|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
dede, hikayelerinin, korkut, plastik, sanatlara, türk, yansıması |
![]() |
Dede Korkut Hikâyelerinin Türk Plastik Sanatlara Yansıması |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dede Korkut Hikâyelerinin Türk Plastik Sanatlara YansımasıDede Korkut Türk edebiyatının temel taşlarından biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Destanın bu güne kadar bulunmuş üç nüshasından birisi Dresden, diğeri Vatikan ve üçüncü çok daha kesintili elyazma ise Berlin Krallık Kütüphanesinde korunmaktadır ![]() Muharrem Engin, destanların oluşmasında çekirdek, gelişme ve tespit olarak üç aşama tespit etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut hikâyelerinin dönemine geçmeden önce destanın ana kahramanı olan Oğuzların tarihini hatırlamakta yarar vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihi verilere göre, Oğuzlar 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Moğol istilasından sonra kabileler halinde yaşayan Oğuzlar Küçük Asya’da Akkoyunlu ve Karakoyunlu devletlerini kurarak bu bölgede önemli güce dönüşebilmişler ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut destanını dikkatle okuduğumuzda burada iki farklı tarihi katman göze çarpmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğuzlar ana yurtları olan Altay ve Tanrı dağlarının çevresinden Orta Asya ve daha sonra Anadolu ve Azerbaycan’a doğru ilerledikçe, Dede Korkut rivayetleri bu bölgelerde de yayılarak müstakil gelişme göstermişler ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihin derinliklerinden gelen ve Türk yaşantısının adeta aynası olarak şekillenen Dede Korkut, Türklüğün özünü, maneviyatını, ruhunu, milli zevkini, insani değerlerini, geleneklerini, kahramanlık, şeref ve onur anlayışlarını, sade, açık ve ihtişamlı dille aksettirmektedir ![]() ![]() Dede korkut Kitabında karşımıza çıkan konular Türk sanatının vazgeçilmez konuları olmuş ve en eken çağlardan günümüze dek seve seve çalışılmışlar ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut’un plastik sanatlara yansımasını iki şekilde nitelendirmemiz mümkündür ![]() ![]() ![]() Diğer yansıma ise daha çok illüstrasyon (resimleme) niteliği taşımaktadır ve Kitap’ın kendisinin bir bütün halde ele alınarak çalışılmasıdır ![]() ![]() ![]() Dede Korkut’ta Hayvan Sembolizmi Bir gün Ulaş oğlu, yırtıcı kuşun yavrusu ![]() ![]() Amit suyunun aslanı,, Karacuğun kaplanı, yağız al atın sahibi… Kahraman koç yiğitler… Kurt yüzü mübarektir… Bu sırada yiğitler meydanının aslanı, pehlivanların kaplanı boz oğlan yetişti Alaca ejder sivrisi mızrağımı sakladım bugün için Kanatlarının ucu kırılmasın ![]() Anamın adını dersen kükremiş aslan ![]() Aslan soyu sultan kızı ![]() İnsan oğlunun ejderhası Deli Dumrul ![]() Koç yiğidim şah yiğidim ![]() Bir bölük kaza şahin girmiş gibi kafire at sürdü ![]() Yedi bayırın kurduna benzerdi yiğitleri… Altay ve Tanrı Dağları çevresinde milattan önce birinci bin yılda ortaya çıkan “hayvan üslubu” paralelinde hayvan sembolizmini de oluşturmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam öncesi Türk sanatında hayvan üslubunu Türklerin kullandığı tüm eşyalar üzerinde görebiliriz ![]() ![]() Azerbaycan’ın Gazah bölgesinde bulunmuş tunç kemer ![]() ![]() “Kurt yüzü mübarektir“ Süslü eğer kenarı ![]() ![]() ![]() (h=22,5 cm ![]() ![]() İslam’ın getirdiği kısıtlamalara rağmen Türkler hayvan üslubundan vazgeçemiyorlardı ![]() ![]() Diyarbakır Ulucami Dede Korkut’ta ve Türk yaşamında atın yeri ![]() Beyreğin atını övmesi: Açık açık meydana benzer senin alıncığın İki gece ışık saçan taşa benzer senin gözceğizin İbrişime benzer senin yeleciğin İki çift kardeşe bezer senin kulacığı Eri muradına yetiştirir senin arkacığın At demem sana kardeş derim kardeşimden daha iyi Başıma iş geldi arkadaş derim arkadaşlarımdan daha iyi ![]() “At Türkün kanadıdır ![]() Çin kaynaklarında Türkler hakkında şöyle yazılmıştır: “Türklerin hayatı atlarına bağlıdır” ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orhun yazıtlarında savaş atının cesareti takdir edilir, at Türk beylerinin dostu olarak gösterilmektedir ![]() ![]() Gök Türk döneminde süvariler savaşa giderken, veya defin merasiminde atlarının kuyruklarını düğümlerdiler ve bu durumun ciddiliğinin simgesi haline gelmişti ![]() ![]() ![]() At ve sahibi ![]() ![]() ![]() ![]() Gümüş sikke ![]() ![]() ![]() ![]() Geleneksel olarak Türk toplumlarında at, hükümdarın gücünün bir simgesi olmuş ve çeşitli dönemlerde süvari tasvirli sikkeler basılmıştı ![]() İbn Bibi at üstünde hükümdarı yükselen güneşe benzetmişti ![]() Türklerde Osmanlı dönemlerine kadar devam etmiş diğer gelenek, önemli bir göreve atanma sırasında ata binme ayinin icrası olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Türk toplumunda, ülkenin güvenliğini sağlamasından dolayı, ata, üzerindeki savaşçıya gösterilen kadar ilgi ve saygı gösterilmiştir ![]() ![]() Daha geç İslam dönemlerinde ise din uğrunda savaşan atın çevresinde meleklerin uçuştuğuna inanılırdı ![]() Selçuklu Sultanları haralarında en az on bin at besledikleri bilinmektedir ![]() ![]() ![]() Türklerde ata olan sevgi ve bağlılık dilde de aksini tapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Atın ayaklarındaki beyaz lekelere seki, alnındaki ak lekeye kartopu, alından burna doğru inen beyaz lekelere ise akıtma adı verilmiştir ![]() ![]() Osmanlı’da at kültürünün devam etmesini ve daha da gelişmesini görüyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı padişahlarının törenlerde kır ata, savaşta ise yağız ata binmek gibi bir geleneği vardı ![]() ![]() ![]() İslamın getirdiği bazı kısıtlamalara rağmen Türklerde ata olan bağlılık ve sevgi hep kendini göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() AV GELENEĞİ “Sen gideli hanım çapraz yatan alaca dağların avlanmamıştır, ava bin gönlün açılsın ![]() ![]() …gel şimdi seninle ava çıkalım, eğer senin atın benim atımı geçerse onun atını da geçersin, hem seninle ok atalım, beni geçersen onu da geçersin ve hem seninle güreşelim, beni yenersen onu da yenersin dedi ![]() Oğlandır ne bilsin, geyiği kovalıyordu, getiriyordu, babasının önüne vuruyordu ![]() ![]() Av ve avlanma erken devir insanının yaşantısında çok büyük yeri ve önemi olan olaylardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu toplumlarında ava gitmeden önce yapılan işlemler arasında temizliğe büyük önem verilir, avcı karısıyla ilişkide bulunmaz, büyü bozulmasın diye kimse ile konuşmaz, av dönüşüne kadar ailesinde oyun, eğlence yapılmazdı ![]() ![]() ![]() Türk mitolojisinde yeraltı dünyadan gelen kötü ruhlarla av zamanı karşılanma konusu da geçmektedir ![]() ![]() ![]() Erken dönemlerden başlayarak avlar teşkilatlı şekilde tüm kabilenin katılımıyla gerçekleşiyordu ![]() ![]() Kubadabad Sarayı’ndan alçı avcı kabartması, Beyşehir ![]() ![]() İnceminareli Medrese Müzesi ![]() Daha geç dönemlerde av, Türkler için geçim kaynağı olmaktan çıkmış, daha çok diğer önemli manalarla yüklü uygulama olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türlerde sürek avı sevilerek yapılan bir av türü olmuştur ![]() ![]() Sürek avı sahnesi ![]() ![]() MÖ ![]() ![]() ![]() ![]() İslam öncesi Türk sanatında av sahneleri sık sık tasvir olunurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aslanı öldüren Bahram ![]() ![]() Sultan Muhammed, Tebriz, 1539 – 1543 yy ![]() Dede Korkut kitabında dört ayaklı hayvanların avı için “av avlamak”, avcı kuşlarla yapılan av için “kuş kuşlamak” tabiri kullanılmaktadır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Dede Korkut Hikâyelerinin Türk Plastik Sanatlara Yansıması |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dede Korkut Hikâyelerinin Türk Plastik Sanatlara YansımasıKamlık Geleneği “Resul aleyhisselam zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut destanı, Mukaddime “Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı ![]() Amerika’da bir mağarada şöyle yazı bulunmuştur: “Papazlar Tanrı ile Tanrı ise Şamanlarla konuşur” ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayete göre ilk kamı yeryüzüne Tanrı Ülgen kartal biçiminde göndermişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kamlığa seçilen erkek veya bayan, gelecekte ona verilecek olan olağanüstü yeteneklerin boyutuna bağlı olmayarak, çok acılı ve uzun, bazen bir sene sürebilen bir yeniden doğum aşamasından geçiyor ![]() ![]() ![]() Kam tasvirleri ![]() ![]() Sibirya Türk kamlık geleneğinde iki tür kam vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kam kendi merasim araç gereçlerini, hırkasını, başlığını, maskesini, davulunu, tokmağını kendisi yapmakta veya belirli kişilere sipariş etmektedir ![]() ![]() ![]() Tarihte bilinen çok kuvvetli kamlar arasında Rus Çarı Ivan Groznı’nın ölüm gününü önceden haber veren ve bundan dolayı zindana atılan bayan kamların hikâyesi geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut’ta ağacın yeri ![]() ![]() Uruz’un ağaç ile söyleşmesi: Ağaç ağaç der isem sana üzülme ağaç Mekke ile Medine’nin kapısı ağaç Musa Kelimin asası ağaç Büyük büyük suların köprüsü ağaç Kara kara denizlerin gemisi ağaç Erlerin şahı Ali’nin Düldülünün eyeri ağaç Zülfikarın kanı ile kabzası ağaç Şah Hasan ile Hüseyin’in beşiği ağaç Eğer erdir eğer avrattır korkusu ağaç Başına doğru bakar olsam başsız ağaç Dibine doğru bakar olsam dipsiz ağaç Beni sana asarlar çekme ağaç Çekecek olursan yiğitliğim seni tutsun ağaç Bizim elde olmalıydın ağaç Kara hindu kullarıma buyuraydım Seni para para doğrayalardılar ağaç ![]() Babamın adını sorar olsan koca ağaç ![]() Gölgeli koca ağacın kesilmesin ![]() Türk kozmolojisinde orman ve ağaçların özel yeri olmuştur ![]() ![]() Avrasya kültür ortamında Hayat ağacı ile Kadın arasında bir bağlantı söz konusudur ![]() ![]() Kadın figürü tüm ilkel toplumlarda bereket, doğurganlık, sonsuz yaşamın simgesi olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İskit kurganlarından altın alınlık ![]() MÖ ![]() ![]() Karadeniz’in kuzeyi ![]() Hayat Ağacı ![]() ![]() 1285-1290 Türk mitolojisinde ağaçtan türeme motifi örneği olarak Oğuz Kağan ikinci evliliğinin ağaç kovuğundan çıkan bir kızla yapılmasını göstermek mümkündür ![]() ![]() Er-Sogotoh destanında Hayat Ağacı’nın dokuz kollu olup, dokuz kat göğe yükseldiği geçmektedir ![]() ![]() ![]() Türklerde en erken dönemlerden başlayarak tenha yerlerde biten, diğerlerine göre daha büyük veya daha sağlam olan ağaçlara özel ilgi ve önem verilmekteydi ![]() Eski Türklerde Kayın ve Ardıç ağaçları kutsal sayılmaktaydılar ![]() ![]() ![]() ![]() Başka bir rivayete göre, gökteki ebedi kamın kapısı önünde bir ağaç dikiliydi ![]() ![]() Türklerde yurt kurma töreninde dikilen ağaç veya orman, aynı zamanda kurucu sülalenin hükümdarlık simgesi ve tanrı payesi olan ata ruhlarının makamı sayılıyordu ![]() Tabgaçlar’da eski bir gelenek olarak biliniyordu, orman olmadığı yerlerde ise toprağa dikilen söğüt dalları etrafında üç defa dönülüyor ve kurban veriliyordu ![]() ![]() ![]() İslamiyet sonraki dönemlerde de ağaç kültü ile ilgili inanışlar devam etmiştir ![]() ![]() Türklerde eskiden beri üstünde kuş yuva kurduğu ağacı kesmek günah sayılırdı ![]() ![]() ![]() Dede Korkut Kitabı’nda Renk Sembolizmi “Gene ziyafet tertip edip attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Bayındır Han’ın ak meydanında bu oğlan cenk etmiştir… Kara başı sarsıldı, bütün yüreği oynadı, kara süzme gözleri kan yaş doldu ![]() Kara yerde ak otağlar dikeyim diyordum… …Kazan’ın aklı başından gitti, kara bağrı sarsıldı ![]() Al kanatlı Azrail ![]() Sarı elbiseli Selcen Hatun ![]() Karşına alaca kaz geldi… Yerli kara dağların yıkılmasın ![]() Ela gözlü yiğitlerini yanına aldın ![]() Ak sakallı babası karşı geldi ![]() Anam benim için mavi giyip kara sarınsın ![]() Alca kanını yer yüzüne dökün ![]() Türklerde renk sembolizmin temelinde kozmolojik düşünce durmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dünya şeması Türklerde hep varlığını korumuş ve renklerin anlamları bu şemayla bağlantılı olarak ayarlanmıştır ![]() ![]() ![]() Aynı isimlendirme Hun’larda da geçmektedir ![]() ![]() ![]() Renkleri tek tek ele alarak anlamlarını genel çizgilerle açıklamaya çalışalım ![]() Siyah Renk Karanlık, kuzey, boşluk, tahribat, büyü, kötülük, karmaşa, yeraltı dünya, ölüm, yas gibi anlamları içermektedir ![]() ![]() Tarihte Karahanlı olarak bilinen ilk Müslüman Türk devleti bu adı İslam sınırlarının kuzeydeki bekçisi sıfatında almıştır ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki manaların dışında, kara rengin bir de’” kuvvetli, korkmaz, hiçbir şeyi kale almayan’” anlamları da bilinmektedir ![]() Kırmızı (Kızıl) Ateşin, güneşin, kudretin, kuvvetin, hükümdarlığın rengidir, hâkimiyet gücünün ifadesidir ![]() ![]() ![]() Bu renk kendi içinde olumlu ve olumsuz manaları barındırarak, aşırıya kaçtığı zaman zoru, baskıyı, şiddeti, savaşı ifade eder ![]() Kırmızı rengin, onu üzerinde bulundurduğu kişiye, güç, enerji, kendine güven, insanlara hüküm edebilmek, onları yöneltmek ve yönlendirmek gibi özellikleri kazandırmasına inanılmaktaydı ![]() ![]() Türk halılarında kırmızı rengin ana renk olması, bu rengin ısıtma, koruma, kollama gibi görevleri üstlenmesinden ireli gelmektedir ![]() Mavi Türklerde Göğü, Gök Tanrını ifade eden kelime olarak kullanılmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gök renginin su ile bağlantısından ireli gelen olumsuz yönleri de vardır ![]() ![]() Beyaz Türk mitolojisinde en sık karşılaştığımız renktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İyi ve Kötü ![]() ![]() Azerbaycan, 1985 Yeşil Yeşil doğanın rengidir, ot, ağaç ve orman rengi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeşil, aynı zamanda Dünya Ağacı ve Hayat Ağacı ile bağlantılı olarak zikir edilmektedir ![]() ![]() İslamiyet sonraki dönemlerde bu renk Müslümanlığın simgesine dönüştü ![]() ![]() Sarı Türklerde dünya şemasında sarı renk merkezin veya yerin rengidir ![]() ![]() ![]() Çin mitolojisinde bu renk önemli yer tutmaktadır ![]() ![]() Türk sözlü ve yazılı gelenekte sarı renk sık olarak karşımıza çıkar, örneğin destanlarda Sarı elbiseli Selçan hatun, Sarı Saltuk veya türküde Sarı gelin gibi ![]() ![]() ![]() Dede Korkut Hikâyelerinin Çağdaş Sanata Yansıması Çağdaş dünyanın sınırsız iletişim koşulları ilk bakışta milli kültürler arasındaki farklılıkları yok etmiş gibi gözüküyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezahir Avşar 1955 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezahir Avşar ![]() ![]() 1998 Ulaş oğlu, yırtıcı kuşun yavrusu, zavallının biçarenin ümidi, Amit suyunun aslanı, Karacuğun kaplanı, yağız al atın sahibi, Han Uruzun babası,Bayındır Han’ın güveyisi, kudretli Oğuz’un devleti,kalmış yiğit arkası Kazan Han ![]() Kara Dere ağzında Kadir veren, kara boğa derisinden beşiğinin örtüsü olan, hiddeti tutunca kara taşı kül eyleyen, bıyığını ensesinde yedi yerde düğümleyen, yiğitler ejderhası, Kazan Han’ın kardeşi Kara Göne dörtnala yetişti ![]() ![]() Mezahir Avşar Seramik pakla ![]() ![]() ![]() 2002 Mezahir Avşar ![]() ![]() ![]() 1998 Altmış ögeç derisinden kürk eylese topuklarını örtmeyen, altı ögeç derisinden külah etse kulaklarını örtmeyen, kolu budu irice, uzun baldırları ince, Kazan Bey’in dayısı, at ağızlı Aruz Koca dört nala yetişti ![]() ![]() Diğer sanatçımız Elçin Mamedov aynı kuşak Azerbaycan ressamlarındandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sarı Elbiseli Selcan Hatun Elçin Mamedov Bakı ![]() 1980 Dirse Han’ın oğlu Boğaç Han ![]() Elçin Mamedov Bakı ![]() 1980 Lale Avşar İSKENDERZADE Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi KAYNAKLAR Bayat, F ![]() ![]() Beksaç, E ![]() ![]() Boratav, P ![]() ![]() ![]() Çoruhlu, Y ![]() ![]() Çoruhlu,Y ![]() ![]() Duru,O ![]() ![]() Engin, M ![]() ![]() ![]() Esin, E ![]() ![]() Esin, E ![]() ![]() Gabain, ![]() ![]() ![]() ![]() Gökyay, O ![]() ![]() ![]() Sakaoğlu, S ![]() ![]() ![]() Sumer, F ![]() ![]() ALINTI: Yenidenergenokon ![]() |
![]() |
![]() |
|