|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
değerlendirilmektedir, gayba, içerisinde, Îmân, peygamberlere |
![]() |
Peygamberlere İman Neden Gayba İman İçerisinde Değerlendirilmektedir? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Peygamberlere İman Neden Gayba İman İçerisinde Değerlendirilmektedir?Peygamberlere İman Neden Gayba İman İçerisinde Değerlendirilmektedir? Hakkında Peygamberlere İman Neden Gayba İman İçerisinde Değerlendirilmektedir? Soru Peygamberlere iman neden gayba iman içerisinde degerlendirilmektedir? KUR’AN-I KERIM muttakilerden, yâni takva sahibi mü’minlerden bahsederken onlarin en büyük özelligi olarak “gayba imanlarini” gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gayb iki ayri mânâya gelir: Birincisi, hakkinda hiçbir sey bilmedigimiz, yalniz Cenâb-i Hakk’in malûmu olan haller, hâdiseler, âlemlerdir ki, bunlar imana konu degildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bizce gayb, görülemeyen degil, görülmeyen demektir ![]() ![]() (Hak Dini Kur’an Dili) “Gayba iman” denilince akla ilk gelen, Allah’a ve diger iman rükünlerine imandir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Inanmada ilk adim kalben tasdik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Insan bir meyve agacini seyretmekte hayvanla müsterektir ![]() ![]() ![]() ![]() O agaci, suursuz kâinattan hikmetle süzülmüs Ilâhî bir sofra, meyveleri ise o sert sofradan lütuf ve keremle çikarilan birer Rabbanî ihsan olarak degerlendiren ve sofranin arkasinda rahmet ve merhameti seyredip Hâlikina sükreden bir mü’min ile önceki adam arasindaki mesafe, hayvanla insan arasindaki mesafeden çok daha fazladir ![]() ![]() “Nimet içinde in’am görünür; Rahman’in iltifati hissedilir ![]() ![]() Iste, o gayba inananlardir ki, nimette bogulmaz, Mün’imi, yâni o nimeti ihsan edeni tanirlar ![]() ![]() ![]() Kur’an-i Kerim nice âyet-i kerimelerinde insana “mahsusât” denilen hisler dünyasinda bogulmamasini, ondan “makulât” yâni, hikmetler âlemine nazar etmesini ders verir ![]() Gasiye sûresinde insanoglundan, devenin yaratilisina, semaya, daglara ve arza bakmasi isteniyor ![]() ![]() “Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gögün nasil yükseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi!” (Gasiye Sûresi, 17-20) Âyetlerin engin mânâlarini âlimlerimizin güzide tefsirlerine havale ederek, ben tefekkürümüze sunulan bu varliklar arasindaki sekil benzerligine kisaca isaret edip geçecegim ![]() Devenin hörgücünü, onun beli üzerinde yükselten kim ise, arzin belinde daglari birer hörgüç gibi yükselten de O ![]() ![]() Âyette, insanin nazari önce deveye, sonra semaya, daha sonra daglara ve en sonunda da arza çekiliyor ![]() ![]() ![]() Neml sûresinde: “Daglari yerinde donmus gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler ![]() ![]() Hörgücün hareketi, devenin yürümesi demek olacagindan, bu âyet dünyanin sabit olmayip hareket hâlinde bulundugunu 1400 sene önce haber vermis oluyor ![]() Bu âyet-i kerimeler gibi nice âyetler, insana eserden müessire, yâni eserin yapicisina geçmeyi, nefsini ve âlemi hikmetle ve ibretle tefekkür etmeyi ögretiyor ![]() ![]() ![]() Muttakiler, Cenâb-i Hakk’i “gaybin ve sehadetin âlimi” olarak bilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci mânâ üzerinde biraz duralim: Sehadet ve gayb âlemleri küçük numuneler hâlinde insanda bir araya gelmis ![]() ![]() Kalkip inen el sehadet âleminden; kabarip sakinlesen hissiyat ise gayb âleminden ![]() ![]() Birçok azalarla donatilmis insan bedeninde, nice duygulara sahip insan ruhu bir gayb agaci gibi ![]() ![]() ![]() Korku rengi kaçiriyor, asabiyet çehreyi kizartiyor, hüzün ise göze yas döktürüyor ![]() Misâlleri çogaltabiliriz ![]() Bu hakikatlari veciz olarak ifade eden bir Mesnevi beyti: “Âlemde cismimiz bizim yüzümüzü örtmektedir ![]() ![]() Biraz da haricimizdeki âleme nazar edelim: Ortada bir miknatis var, bir de onun çektigi çivi ![]() ![]() ![]() Bir baska sahne: Yavrusunu kucagina almis, gögsüne sefkatle bastiran ve yer yer öpen bir anne… Bu öpme hâdisesinde, iki et parçasinin ötesinde bir gaybî kuvveti seyrediyor ![]() ![]() Bir çiçege baktigimizda ayri bir kucaklama hâdisesi cereyan ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() Iste böyle hergün, gerek nefsinde gerek haricî âlemde, gayb ve sehadetin nice misâllerine muhatap olan insanin, gaybi inkâr etmesi ne kadar tuhaf degil mi? Isterseniz bu tuhafligin kisa bir tahlilini birlikte yapalim: Bir münkir meselâ, “melekleri” neyi ile inkâr ediyor? Eliyle, ayagiyla mi? Cigeriyle, midesiyle mi?… Hayir… Ya neyiyle inkâra sapiyor bu adam? Cevap: Akliyla ![]() Yâni, kendine ihsan edilen gaybî bir âlet ile gaybi inkâr ediyor ![]() Gaybi, taslar agaçlar inkâr etseler ne ise, ama bu inkâr insana hiç mi hiç yakismiyor ![]() Bu maddî âlemin gaybina, ötesine inanmayanlar cahil, bütün gayb ve sehadetin âlimi olan Allah’a inanmayanlar ise kâfir olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyayi dolduran su kalabaliklarin torunlari simdi gayb âlemindeler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sözün kisasi bu sehadet âlemi gaybdan idare ediliyor ![]() Gelenler Ilahî iradeyle geliyor, gidenler yine o iradeyle gidiyorlar ![]() Prof ![]() ![]() Selam ve dua ile ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|