10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hadım Ağaları

Genellikle harem hizmetlerinde çalıştırılan erkekliği giderilmiş kimselere Hadım ismi verilir
Terimin aslı, Arapça "hizmet etmek" anlamındaki hıdme masdarının ism-i fai*li olan hadimdir ("hizmetkâr"; çoğulu hadem, huddâm) Kelime zamanla Türk*çe'de hadım şeklini almış ve saray hiz*metkârlarının çoğunun, özellikle harem kısmında çalışanların tamamının erkekli*ği giderilmiş kişiler olmasından dolayı "iğdiş" anlamını kazanmıştır
Câhiliye devrinde iğdişle ilgili birkaç hadise zikredilmekle birlikte bunun yaygın olduğu söylenemez Kur'ân-ı Kerîm'-de "evin hanımına şehvet duymayan erkek hizmetçilerden" (en-Nür 24/31) söz edilerek bu hususa atıfta bulunulur, ancak Asr-ı saadet'te de bu işlemin yaygın olmadığı anlaşılmaktadır Hz Peygamber, ashaptan Osman b Maz'un'un kendisini iğdiş etme isteğini reddetmiş, bunu duyan Sa'd b Ebu Vakkas da "Eğer Resul-i Ekrem ona izin verseydi hepimiz kendimizi iğdiş ederdik" demiştir (Buharri, "Nikah", 8)
Resul-i Ekrem'in hizmetçilere karşı iyi davranmayı emreden hadislerine ve İslâm dininin insanları, hatta hay*vanları iğdiş etmeyi yasaklamasına rağ*men hadım hizmetkar kullanımı Emevî Halifesi I Muaviye'ye kadar uzanmaktadır Eski Ön Asya, Grek Roma, Bizans ve İran saraylarında hadımların bulunduğu ve bunların bir kısmının çok önemli görevlere geldiği bilinmektedir Bizans İm*paratorluğu 'nda bazı aileler çocuklarını kilisenin hizmetine vermek için onları hadım ederlerdi Aslında İznik Konsili hadımların rahip olmasını açıkça yasaklamıştı Bu sebeple hadımlar ancak Doğu kiliselerinde görev yapabilirlerdi İmparator Romanos Lakapenos, oğlu Theophylaktos'u İstanbul patriği yapmak için böyle bir operasyondan geçirmişti Câhiz, dinî kanunların hâkim olduğu mil*letlerde mabedlerin hizmetine giren çocukların hadım edildiğini belirtir
Siyahî hadımların kaynağı Afrika idi Sekiz-on bir yaşları arasında toplanan çocukların Mısır'da yapılan bir operas*yonla erkeklikleri giderilir, daha sonra başta İstanbul olmak üzere büyük merkezlere şevkleri yapılırdı Ancak devlet kademelerinde zaman zaman bu uygu*lamaya karşı çıkıldığı anlaşılmaktadır Meselâ 1560'ta Prizren'de bir alay beyi, böyle bir ameliyat sırasında üç reaya çocuğunun ölümüne sebebiyet verilmesi yüzünden cezalandırılmış (EP [İng j, IV, 1093), Şehid Ali Paşa’nın(ö 1716) sadrazamlığı sırasında da Mısır valisine ve kadısına gönderilen bir fermanla Habeşiler'in kısırlaştırılmaması istenmiştir (Raşid, IV, 175-176} Fakat daha sonra bu fermana uyulmadığı ve Ebutic, Asyut'un güneyi ve Sudan'dan yukarı Mısır'a gelen güzergâhta her yıl 100-200 gencin iğdiş edildiği bilinmektedir 1813-1814'te Yukarı Mısır'ı ziyaret eden Burckhardt biri Borgo bölgesi, diğeri Darfur olmak üzere İki iğdiş merkezi bulunduğunu ve Kıbti keşişlerin bu işi ücret karşılığında yaptığını tesbit etmiştir (Trauels in Nubia, s 294-296) Uygulamanın kesin olarak ancak Sultan Abdülmecid döneminde (1839-1861) durdurulduğu görülmektedir
Hadımlar karakter bakımından kadın ve çocuklarla kıyaslanabilir Hadımlar özellikle kuşlarla oynamaktan hoşlanır ve yemeye içmeye düşkün olurlar Neşe ve öfkelerini çok çabuk açığa vuran ha*dımlar dedikoduya meraklı olup normal insanları aşağılar, ancak zengin ve güçlü insanları takdir ederler Bu nedenle Hadım ağalar içerisinde devlet işlerine karışan kişiler sık sık çıkmıştır
Ev işlerinden hoşlanmakla beraber ağır işlere gele*mezler Uzun süre at sırtında kalabilir, iyi ok atabilirler Ticarî hayatta başarılıdır*lar Özellikle Horasanlılar bu yönleriyle temayüz etmişlerdir İğdiş edildikleri için büyük bir hınçla doludurlar ve bundan dolayı erkekleri kıskanır, onlardan nefret ederler Cinsî arzu ve yeteneklerini ta*mamen kaybettikleri sanılırsa da özellik*le bulûğ çağından önce iğdiş edilenlerin cinsî istekten büsbütün yoksun olmadığı bilinmektedir Emevî Halifesi Muaviye'nin karısı Fahite'nin itirazı üzerine hare*me sadece yaşlı hadımların girmesine izin vermesi de bunu teyit etmektedir
Osmanlılar da harem görevlilerinin çok çirkin ,zenci ,dişleri dökük ,şaşı ,çarpık bacaklı ve tamamen iğdiş edilmiş zenciler olma*sına dikkat ederlerdi Böylelikle saray kadınları yada cariyeleri ile aralarında bir olumsuz münasebet olmaması amaçlanırdı
Hadımlar genellikle efendilerinin ya*nında yaşarlardı Kolaylıkla tanınıp ken*dileriyle alay edildiğinden halkın arasına pek fazla karışmazlardı Sarayda rahatça gezebilir, efendileriyle onların hanımları ve cariyeleri arasında bir aracı vazifesi görürlerdi
|
|
|