Bir İç Yangını &Quot;Özlemek&Quot; |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir İç Yangını &Quot;Özlemek&Quot;Elinden kayıp gidenleri, tutamadıklarını, tutunamadıklarını özler galiba insan en çok Bir karlı günde, ölüm uçuşuna gittiklerini bilmeden, kafeslerinden artarda uçan iki minicik kuşun tüylerinin yumuşaklığına dudaklarını değdirmeyi Yerine koyamadıklarını, koyamayacağını bildiklerini özler Bir adamı, ya da kadını özler Tanıdığı, sevmeye çalıştığı diğer tüm kadınlar ve adamlar da; o bir tek kişiyi aradığını bilerek veya bilmeyerek Özlem dindirilemez giderilemez bir şeydir oysa Odak noktasını bir yerden alır sonra dallanıp budaklanır Hatta sarpa sarar kimi zaman Havaalanları hep özlem kokarBavullar gidip gelirken, özlem taşıdıklarındandır onca ağırlıkları Ağır bir yüktür özlem, kolay taşınamayan Taşınır taşınmasına da ne bileyim, yoruluyor insan Kırmızı başlıklı kızın, henüz kurda dönüşüp de kırmızı başlıklı kurt olmadığı, Külkedisi için prensin yollara düştüğü, henüz külkedilerinin değerli olduğu İnsanların gaflet uykularından bir türlü uyanamadıkları değil de uyuyan güzellerin bir buse ile kolayca uyanabildikleri masalları özleriz hep onlara inanmak istediğimizdendir belkimasalın bile kendi gerçeği içinde, mutlu sonları dileriz olamayacağını bilsek de Özlemek vazgeçmemektir, vazgeçememektir belki de Kovulduğumuz kapılardan girmek için bir baca deliği aramak, kimi zaman iğne ile kuyu kazmak, dipsiz kuyulara boşa kova sallamak Sessiz gecelerde, anıların tozlu tavan aralarından, gün ortasında kalabalık bir ortamda burnumuzun direğini sızlatan kokudan, taşınırken elimize geçen eski bir fotoğraftan yola çıkıp bir hikaye yazabilmektir özlemek Özlemek, sahiplendiğimizin aksine sahipsiz bir duygudur biraz başıboş kaldığında, hem yolunu hem yönünü şaşıran şaşırdığımız, hiç de değil derken, tam tersini yaparken yakalandığımız arsız ama riyasız Özlemek, puslu sabahlarda henüz gidilmemişken başlar gidilip dönülemeyeceği baştan bilinen, sessiz anlaşmaların korkunç yalnızlığında derinleşir tüm dönülememişliği ve dönmeyenleri de kapsayarak, yutara koyulur karanlığı koyu karanlıktır özlemek Gurbette, dilini özler insan seslerin içinde kaybolup giderken; anlamını yitirmiş sözcüklerin, ıssız şehirlerin tanımsız sokaklarında anadilinde duyacağı tek bir cümlenin sıcağına hasret, kendine bile yabancılaşırken bulur ya kendini, bir yerlere sığamaz olur, boğulur yakıcıdır özlemek Yüreğine de sığamaz, sığdıramaz her ne ise taşıdığı ne gündüze ne geceye, düşlerinden taşar köpük köpük el ayak çekilince, derinden ince bir sızı duyulur ince bir sızıdır özlemek Yıllar boyu göremesen de unutamamaktır dünmüşçesine son görüşme son noktayı koymamaktır kurulan cümlelere ucunu açık bırakmaktır sevdaların gün ola devran döne diyebilmektir dirençsiz beklemektir öylece Mutlu olmaktır rastlanılan gece düşlerinin sabahlarında zaten hiç gidilememiştir ki ondan, oradan özlemek, yalnızlığı çoğaltmaktır tuhaf biçimde içimizi acıtan Özlem, en çok masallara yaraşırhem ulaşılmaz masal kahramanları yaratabildiğimiz, hem de yel değirmenleriyle savaşabildiğimiz için Özlemek, bu güne dek söylenmiş tüm masallardır Siz kimleri, neleri, nereleri özlüyorsunuz? düşlerinizde nasıl yapıyorsunuz yolculuklarınızıdüşe kalka ilerlerken bu yaşam yolunda, durup bir kendinize bir geride kalan her şeye, herkese bakıyor musunuz? Yüreğinizin derinliklerine cesurca bakabilmenin adıdır özlembiliyor musunuz? |
|