|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
aldığı, aleyhisselama, azrail, doğru, için, kızmak, meleği, mudur, olan, ruhlarımızı, ölüm |
![]() |
Ruhlarımızı Aldığı İçin Ölüm Meleği Olan Azrail Aleyhisselama Kızmak Doğru Mudur ? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhlarımızı Aldığı İçin Ölüm Meleği Olan Azrail Aleyhisselama Kızmak Doğru Mudur ?Ruhlarımızı aldığı için ölüm meleği olan Azrail Aleyhisselama kızmak doğru mudur ? Hakkında Ruhlarımızı aldığı için ölüm meleği olan Azrail Aleyhisselama kızmak doğru mudur ? Ruhlarımızı aldığı için ölüm meleği olan Azrail Aleyhisselama kızmak doğru mudur ? Azrail Aleyhisselam dört büyük melekden birisidir ![]() ![]() ![]() Kur’an, melekleri anlatırken, onların hiçbir şekilde Allah’a isyan etmediklerini, verilen emri anında yerine getirdiklerini bildirir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne kadar benzer, örnek ne kadar yerine oturur, belki tartışma götürür, ancak misal vermek gerekirse, güvenlik güçleri devlet adına hareket eder, devletin ve kanunların kendine verdiği yetkiye göre davranır ![]() Toplumsal bir olayda bir anda suçlu suçsuz demeden herkesi toplar götürür ![]() ![]() ![]() Güvenlik güçlerine karşı gelemiyor, polisi suçlayamıyor, onu kötü göstermeye, gözden düşürmeye çalışamıyorsak; aynı şekilde, bütün melekler gibi Allah’tan aldığı görevi yerine getiren Hz ![]() ![]() Azrail Aleyhisselam ölüm için sadece bir sebeptir ![]() ![]() Azrail (A ![]() ![]() ![]() ![]() Aynen bunun gibi Azrail Aleyhisselam kendiside bir perdedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azrail Aleyhisselama bu vazifesinden dolayı kızmak ve hakaret etmek imani noktadan ciddi tehlikeler taşır ve mü'mine yakışmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azrail Aleyhisselam bizim en değerli varlığımız olan ruhumuzun muhafazasından sorumludur ![]() ![]() Şuâlar’da bu konuya açıklık getirirken Bediüzzaman der ki: “Bir gün bir duada, ‘Yâ Rabbi! Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin (insanların) şerlerinden muhafaza eyle!’ mealindeki duayı dediğim zaman, herkesi titreten ve dehşet veren Azrail namını zikrettiğim vakit, gayet tatlı ve tesellidâr (teselli veren) ve sevimli bir halet hissettim, ‘Elhamdülillâh’ dedim, Azrail’i cidden sevmeye başladım ![]() Çünkü insanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur ![]() ![]() Yani hiç kimseye emanet edemeyeceğimiz, teslim etmeye yanaşmadığımız ve devamlı üzerinde titrediğimiz ruhumuzu bir melek olan Hz ![]() ![]() Ölüm vakti gelmediği, eceli sona ermediği için ölmeyenlerin “Azrail’i atlattı”, “Azrail’e çelme taktı” gibi sözlerin hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur ![]() ![]() Azrail’in gelip de geri döndüğü, üstlendiği görevi yapmadan çekip gittiği hiçbir zaman vaki değildir ve olmamıştır ![]() Allah’a en yakın ve Allah’ın birer elçisi olan peygamberlerde bile böyle bir istisna söz konusu değildir ![]() Peygamberimiz son anlarını yaşıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() “Ölüm meleği içeri girmek için izninizi ister” dedi ![]() Peygamberimiz müsaade edince Azrail içeri girdi, Efendimizin önüne oturdu ![]() “Ey Allah’ın Resulü!” dedi, “Yüce Allah, senin her emrine itaat etmemi bana emretti ![]() ![]() Peygamberimiz, Hz ![]() ![]() “Ey Allah’ın Resulü, Melei Âlâ sizi beklemektedir” dedi ![]() Bunun üzerine Peygamberimiz: “Ya Azrail gel, görevini yerine getir” dedi ve ruhunu teslim etti ![]() Demek ki, Azrail görevi aldığı anda, karşısındaki Allah’ın en çok sevdiği ve en mükemmel insan olan Peygamberimiz bile olsa geri dönmüyor ![]() ![]() Peygamberler için böyle bir şey söz konusu değilse, başka birisi için olması mümkün mü? Âyetin ifadesiyle, “Onların ecelleri geldiğinde, onu ne bir an geri bırakabilirler, ne de öne alabilirler ![]() Çünkü ölüm tesadüfe bağlı bir olay değil, kendiliğinden gerçekleşen bir mesele hiç değildir ![]() ![]() Çünkü hayatı da O vermiştir, ölümü de O verecektir ![]() ![]() ![]() Bu zamana kadar hiçbir kimse ölümden yakasını kurtaramamış, ölümden kaçamamış ve ölümü yenememiştir, dünyada alacağı nefesi tükenince o büyük hakikate teslim olmuştur ![]() Ayrıca ölüm bir yokluk, bir hiçlik, bir kayboluş değil ki, ondan korkalım ve ürkelim… Her şeyden önce ölüm çok çirkin, çok kötü, çok korkunç ve dehşetli bir olay da değildir ![]() Ölüm, bir geçiştir, fani hayattan sonsuz hayata bir geçiş ![]() ![]() ![]() Sonsuz yaşamak isteyen herkesin aralaması gereken bir tül perdedir ![]() Yaratılışı gereği sonsuzluğu, ebediyeti ve ölümsüzlüğü isteyen her insanın içinde var olan bir olgudur ![]() Ama ölüm ne zaman, nerede, kaç yaşında? Bu konuda hiç kimsenin bilgisi yok ![]() ![]() ![]() Çünkü ölüm, her yaşta, her başta, her an ve her zaman yüz yüze gelebileceğimiz bir gerçektir ![]() ![]() Cahit Sıtkı’nın dediği gibi, “Kim bilir, nerede, nasıl, kaç yaşında? “Bir namazlık saltanatın olacak, “Taht misâli o mûsâlla taşında ![]() Necip Fazıl da der ki: “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber ![]() ![]() ![]() “Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?” Ölüm bir yok oluş, bir hiçlik, bir kayboluş, bir bitiş ve tükeniş değil ![]() ![]() ![]() “O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner, “Azrail’e ‘Hoş geldin’ diyebilmekte hüner ![]() ------------------------------------------------------ (1) Tahrim, 66:6 (2) Secde, 32:11 (3) Tefsir Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 5/173- 174; Tefsir-i Ruh-ul Beyan İsmail Hakkı Burusevî 7/114 (4) Şualar, 11 ![]() ![]() (5) Tabakât, 2:259 ![]() ![]() (6) Nahl, 16:61 Mehmet Paksu |
![]() |
![]() |
|