacak ve herhangi bir akrabanızda erken işitme kaybı olup olmadığını soracaktır

Otoskleroz genel sağlığı etkilemez ve çoğu zaman iyileştirilebilir bir hastalıktır Bununla birlikte, sağırlık duygusal olarak zorlayabilir ve çevreden uzaklaşmaya neden olabilir

Tedavi ve Cerrahi Tedavi

Otoskleroz çoğu kez, stapedektomi denilen bir ameliyatla ki bu ameliyatta, kulak kanalının derisi kesilir ve kulak zarı kaldırılır; böylece üzengi kemiği çıkarılır ve yerine ince bir tel ya da paslanmaz çelikten bir protez takılır Daha sonra kulak zarı eski haline getirilir ve 1-2 hafta içerisinde iyileşme olur Bazen üzengi kemiğinin tabanında küçük bir delik açmak ve protezi yerleştirmek için lazer kullanılabilir

Ameliyattan sonra birkaç saat baş dönmesi olabilir, ancak daha sonra geçer İşitme yeteneğiniz hızla eski haline gelir ve birkaç hafta içinde normal etkinliklerinize dönebilirsiniz Ara sıra orta kulakta bir kan pıhtısı oluşarak ses iletimini etkiler Genellikle bu pıhtı birkaç haftada ortadan kalkar

Stapedektomi ameliyatı otosklerozlu hastaların çoğunda başarılı olur, ancak her 100 kişiden bir, ikisinde ameliyattan sonra tam bir işitme kaybı olabilir Bu, ameliyattan önce düşünülmesi gereken bir durumdur Eğer iki kulağınızda da otoskleroz varsa, önce bir kulağınızdan ameliyat olmanız, sonucu gördükten sonra ikincisini ameliyat ettirmeniz daha uygun olur Eğer iç kulakta bir hasar varsa, stapedektomi ameliyatı sorunu çözmeyebilir

İlaç Tedavisi

İlerleyen kemik bozulmalarını ve sünger benzeri kemiklerinn sertleşmesiyle oluşan işitme kaybını önlemek için sodyum fluorid, kalsiyum ve vitamin D tabletleriyle tedavi uygulanır Ancak ne derece yararlı oldukları konusunda tartışmalar devam etmektedir

İşitme Aletleri

Otoskleroza bağlı işitme kaybını düzeltmenin bir başka yolu da işitme aletleridir Eğer bir veya her iki kulağınızda da kireçlenme (otoskleroz) varsa, doktorunuz sizi işitme aleti yerleştirmesi için bir odiolojiste gönderebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Kulak zarı yırtılması ve enfeksiyonları

Delik Kulak Zarı

Delik kulak zarı, dış kulak yolu ile orta kulağı birbirinden ayıran bu ince zarın delik veya yırtık olmasıdır Orta kulak, burun gerisindeki genize "östaki borusu" aracılığı ile bağlantılıdır Bu boru orta kulak basıncı ile hava basıncını eşitler

Delik kulak zarında sıklıkla işitme azalır ve nadiren de akıntı olur Ağrı genellikle bulunmaz

Kulak Zarı Delinmesinin Sebepleri

Darbe ve iltihap baş sebepler arasındadır Şu durumlarda kulak zarı delinebilir:

Kulağa şiddetli tokat atılması
Kafatası kırığının belli türlerinde
Ani bir patlama sonrası
İğne, kibrit çöpü gibi cisimlerin kulak kanalı içerisine fazlaca sokulması
Aşırı sıcak veya asidik bir sıvının kulak kanalına kaçması
Orta kulak iltihapları ağrı, işitme kaybı ve kulak zarının delinmesine yol açabilirler Kulaktan iltihaplı veya kanlı bir akıntı olabilir Bu durum, kulak zarı deliği ile birlikte olan orta kulak iltihabıdır

Nadir durumlarda, kulağa yerleştirilen havalandırma tüplerinden sonra kulak zarında bir delik kalabilir

Bazılarının iyileşmesi aylar sürse de, çoğu kulak zarı delikleri delindikten birkaç hafta sonra kendi kendilerine kapanırlar İyileşmeleri esnasında kulak sudan ve darbeden korunmalıdır Kendi kendine kapanmayan zar deliklerinde operasyon gerekebilir

Delik Kulak Zarının İşitmeye Etkileri

Genellikle delik büyüdükçe, işitme kaybı da artar Deliğin kulak zarındaki yeri de işitmeyi etkiler Şayet kafatası kırığı orta kulakta birbiri ile bağlantılı olarak işitmeyi iç kulağa ileten kemikçiklerde de bir hasar meydana getirmişse, işitme kaybı oldukça ağır olabilir

Kulak zarı, ani bir darbe veya patlama sonucu delinmişse, işitme kaybı fazla olabilir ve kulak çınlaması da şikayetlere eklenebilir Bu durumda işitme zamanla geri döner ve kulak çınlaması birkaç gün içerisinde azalır Kulak zarı deliğine bağlı sürekli iltihap olması, ileri derecede işitme kaybına yol açabilir

Delik Kulak Zarının Tedavisi

Deliğin tedavisine girişmeden önce, işitme testi yapılmalıdır Kulak zarının onarılmasının faydaları duş yaparken, banyoda veya yüzerken orta kulağa su kaçmasını önlemek, işitmeyi artırmak ve çınlamayı azaltmaktır

Sürekli iltihaba ve orta kulaktaki yapıların erimesine yol açan "kolesteatom (orta kulakta deri kisti)" denilen yapının oluşmasının da önüne geçilebilir

Şayet delik çok ufaksa, kulak, burun, boğaz hekimleri bunun kendi kendine kapanıp kapanmayacağını anlamak için bir süre takip etmeyi tercih edebilirler Koopere hastanın delik kulak zarına muayenehanede yama konması da denenebilir Hekiminiz, mikroskop altında, yeniden kapanması için delik kenarlarını, kimyasal bir madde ile uyarıp üzerine bir kağıt parçası koyabilir Kulak zarının kapanması ile genellikle işitmede bir iyileşme hissedilir Deliğin tam kapanması için birkaç kez (üç, dört kez) yamalama işlemi gerekebilir Şayet hekiminiz muayenehanede yapılan bu yamalama işlemi ile zardaki deliğin tam ve iyi olarak kapanmayacağına kanaat getirirse, operasyon planlanır

Birçok operasyon yöntemi vardır ama hepsinde temel ilke, delik üzerine bir doku parçası ile yama yapıp iyileşmeye bırakmaktır Bu işleme tıp dilinde "timpanoplasti" denir Operasyon çoğunlukla deliğin tam olarak kapanmasını ve işitmenin düzelmesini sağlar

Hekiminiz delik kulak zarınızın doğru tedavisi için gerekli önerilerde bulunacaktır

Sürekli (Kronik) Orta Kulak İltihabı Olanlara Bilgiler


Kulak, dış, orta ve iç olmak üzere üç bölümden oluşur Orta kulak, kulak zarı ve kulak kemikçiklerini içerir Kulak zarını veya kemikçikleri etkileyen herhangi bir hastalık, sesin dış kulaktan iç kulağa iletilmesine engel çıkartarak iletim tipi işitme kaybına yol açar Böyle bir hastalık, kulak zarındaki bir delikten, kulak kemikçiklerinin bir veya daha fazlasının tahribinden, kemik zincirin bozulmasına kadar değişik çerçevede olabilir

Orta kulakta bir iltihap oluştuğu zaman, kulak zarı delinerek iltihap dışarı akabilir Bu delik, sıklıkla kendi kendine iyileşip kapanır Şayet iyileşemezse, çoğunlukla kulak çınlaması ve aralıklı veya sürekli akıntının görüldüğü işitme kaybı oluşur

Kulak Bakımı: Kulak zarınız delikse kulağınızın içine su kaçırmamalısınız Banyo yaparken veya başınızı yıkarken kulağınıza vazelinle sıvanmış bir pamuk parçası koymanız gerekir Yüzerken, pamuğun üzerine sıkı sıkı yüzme beresi geçirmenizde fayda vardır Ayrıca marketlerde değişik boyutlarda kulak tıkaçları da satılmaktadır

Burnunuzu kuvvetli sümkürmekten kaçınmalısınız Bu olay, geniz ile orta kulak arasında bulunan "östaki borusu" vasıtası ile burun ve genizdeki mikropların, orta kulağa ulaşmalarına sebep olur Burun akıntısı içe çekilmeli, tükürülmelidir Burnunuzu sümkürmeniz çok gerekiyorsa, bunu diğer burun deliğinizi kapatmadan yapmanız tavsiye edilir

Kulak akıntısı olduğu müddetçe, kulak, mümkün olduğunca içerisine fazla bir şey sokulmadan temizlenmelidir Kulak akıntısı varsa veya başlamışsa ilaç kullanılmalıdır Kulak yoluna, akıntının varlığını tespit etmek amacı ile pamuk konabilir fakat bu, akıntının önünü sürekli tıkamamalıdır

İlaç Tedavisi: İlaç tedavisi çoğunlukla kulak akıntısını durduracaktır Tedavi, kulağın aralıklı olarak temizlenmesini, damla veya toz kullanılmasını gerektirir Belli kişilerde ağızdan antibiyotik kullanılması gerekir

Cerrahi tedavi: Yıllarca, kronik orta kulak cerrahisinin amacı, iltihabı kontrol altına almak ve geliştirebileceği zararlı etkilerini önlemek amacı taşımıştır Son zamanlarda işitmenin de yeniden kazanılması için yöntemler geliştirilmiştir

Kulak zarını yamamak veya yeniden yapmak için birçok doku kullanılabilmektedir Bu dokular, "kulak kanalının derisi, kulak üzerindeki kası kaplayan zar, kıkırdak" gibidir Hasar görmüş bir kulak kemikçiği, yeniden yerleştirilebileceği gibi, yapma bir kemik de kullanılabilir Bazen erimiş bir kulak kemikçiği yerine, kıkırdak da kullanılabilir

Kulak Zarı Tamiri (Miringoplasti): Çoğu orta kulak iltihabı kendi kendine iyileşir, bazıları da geride delik bir kulak zarı bırakır

Kulak zarı tamiri orta kulağı korur ve bazen işitmenin de düzelmesini sağlar Bu operasyon orta kulak kemikçiklerinde bir hasar olmadığı ve iltihabın kurumuş olduğu kişilerde yapılabilir Operasyon, dış kulak yolundan veya kulak kepçesinin arkasından yapılır Yukarıda belirtilen dokular, kulak zarı oluşturmak veya yama yapmak için kullanılır Kişi, yedi ile on gün içerisinde işine dönebilir Tam iyileşme, yaklaşık altı hafta içerisinde olur ve ancak bu sırada operasyonun işitmeyi nasıl etkilediği anlaşılır

Orta Kulak Tamiri (Timpanoplasti): Orta kulak iltihabı, kulak zarıyla beraber orta kulak kemikçiklerinde de hasar meydana getirebilir Timpanoplasti, hem kulak zarının hem de bu kemikçik zincirinin tamirine verilen isimdir Bu operasyon, kulak zarının onarılmasını ve çoğu zaman işitmenin de daha iyi olmasını sağlar

Operasyon, kulak kepçesi arkasından veya dış kulak yolundan yapılır Orta kulak kemikçik zinciri, kemikçiklere yeniden şekil verilerek veya diğer dokularla onarılır, aynı zamanda zar tamiri de yapılır

Bazı kişilerde, hem kemikçik zinciri hem de zarı aynı anda tamir etmek mümkün olmaz Bu durumda önce kulak zarı onarılır, dört ay veya daha uzun bir süre sonra da kemikçik tamiri yapılır

Operasyon, genel anestezi altında gerçekleştirilir Kişi, operasyondan sonra yedi ile on gün içerisinde işine dönebilir İyileşme, yaklaşık altı haftada tam olur İşitmedeki iyileşme birkaç ay hissedilmeyebilir

Kulak Arkası Kemik (Mastoidektomi) ve Orta Kulak Tamiri (Timpanoplasti): İltihap, bazı kişilerde, dış kulak yolundaki dokunun delik kulak zarından içeri girerek orta kulak ve kulak arkası kemiklerin içine yayılmasına sebep olur Bu gerçekleşirse, deri ile kaplı, "kolesteatom" denilen bir kist oluşur Bu kist, yıllar boyunca giderek genişler ve çevre kemik dokuları tahrip eder "Kolesteatom" mevcutsa, kulak akıntısı daha sürekli ve sık, kokulu bir hâl alır Birçok hastada, sürekli olan akıntının sebebi, kulağı çevreleyen kemik dokunun kronik iltihabıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Burun Şekil Bozukluğu (Burun Estetiği)

Burun, en göz önünde olan organlarımızdan bir tanesidir Her ırk ve kişinin, belli bir burun şekli vardır Çoğunlukla travmaya bağlı bazen de yapısal olarak burun şeklinde bozukluklar olabilir Doğallıktan uzak görüntüler kişiyi rahatsız ederse, kişinin "burun şeklinin değiştirilmesi"ni isteme hakkı vardır

Burun şekil bozukluklarının en sık karşılaşılanları, burun sırtında kemer şeklinde eğrilik, burun ucunun kalın ve düşük olması, burunun yüze göre geniş olmasıdır

Ameliyatımı Kime Yaptırmalıyım?

Burun birçok görevi olan bir organdır İlk ve en önemli görevi nefes alıp vermektir Çünkü normal solunum burundan yapılır Böylece solunan hava burunda ısıtılır, nemlendirilir, temizlenir ve akciğerlere öylece gönderilir Ayrıca burunun koku ve tat alma görevleri de çok önemlidir Burun içerisine açılan sinüsler ve bunların rahatsızlıkları da son yıllardaki teknlojik gelişmelerle oldukça değişiklikler ve başarılar kazanmıştır Burunun görevlerinin sağlıklı olmasından ihtisas eğitimi sırasında her türlü burun rahatsızlığının ilaç ve cerrahi tedavisinin öğretildiği kulak, burun, boğaz hekimleri sorumludur Kulak, Burun, Boğaz uzmanı aynı zamanda bir baş-boyun cerrahıdır

Burun estetik operasyonu, yüz estetik operasyonlarının içerisinde değerlendirilir Amerikan Yüz Plastik ve Rekostrüktif Cerrahi Cemiyetinin üyelerinin %60'ı Kulak, Burun, Boğaz uzmanları tarafından oluşturulmaktadır Burun estetik operasyonları günümüzde kulak, burun, boğaz hekimleri ve plastik ve rekonstrüktif cerrahlar tarafından yapılmaktadır Her iki branştaki hekimlerin özel ilgileri olabilir

Bizim estetik ameliyat prensibimiz, kişinin yüzüne uyan, abartılı, müdahale edilmiş görüntüsü vermeyen burun şeklini kazandırmaktır Bunun belirlenmesi için, kişinin ve hekimin yapılacak değişiklikleri, fotoğraf üzerinde konuşması ve kişinin beklentilerinin anlaşılması çok önemlidir Güzel burun yoktur, güzel görünen burun vardır

Burunu sadece estetik özellik arzeden bir organ olarak görmemekte, diğer önemli görevlerinin de mutlaka sağlanması gerektiğine inanmaktayız Tıkalı, fakat çok estetik kabul edilen bir burun şekli bizim için hiç muteber değildir Kişi de bunun yarattığı tıbbi şikayetlerle ergeç karşı karşıya kalacaktır

Burun şekil bozukluğu olan kişilerde çoğunlukla burun içerisinde de eğrilik olduğu için aynı ameliyatta o da düzeltilir

Günümüzde endoskopik sinüs ameliyatları ile aynı anda estetik ameliyatı da yapılabilmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Horlama


Erişkin insanların yaklaşık %20-25'i horlar Horlama, erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla birlikte, her insanda görülebilir İlerleyen yaşla birlikte horlamanın şiddeti de artar Üst solunum yolundaki yumuşak dokular (yumuşak damak, küçük dil ve bademcikler) uyku sırasında gevşer Bunun sonucunda, hava yolunda kısmi bir daralma meydana gelir ve yukarıda belirtilen dokuların uyku esnasındaki titreşimleri ile horlama denilen rahatsız edici ses ortaya çıkar Horlama bazılarınca önemsiz ve basit bir durum olarak kabul edilebilir Ancak, bazen bütün bir ev halkını huzursuz eden bir sorun haline de gelebilir Horlama uyku düzenini etkiler ve horlayan kişinin uyku esnasında yeterli oksijen almasına engel teşkil edebilir Bunun sonucunda da, horlayan kişide gündüz saatlerinde uyuklama, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu şikayetleri ortaya çıkabilir Daha da önemlisi horlama, "obstrüktif uyku apnesi" adı verilen ve uykuda solunumun zaman zaman durması ile kendini gösteren ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir Horlayan kişilerin yaklaşık 1/3'ünde bu ciddi sorunun varolduğu bilinmektedir ve bunun teşhisi ancak bir uyku laboratuarında gerekli incelemelerin yapılması ile mümkün olabilmektedir

Horlama Tedavi Edilebilir mi ?

Kilo verme, özel şekilli yastıklar, ağız veya buruna yerleştirilen bazı cihazların kullanılması, horlamanın kontrolu konusunda kısmen yararlı olabilir Ayrıca uyku ilaçları, sakinleştirici ilaçlar ve alkol kullanımından kaçınma gibi yöntemlerle de horlama kısmen kontrol altına alınabilir
Günümüzde, horlamayı ortadan kaldıracak, başarı oranı %85-90 olan etkili bir yöntem vardır "Laser Uvulo-Palatoplasti" kısaca (LAUP) adı verilen bu cerrahi yöntemle yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilmekte ve horlama önlenebilmektedir Ameliyatta amaç, lazer ışını ile yumuşak damağı oluşturan dokuları dikkatle küçülterek, zamanla dokuların iyileşip gerginleşmesiyle uyku sırasındaki titreşimleri, yani horlamayı ortadan kaldırmaktır Ameliyatta lazer ışınının kullanılmasının nedeni, lazerin yumuşak dokuları kanamaya neden olmadan kesme özelliğinin olmasındandır Ameliyat yaklaşık yarım saat sürmekte ve boğazı uyuşturacak şekilde bölgesel anestezi ile yapılmaktadır

Ameliyatın Sonucunu Ne zaman Alabilirim ?

Pek çok hastada bir kez tedavi ile istenen sonuç alınmaktadır Ameliyatın etkilerinin görülme zamanı kişiden kişiye değişmektedir Bazı hastalarda sonuç hemen alınmakta, ameliyatın yapıldığı gün horlama kesilmektedir Bazı hastalarda ise sonucun tam olarak ortaya çıkması 1 ay gibi bir sürenin geçmesini gerektirmektedir Nadiren de, bazı hastalarda, en erken dört hafta sonra olmak üzere ameliyatın tekrarlanmasına ihtiyaç duyulabilir Bazı hastalarda horlama tamamen ortadan kalkmasa bile, şiddeti azalmaktadır LAUP ameliyatını takip eden birkaç gün ile iki hafta arasında hasta boğazında ağrıdan şikayet edebilir, ancak bu durum ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınmaktadır Hastaların çoğu birkaç gün içinde normal hayatlarına dönmekte ve çalışmaya başlayabilir hale gelmekte, sadece ağır kaldırma gibi zorlayıcı bedensel faaliyetlerden kaçınmaları istenmektedir

LAUP İçin Uygun Bir Adaymıyım ?

Öncelikle muayene olmanız gerekir Doktorunuz, horlamanız ile burun tıkanıklığı ve genel sağlık durumunuzun değerlendirilmesine yönelik bilgilere ihtiyaç duyacaktır Daha sonra baş ve boyun bölgesine ağırlık verilen muayeneniz yapılacaktır Bundan sonra muhtemelen, "Obstrüktif Uyku Apnesi" bulunup bulunmadığını araştırmak üzere uyku laboratuarında bir uyku çalışması yaptırmanız istenecektir Uyku çalışması, uyku laboratuarında bir gece geçirmenizi ve bu sırada beyin dalgaları, kalp atımları, kandaki oksijen miktarı, solunum düzeni gibi verilerin kaydedilmesini gerektirmektedir Bu uyku çalışmasını takiben, doktorunuz LAUP da dahil olmak üzere olası tedavi seçeneklerini belirleyecektir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...




KULAK ÇINLAMASI

Gerçekte dışarıdan gelen bir sesli uyaran olmadan hastanın ses algılamasına kulak çınlaması (tinnitus) denir Bu ses değişik tonlarda ve özelliklerde olabilir Hastalar kimi zaman bir çınlama,kimi zaman uğultu, rüzgar sesi veya bir makinenin çalışma sesi gibi tarif edebilirler Bunların hepsine birden tinnitus adı verilir

Tinnitusa neden olabilecek çok sayıda sebep vardır Bunlar arasında kulak kiri (buşon) gibi basit sebepler olabileceği gibi iyi ya da kötü huylu tümörler gibi ciddi sebeplerde olabilir Kulak çınlaması daha çok ileri yaşlardaki kimselerde görülmesine rağmen her yaşta görülebilir En sık görülen sebepler olarak şunlar sayılabilir:
-İç kulağın yaşlanması
-Kulağa giden damarlarda daralma
-Hipertansiyon
-Gürültülü ortamlarda bulunma
-Orta kulak iltihapları
-Dış kulak rahatsızlıkları
-Kolesterol ve diğer yağların yüksek oluşu
-Psikolojik faktörler (depresyon , gerginlik)
-Kullanılan ilaçlar (aspirin,bazı antibiyotikler)
Bunların dışında; daha seyrek görülen sebepler çok uzun bir liste oluştururlar
Tinnitusun bir hastalık olmayıp, başka bir hastalığın belirtisi olduğu unutulmadan teşhis konulmaya çalışılmalıdır Ancak tinnitusun gerçek sebebi çoğunlukla tesbit edilemediği için tedavide hedef tinnitusun azaltılması olmaktadır Kulak çınlamasının nedeni araştırılırken en sık uygulanan tetkikler şunlardır

-Odiometrik tetkikler (orta kulak ve iç kulak ölçümleri)
-Tansiyon ölçülmesi
-Kan tahlilleri (kan şekeri, kolesterol,karaciğer,guatr tetkikleri)
-Radyolojik İncelemeler (Normal grafiler, bilgisayarlı tomografi,manyetik resonans)

Yapılan tetkikler sonucunda eğer tinnitusa sebep olabilecek bir hastalık bulunursa, o hastalığın tedavisi yapılmaya çalışılır Ancak mevcut hastalığın başarılı tedavisi bile tinnitusu ortadan kaldırmayabilir Sebebi belli olsun olmasın tinnitusu azaltmak için en sık başvurulan yöntem ilaç tedavisidir Bu amaçla; iç kulağa giden kan akımını arttırıcı ilaçlar kıllanılır Tinnitus eğer hastanın günlük yaşamını etkileyecek kadar şiddetliyse, tinnitus masker denilen ve işitme cihazına benzer cihazlar faydalı olabilmektedir Tinnitus nedeniyle uykuya dalmakta zorlanan hastalar için pratik bir yöntem olarak, yatmadan önce 15-20 dk süre ile walkman dinlemek olabilir Bu tinnitusu geçici olarak kaldırabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...







Geniz akıntısı nedir?

Geniz akıntısı, "boğazda mukus birikmesi" veya "mukusun, burun arkasından damlama hissi" şeklinde tarif edilir Mukus, burun salgısına verilen isimdir Mukus, burun içini ıslak, kaygan tutar, temizler; solunan havayı nemlendirir ve içerisindeki yabancı maddeleri tutar, mikroplarla savaşır Mukus üretimi ve temizliği, sinir, kan damarları, salgı bezleri, kaslar, hormonlar ve silialar ile karışık bir biçimde düzenlenir "Geniz akıntısı hissi", aşırı miktarda ve kalın mukus veya boğaz kaslarındaki bozukluklar veyahut da yutma bozukluklarından kaynaklanabilir

Burun ve sinüsler, günde yaklaşık bir ile iki litre arasında ince mukus oluştururlar Mukus, burun ve sinüsü döşeyen hücrelerin yüzeyinde bulunan, gözle görülemeyen "silia" diye isimlendirilen süpürge gibi uzantılarla sürekli geriye doğru süpürülür Mukus, kayar biçimde genize, oradan da aşağıya yemek borusuna gönderilir ve farkına varılmadan yutulur Normal şartlarda, burun önden akmaz Salgının çok olduğu veya bu salgının arkaya yönlendirilemediği durumlarda burundan akıntı olur

Anormal salgılar:

Artmış, ince, temiz salgı: Basit soğuk algınlığı gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarında, alerjide, soğuk havada, parlak ışıkta, belirli yiyecek ve baharatlarda, hamilelik ve hormon değişikliklerinde, değişik ilaçlar kullanıldığında (doğum kontrol hapları, bazı yüksek tansiyon hapları gibi) ve yapısal bozukluklarda (burun eğriliği gibi) görülebilir

Vazomotor rinit: Burun, tıkalı, şiş ve ıslak hissedilir Burada burun, değişikliklere karşı aşırı hassastır fakat alerjik değildir

Artmış, kalın salgı: Çoğunlukla, kışın soğuk havalarda, nemsiz, sıcak ev ve binalarda yaşayan kişilerde görülür Sinüs ve burun enfeksiyonları ile özellikle bazı süt ürünlerinden gelişen alerji durumlarında da ortaya çıkar Şayet bir burun akıntısı, koyulaşıp, sarı, yeşil renk almaya başlarsa, bakteriyel sinüs enfeksiyonu gelişmesi muhtemeldir Çocuklarda, bu durumda, burunda yabancı cisim (fasülye, yuvarlanmış kağıt, oyuncak parçası gibi) olmasından da şüphe edilir

Azalan salgı: Aşağıdaki durumların herhangi birinde olabilir:

*Sigara dumanı, endüstriyel kirlilikler, otomobil egzozu gibi çevresel uyarıcılar, burun salgısını azaltır Salgı azaldığında, normalden daha fazla koyulaşır ve aldatıcı olarak artmış mukus gibi hissedilebilir

*Burun havaakımının düzgün olmasını engelleyen burun eğrilikleri de salgının azalması veya çoğalmasına sebep olabilirler

*Yaş arttıkça, burun salgısı azalıp, koyulaşır Bu, geniz akıntısı gibi hissedilebilir

*Burunu döşeyen dokunun bazı ender görülen hastalıklarında da mukus üretimi veya akımı etkilenebilir

Yutma bozuklukları:

Yutma işlemi, sıvı ve katı gıdaların, ağızdan yemek borusuna kadar gitmesini sağlayan karışık bir işlemdir Ağız, boğaz ve yemek borusundaki kasların, birbirleri ile düzenli ilişkileri gerekir Yutmada problem olması, sıvı ve katı gıdaların boğazda birikmesine yol açabilir Buradan, nefes borusuna ve ses tellerinin bulunduğu bölgeye kaçarak, seste boğukluk, boğaz temizleme ve öksürüğe yol açabilir

Yutma problemlerine birçok faktör eşlik edebilir:

*Yaş: Yaş ilerledikçe, yutma kaslarının gücü ve aralarındaki koordinasyon azalır Bundan dolayı, tükürük bile mideye düzgün bir şekilde ulaşamayabilir

*Uyku: Uyku esnasında yutkunma çok azalır ve tükürük birilebilir Uyandığımızda öksürme ve boğazımızı temizleme ihtiyacı olur

*Stres ve gerginlik: Her yaşta, stres ve gerginlik, boğaz kaslarını da etkileyerek, bir kitlenin boğazda düğümlenmiş hissini verebilir Sık sık boğaz temizlemek, mukus azlığından da dolayı, boğazın hassasiyetini artırır

*Yemek pasajında kitle ve şişlikler: Sıvı ve katı gıdaların geçişini yavaşlatabilir veya önleyebilirler

*Gastroözefajeal reflü: Midedeki asitli muhtevanın, yemek borusu ve boğaza kaçmasına verilen isimdir Göğüste yanma, hazımsızlık, boğaz ağrısı, sık görülen şikayetlerdir ve özellikle yemekten sonra sırtüstü yatınca artarlar Mide ile yemek borusunun birleştiği yerin bir kısmının, diyaframın yukarısına kayması da, aynı şikayetlere yol açar

Kronik boğaz ağrısı: Geniz akıntısı, çoğunlukla boğaz ağrısı ve yanmasına yol açar Boğaz kültüründe hastalık mikrobu üremez, fakat bademcik ve diğer salgı üreten dokularda şişlik oluşarak, boğazda rahatsızlık ve bir şey takılmış hissi oluşabilir Geniz akıntısının başarılı tedavisi ile boğaz şikayetleri de çoğunlukla kendiliğinden düzelir

Tedaviye başlamadan önce, teşhis de tam yapılmalıdır Bunun için, tam bir kulak, burun, boğaz muayenesi ile gerekli laboratuar ve röntgen tetkiklerinin yapılması lâzımdır

Tedavi

Bakteriyal enfeksiyonlar: Antibiyotikler ile tedavi edilirler, fakat bunlar, sadece geçici bir rahatlama sağlayabilirler Kronik sinüzit varsa, ağızı kapanmış sinüslerin açılması ve akıntının sağlanması için operasyon yapılması gerekebilir

Alerji: Mümkünse, alerji oluşturan maddeden uzak durulmalıdır Antihistaminik, dekonjestan, kromolin sodyum, kortizon türü ilaç ve spreyler, alerji aşıları kullanılabilir Mamafih, bazı antihistaminikler, akıntının koyulaşmasına ve kurumasına sebep olabilirler, dekonjestan (burun açıcı) ilaçlar, kan basıncını, kalp ve tiroid hastalıklarını arttırabilirler Steroid spreyler, tıbbi kontrol altında yıllarca güvenle kullanılabilirler Ağızdan alınan veya iğne şeklinde kullanılan kortizonlar da kısa süreli alındıklarında, nadiren kötü yan etkiye yol açarlar Uzun süre kullanılacaklarsa, çok iyi tıbbi kontrol altında kullanılmalıdırlar

Hangi polenler problem yaratır? Türkiye'de yapılmış bir araştırmada şu sonuçlar elde edilmiştir:

Ocak, şubat, mart aylarında, fındık, ardıç, mazı, selvi, kavak, dişbudak, kızılağaç, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, sık görülen alerjenlerdir

Nisan, mayıs, haziran aylarında, fındık, ardıç, mazı, selvi, dut, dişbudak, meşe, zeytin, çam, at kestanesi, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, ısırgangiller, buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç, havuç, baldıran otu, kereviz, dere otu, sinir otu, kuzu kulağı, çayır otu, sık görülen alerjenlerdir

Temmuz, ağustos, eylül aylarında, ıhlamur, akasyalar, çam, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, papatyagiller, ısırgangiller, buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç, havuç, baldıran otu, kereviz, dere otu, sinir otu, kuzu kulağı, sık görülen alerjenlerdir

Ekim, kasım aylarında, ardıç, mazı, selvi, sedir, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, papatyagiller, sık görülen alerjenlerdir

Mantarlar? Bunlar, bildiğimiz mayalama yapan mantarlardır Ölü yapraklar, çimen, saman, diğer tahıl sapları, tohum ve toprak üzerinde de ürerler Donmadıkları için mantarlar neredeyse bütün yıl alerji yapabilirler Sadece kışın karla kaplı olduklarında etkin olamazlar

Kapalı ortamlarda mantarlar, ev bitkilerinin ve topraklarının üzerinde ürerler Ayrıca, bodrum, merdivenaltı gibi loş ve nemli yerlerde de ürerler Peynir ve fermentasyona uğratılmış alkollü içeceklerde de bulunabilirler

Bütün yıl süren saman nezlesi? Hayvan alerjenleri (kedi, köpek, at ve diğer evcil hayvanların yünleri, derileri), kozmetikler, mantarlar, yiyecekler ve ev tozu gibi bütün yıl süren alerjenler, bu duruma sebep olur Ev tozu, birçok maddenin karışımıdır Bunlar, selüloz (ev mobilyalarından dökülür), mantarlar, ev hayvanlarından dökülen alerjenler, böcek alerjenleri ve "mite" adı ile bilinen küçük yaratıklardır Kışın artan alerjinin sebebi, kalorifer ve sobaların sıcaklık etkisiyle artan ev tozudur

Alerjiler önemli olabilir mi? Alerjik bünyesi olanların, soğuk algınlığına, nezleye, sinüs ve kulak enfeksiyonlarına karşı dirençleri azalmıştır Ayrıca bu enfeksiyonlar esnasında daha fazla rahatsız olurlar, daha da önemlisi astım geliştirebilirler

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...






Doğuştan sağırlık

Sağırlık irsi bozukluklardan (anormalliklerden) kaynaklanabilir Kalıtıma bağlı bir böbrek hastalığı olan irsi nefritle (Alport Sendromu) beraber gelişmiş olabilir Kalıtıma bağlı daha birçok sağırlık türleri vardır Guatrla birlikte sağırlık (Pendred Sendromu), dış kulak, yüz ve boyun sakatlıklarının doğurduğu sağırlık, cilt anormalliklerinden kaynak!anan sağırlık, zihinsel geriliğin neden olduğu sağırlık; retinitis pigmentosa (gece körlüğü) ve periferal nöropatiye bağlı sağırlık (duyma özürü) bu tür sağırlıklardır

Sık rastlanmayan ve başka anormalliklerle (bozukluklarla) ilgisi olmayan sağırlık türleri de vardır Bunlar yaygın sayılmaz Eğer ailenizden birinde veya çocuğunuzda bu tür bir sağırlık belirlenirse bir uzmandan genetik konuda bilgi edinin Sağır bir bebek veya çocuk için uygun tedavi ve eğitime gecikmeden başlanmalıdır

Eğer bir hamile anne adayı kızamıkçık geçirirse, gelişen bebeğin etkilenme riski vardır Eğer kızamıkçık (German measles) hamileliğin ilk üç ayı içinde olursa, çocuğun sağır olarak doğma olasılığı vardır Ayrıca katarakt, kalp problemleri ve beyin veya sinir sistemi bozuklukları gibi başka ciddi sakatlıklar da olabilir Hamileliğin daha sonraki aylarında geçirilen kızamıkçık işitme kaybı yapabilir, fakat diğer sakatlıklara neden olma olasılığı azdır Erken doğum (prematüre), doğum sırasında veya hemen doğum sonrası oksijensiz kalmak, kan uyuşmazlıkları ve menenjit genç yaşlarda sağırlık yapabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...







Farenjit Nedir:

Farenjit, farinks adı verilen boğaz kısmının iltihabıdır Hemen hemen herkes az ya da çok farenjit geçirir Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır Yukarıdan aşağı doğru oluk şeklinde uzanan bir bölümdür Burun arkasındaki kısmına nasofarinks(geniz) adı verilir Ağız boşluğunun arkasındaki kısma ( ağzı açınca tam karşıda görülen kısmı) ise orofarinks adı verilir Aslında aşağı doğru uzanan kısmına da hipofarinks denir ama burası bazı tümöral hastalıklar için önemliyse de farenjit açısından önemli değildir

Farenjit diyince orofarinksin iltihabı anlaşılır

Kaç Tür Farenjit Vardır: Farenjit bulunma süresine göre genelde ikiye ayrılır Eğer farenjit yeni oluşmuş ve şiddetli şikayetler yapıyorsa buna akut farenjit denir Ancak uzun süreden beri var ve hastada çok şiddetli olmayan şikayetler yapıyorsa buna da kronik( müzmin) farenjit adı verilir

Farenjitin Sebebi Nedir: Akut farenjit genellikle üst solunum yolu infeksiyonlarının bir parçası olarak görülür ve sebebi çoğunlukla virüslerdir Bazen bakteriler de bu hastalığa yol açabilirler Bazı kimyasal maddelerin veya tahriş edici meddelerinde farinkse teması ile akut farenjit gelişebilir Kronik farenjitte ise yine virüslerde rol oynamasına rağmen genellikle tahriş edici bir faktör vardır Bunlar arasında en önemlileri olarak sigara içilmesi, alkol kullanılması, alerji, geniz akıntısı, kuru ve kirli hava , burun tıkanıklığı yapan faktörler (burun solunum havasının nemini ve ısısını ayarlar Eğer burun tıkanıklığı varsa uygun olmayan nem ve ısıdaki hava farinkse temas eder ve farenjiti kolaylaştırır), mideden asit kaçağı (reflü), aşırı sıcak veya soğuk besinler, boğaz temizleme refleksinin aşırı olması, diş ve bademcik iltihapları, geniz eti sayılabilir

Ne Gibi Belirtileri Vardır: Akut Farenjit'te hastanın şikayetleri daha belirgindir Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk,yanma veya kaşınma hissi, ateş, öksürük gibi şikayetler olur Buyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık, ses kısıklığı gibi şikayetlerde görülebilir Kronik farenjitte ise akut farenjitin aksine ateş, halsizlik ve kırgınlık gibi şikayetler pek görülmez Boğaz ile ilgili şikayetler daha hafiftir ancak ya hiç kaybolmaz ya da çok kolay ortaya çıkar Boğazda kuruluk hissi, gıcık, yanma, kuruluk, yabancı cisim hissi, takılma, hafif yutkunma zorluğu gibi şikayetler olur Gıcık öksürüğü şeklinde bir öksürükte eşlik edebilir Hastalar boğazını temizleyerek rahatlayacakları hissine kapılırlar ve sürekli temizleme hareketi yaparlar Ancak bu çoğu zaman boğazı daha fazla tahriş etmeye neden olur

Muayenede Ne Görülür: Akut Farenjitte, farinkste kızarıklık ve ödem görülür Ayrıca geniz akıntısı, boyunda beze, burunda ödem ve akıntı gibi bulgulara rastlanabilir Kronik farenjitte de boğazda yine kızarıklık vardır Ayrıca kronik farenjiti ortaya çıkaran başka durumlar varsa bunlara ait bulgular görülür Örneğin; burunda kemik eğriliği (deviasyon), et büyümesi, alerjiye veya iltihaba bağlı akıntılar görülebilir

Teşhis Nasıl Konur: Hem akut hemde kronik farenjitin teşhisi hastanın anlattıkları ve muayene bulgularına göre konur Genellikle herhangi bir tetkik yapmak gerekmez Ancak eğer sinüzit düşünülüyorsa film çekilmesi veya nadiren kan sayımı ya da kültür-antibiyogram yapılması gerekebilir Farenjite neden olabilecek bir başka hastalık düşünülüyorsa buna ait tetkikler yapılabilir

Nasıl Tedavi Edilir: Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir Ancak sıklıkla virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiğinden antibiyotikler hastalığın iyileşme süresini kısaltmaktadırlar Antibiyotik olarak penisilin türevleri, sefalosporin veya makrolidler kullanılabilir Antibiyotiklerin yanısıra, ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar, alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve ağız gargaraları kullanılabilir Pastiller genellikle faydasızdır Kronik farenjitin ise tedavisi oldukça zordur Hem doktorun tedavi uygulaması hende hastanın bazı durumlara dikkat etmesi gerekmektedir Ancak yine de kronik farenjit çoğu zaman tam olarak ortadan kaldırılamaz Tedaviyi belirlemek için kronik farenjiti ortaya çıkaran başka bir faktör olup olmadığına bakılmalıdır Eğer bulunursa önce onun tedavisi gerekir Alerji, burun kemiğinde eğrilik veya burunda et, sinüzit, mideden asit kaçağı(reflü) gibi hastalıklar uygun şekilde gerkirse ameliyatla düzeltilmelidir Antibiyotikler genellikle faydasızdır Geniz akıntısın azaltıcı ilaçlar veya ağız gargaraları sık kullanılırlar Bazen mideden asit kaçağını önleyici ilaçlarda verilebilir Hastanın dikkat edecği durumların başında sigaranın dumanından bile uzak kalmak gelmektedir

Dikkat edilecek durumlar şöyle sıralanabilir:

-Sigara ve alkol almamak

-Tozlu yerlerde ve kirli havada bulunmamak

-Aşırı sıcak ve soğuk gıda almamak

-Üşümemeye çalışmak

-Alerjiye neden olan faktörlerden uzak kalmak

-Reflü düşünülen hastalarda akşam saatlerinde çay-kahve-alkol almamak ve mideyi aşırı doldurmamak

-Boğazı temizlemeye çalışmamak

Uygun tedavi ve hastanın maksimum dikkati bile kronik farenjitin bulgularını ortadan kaldırmayabilir Ancak bulgular hafifleyebilir veya geçici olarak kaybolabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...

Eski 10-11-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kulak, Burun, Boğaz Hakkında Herşey...



Burunda et büyümesi

Burunda et kavramı bazen karışıklığa yol açmaktadır Değişik hastalıklar burunda et var şeklinde hastaya anlatılabilir Daha çok çocuklarda görülen ve burnun arka kısmında, geniz adı verilen kısımda ki et büyümesi bademcik ve geniz eti kısmında anlatılmıştır Ayrıca herkeste burun içinde konka adı verilen etler vardır Her iki tarafta 3'er tane bulunan bu etler burun içi yüzeyini arttırarak nemlendirme ve ısıtma görevini sağlarlar Konkaların büyümeside burunda et şeklinde hastaya anlatılır Diğer bir burunda et olarak tarif edilen hastalıkta nasal poliptir Nasal polip genellikle alerjik nedenlere bağlı olmak üzere sinüs içinden buruna doğru et büyümesidir Burun içindeki tümöral büyümelerde hastaya burnunda et var şeklinde sunulabilirBu kısımda burunda et büyümesi olarak anlatılacak olan önce konkaların büyümesi sonra da nasal poliptir

KONKA HİPERTROFİSİ

Konka Ne Demektir: Konkalar burun ile sinüslerin arasındaki duvarda yerleşen ve her iki tarafta 3'er tane bulunan kemik ve bunu saran yumuşak dokudan ibarettir Alt, orta ve üst konka şeklinde isimlendirilirler Burun çevresindeki sinüslerin birçoğu alt ve orta konka arasındaki boşluğa açılır

Konkalar Neden Büyür: Konkalar burnun normal işleyişine göre bazen büyüyüp bazen küçülürler Ancak burun tıkanıklığı yapacak kadar büyümeleri genellikle alerjik veya iltihabi sebeplere bağlı olarak gelişir Bu tür büyüme genellikle alt konkada görülür Orta konkadaki büyümeler sıklıkla konka içinde hava kisti bulunmasına bağlıdır Eğer hastada bir tarafa doğru septum deviasyonu varsa diğer taraftaki alt konkada büyüme görülebilir

Ne Gibi Belirtiler Yapar: Konka büyümesinin en önemli ve çoğu zaman tek şikayeti burun tıkanıklığıdır Bu tıkanıklık bir veya iki tarafta birden olabilir Hasta hangi tarafının üzerine yatarsa o tarafta daha fazla tıkanıklık olur Burun tıkanıklığı dışında horlama, geniz akıntısı, sinüzit veya alerjiye bağlı şikayetler oluşabilir

Muayenede Ne Görülür: Burun muayenesinde özellikle alt konkalardaki büyüme farkedilir Orta konkadaki büyümeyi farketmek daha zordur Beraberinde akıntı veya alerji bulguları saptanabilir

Teşhis Nasıl Konur: Teşhis, büyümenin gözle görülmesiyle konur Ancak tüm konkaların boyutlarını görmek, sinüzit olup olmadığını görmek, hava kistlerinin varlığını belirlemek ve ameliyat düşünülüyorsa yapılacak işlemleri belirlemek için bilgisayarlı tomografi çektirmek gerekir

Nasıl Tedavi Edilir: Konkaların küçülmesi için başlangıçta ilaç tedavisi uygulanır Bu amaçla en çok kortizonlu burun spreylerinin etkili olduğu görülmüştür Bazen direk konkanın içine de injekte edilebilir Alerjiye bağlı konka büyümelerinde alerjinin tedavisi konkanın küçülmesini sağlayabilir Ancak sıklıkla ilaç tedavisi yeterli olmaz ve ameliyat gerekir Orta konkadaki hava kistleri ancak ameliyatla tedavi edilir

Ameliyat Nasıl Yapılır: Konkaları küçültmek için şimdiye kadar birçok ameliyat şekli tarif edilmiştir Bunlar arasında konkanın yakılması (koterizasyonu), konkanın dışa doğru kırılması sayılabilir En etkili yöntem konkanın tamamen ya da kısmen çıkarılmasıdır Son zamanlarda radyofrekans dalgaları da konka küçültmek için kullanılmaktadır Konkanın çıkarılması dışındaki ameliyatlarda, yeniden büyüme sık görülür Ameliyat hem genel hemde lokal anestezi ile yapılabilir Ameliyattan sonra genellikle burun içine tampon konur Burun dışında herhangi bir ameliyat izi olmaz

Ameliyatın Riskleri Nelerdir: Anestezi komplikasyonları dışında konkalar için uygulanan ameliyatlarda en sık görülen problem kanamadır Konkalar kanlanması çok fazla olan organlar olduğu için bu durum bazen şiddetli olmaktadır Bunun dışında genel olarak güvenli ameliyatlardır

Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Etmeliyim: Ameliyattan sonra hasta için genellikle pek problem olmaz Tamponlardan dolayı biraz baş ağrısı ve huzursuzluk olabilir Tamponlar çıktıktan sonra burun içinde kabuklanma olabilir Doktorunuz bunları kendi belirleyeceği periyotlarda, uygun şekilde temizleyecektir

NASAL POLİP

Nasal Polip Nedir: Nasal Polip sinüslerden kaynaklanan ve burun içine doğru büyüyen etlerdir Konka büyümesinden farkı, normalde burun içinde olmayan etler olmasıdır Konka büyümesine göre daha fazla burun tıkanıklığı yaparlar ve büyümeye daha fazla meyillidirler Bazen burun ucundan dışarı veya genizden boğaza doğru sarkabilirler

Nasal Polip Neden Oluşur: Nasal polip oluşmasının en önemli sebebi alerjilerdir Ancak bazen kronik sinüzite bağlı olarak ta gelişebilir Sinüs içini döşeyen mukoza alerji veya iltihaba bağlı olarak şişer ve sinüslerin ağzından çıkıp burun içine doğru büyür Nasal polip genellikle her iki tarafta birden oluşur

Ne Gibi Belirtiler Yaparlar: Nasal poliplerin en önemli belirtisi burun tıkanıklığıdır Bunu dışında horlama, ses tonunda bozulma, burun akıntısı, baş ağrısı ve alerji ya da sinüzitin diğer belirtileri görülebilir

Muayenede Ne Görülür: Burun Muayenesinde her iki tarafta ya da tek tarafta soluk renkli, ödemli ve burnu tıkayan bir kitle görülür Etrafında akıntı görülebilir

Teşhis Nasıl Konur: Teşhis burunda etin görülmesiyle konur ancak yaygınlığını görmek için mutlaka bilgisayarlı tomografi çekilmesi gerekmektedir

Nasıl Tedavi Edilir: Çok küçük polipler bazen kortizonlu sprey ya da tabletlerle küçülsede tedavi büyük oranda ameliyatla yapılır Ameliyat öncesi bir süre ilaç tedavisi verilmelidir Bu ameliyatı daha kolay hale getirir

Ameliyat Nasıl Yapılır: Nasal polip için yapılan ameliyatlar son yıllarda endoskopik yöntemle(görüntülü yöntem) yapılır Nasal polip sinüsler içinde de bulunduğu için ilgili sinüsünde tedavisi gerekir Endoskopik yöntemde, ışık kaynağı, kamera ve monitör kullanılarak burun içinden girilir ve burun içi ile sinüslerdeki polip temizlenir Burnun yan tarafındaki maksiller sinüse girmek için bazen dudak altından girilmesi gerekebilir Ameliyat hem lokal hem de genel anestezi ile yapılabilir Polip temizlendikten sonra sinüslerin burun içine açılım yerlerinin normale dönmesi sağlanmaya çalışılır

Ameliyatın Ne Gibi Komplikasyonları Vardır: Anestezi komplikasyonları dışında endoskopik ameliyatta en sık görülen problem kanamadır Bu bazen cerrahın çalışmasını engelleyecek kadar şiddetli olur ve ameliyatta asıl amaç kanamayı durdurmak haline gelmektedir Bunun dışında burun ve sinüslerin çevresinde önemli organlar bulunduğu için ciddi komplikasyonlar gelişebilir Bunlar arasında göz çukuru içine girilerek göz küresi ve sinirinin zedelenmesi, beyin zarının delinerek beyin sıvısının burun içine akması, beyine giden büyük damarların yaralanması, beyin absesi gibi ciddi problemlerin yanı sıra bazı küçük ve daha sonra tedavi edilebilen komplikasyonlar da vardır

Ameliyattan Sonra Nelere Dikket Etmeliyim: Endoskopik yöntemle yapılan ameliyattan sonra en önemli konu pansumanların uygun yapılmasıdır Polip ameliyatında pansuman burun içinin uygun şekilde temizlenmesi anl***** gelir Bunun için başlangıçta birkaç günde bir daha sonra daha seyrek olarak doktorunuza gitmeniz gerekecektir Kaç günde bir temizlenmesi gerektiği ameliyatın seyrine ve doktorun tercihine göre değişir Doktorunuz her pansumandan sonra bir sonraki görüşme zamanını söyleyecektir Hasta kendisi burun içini serum fizyolojikle yıkayarak yapışma ve birikintileri önlemeye çalışabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.