Prof. Dr. Sinsi
|
Cennet Nasıl Olacaktır?
Bu hadis-i şerifi ile resulûllah efendimiz (a s m ) Bizlere bu dünya tarlasından en güzel, en verimli biçimde istifade etmemizi tavsiye ediyor Ve yine, ekeceğimiz şeylerin burada bir çekirdek iken ötede sümbülleneceğini bire bin, yetmiş bin ve daha fazla meyveler vereceğini müjdeliyor bize  Mü’minin yemesi, içmesi, konuşması, dinlemesi, tefekkür etmesi, hepsi birer çekirdek gibi Bunlar helâl dairesinde işlenirlerse birer cennet ağacı olacaklar 
Dinî ve ilmî bir sohbete katılan insan, orada, o tarlada çok şeyini ekiyor O mecliste geçen fâni dakikalarına bedel ebediyet kazanıyor Dinlediği sözlere bedel, cennet sohbetlerini dinlemeğe aday oluyor Anlamasına, tefekkür etmesine bedel, cennetteki anlayış ve tefekkür gücüne güç katıyor Seyrettiği mü’min çehrelere bedel, cennette nuranî simalarla karşılaşmağa dua etmiş oluyor  
Helâl lokma yiyen insan, yemesini cennet hesabına ekmiş oluyor Daima hakkı söyleyen, doğruyu haykıran insan, söz nimetini cennet namına ekmiş oluyor Fiil, hal ve söz âlemimizdeki bütün sermayemizi bu mânâda değerlendirebilsek, her amelimize karşılık akıl almaz mükâfatlara erecek, cennetimizi buradan hazırlayacak, oradaki azığımızı buradan göndermiş olacağız  
Rabbimiz bize o beldeyi şöyle müjde veriyor: “Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaat buyurdu  Orada ebedî olarak kalacaklar Hem de adn cennetlerinde hoş meskenler var  Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür  İşte asıl büyük saadet de budur ” (tevbe, 72)
Cennet ırmakları için, tertemiz su ırmakları, süt ırmakları, bal ırmakları gibi tefsirler yapılıyor Ve daha ifade edilemeyen nice ırmaklar  Bu ırmakların küçük misalleri dünyamızda da mevcut Dünyamızda da her gün bir süt nehri akıyor  Ama biz bu nehrin tamamını birden göremiyor, ancak, memelerden dökülen kısmına vakıf olabiliyoruz  Nil, dicle, fırat gibi bu nehirler de, asırlardır bitmeden tükenmeden akıyorlar  Bizi cennet ırmaklarından ve adn cennetlerindeki hoş meskenlerden haberdar eden ve o beldelere hazırlanmaya teşvik buyuran rabbimiz, âyet-i kerimenin sonunda şu ulvî ders ile kalbimizi rızasına çeviriyor; bütün amellerimizi ihlâsla yapmamızı ders veriyor: “Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür İşte asıl büyük saadet de budur ”
Babasının sözünü, sadece onun rızasını kazanmak için, severek yerine getiren bir çocukla, bu emri, meselâ, çikolata gözeterek tutan diğer bir çocuk arasındaki fark ne kadar büyüktür! 
Bu inceliği yakalayan ve hayatlarını bu şuurla değerlendiren müminlerin ebedî lütuftan hisseleri, kat kat fazla olacaktır
Bir de bu ilâhî haberin bütün cennet ehli için geçerli olan şu yönü var: o saadet yurdunun bahtiyar misafirleri bir nimete mazhar olduklarında: “bu, rabbimin benden razı olduğunun bir nişanı, bir alâmetidir” diye düşünerek, ulvî bir haz duyarlar Üstad bediüzzaman hazretleri, mektubat’ında bu mânâyı ne güzel dile getirir: bir padişah-ı zîşânın sana hediye ettiği bir elma lezzeti içinde yüz belki bin elmanın lezzetinin fevkinde bir iltifat-ı şahane lezzetini sana ihsas ve ihsan eder  ”
Demek ki cennette hem maddî nimetlerden istifade edilecek, hem de onların çok üstünde manevî hazlar tadılacak  Bunu böyle değerlendirmeyip cenneti sadece ruhanî telâkki etmek, âhiretle ilgili bütün âyetlerin ruhuna ters düşen yanlış ve noksan bir anlayış olur
Ruh cennet köşkünü ve hurilerini sadece seyreder  Cennet ırmaklarına bakmakla yetinir  Onların şu veya bu nehir olması onu pek ilgilendirmez Bu takdirde, dünya nimetlerinden sonsuz denebilecek kadar üstün olan cennet nimetleri, tam tersine dünya nimetlerinden çok aşağı düşmez mi? Cennette süt nehrini seyretmektense bu dünyada bir bardak süt içmek daha iyi değil midir? 
ruh böyle noksan bir cennetle tatmin olmaz  Böyle bir anlayış sadece, haşrin cismanî olmasını aklına sığıştıramayanların vehimlerini tatmin eder; o kadar  Maddî ve manevî her türlü lezzetin asıllarıyla dolu olan cennet yurduna sırattan gidiliyor  Sıratı salimen geçenler cennet kapılarına ulaşıyorlar Âhiretteki her şey gibi, bu sırat hâdisesinin de çekirdeği dünyada Bu dünyada bütün işlerini Allah’ın emri üzere yürütenler, dilleriyle daima doğruyu ifade edenler, âhiret âleminde, sıratı salimen geçeceklerdir  
Sıratın sağından da solundan da düşülse altı cehennem Bu hakikatin da dünyada çekirdeği mevcut  İfrat da insanı helâk ediyor, tefrit de  Yâni aşırılığın her iki cinsi de insana felâket hazırlıyor  Demek ki insan, daima bir eliyle ifratı, diğeriyle tefriti bir kenara itecek ve bir ömür boyu böylece kulaç kulaç yol alacaktır ki, cennete varabilsin; o saadet mahalline ulaşabilsin
Selam ve dua ile  
Sorularla İslamiyet Editör
|