![]() |
Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır?Keşke şöyle olsaydı, demenin bir sakıncası var mıdır? Hakkında Keşke şöyle olsaydı, demenin bir sakıncası var mıdır? Keşke şöyle olsaydı, demenin bir sakıncası var mıdır? Hayatı bir açıdan tereddüt ve şüpheler içinde geçen insanoğlu, çok defa kendini his, düşünce ve amelde bir yol ayırımında veya çatallaşan bir yolda bulur ve dolayısıyla acil bir seçim yapmak mecburiyeti duyar ![]() ![]() Doğru seçimlerin getirdiği hayır ve bereketlerin yanında, yanlış tercihlerin sebebiyet verdiği hatalar ve günahlar da vardır ki, bunların pek çoğu, kendi cinsinden tevbe ve istiğfar ile telafi edilmezse, nice gaileleri insanın başına açar ve onu çaresiz bırakır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keşke, bir temenni sözüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çeşit ifadelerin çoğu, İslâm nazarında, kaderi tenkit anlamı taşıyan ve hoş olmayan sözlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İradenin hakkını veremeyişten, kadere ve takdir-i İlâhîye itimadın eksikliğinden kaynaklanan sızlanışların yanında bir de Allah’ın rızasını celbeden, muhasebe ve murakabe buudlu, yapılan hayrın az görülmesi ve küçümsenmesinin neticesi olan, tevazu renkli “keşke” vardır ki, o, insanı bütün bütün kazanç kuşağında dolaştırır ![]() ![]() Nitekim, Allah Rasulü (sallalahu aleyhi ve sellem), Rabbinden gelen üns esintileriyle nazarlarını ötelere yönelttiği bir anda buyurur ki; “Muhammed’in nefsi yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, ne kadar isterdim; keşke, Allah yolunda savaşsam ve öldürülsem ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır? |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır?Lûgat Manâsıyla Temennî Temenni, bir şeyi dilemek ve ummak manâsına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temennide, gerçekleşmesi istenen ve husulü arzu edilen o şeyin (mütemennâ) husulünün mümkün olması da şart değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe’de temennî genellikle, geçmiş zaman için gereklilik kipinin rivayet ve hikâye sigalarıyla, gelecek zaman için de aynı kipin şart ve hikaye sigalarıyla ifade edilir ![]() ![]() ![]() Fiil kiplerine ilaveten, bari, tek, n’olaydı ve keşke gibi edatlar da temennî bildirir ![]() ![]() Kur’an’da Temennî Edatları “Bari, tek, keşke, n’olaydı, ne olurdu” gibi manâlara gelen “Leyte”, Kur’an-ı Kerim’de ondört yerde değişik şekillerde kullanılmıştır ![]() “Onlar ateşin karşısında durdurulup da, ‘Ah n’olurdu, dünyaya bir geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini inkâr etmesek, mü’minlerden olsak!’ dedikleri zaman bir görsen, neler olacak neler!” (En’am, 6/27) “Yüzleri ateşte gâh bu yana, gâh öbür yana çevrileceği gün: ‘Ah!’ derler, ‘ah ne olurdu! Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik’!” (Ahzab, 33/66) Genelde, gerçekleşmesi imkân dahilinde olmayan bir temenni için kullanılan edatlardan biri de “keşke olsaydı” anlamındaki “Lev”dir ![]() ![]() “Dini inkâr edip Resûl’e isyan edenler, işte o gün yerin dibine girmek, yerle bir olmak isteyecekler ![]() ![]() “Ve ilave edecekler: “Keşke biz gerçeği işiten ve aklını çalıştıran kimseler olsaydık, elbette bu alevli ateşe girenlerden olmazdık!” (Mülk, 67/10) Aslında bir soru edatı olan “Hel” ender de olsa temenni için de kullanılır ![]() “O gün cehenneme Biz: “Doldun mu,?” dedikçe O: “Daha yok mu?” diye iştahını dile getirir ![]() “Lealle” edatı, tereccî yani, korkulan veya umulan bir işin, bir durumun beklenmesini ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: ‘Ya Rabbî!’ der, ‘ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım ![]() ![]() ![]() “Tuttular, Allah’tan başka tanrılar peşine düştüler, ümit ettiler ki yardıma nâil olacaklar!” (Yasin, 36/74) Arapça’da, bir diğer temennî edatı “E La”dır ![]() ![]() ![]() Mü’minlerin “Keşke”si ve Müflislerin Temennîsi Kur’an-ı Kerim, bir yandan iman mahrumlarının hem bu dünyada hem de âhirette pişmanlık, esef, korku ve dehşetle, temenni sözlerini birbiri ardına sıralayacaklarını belirtip misaller verirken, diğer taraftan da, mü’minlerin Allah’ı ve hak dini insanlara tanıtma, onları İslâm’ın gölgesinde bir hayata sevketme ve bu vesileyle Rabb’in rızasını kazanma gayesine matuf temennilerine de vurguda bulunur ve bu konuda örnekler serdeder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle makbul bir temenniye örnek olarak Yâsin Suresi’nde kendilerinden bahsedilen üç elçinin hikayesi verilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Habib-i Neccar, azgınların işkencelerine ve taş yağmuruna dayanamayacağını anlayınca sükut eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âyetlerden de anlaşıldığı üzere, temenninin, daha çok inançsızlara ve hayatlarını israf edenlere ait olan mezmum şekli, bir de, mü’minlere, özellikle de ibadete ve Allah yolunda hizmete doymayan “daha yok mu?” ehline ait muhasebe, murakabe, himmet ü gayret ifade eden şekli vardır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır? |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır?Şeytanî Temenni Hakiki mü’minler, insanların Allah’ın mesajlarını kabul etmelerini ve hak din etrafında toplanmalarını çok arzu ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada şu hususa da temas etmenin zaruri olduğunu düşünüyoruz: Bazıları mealini verdiğimiz ayette geçen “temenna” fiilinin ender kullanılan “okuma” mânasını esas almış; onu, Necm suresi, Garanik uydurma kıssası ve nesh konusu ile irtibatlandırıp garip bir senaryo ortaya çıkarmışlardır ki; Allah da, Resulü de, Kur’ân da bundan münezzehtirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet, Allah’ın elçileri hem masum hem de masundur; ismet sıfatına mazhardırlar, günaha girmezler ve Allah onları günahlara karşı sıyanet eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeytanın tuzağı tamamen boş vaadlere ve aldatmaya dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeytanın insî dostları da, hep onun temennîlerini seslendirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölüm Korkusu ve Uzun Ömür Arzusu Mü’minler, ölümü bir terhis tezkeresi ve Sevgili’ye vuslat davetiyesi gibi görürken, iman mahrumları ona, her şeyin sona ermesi, bir yok olma, bir inkıraz, bir çözülüp dağılma ve topraklaşma nazarıyla bakar ve katiyen onunla yüz yüze gelmeyi arzu etmezler ![]() ![]() ![]() Cenab-ı Hak, Yahudi ve Hıristiyanlardan bazılarının “Biz Allah’ın çocukları ve sevgilileriyiz” (Mâide, 5/18) demesi üzerine Peygamber Efendimiz’e şöyle hitap etmiştir: “De ki: ‘Ey kendilerine Yahudi diyenler! İnsanlar arasında yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu iddia ettiğinize göre, bu iddianızda tutarlı iseniz, haydi hemen ölmeyi temenni edin de bir an önce O’na kavuşun’ ![]() ![]() ![]() ![]() Evet, Allah o zalimleri pek iyi bilir ve onların karakterlerini, gönüllerinden geçenleri bizlere de bildirmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur’an-ı Kerim, Âd kavmini anlatırken de ehl-i küfrün uzun ömür arzusunu nazara vermekte, Hz ![]() İşte, mü’minlerin âhiret özlemine mukabil, iman mahrumlarında da pek şedit bir yaşama arzusu ve uzun ömür temennisi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır? |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır?Dünya Yörüngeli Temenni Misallerde açıkça görüldüğü ve görüleceği üzere, mü’minlerin temennisi tevbe, azim ve kasıt televvünlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşılık, Allah Teâlâ, bir mü’minin diğer bir insanın malına, makamına, kabiliyet ve meziyetlerine göz dikmesini yasaklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah’ın verdiklerine kanaat etmeme ve daha fazla dünyalık talebinde bulunma bir küfür sıfatı ve âhirete inanmama veya iyi inanamama hastalığının bir sonucudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mal, mülk ve dünyalık arzusuyla yanıp tutuşanlar, servet ü sâmânlarıyla kibirlenip gururlananlar, sırça saraylarında ölmeyecekmişçesine zevkten zevke yürüyüp duracaklarını zannedenler, bolluk ve refah halindeyken Rezzak-ı Hâkiki’yi hiç hatıra getirmeyenler, bu nankörlüklerinin tokadını yiyip azaba uğradıklarında pişman olacak ve “keşke”lerle inleyeceklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ötelerde Dehşet Yüklü Temenniler Mü’minlerin her zaferinden sonra veya dünyada başlarına gelen felâketleri gördüklerinde iç geçirip derin bir hasretle “Keşke vaktiyle Müslüman olmuş olsaydık!” (Hicr, 15/2) diyen inançsızlar, Azrail (aleyhisselâm) ile karşılaştıklarında bu sözü daha bir derin söyleyecek ve hele kıyamet gününde “keşke keşke” feryatlarıyla inleyeceklerdir ![]() ![]() ![]() Dünyanın sarsılıp parça parça döküldüğü, insanların mahşer meydanında çığlık çığlığa bir oraya bir buraya yürüdüğü, bir kurtuluş vesilesi bulmak için koşarken ter gölüne gömüldüğü ve Cehennem’in ortaya çıkarıldığı o gün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Liderlerinden yüz bulamayan zavallılar, eş ve dostlarından, yakın arkadaşlarından medet umacak, suçluluk ve çaresizlik içinde kendilerine uzanacak bir el arayacaklar; ama, arkadaşları tarafından da terkedildiklerini, hattâ o güne kadar dost görünen şeytanın bile onları yüzüstü bıraktığını görecekler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır? |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keşke Şöyle Olsaydı, Demenin Bir Sakıncası Var Mıdır?Onlar yapayalnız, korku ve dehşet içinde, perişan bir vaziyette bulundukları o hengâmede bir aralık mü’minleri görecekler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Herkesin hesap defteri kendi önüne konulduğunda, mücrimler defterdeki kayıtlardan korkacak, dehşete kapılacak ve “Eyvah bize! Bu deftere de ne oluyor? Ne küçük bırakmış ne büyük, yazılmadık bir şey koymamış!” (Kehf, 18/49) diye yakınacaklardır ![]() ![]() ![]() Dalâlet bataklığında rotasını şaşırmış Cehennem yolunun yolcuları, âhiretin her durağında ayrı bir nedametle kıvranacaklar; Rabbilerinin huzurunda başlarını öne eğecek ve utanç içinde “Gördük, işittik ya Rabbenâ! Ne olur bizi dünyaya bir daha gönder! Öyle güzel, makbul işler yaparız ki! Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık!” (Secde, 32/12) diye yalvaracaklar; Ateş’in karşısında durdurulunca, “Ah n’olurdu, dünyaya bir geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini inkâr etmesek, mü’minlerden olsak!” (En’am, 6/27) diyecek, kendilerine yeni bir fırsat verilmesini temenni edeceklerdir ![]() ![]() ![]() Evet, herkesin tepeden tırnağa hayatının hesabını vereceği o gün mutlaka gelecek; her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup onlara bakacak ve kurtuluş ümidini bütün bütün yitiren kâfir: “Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!” (Nebe, 78/40) diyecektir ![]() Netice Olarak İman mahrumlarının hesaplar görülürken “Keşke Allah’a iman etse, Peygamber’in yolunu izleseydim; keşke kan akıtmasa, canlara kıymasaydım; ah ne olurdu İslâm’a dil uzatmasaydım, n’olaydı Kur’an’a laf atmasaydım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynaklar: Abdunnâfi Efendi, Adanavî, En-Nef’u’l-Muavvel Terceme-i Telhis ve’l-Mutavvel, İstanbul, ts ![]() Ahmed Asım Efendi, Okyanusu’l-Basit fi Tercemeti’l-Kamusi’l-Muhit, 1-4, İstanbul 1305 ![]() Çelen, Mehmet, Arapça’da Edatlar, İstanbul 1991 ![]() İbn Manzur, Ebu’l-Fazl b ![]() ![]() ![]() Müslim b ![]() ![]() Tâhiru’l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, İstanbul 1973 ![]() Yıldırım, Suat, Kur’an-ı Hakîm ve Açıklamalı Meali, İstanbul 1998 ![]() Osman Şimşek Selam ve dua ile ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|