Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Sorularla İslamiyet

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aldıkları, dünya, farklılık, insanların, nimetlerinden, paylardaki

İnsanların Dünya Nimetlerinden Aldıkları Paylardaki Farklılık

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanların Dünya Nimetlerinden Aldıkları Paylardaki Farklılık




İnsanların dünya nimetlerinden aldıkları paylardaki farklılık
Hakkında İnsanların dünya nimetlerinden aldıkları paylardaki farklılık




İnsanların dünya nimetlerinden aldıkları paylardaki farklılık, ilâhî adalet yönünden nasıl yorumlanabilir?

Bu soruyu soran bazı kimseler adaletle eşitliği karıştırırlar Bu kâinattaki her varlıkta ve her olayda eşitlik değil adalet hakimdir İnsan yüzüne bu nazarla baktığımızda gözle kulağın, burunla ağzın eşit olmadığını ama her birinde tam bir adaletin hükmettiğini görürüz

Her insanın hayatı müstakil bir eserdir ve dünya kurulalı beri, bu eser ilk ve son olarak yazılmıştır Hâl böyle olunca, insanların her birini içinde bulunduğu bütün şartlarla birlikte düşünmek, başından geçen farklı hâdiselerle ve imtihan edildiği değişik olaylarla beraber nazara almak gerekiyor Bir insan hakkında vereceğimiz hüküm diğerine ölçü olmuyor Birisini yükselten aynı hâdise, berikini alçaltabiliyor Birinin hakkında hayırlı olan, diğeri için şer olabiliyor Birinin nefret ettiğine bir başkası can atabiliyor Herkes kendi şartları içinde bir imtihana tâbi tutuluyor Önemli olan bu şartların farklılığı değil, bu imtihandan başarıyla çıkmaktır

Bazı dünya nimetlerinden faydalanma noktasında, insanlar arasında birtakım farklılıklar görülüyor İnsanoğlu, böylece, kadere teslim ve kısmete rıza hususunda da ayrı bir imtihan geçiriyor Bu imtihanı kazanan fakirler çok olduğu gibi, kaybeden zenginler de az değildir Çünkü, kısmetine razı olmayan insan, ne kadar varlıklı olursa olsun, daha fazlasına göz dikerek kadere isyan yolunu tutabilir Yine, dünya payından az hisse alan nice fakirler de kendilerinden daha düşkün insanları düşünerek şükür yolunu tutabilirler

Servet imtihanı oldukça ağırdır Zekâtını eksiksiz vermek, bununla da yetinmeyip fakirleri sadakayla sevindirmek, o şaşaaya rağmen tevazu içinde yaşamak, kalbini dünyaya kaptırmamak ve maddî imkânlarına güvenmemek bu imtihanın en önemli sorularıdır Bunlar, nefsin hiç mi hiç hoşuna gitmez

Mevki ve makam sahipleri için de benzer bir tablo çizilebilir Biz kendi aklımızca, servet ve makam sahiplerinin daha fazla şükür ve ibadet edeceklerini sanırız Ama uygulamada çoğu kez bunun aksiyle karşılaşırız İbadet ehlinin, genellikle, fakirler ve orta gelirli kişiler olduklarını görürüz

Yanlış anlaşılmasın Zengin olmak ve ileri makamlara çıkmak elbette istenmeli ve bu konuda gerekli sebeplere baş vurulmalı Ama, elde edilemeyince de üzüntüye kapılmadan, gam ve kederde boğulmadan, “Hakkımda hayırlısı böyle imiş” denilebilmelidir

Bir gün bu imtihan meydanı kapanacak Her şey gerilerde kalacak Mahşer meydanına gelen insanlar, oraya imanlarından ve salih amellerinden başka bir şey getirecek değiller Bu nokta dikkatten kaçmamalı Önemli olan, bu kısa dünya hayatında şöyle veya böyle yaşamak değil, o dehşetli meydana, dünya imtihanını kazanmış birisi olarak gelmektir Çünkü, böyle bir gelişin mükâfatı ebedî saadettir

Şu nokta da çok önemlidir: Bu dünya hayatını zehir eden hâdiseleri kendimiz ihdas ediyoruz Birbirimize yük oluyor, zulmediyor, azap çektiriyoruz Kalp kırmaktan, mal gasp etmeye kadar bizi rahatsız eden her ne varsa, hepsinin arkasında kendi nefsimiz, kendi irademiz yatıyor Bunlar olmasa, hepimiz ilâhî takdirle gelen bütün musibetlere karşı teslim, tevekkül ve rıza ile dayanabilir, sabredebiliriz

Hâdiseleri güzel yorumlama hissini kaybetmişsek, her şeye menfi nazarla bakıyorsak, ruhumuzda kıskançlık, hırs, haset hâkim olmuşsa, kanaat nedir bilmiyorsak dünya hayatımızı kendi elimizle harap ediyoruz demektir Artık ne başkalarıyla kavga edelim, ne de kadere itirazda bulunalım Dünyanın en ileri makamları da bize verilse, en büyük servetlerin de sahibi olsak, bu ruh ve bu ahlâk bizde oldukça saadeti yakalamamız mümkün değildir

Zenginin zekâtını, sadakasını tam olarak verdiği, “Komşusu aç iken tok olan benden değildir” hadisindeki tehditten herkesin korktuğu, güzel ahlâkın bütün şubeleriyle hâkim olduğu bir beldede insanlar bir cennet hayatı yaşarlar Dikkat edersek, bizi rahatsız eden hususlar kaderden düşen payımız değil, insanların nefislerinden gördüğümüz zararlar, yanlış davranışlar, haksızlıklar, zulümlerdir

İnsanlar belli hedeflere, makamlara yahut servetlere iki yolla ulaşırlar Bunlardan birisi, meşrudur, diğeri gayr-i meşru

Bir insan, zorbalık, haksızlık veya sahtekârlık yaparak yahut kul hakkını bir şekilde çiğneyerek bazı menfaatler elde etmiş olabilir Şuurlu bir Müslüman, bu tip kazançlara heveslenmek şöyle dursun, onlara sahip olmaktan Allah’a sığınmak mecburiyetindedir “Falan hırsızlık etti de servet sahibi oldu; bana böyle bir fırsat düşmedi” diyen insanın, Allah ve âhiret inancı sarsılmış demektir Bu adamın asıl zararı, kaybettiği o maddî servetler değil, yitirdiği insanî ve İslâmî değerlerdir Buna ağlamalı, buna üzülmeli ve bunlara yeniden kavuşmanın yollarını aramalıdır

Servet ya meşrudur, alın terinin neticesi, gayretin mahsulüdür; “doğru ve dürüst tacir, kıyamet gününde sıddıklar ve şehitlerle beraber haşr edilecektir” hadis-i şerifindeki müjdeye dahildir veya, gayr-i meşrudur, haksızdır, üzerinde zulüm damgası vardır Hz Mevlâna’nın, “Zalimlerin malları uzaktan güzel görünür, ama hakikatte mazlum kanıdır, vebalidir” dediği türdendir

Kazanç meşru ise sahibine düşman olunmaz, gayr-ı meşru ise ona heveslenilmez Her iki halde de bizim başkalarıyla fazla işimiz yok demektir Biz haksız kazanç üzerinde durmak istemiyor ve söz konusu soruyu, “Meşru kazanç noktasında kullar arasında görülen farklılığın hikmeti nedir?” şeklinde kabul ediyoruz

Çoğu insan, zengin olmayı ve lüks içinde yaşamayı saadetle karıştırır Nice varlıklı insanlar saadetten mahrumdurlar Öte yandan orta gelirli yahut fakir nice insanlar da mesut bir ömür geçirirler Saadet; servet ve makamla değil, imanla, salih amelle ve güzel ahlâkla yakalanır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.