Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mehter, takimi

Mehter Takimi

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mehter Takimi



MEHTER NEDİR

Mehter dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır Mehteri kendine has özellikleri ile korumak yaşatmak gelecek nesil'e bırakmak her Türk'ün görevidir Mehter; mızıkacı, çadırcı, kavas gibi muhtelif manalarda kullanılmış bir tabirdir Mehter Farsça " MIHTER" kelimesinin Osmanlılarca ULU-BÜYÜK manasına gelen bir kelimesinden alınmıştır Dilimizde bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden " MEHTER" kullanılmaktadır

MEHTERİN ÖNEMİ

Bu konuyla ilgili Evliya Çelebi'nin, Sultan 4Murat devrinde büyük bir ordu olayını Şöyle anlatır "Mimarların mı, yoksa mehterlerin mi alayda önceliği konusunda karar verilemez Bu hususda görüşmek üzere Mimarbaşı ile Mehterbaşı Sultan Murat'ın huzuruna çıkarlar; Mimarbaşı başlar söze: Padişahım! Mehterler pirsiz esnaf olup Cemşid sanatını tutmuş bir alay Deccal kavmidir, biz padişahımıza saraylar, selâtin camileri, köprüler yaparız, İslam ordusunda lüzumumuz, hizmetimiz vardır; elbet mehterlerden evvel geliriz! Der

Bunun üzerine mehterbaşı da şu iddiada bulunur

Padişahım! Hangi bir tarafa gitseniz mehabet, şevket, salâbet ve şöhretiniz için, dosta düşmana karşı davul, kudüm, nefir döverek gitmeniz lazımdır Cenk Meydanlarında gaziler cenge salmak için köslere biz tokmak çalarız ve askeri şevke getirip biz kaldırırız, padişahımız bir şeye üzülse huzurunda oniki makam, yirmi dört şube, yirmi dört sul, kırk sekiz terkip musiki faslı edip, padişahımızı neşelendiririz Eski hükema; saz ve söz hanende, âdemin gönlüne safa verir, demişler Biz de ruha gıda verir esnafız Bahusus ki nerede Resulullah'ın âlemi olsa, orada dabl-ı Al-i Osman bulunmak gerekir

Bunun üzerine Sultan 4Murat, mehterlerin mimarlardan evvel geçmesini irade buyurur

İSTANBUL'UN FETHİNDE MEHTER

Fatih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla beraber topçularının yanına gitti Toplar atılırken, Okmeydanı'na dolmuş binlerce ulema, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devasa bir mehteran düşünün Osmanlı ordusuyla beraber, savaş meydanında bulunuyor Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor Okmeyda'nındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı Yine Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'a giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı

AVRUPA'DA MEHTER MUSİKİSİNİN NE GİBİ ETKİLERİ OLMUŞTUR

18 Asırdan itibaren birçok memleketlerde mehteran bölüklerinden etkilenerek buna benzer gruplar kurulmaya başlanmıştır

Bestekâr Mozart ve Haydn da mehter müziğinden ilham alarak meşhur bestelerini meydana getirmişlerdir

Büyük Alman bestecisi Beethoven'in büyük senfonisinin son bölümü, mehterin kösüyle, davulu ve zurnasıyla seslendirilmiştir Beethoven'in Türk Marşını mehterin bir cenk marşından adapte ettiği bilinmektedir

Yine Avusturyalı Bestekâr Mozart'ın, Türk askerlerinin hatıralarını terennüm eden Allah Allah seslerini nakarat halinde kullanarak, Türk Marşı diye bir eser meydana getirdiği de vakıadır

Alman bestekârı Wagner bir mehter konserini dinlerken heyecanlanmış, kendisini tutamayarak " İşte musiki buna derler" diye mehter hakkında hissiyatını ifade etmiştir

18 YY içinde Avusturyalılar ve Prusyalılar, daha sonra Ruslar, Almanlar ve Fransızlar mehter teşkilatından etkilenerek mızıka takımları kurmuşlardır

MEHTERİN TARİHÇESİ

Mehter Dünyanın ilk ve en eski alaturka Ordu bandosudur

Hun'lar zamanındaki adı Tuğ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluşan askeri mızıka okulunun Fatih'ten sonra aldığı isim, Hun'lardan beri Türk savaş tekniğinin vazgeçilmez unsuru olan askeri müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak suretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece bir bakıma insan kıyımını önlemektir

Dünyanın en eski askeri bandosu olan mehtere ilk olarak Orhun Kitabelerinde rastlanmaktadır Bu kitabelerde “Kübürge” ve “Tuğ” olarak anlatılan askeri bandonun,11 yy yazılmış Divan-ü Lügat-it Türk’te Hakanların huzurunda müzik yaptığını anlatılır O zamanlarda küvrük (kös), tomruk (davul), çenk (zil) ve nay-i Türkî adındaki sazlardan oluşan “Tuğ” lar, savaşlarda ve özel günlerde müzik yapmaktaydılar Ayrıca “Tuğ” Türklerde hâkimiyetin de sembolü olmuştur

Selçukluların T'abılhâne veya Nevbet hane dediği bu kurumda Hunlardan beri ikisi nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgı yer almıştır: İslamiyet ten sonra adları zurna, boru (nefir veya şahnay), çevgan, zil, davul ve kös'e çevrilen yurağ, boygur, çöken, çanğ, tümrük ve küvrük Savaşta ordunun önünde giden kös, davul, nakkare, zil, çevgan, çalpara, çengi harbi, zurna ve boru gibi yüzlerce vurmalı ve nefesli çalgının çalacağı müzik, savaş, tören ve oyun (spor) amaçları için özel olarak bestelenirdi

Osmanlı imparatorluğuna Anadolu Selçuk Türklerinden geçmiştir Şöyle ki Osman Gazi'nin kurduğu Beylik; Bizanslılara karşı birçok önlemli savaşlar kazanmış olup topraklarını genişletmiştir Bu savaşlar neticesinde Osman Gazi'nin, Selçuklu hükümdarı Aladdin Keykubat'a yararlığını göstermek ve bu savaşlarda kazandığı bazı harp ganimetlerini Selçuklu Hükümdarına hediye olarak göndermiştir Bu arada İnegöl kalesini de kuşatarak beyliğine dâhil ederek büyütmüştür Bu olaylardan çok memnun kalan Anadolu Selçuklu Hükümdarı adamlarında KARA BALABAN ÇAVUŞ vasıtasıyla 1284 tarihinde Osman Gazi ' ye bir ferman göndererek kendisini kutlamış ve Emirlik payesi ile İstiklal (EGEMENLİK) sembolü sayılan Tuğ, Âlem Tabıl (DAVUL) Nakkare (ÇİFTENARA) Hakkaniyeti, Adaleti temsilinde Ak (BEYAZ) renkte sancak göndermiştir Osmanlılarca TABLI ALI'i OSMAN adı ile anılan ilk mehter nevbeti (KONSER) 1289 tarihinde Bileciğin bir kasabası olan söğüdün büyük Mescit meydanında Osman Gazi ve silah arkadaşlarının huzurunda bir ikindi vakti ayakta dinledikleri bir nevbet (KONSER) ile Osmanlının hazarda ve seferde çok büyük hizmetler verecek olan Mehter takımı kurulmuş olur

Osman Gazi ve silah arkadaşlarının ayak üzre dinledikleri bu nevbet (KONSER) Selçuklu hükümdarına gösterdikleri hürmetten dolayıdır Bu adet Osman Gazi'den sonraki Padişahlarca da devam etmiştir



Mehterin aynı makamda birçok parçayı art arda çalıp söylemesine nevbet vurma denirdi Önceleri günde beş kez her namazdan önce nevbet vuran Mehterhane-i Hakanı, II Mehmet döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalmaya başladı Bunun dışında cüluslarda, kılıç alaylarında, zafer müjdesi geldiğinde, arife divanlarında, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı Barış zamanında özel yerinde çalan Mehterhane-i Hakanı, seferde padişahın (o yoksa serdarın) çadırı önünde nevbet vururdu 17 yüzyılın sonunda ve 18 yüzyılda Topkapı Sarayı'nda Demirkapı denen yerde, ayrıca Eyüp sultan, Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Rumelihisarı, Yeniköy, Kavak, Beykoz, Anadoluhisarı, Üsküdar gibi semtlerde geceleri yatsı namazından sonra ve halkı sabah namazına kaldırmak için güneş doğmadan hemen önce nevbet vurulurdu

Bu olayı tevid eden Hadidi tarihinde şöyle der:

HENÜZ (HALEN) VAR PADİŞAHLARDA ADET

AYAK ÜZRE DİNLERLER ÇALINSA NEVBET

Mehter takımı yüzyıllar boyunca 3 kıtada Asya, Afrika ve Avrupa'da hazarda ve seferde önemli görevler yapmıştır Bilhassa savaşlarda Türk ordularına verdiği heyecan ve kahramanlık ifade eden Mehter musikisi marşları ile Türk ordusu karşısında bunalan düşman orduları Türk Sancağından önce Mehter takımına hücum ederek onu susturup saf dışı bırakma faaliyetlerine girişmişlerdir

16, 17 ve 18 yyda yetişen Bestekâr ve icracıları eliyle askeri musiki sanatının zirvesine ulaşan mehter musikisi hem savaşlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eşlik eden şatafatlı takımlar münasebetiyle tanındığı Avrupa'da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi Daha 1683'te Viyana'ya yürüyen Jan Sobieski'nin ordusuna mehter etkisiyle vurmalı çalgı arttırılmış bir askeri bando eşlik etmişti Batılıların çoğunlukla Yeniçeri müziği anlamına gelen terimlerle adlandırdıkları mehteri ilk uygulayan Lehler oldu (l741): Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere de arkalarından geldi

Daha sonra mehter, bünyesinde barındırdığı sazlardaki değişikliklerle kapatıldığı 1826 tarihine kadar gelişmesini sürdürür

Mehterhane 1828'de II Mahmut tarafından kapatılmış, bunun yerine III Selim'in yakın dostu Napolyon'un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti'ye Mızıka-i Hümayun adlı Batı kopyası saray bandosu oluşturulmuştur

Dünyanın ilk askeri bandosunun tekrar yaşatılmaya başlanması ise Eski Yeniçeri bandosunu ve ordusunu sembolik olarak temsil etmek için mehter: 1914 yılında askeri müze bünyesinde yeniden kurulmuştur Bu dönemde Mehter musikisini icra eden icracılara ek olarak, bir tuğ takımı ile yeniçeri ortalarını sembolik olarak temsil eden tarihi birlikte mehtere ilave olmuştur Böylece askeri müzede faaliyete geçirilen mehtere tarihi bir hüviyet kazandırılmıştır 1Dünya savaşı, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında askeri müzede varlığını sürdüren mehter: 1935 yılında tekrar kaldırılmıştır

1952 yılında ise askeri müze bünyesinde Mehter takımını yeniden kurdurularak daha sonraki yıllarda kurulacak Mehter takımlarının da önünü açmıştır Bu tarihten sonra da Cumhuriyet Türkiye’sinde günümüze kadar yaşatılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Mehter Takimi

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mehter Takimi



MEHTER TAKIMI İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUR

Mehter takımının yürüyüş nizamında merasime iştirak şöyledir: Önde çorbacı başı (Emir-i Âlem) unvanını taşıyan ve başında "üsküf" bulunan mehteran bölüğü komutanı, onun arkasında sol tarafında zırhlı muhafızı ile birlikte yeşil sancak, ortada istiklal alameti olan ak sancak, sağ başta ise zırhlı muhafız ile birlikte kırmızı sancak bulunur Sancakların arkasında ise üçerli koldan üç sıra halinde dizilmiş dokuz tuğ gelir Sağ taraftan kırmızı sancağın arkasında, yeniçerilerin taşıdığı hücum tuğu yer alır Tuğlardan sonra ortada mehterbaşı bulunur Mehterbaşından sonra ise mehterin iki katı adedince çevgenler (okuyucular), zurnazenler, boruzenler, nakkarezenler, zilzenler ve davulzenler gelmekte En arkada ise at sırtında taşınan kös bulunmakta

Mehter takımı katlardan oluşur 3 katlı, 5 katlı, 7 katlı, 9 katlı 11 katlı ve 13 katlı diye adlandırılır En küçüğü 3 katlı, en büyüğü 13 katlı olarak kurulmuştur Mehter takımında katlı demek her sazdan o katlı nispetinde Enstrüman <saz> bulunması demektir Yani 5 katlı Mehter takımında, 5 zurna, 5 boru, 5 nakkare, 5 zilve, 5 davul var demektir Buna göre 10 çevgen (diğer sazların iki misli) bulunur 13 katlı Mehter yalnızca Padişaha aittir

MEHTER DİZİLİŞ VE YÜRÜYÜŞÜ

Mehter takımının kendine has bir yürüyüş şekli vardır

Yürüyüşlere daima Besmele ve sağ ayakla başlanır Yürüyüş yapılırken her üç adımda atışta sağa ve sola dönülerek yürünür Bu Mehter takımının sağa ve sola RAHİMALLAH - KERİMALLAH manasına gelen selamlama yürüyüşüdür Yoksa bazı çevrelerin ifade ettiği gibi iki ileri bir geri şeklinde değildir

KONSER DÜZENİ

İlk kurulduğu yıllarda çember biçiminde dizilen mehter, sonraları yarım daire (hilâl) biçiminde dizilmeye başladılar Mehteran, daire şeklinde nevbet nizamını teşkil ederler, nakkare zenleri oturup diğerlerinin ayakta durmasıyla da hilal görünümü verir Kösler hilalin orta ilerisine konulur İçoğlanı Başçavuşu, mehter faslı başlamadan önce daireden çıkarak ortaya gelir ve: "Vaktı-i Süruru sefa Mehterbaşı Ağa! Hey! Hey! " diye bağırır Bu sırada hazır bulunanların dikkatlerini çekmek için nakkarelerle sofyan usulünde üç tempo atılırdı Nakkareler çalarken de Mehterbaşı ağa mehterin önüne gelir: "Merhaba Ey Mehteran!" der ve sağ elini göğsüne koyarak mehteri selamlar

Mehteran da hep beraber sağ ellerini göğüsleri üzerine koyarak koro halinde "Merhaba, Mehterbaşı Ağa!" diyerek karşılık verirler Daha sonra mehterbaşı ağa: "Hasduuuur" diyerek çalınacak makamın ve eserin adını söyler (mesela "Der fasl-ı Acem aşiran, cihadı-ı ekber marş!" derdi) hemen arkasından "Haydi Ya Allah !" diyerek mehteri icraya geçirir Nevbet bitince mehter gülbankı (duası) okunur ve fasl sona erer

MEHTER DUASI

Allah Allah, Celilü'l - Cebbar, Muinü's - Set tar Halıku'l - Leyli ve'n - Nehar, Layezal, Zülcelâl, birdir Allah Anın birliğine, Resul - ü Enbiya Peygamberimiz Cenab - ı Ahmed - i Mahmut - u Muhammed Mustafa ( Bütün efrad elleri göğüste olduğu halde rükûa gelir gibi eğilirler ) Al-i evladı-ı Resulü müçtebi imdadı-ı ruhaniyetine; bir cümle Âlem- İ İslam’ın sıhhatü selametine, Ordularımızın devamı Muzafferiyetine Aziz Devletimizin Beka-ü temadüsüne üçler, yediler, kırklar, göçenler demine devranına " Hu diyelim Huuu" denildikten sonra bütün mehter takımı davul ve zilleri şiddetle vurarak dokuz defa "Hu" çekerlerdi Sonra da üç defa kös vururlardı

Eli kan kılıcı kan, sinesi üryan, ciğeri püryan, meydan-ı şahadette Allah yoluna revan, Kahrımız Gazabımız düşmana ziyan! Adüvden korkmadık korkmayız hiç-bir zaman Kura-anda Zafer va-ad ediyor Hazreti Yezdan Uğrun açık olsun ey Serdarı Mücahid, Hüda kılıcını keskin etsin Ömrünü gün gibi bedid! Fahri âlemi hoşnut etsin Hak, gaza-i ekberin etsin mübarek ve Sait

Takımın içinden evvelce seçilmiş dik ve güzel sesli biri tiz perdeden: "Nasrünminallahi ve fethün karib Ve beşşiri! L müminin" ayetini okur, üç defa "Allah" diyecek kadar dururdu Sonra bütün aletlerle beraber davullar ve kösler hafif vurarak devamlı teramole yaptığı sırada hepbir ağızdan "Allah Allah" deyince susarlar ve baş eğerek geriye döner ve dağılırlar

MEHTER MÜZİĞİ

Mehter müziği klasik Türk müziğindeki makam ve usullerin kullanıldığı teksesli bir mü¤¤¤¤¤¤ Peşrev, semai, nakış, cengi harbi, murabba, kalenderi gibi formları vardır Mehterhane'nin repertuarında bunlardan başka serhat türküleri de yer almıştır Buna karşılık, bazı mehter peşrevleri de fasıl müziğinde çalınmıştır Mehter müziğinde ahlâtı, revani, saf gibi fasıl müziğinde hemen hemen hiç kullanılmamış usullere yer verilmiş, bunların çoğu, o usulde bestelenmiş yapıtların form adı da olmuştur

Mehter müziğinin bestelerinin çoğunu Mehterhane'de görevli müzikçiler yapmıştır Günümüze ulaşan mehter melodilerinin en eskileri Nefiri Behram, Emir-i Hac, Hasan Can ve II Gazi Giray gibi 16 yüzyıl bestecilerinin yapıtlarıdır Notası bulunan yapıtların da büyük çoğunluğu 17 yüzyıldan kalmıştır Bu yüzden belli başlı bestecileri Zurnazen Edirneli Dağı Ahmed Çelebi, Zurnazen başı İbrahim Ağa, Müstakim Ağa, Ham mali ve Şah Murad'dır Hızır Ağa da 18 yüzyılın en büyük mehter bestecisidir 16 ve 17 yüzyılın çoğu peşrev formunda olan yapıtları Ali Ufki Bey'in ünlü derlemesi Mecmua-i Saz ü Söz ve Kantemiroğlu Edvarı adıyla tanınan Kitabı İlmi'l-Musiki ala Vechi'l-Hurufat aracılığıyla günümüze ulaşmıştır

Mehter müziği bestecileri Osmanlı ordusuna cesaret ve coşku verici, düşman askerini korkutucu melodiler yaratmaya özen göstermişlerdir Osmanlıların Avrupa'nın ortalarına kadar ilerlemesi, 17 yüzyılda mehter müziğindeki birçok öğenin Avrupa müziğine de girmesine yol açmıştır Bunların başında kös, nakkare, çevgan, halile gibi belirsiz ses veren vurmalı çalgıların kullanılması gelir Ayrıca bazı batılı bestecilerin yapıtlarında mehter müziğinden esinlenilmiş bölümler de vardır

Mehter, sanılanın aksine sadece marş çalmaz Kendi yapısına uygun kâr, karçe, beste, semai, fasıl şarkıları, serhat ve Rumeli türküleri, peşrev ve saz semaileri de mehterin repertuarı içinde yer alır

KIYAFETLER

Saz başları kırmızı cübbe, kırmızı kavuk, kırmızı şalvar, sarı üç etek ve sarı yemeni giyerler Diğer sazlar koyu mavi cübbe, kavuk, şalvar ve renkli üç etek ile kırmızı yemeni giyerler Çevgânlar da saz başları gibi giyinirler







MEHTERANDA BAZI KOMUTLAR VE MALZEMELERİN ANLAMLARI

KONSER: NEVBETİ

DİKKAT : HEY HEY

SAFTA TOPLAN : SAF NİZAMINI

YÜRÜYÜŞ KOLU : YÜRÜYÜŞ NİZAMINI

UYGUN ADIM : YAKŞİ KADEMİ

MARŞ : HAYDİ, YA ALLAH

KONSER DÜZENİ : NEVBET NİZAMINI

TÜRKLÜK : KIRMIZI SANCAK

İSLAMİYET : YEŞİL SANCAK

ADALET VE BATI : BEYAZ SANCAK

TUĞLAR : BEYLİKLERİ

MEHTERAN BÖLÜK KOMUTANI (EMİR-İ ÂLEM BAŞLIĞI) : ÜSKÜF

BELİNDE BAĞLADIĞI KUŞAĞA : SİLAHLIK

SANCAKTAR VE TUĞCU BAŞLIĞI : BÖRK

SANCAKTAR VE TUĞCU YELEĞİ : KARTAL KANADI

SANCAKTAR VE TUĞCU GÖMLEĞİ : MİNTAN

BÜTÜN MEHTERANIN PANTOLONU : ŞALVAR

ÇEVGANI VE SAZ EKİBİ BAŞLIĞI : KAVUK

İÇİNE GİYDİKLERİ ENTARİ : ÜÇETEK

ÜZERLERİNE GİYDİKLERİ : CÜBBE

BÜTÜN MEHTERAN AYAKKABISI: YEMENİ

BÜTÜN MEHTERANIN BELİNE SARDIĞI : KUŞAK

HALKALARDAN ELBİSE GİYENE : MUHAFIZ-ZIRHLI

BAŞINA GİYDİĞİNE : MİHFER

OMUZUNA TAKTIĞI TEPSİMSİ YUVARLAĞA : KALKAN

MEHTER BAŞININ KONSERİ İDARE SOPASINA : ASA

KABA ZURNA : ZURNAY

BORU -TROMPET : BURGAY-NEFİR

NAKKARE : ÇİFTENARA-KOSADUMBUL

ZİL : CENG-SANC-ZENÇ

DAVUL : TABIL-TIVIL

KÖS: KUS-KÖBÜRGE-KÜVRÜĞ

MEHTERAN BÖLÜK KOMUTANI : EMİR-İ ÂLEM

KONSER MUSİKİ ŞEFİ: MEHTERAN BAŞI

ÇEVGENLERE : ÇEVGANİ

SANCAK TAŞIYANLARA : SANCAKTAR

SANCAKLARI VE TUĞLARI TAŞIYAN OMUZLUKLARA : HAMA-İ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.