Prof. Dr. Sinsi
|
Deprem Bir Tesadüf Mü, Yoksa Kaderimiz Mi
Deprem bir tesadüf mü, yoksa kaderimiz mi
Hakkında Deprem bir tesadüf mü, yoksa kaderimiz mi
Soru: Deprem gibi afetler bir tesadüf mü, yoksa kaderimiz midir?
Deprem kader mi, degil mi? Bunu tahlil etmek için önce kaderin ne oldugunu hatirlayalim: Kader, kisaca, her varligin ve her olayin bütün incelikleriyle Allahin ezeli ilminde malum olmasi ve ona göre takdir edilmesi, yaratilmasidir Her hadise “mukadderdir”, yani yeri ve zamani ezelden belirlenmistir Kainatta olup bitenler gibi, olacaklar da Allah tarafindan bilinir Ilahi ilmin disinda kalan hiçbir olay düsünülemez Her ne oluyorsa, adina kisaca kader dedigimiz ilahi ilmin sinirlari içinde olmaktadir Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardir Bütün mekanlari ve bütün zamanlari kusatan kader gerçegi tesadüfe meydan birakmamistir
Deprem de bir fiil Her fiil gibi o da failini gösteriyor Dünyayi yoktan var eden, onu günesin etrafinda bir uzay gemisi gibi uçuran, büyük bir sistem dahilinde mevsimleri degistiren, yeryüzünde bitkileri, hayvanlari, insanlari hâlk eden, sayisiz isleri vakti vaktine, sasirmadan, akil almaz bir ölçüyle düzenleyen, nihayetsiz ilmi, iradesi ve kudretiyle atomlari mucizevi bir sekilde yan yana getirip harikulade eserler yaratan Allah, kendi mülkünde meydana gelen ve insanlari yakindan ilgilendiren deprem gibi önemli bir hadiseyi bilmesin, irade etmesin, basibos biraksin, tesadüfe havale etsin  Mümkün mü?
Kainattaki her olay gibi deprem de Allah tarafindan bilinmekte ve icra edilmektedir Ne zaman ve nerede deprem olacak, nasil olacak, neticesinde kimler ölecek, kimler kurtulacak bütün bu unsurlar, bütün ayrintilariyla kaderde mevcuttur
Bu temel hakikati böylece tespit ettikten ve imanimizi tazeledikten sonra simdi baska bir hususu inceleyelim
Biri çikip diyebilir ki: “Biz bu cümleyi kaderi inkar etmek ve depremin tesadüfen meydana geldigini söylemek için kullanmiyoruz Maksadimiz, insanlari tedbire davet etmek Deprem kusaginda yerlesim birimleri kurmamak, deprem ihtimalini daima göz önünde bulunduran binalar yapmak, insaatlarda depreme dayanikli ve hafif malzemeler kullanmak gibi tedbirlerle bu felaketin zararini bir derece önleyebiliriz Iste biz, bu noktalari hatirlatarak ihmalcileri ikaz etmek istiyoruz ”
Eger söylenmek istenen bu ise sunu önemle belirtelim ki, körü körüne teslimiyetçilige “kader” deyip, tedbirler almayi “kaderi degistirmek” diye ifade etmek yanlis bir anlayistir Islami tevekkül anlayisi hiçbir tedbir almadan sonucu beklemek degil, elden gelen her seyi yaptiktan sonra sonucu teslimiyetle beklemektir Sebeplere tesebbüs edip; sonucu Allahtan istemektir Çünkü, sebepler bir araya gelmekle mutlaka netice hasil olacagi seklinde bir kural yoktur Sebepler yaratici degil, birer vesiledirler Tedbir için her ne yapilirsa yapilsin, yine de neticeleri yaratacak olan Allahtir
Tedbir alinsin veya alinmasin, her iki hâlde de olup bitenler “kader” dir Tedbir almakla kaderin disina çikilmaz Gemi rota degistirmekle okyanustan çikmis olmaz Biz insanlar kader okyanusunda yüzen birer gemi gibiyiz Rotamizi ne yana çevirirsek çevirelim, tedbir alalim veya almayalim o ilim okyanusundan ayrilmis olmayiz Tedbir almamaya kader deyip, tedbir almayi kaderden kurtulmak zannetmenin, dogru kader inanci ve anlayisiyla hiçbir alakasi yoktur
Haller degisir, ama kader degismez Mesela, bir fakir çalisip zengin olmakla, “Ben kaderimi degistirdim ” diyemez Degisen onun hâlidir, fakirligin yerini zenginlik almistir Söyle demesi gerekir: “Benim kaderimde önce fakir olmak, sonra da çalisip zengin olmak varmis ”
Islam bize, “Kadere inaniyorsan tedbiri birakacaksin ” demiyor Aksine, önce tedbir alip, sonra tevekkül etmemizi istiyor
|