|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
belediyesi, bursa, bursa1502, ihtisabi, kanunnamei, kanunu |
![]() |
Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu)SULTAN II ![]() KANUNNAME-İ İHTİSAB-I BURSA Türkler, Anadolu toprakları üzerinde hükümet kurduklarında, her alanda bugün dahi önemli sayılacak uygarlık örnekleri vermişlerdir ![]() ![]() ![]() 1502 tarihli ve zamanın padişahı Sultan II ![]() ![]() Türk Standardları Enstitüsü, kuruluşunun 40 ![]() ![]() ![]() Belgenin dili, bugünkü nesil için oldukça eski olduğundan, metnin gerekçesi ile hüküm ifade eden kısımları önce Latin harfleri ile okunur hale getirilmiş ve daha sonra bugünkü Türkçe ile anlaşılabilir şekilde kaleme alınmıştır ![]() Kalkınmanın temel taşlarından biri olan standardın öneminin yüzyıllar önce Türkler tarafından kavrandığını ifade eden bu belgede bugünkü anlamda, boylama, ambalaj, kalite gibi esaslar ile narh ve ceza hükümlerine yer verilmiştir ![]() Kanunname-i İhtisab-ı Bursa'nın gün ışığına çıkarılması ile dünya standard tarihine önemli bir belge kazandırılmış, Türk milletinin, medeni aleme bu yönden tanıtılmış ve milli bir hizmetin yerine getirilmiş olduğuna inanıyor, saygılarımı sunuyorum ![]() Mehmet Yılmaz Arıyörük / TSE Başkanı (1998) BURSA BELEDİYE KANUNU Defter örneği budur ki; İktidar sahibi Padişahdan gelen emirde: Bursa'da olan iş adamları ve bilirkişilerin hazır bulundurulup her alanda alınan, satılan ve işlenen çeşitli kumaşların, giyeceklerin ve satılan şeylerin tümüne konulmuş narhların her nev'i için ve her zaman nasıl olduğu ayrı ayrı tesbit edilerek mufassal bir defter yapılması ve padişahın tahta çıkışından önce narhların ne üzerine cari olduğu ve o vakitten beri birimlerinde bir sorulmakta ve bu neden ileri geldiği ve el'an ne işlem değişiklik bulunup bulunmadığı ve varsa değişikliğin yapıldığı hususların derinliğine incelenip şüpheli ve bilinmiyen bir tarafı bırakılmaması, sonra bu hususların zaman geçirilmeden deftere yazılıp gönderilmesi istenmekte ve bu defter ihtiyaç halinde baş vurulacak bir kanun olacağı için noksan olmaması ilave olunmaktadır ![]() Ezelden yüksek makamın bu emrine uyularak her evsaf ve bilirkişileri ayrı ayrı hazır bulundurulup narhların her birinde eskilerinin nasıl olduğu ve el'an bu halini muhafaza edip etmediği ve değişiklik varsa sebebi ve ne zaman meydana geldiği soruldukça hiçbir iş alanında eski kanundan eser kalmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Öyle olunca ekmekçilerin teftişine başlanıp eski kanunları soruldu ![]() ![]() ![]() ![]() Amma bu şartlar acaba fiilen yürürlükte ve yerleşmiş midir diye sınamak için bir kaç yerden ekmek getirtildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ekmekçiler ve bilirkişileri toplanıp eski narhları sorulduğunda: Eski günlerden beri ve her zaman ekmek, veznine göre yüzelli dirhem eksik işlenegelmiş, ancak unu ekmek unundan arı olmak, ince elekten elemek ve yüzünde yeteri kadar haşhaşı bulunmak ve gevrek pişmek şart imiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Çörekte Narh: Ekmek ağırlığının yarısı olup ak undan olacak ve unun bir kilesine bir okka (bir okka dört yüz dirhem) yağ konulacak ![]() ![]() ![]() ![]() Soğan: Geçmişte dört buçuk okkası bir akçaya olup dükkancılar dört okkadan satarlarmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kasaplar: Kasaplar ve bilirkişileri ve şehir ileri gelenlerinden bazıları toplanıp ete uygulanan kanundan soruldukta takva sahibi, güvenilir müslümanlardan çoğu dediler ki eskiden koyun etinin narhı her yıl üç fasılda, üç nevi üzerindeydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pazarcılar: Pazarcılar da toplanıp bilirkişilerinden ve diğer şehir halkından meyvalara ait eski kanun sorulduğunda dediler ki, eskiden pazar yerine her ne çeşit meyve gelirse şehirli ve pazarcı herkes isteğine göre alırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meyveler: Kirazın, ilkin yüzelli dirhemi bir akçaya ve üç günden sonra ikiyüz dirhemi bir akçaya, daha sonra ikiyüz elli dirhemi bir akçaya ve her üç günden sonra yüz dirhem artırılarak en son okkası bir akçaya olacak ![]() Yaş zerdalinin, ilkin ikiyüz dirhemi bir akçaya, üç günden sonra üçyüz dirhemi, daha sonra gelişine göre bu kıyas üzerinden narh verilecek ![]() Yaş eriğin, ilkin ikiyüz dirhemi, üç günden sonra beşyüz dirhemi ve sonra altıyüz dirhemi bir akçaya oluncaya kadar bu düzende devam edecek ![]() Gökbaşlı armudun, narhı da keza böyle olacak ![]() İğnesi armudun, ilkin altıyüz dirhemi ve beş günden sonra iki okkası bir akçaya ve daha sonra bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Veçhi hallu armudunun, ilkin iki okkası, üç günden sonra bin dirhemi bir akçaya ve sonunda üç okkası bir akçaya oluncaya kadar bu düzende gidecek ![]() Örenkuş armudun, ilkin ikiyüz dirhemi ve üç günden sonra üç yüz dirhemi ve bundan dört gün sonra bir okkası sonunda da altıyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Zerdamori armudun, ilkin bir okkası, beş günden sonra altıyüz dirhemi ve sonra bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Mürendi armudun, ilkin üçyüz dirhemi, beş günden sonra beşyüz dirhemi ve daha sonra yeni bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Bey armudunun, yükü seksen altı akçaya olunca ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ve sonra bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Sultani armudun, ilkin beşyüz dirhemi, beş günden sonra altı yüz dirhemi ve nihayet iki okkası bir akçaya olacak ![]() Şekeri armudun, ilkin üçyüz dirhemi, beş günden sonra beşyüz dirhemi ve sonunda altıyüz dirhemi ![]() Türki armudun, ilkin bin dirhemi sonra gelişine göre bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Sabuni armudun, ilkin bir okkası, sonra altı yüz dirhemi, nihayet iki okkası bir akçaya olacak ![]() Yerbasmaz armudun, ilkin üçyüz dirhemi ve beş günden sonra altıyüz dirhemi, haftasından sonra iki okkası bir akçaya olacak ![]() Kara Moru armudun, ilkin bir okkası bir akçaya, beş günden sonra beş yüz dirhemi ve sonunda altıyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Bozdoğan armudunun, ilkin bir okkası bir akçaya, üç günden sonra altıyüz dirhemi, sonra sekizyüz dirhemi ve sonunda dört okkası bir akçaya olacak ![]() Akşehir'in Bedegâni Elması, deve yükü yüz akçaya olursa üçyüz elli dirhemi bir akçaya olacak, sonra bu kıyas üzerine narh verilecek ![]() ![]() ![]() ![]() Şehrebani köyü elmasının, katır yükü yetmiş akçaya olunca üçyüz dirhemi bir akçaya olacak, yükü altmış akçaya olursa üçyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ve sonra bu kıyas üzere narh verilecek ![]() Küllâbi elmanın, ilkin üçyüz dirhemi ve üç günden sonra bir okkası, nihayet altıyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Misk elmasının, yükü yüz akçaya olunca ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak, yükü yüzona olursa ikiyüz yirmibeş dirhemi, yükü yüzyirmiye olursa ikiyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Şeftalinin, ilkin bir okkası bir akçaya, üç günden sonra altıyüz dirhemi, nihayet iki okkası bir akçaya olacak ![]() Yalı Narı'nın yükü yirmi akçaya olursa altıyüz dirhemi bir akçaüya, yirmibeşe olursa beşyüz dirhemi, otuza olursa bir okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() Birgi Narı'nın, yükü yüzkırk akça olursa ikiyüzseksen dirhemi bir akçaya olacak ![]() ![]() Aydın İli üzümünün, Alacası, iki güne kadar ikiyüz dirhemi, iki günden sonra üçyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Şehir üzümünün, ilki gelince Aydın ili üzümünün bir okkası bir akçaya olacak, sonra artış ve eksilişine göre narh verilecek ![]() Ulubat Üzümünün, ilkin üçyüz dirhemi, sonunda üç okkası bir akçaya olacak ve medrebelidin son vaktında yükü yetmiş akçaya olursa üçyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() ![]() Şehir Medrebelidin, ilkin ikiyüz dirhemi, üç günden sonra üçyüz dirhemi, haftasından sonra bir okkası ve sonra beşyüz ve altıyüz dirhemi ve daha ziyade olursa iki okkası dahi satılır ![]() ![]() Taze incirin, ilkin ikiyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() Kızılcık, önce ikiyüz dirhemi bir akçaya olacak sonra iki okkası olacak ![]() Güzelhisar portakalının, bir okkası bir akçaya olacak ![]() Midilli portakalının, bir okkası bir akçaya olacak ![]() Limonun, yükü yüz seksen akçaya olunca ikiyüz seksen dirhemi bir akçaya olacak ![]() Aşlama kestanenin, kilesi on dört akçaya olursa ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu)Zeytinler: Karaburun zeytini ve Çekişte zeytininin, ikiyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Yalı zeytininin, bir okkası bir akçaya olacak ![]() Taze kaplı fındığın, -Yeşil çanak yapraklı-kabı ile okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() Ceviz'in Mud'u seksen akça olursa kilesi dörtbuçuğa satılacak ![]() Muşmulanın hamı, kilesi beş akçaya, dört günden sonra dört buçuğa, sonra dört akçaya olacak ![]() ![]() Marulun, ilkin sekiz tanesi bir akçaya, üç günden sonra onaltı adedi, sonra yirmidördü bir akçaya olacak ![]() Bostanlar: Bostanlara ait eski kanun bilirkişilere ve şehir ileri gelenlerine sorulduğunda şöyle cevap verdiler ki, eski kanuna göre kavun, karpuz ve benzerleri pazar yerine geldiklerinde şehir halkından keyfi isteyenler alıp faydalanırlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıyar, eskiden ilkin dört tanesi bir akçaya olup, haftasından sonra sekizi bir akçaya, ikincisi hafta onaltı tanesi, üçüncü hafta yirmidördü bir akçaya, dördüncü hafta otuziki tanesi bir akçaya olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Daima görmek ve gözetmekle görevli bulunan kimseler, her birinden her gün akçalar alıp göz yumduklarından müslümanlar taze hıyar yüzü görmezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Engürü kavununun, (Ankara kavununun) ilkin iki okkası bir akçaya ve üç günden sonra üç okkası bir akçaya ve altı günden sonra altı okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() Karaca kavununun, ilkin iki okkası bir akçaya üç günden sonra üç okkası, altı günden sonra dört okkası, sonra altı okkası ![]() Kaba kavunun, ilkin üç okkası bir akçeye, altı günden sonra beş okkası, sonra sekiz okkası, nihayet on okkası bir akçeye olacak ![]() Karpuzun, ilkin dört okkası bir akçeye, iki günden sonra altı okkası bir akçeye, beş altı günden sonra sekiz okkası bir akçeye olacak ![]() Kavun düvleği (kelek) ilkin üç okkası bir akçaya, üç günden sonra dört okkası, altı günden sonra beş okkası, on günden sonra yedi okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() ![]() Halen bu gidişten eser bulunmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sebzeler: Gök baklanın, ilkin iki okkası bir akçaya, beş günden sonra iki buçuk okkası bir akçaya olacak ![]() Aş kabağına, (Sakız kabağı) üç gün narh olmayacak üç günden sonra üç okkası bir akçaya, haftasında dört okkası, ikinci haftada beş okkası, üçüncüde altı okkası, dördüncü haftada sekiz okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() Badincan (Patlıcan) Üç güne kadar on tanesi bir akçaya, haftasında yirmidört tanesi, ikincide kırkı, üçüncüde altmışı, dördüncü haftada sekseni bir akçaya olacak ![]() Havuç, dört okkası bir akçaya olacak ![]() Kelem (Lâhana) İlkin dört okkası bir akçaya olacak, on günden sonra altı okkası, yirmi günden sonra sekiz okkası bir akçaya olacak ![]() Bu yoldaki eski kanun da halen değişmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tatlılar: Helvacılar ve bilirkişileri topladıklarında dediler ki, geçmişte: Karma bademi helva (Bademle karışık helva) Okkası yedi akçaya ve diğer helvaların okkası altı akçaya ve herhangi bir helvanın okkasını dükkancılar dört buçuğa, ayak satıcıları dört akçaya ve üzüm helvasının okkasını üç buçuğa ve dışarıdan getirenler üç akçaya satardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Paludeciler, üzümün batmanını onbeş akçaya aldıklarında bir okka badem, dört akçalık zağfıran, altı akçalık nişasta konulup ve üç okka odun ve iki akçalık çeşitli malzeme ve dokuz akçalık şirrogan (afyon yağı) ve bir akça dükkan kirası ve beş akça işçi masrafı olunca paludenin ikiyüz yirmi beş dirhemi bir akça olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Şerbet narlu, üzüm üçyüz elli dirhem bir akçaya olunca şerbet, beşyüzelli dirhemi bir akçaya olup üzümün bir okkası bir akçaya olursa şerbet yediyüz dirhem olurmuş ![]() ![]() ![]() ![]() Bakkallar: Bakkallar ve bilirkişileri ve şehir ileri gelenleri Meclise getirilip kabbandan alınan ve satılanların narhları sorulunca şöyle karşılık verdiler ki eskiden kanun şöyle idi: Haftada bir gün Belediye Reisinin adamı şehirlilerden bazı dürüst kimselerle kabbana gelip baldan, yağdan ve gayrısından ne varsa onu onbir üzerine narh verip sicillere kaydettirir ve narha aykırı bir hareket bulununca günahına göre hakkından gelinirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Süzme bal'ın batmanı (bir batman altı okka) doksan akçaya olursa okkası beş buçuk akçaya, batmanı seksen akçaya olursa okkası beş akçaya ve yetmişe olursa dört akçaya olacak ![]() Sade yağı'nın, batmanı yüz otuz akçaya olunca okkası sekiz akçaya, batmanı yüz yirmi akçaya olursa okkası yedi akçaya ve batmanı yüz akçaya olursa okkası altı buçuğa olacak ![]() Afyon yağının, batmanı atmış akçaya olursa okkası dört akçaya, yetmiş akça olursa okkası dört buçuğa, batmanı elliye olursa okkası üç buçuğa olacak ![]() Emir Ali kayısısı'nın, batmanı yetmiş akçaya olursa okkası dört akçaya olacak ![]() Garbi Kayısı'nın, batmanı elli akçaya olursa okkası üç buçuk akçaya olacak ![]() Kuru üzüm'ün batmanı ondört akçaya olursa dörtyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Beylerce üzümü'nün, batmanı onbeş akçaya olursa dörtyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Reşidiye üzümü'nün batmanı onbeş akçaya olunca onun da dörtyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Kuru incir'in, iyisinin üç yüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Amaskene eriği'nin (Amasya eriği) batmanı yirmibeş akçaya olursa altıyüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Kara Aslan Eriği'nin, batmanı yirmi akçaya olunca üç yüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Aydın İli Zerdalisi'nin, batmanı beş akçaye olunca ikiyüzelli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Akşehir armudu, yükünün batmanı yirmibeş akçaya olursa ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Aydın ili armudunun, batmanı ondört akçaya olunca dörtyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Karaman zerdalisi'nin, batmanı otuz akçaya olunca ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Köfter'in, batmanı yirmisekiz akçaya olunca ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Pestil'in batmanı yirmibeş akçaya olunca ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Badem'in, batmanı altmış akçaya olunca okkası dört akçaya olacak ![]() Vişne'nin, batmanı altmış akçaya olursa yüz dirhemi bir akçaya olacak ![]() Pekmez'in, batmanı yirmibeşe olunca ikiyüzelli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Ceviz içi'nin, batmanı kırküç akçaya olursa okkası üç akçaya olacak ![]() Ağda, ilkin ikiyüz dirhemi bir akçaya olacak sonra ikiyüzelli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Nişasta ve Keş'in, okkası daima bir akçaya olacak ![]() Leblebi, dışarıdan getiren bir okka elli dirhemini bir akçaya, dükkancılar bir okkasını bir akçaya satacak ![]() Sofya ve Karaman Peynirinin, kantarı, (bir kantar 44 okkadır), doksan akçaya olunca yüzelli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Eşme peyniri'nin narhı ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olacak ![]() Midilli Peyniri'nin okkası iki akçaya olacak ![]() Lor Peyniri'nin, okkası iki akçaya olacak ![]() Teleme peyniri'nin, ilkin üçyüz dirhemi bir akçaya olacak, sonra geldiğine göre artırılacak ![]() Etler ve Yumurtalar: Tavukçular ve şehrin ileri gelenleri toplanıp eski kanun sorulduğunda karşılık olarak dediler ki İslambol'da çiğ tavuğun yüz dirhemi bir akçaya olursa Bursa'da doksan dirhemi bir akçaya olup hülasa aralarında on dirhem fark olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yumurta, kışın on tanesi bir akçaya, baharda ondördü bir akçaya, Ağustos'da on altısı bir akçaya olurmuş ![]() ![]() ![]() ![]() Balıkçılar: Balıkçılar, bilirkişiler ve şehir halkı toplanıp eski kanunları sorulduğunda şu anlaşıldıki, geçmişte bir yük balığa iki akça baç (vergi) verdiklerinden sonra koyun eti narhı iki yüz elli dirhem bir akçaya olduğu tarihde sazan balığının bir okkası bir akçaya, yayın balığının beş yüz dirhemi, tuz balığının (deniz balığı) altıyüz dirhemi, İznik'in Akbalığının okkası bir akçaya idi dediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemekler: Aşçılar ve bilirkişilerle şehir ileri gelenleri toplanıp yemeklerin durumu sorulduğunda şöyle karşılık verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Börekler: Börekçilerin bilirkişilerinden eski narh sorulduğunda dediler ki geçmişte koyun etinin narhı ikiyüz elli dirhem bir akçaya olduğu tarihde bir akçalık böreğe yetmiş dirhem et ve on dirhem soğan ve yüz dirhem hamur toplamı yüzseksen dirhem olup bir kile un hamuruna bir okka saf yağ ve bir akçalık biber konulurdu ![]() ![]() ![]() Başların Çeşnişi: Bilirkişilerle toplanıp eski kanun var mıdır ne nasıldır? Diye sorulduğunda anlaşıldı ki bugüne kadar başlara narh verilmemiş ![]() ![]() Başçılar: Her gün tahminen altı yüz tane baş satılıp yüz tanesi parçasıyla kırkar akçadan tutarı ikiyüz kırk akça ve bu başların satıldığı dükkanlara günde ikiyüz iki akça kira ve onaltı yük odun ücreti doksan altı akça ve işçilere yemekleriyle ikiyüzkırk akça, paçaya konulan ekmek tutarı seksen akça ve tuz ve sirke gideri onaltı akça ve otuz üç akçalık serçin (sarmısak) gidüp bütün dükkanlarda, günlük masraf tutarı dokuzyüz yedi akça oldu ![]() ![]() ![]() ![]() Dokumalar: Kadife'nin, kemhanın, tafta'nın vesair çeşitli kumaşların eski kanunları bilirkişilere sorulunca eskiden kadifenin tarifi konusunda dediler ki: Kadife, atkısına beş okka lök ve havanın her dirhemine üç dirhem lök verirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Denildikten sonra kadifeciler lök'ün tamam verilmemesine şu nedeni bildirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İpeğin pahalısı çok ince olur, tez pişer, rengi de çabuk alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güzelliğin kalmamasına bir neden olarak da dediler ki geçmişte hamcılar havi işletirken dolapçılara her teli büktürürlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sırmalı kadife, telinden sorulunca dediler ki eski zamanda sırmalı kadifenin kırkbeş ve elli teli bir dirhem olup kumaşı dayanıklı, hem de parlak ve gösterişli olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kemhayı Dolabı, ve Tabı Dehi, Yek renk kemhalar, sorulduğunda eski kanuna göre bunların çözgüsü yedibin tel olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gülistani Kemha'dan sorulunca dediler ki kemhayı gülistani'nin geçmişde çözgüsü yedi bin tel olup ve atkısı bin yüz elli tel olup, toplamı sekizbin yüzelli tel olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vale cinsi'nin, eski kanunu sorulunca şu karşılığı verdiler ki eski günlerde vale'nin çözgüsü bin altı yüz tel olup atkısı eğrilmiş olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muğrak valenin dahi sade vale gibi sözgüsü binaltıyüz ve atkısı tablu ve telinin altını gür olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Vale'i Musannaf, evvelden ikibin ikiyüz tel oyup eni sair valelerden dörttebir noksan olurmuş ![]() ![]() Çifte taftanın, çözgüsü binsekizyüz çifte tel olup eni de beş rub'u girah'da olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir nevi tafta ki dühezâri, derler ![]() ![]() ![]() ![]() Bir nevine de Yekta tafta, derler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atlası şehrinin, eski günlerde çözgüsü dörtbin ikiyüz tel olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultani Kırmızısı'nın, çözgüsü önce ikibin ikiyüz tel olup, rengi lök kırmızısı olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Metevi'nin çözgüsü eskiden üçbin altıyüz tel ve eni yarım arşın bir rub'u olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Bürüncük, çözgüsü bin sekiz yüz tel olup atkısı ve topu çok eğrilmemiş olurdu ![]() ![]() eskiden ![]() Mezkepçiler: Mezkepçiler ve bilirkişiler hazırlanıp eski kanun sorulunca dediler ki mezkebin çözgüsü eskiden sekizyüz tel ![]() ![]() ![]() Giyecekler: Terziler ve bilirkişileri Meclise getirilip elbiseye müteallik kanun sorulunca şu anlaşıldı ki: Pazarcı kaftanlarının, boyu arşın çeyrek olunca eteği iki arşın birçeyrek olacak ![]() ![]() ![]() ![]() Kaftanın boyu arşın yarım çeyrek olunca, eteği iki arşın yarım çeyrek ve beli çeyrek ve girah ve yen ağzı üç girahtan fazla olacak ![]() ![]() ![]() Ve her kaftanın yüzü teyel dikilecek ve eteği mantıka olacak ![]() Kaftanın boyu arşından rub'u olunca, eteği iki arşından rub'u eksik olacak ![]() ![]() ![]() ![]() Kaftanın boyu arşın olunca, eteği iki arşın ve beli yarım arşından rub'u eksik ve koltuğu çeyrekte girah eksik ve yen ağzı üç girah olacak ![]() Çuha kuşak kaftanı, ki boyu arşın rub'u olunca, eteği iki arşın olacak ![]() ![]() ![]() Çuha narhlarından sorulunca çuhacılar şöyle karşılık verdiler ki kırk elli çeşit çuha var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kürkler: Kürkçüler ve bilirkişileri hazır bulundurulup kürke ait kanun sorulunca dediler ki eski günlerde Samurun, Zerduvanın ve Sansar'ın her bedeni kırk tane olurdu ![]() Vaşak postunun onsekizinden bir defa (kanat) olup, bir defadan üç beden olup bir sırt, bir yaka, bir parça olurdu ![]() Tilki postunun, kırkından bir beden ve post bedenin tahtası uzunluğu üç çeyrek olup üst başı yarım arşın ve eteği yarım arşın rub'u olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu)Bezler, çul ve peştemallar: Kökelçilerde eskiden kanun yokmuş, gerçekten bezlerin enlerinde karışıklık olduğundan narh koymak mümkün görülmedi ![]() ![]() Çüllah (Çul dokuyanlar), toplanıp Beledi'nin narhı soruşturulunca şu anlaşıldı ki geçmişte Beledinin çözgüsü bin altı yüz tel ve uzunluğu üç arşın bir çeyrek ve eni yarım arşın ve rub'u olup halen teftişde çözgüsünden üçyüz tel ve eninden girah eksik bulundu ![]() ![]() ![]() Karabugra Futa'nın (Peştemal), atkısı yirmiiki çile olacak, her çilesi seksen tel ve boyası çivit boyası olup uzunluğu birbuçuk arşın yarım çeyrek, eni bir arşın ve rub'u olurdu dediler ![]() ![]() ![]() ![]() Karyağdı, Gülistani ve Zerdüzi Futa'ların, çözgüleri ve geçmişde onaltı, onyedi çile olup, teftiş sırasında iki çile eksik bulunup sebebi sorulunca, buna da dışarıdan eksik çileli futa gelip eksiğine satıldığı örnek olarak gösterildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayakkapları: Çimeciler ve bilirkişileri ve şehrin ileri gelenleri ile bütün müslümanlar meclisde bulundurulup çizme ve başmak (kundura) durumu araştırıldığında eski zamandan uygulanan kanun ve narh bulunmayıp bugün oy birliğiyle şöyle narh konuldu ki, yirmiiki akçaya alınan kırmızı sahtıyanın çizmesi, otuz akçaya olacak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fermude kaftan, resmi üniforma dikicileri hazır bulundurulup eski narhları sorulduğunda, Eski Belediye Başkanı değişdiğinde İslambol'dan narh için emir gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Mutaplar: Mutaplar, bilirkişileriyle toplanıp eski kanunları sorulduğunda, bilirkişiler şöyle karşılık verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Siyah torba, ki uzunluğu ve eni üçer karış olup eğirme bağla olursa narhı beş akçaya olacak ![]() Ve boz torba, uzunluğu ve eni iki buçuk karış olursa üç akçaya olacak ![]() Ve merkep torbası, uzunluğu ve eni iki buçuk karış olursa üç akçaya olacak ![]() Ve harar, ki Bursa mud'u ile bir muddan fazla alırsa ve ağzı kulaklı bağlanırsa narhı on sekize, Ve seyishane çuvalı, yakasız olup uzunluğu onbir karış ve eni sekiz karıştan ziyadece ve siyah olursa narhı yirmibeş akçaya olacak ![]() Ve hayvan çulu kolanı, beş akçaya, alâsı altı akçaya olacak, daha fazla emekli kolan olursa fiyatı da ziyade olacak, Ve Pâbend (Köstek) için bükülen ip on kat olursa alâsı üç akçaya olacak, denildi ![]() Saraçlar: Saraçlarda eskiden kabul edilmiş kanun yokmuş ![]() İki kat dikilmiş yular, sekiz akçaya ve başlığı iki kat yular altı akçaya ve bir kat yular beş akçaya, fenası dört akçaya ![]() Ve sığır derisinden şakaklı, damaklı gem sekiz akçaya, fenası yedi akçaya, Geçmişde sığır derisinden ve bulgari işlenmiş gemin astarı da bulgari olurmuş ![]() ![]() ![]() Nalbantlar: Nalbantlara ait eski kanun araştırılınca anlaşıldı ki yirmibeş yıldan beri bir at geyimi altı akçaya, katır nalı beş akçaya, merkep nalı dört ve üç akçaya olur imiş ![]() ![]() ![]() Yeşil hayvan yemleri: Hasıl, ilkin şehire gelince her bağı birer okka olmak şartiyle oniki bağı bir akçaya olup beş gün sonra ondört bağı ve müteakip üç günden sonra onaltı bağı ve on günden sonrada tükeninceye kadar yirmidört bağı bir akçaya olup her bağı birer okka olurmuş ![]() ![]() Yonca, hususunda eski kanun öyle imiş ki ilk biçileni otlu olduğu için her bağı birer okkadan yirmi dört bağı ikinci biçileni sonuna kadar her bağı birer okkadan yirmi bağı bir akçaya olur ve bunun üzerine satılırmış ![]() Sicillere de bakıldığında aynen uygun bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çul içerüğü (Hayvan çul altlığı) keçe bir buçuk okka olup işleyen dört buçuğa ve kavaf beşe satacak ![]() Ve basma teyelti (eğer altı çulu) bir okka olup pişmiş olursa üç akçaya olacak ![]() Keresteler: Pedavra tahtasının uzunluğu bina zirai ile (bir bina zirai 75 cm) iki zira olup yüz tanesinde yirmi taneden fazla kapak bulunmayacak ![]() ![]() Bıçkı tahtasının uzunluğu sekiz karış, Turra tahtası dokuz karış, Hızar tahtası on iki karış, olacak ![]() ![]() ![]() ![]() Ve hamallar nalsız at kullanmayıp bağ yükünün iki yükünden ziyade getirmiyecek ![]() Katır odununun uzunluğu üç karış, Deve odunu altı karış olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuyumcular: Kuyumcular toplanıp eski kanun sorulunca bilirkişiler şöyle karşılık verdiler ki ayar konusunda Padişahlık yüksek makamından höküm gelip metninde gümüş cinsinden her ne işlenirse seksen ayar olsun, bundan eksik işlenmesin diye emrolunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bakırcılar: Kazancılar geçmişde eski avadanlığı kalaylayıp yeni diye satmaz ve yine avadanlığı demir kulpla bakır narhına satmazlarmış ![]() ![]() ![]() Takyeciler: Takyeciler hazır bulundurulup eski kanun sorulunca dediler ki, altınlı Takyeye tafta astar dikerlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hallaçlar: Hallaçlar geçmişde yüz dirhem penbeye (atılmış pamuk tahtası yani ölçeği) yarım akça alırlarmış ![]() ![]() ![]() Attarlar: Attarlarla narh vermek adet değilmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süt ve yoğurt: Sütçü ve yoğurtçular toplanıp narhları sorulduğunda şöyle belirdi ki süt mevsiminde koyuncular ve başkaları şehire süt getirip, mahalle mahalle satıp kimisini şehirli ve kimisini yoğurtçular alıp sütün ilkin altıyüz dirhemini bir akçaya, haftasında iki okkasını, ikinci haftada bin dirhemini, sonra dört okkasını bir akçaya satarlarmış ![]() Koyun yoğurdunun evvela bir çanağı bir akçaya olup içinde bir okka yoğurt olurmuş ![]() ![]() Sığır yoğurdunun iki büyük çömleği bir akçaya olup her çömleği iki okka yoğurt alırmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çilingirler: Çilingirler bulundurulup araştırma yapıldığında eski narhı uyguladıkları görüldüğünden olduğu gibi bırakıldı ![]() Yapılar: Yapılar incelendiğinde Padişahın hükmü bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() Kerpiççiler: Kerpiççiler buldurulup kanun soruldukda şu belli oldu ki kuzusu (küçük boy) beş okka ve anacı (büyük boy) sekiz okka olurmuş ![]() ![]() ![]() ![]() Mezarlar: Mezar kazıcılara sorulduğunda, erkek mezarlarını göğüs hizasına kadar, kadın mezarlarını omuz hizasına kadar sekiz akçaya kazarlarmış ![]() ![]() ![]() Kile pazarı: Kile pazarının durumu teftiş olunduğunda: Belediye kâhyasına bunu tesbit edecek adam gönderilip tartı ve ölçeklerin her birinde ikiyüz kırkyedi dirhem eksik bulunmuş, bir mud, bir kile ve seksensekiz dirhem eksik tesbit edilmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pirinççiler: Pirinççilerde eski kanun öyle imiş ki her hafta Belediye Başkanının adamı bazı bilirkişilerle gelip pirincine göre onu onbir üzerinden narh vermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Debbağlar: Debbağlar ve bilirkişileri getirtilip eski kanunları sorulunca şöyle karşılık verdiler ki eski zamana göre, sahtiyana ve meşine hava civa yağı ve gerdemesini tamam ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahtiyanın iyisi kırmızı olup yarası olmazsa yirmi akçaya olacak ![]() ![]() Kuyruklu koyun meşininin narhı, iyisi olursa dört akçaya, fenası üç akçaya olacak ![]() Kara sığır inek gönünün hamı on iki akçaya, debbağat olunmuşu yirmibeş akçaya, Kara sığır öküz gönünün hamı doksan akçaya ve debbeğat olunmuşu yüzotuz akçaya olacak ![]() Fakat zikrolunan bu narhların hepsi değişik bulunup bundan sonra eski narh üzerine karara bağlandı ![]() Mumcular: Mumcular, bilirkişileriyle hazır bulundurulup eski narhları sorulunca karşılık olarak dediler ki: Koyun eti ikiyüz elli dirhemi bir akçaya olunduğunda ham yağın batmanı otuzikiye ve otuz üçe olup mumun okkası da üç buçuk akçaya ve sabunun okkası üçden rub'u eksiğe ve çırak yağının okkası üç akçaya ve ciğer yağının okkası ikibuçuğa ve işkembe yağının okkası iki akçaya olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk baharda yağın batmanı kırk akçaya olup mumun okkası dört akçaya olacak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutbak tuzu: Tuzun narhı sorulduğunda şöyle belli oldu ki, Tuz bol olduğu vakıtlarda dört okkası bir akçaya olup azaldığında üç okkası ve kışın iki okkası bir akçaya olacak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yazılışı: Zilhicce ortalarında sene 907 ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanunname-İ İhtisab-İ Bursa-1502 (Bursa Belediyesi Kanunu)KANUNNAME-İ İHTİSAB-I BURSA'NIN UYGULANMASINA YÖNELİK SULTAN II ![]() Mühimme 53 Hüküm 263 Mora ve Merestire sancaklarında vaki olan kadılara hüküm halen tahtı kazanız da ipek hasıl edip ve şira eyleyenler ipliğin atmasına bazı namamül nesneler halt edip saf ipek bey'i etmeyüp hile ve hüd'adan hali değillerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Mühimme 52 Hüküm 104 Ba tevtiri miri muhterem Bağdat beylerbeyine ve kadısına bağzı tüccar tayfası Bağdat'a getirdikleri incilerin bey olunmak için ibrişime verdikler ibrişim kadimden olageldiği üzere sarfetmeyüp mücerred ağır gelmek için ziyade ibrişim sarfedüp bu sebeple incilerin bey olundukda ibrişimi bile vezin olunmağın bey ve şiralarında hile olduğu istimağ olunmağın buyurdum ki, Dergâhı muallâm çavuşlarından Abdi çavuş vardıkda bu bapda gereği gibi mukayyed olup göresin kadimden olageldiğine muhalif veçhi meşruh üzere hile ettikleri vaki ise men ve defi edip kadimden olugeldiği üzere amel edip minbad olugelene mugayir işlemeyenleri isim ve resimleri ile yazıp arz eylesin ![]() Mühimme 52 Hüküm 695 İstanbul kadısına hüküm ki ![]() ![]() ![]() Divan Katiplerinden Hasan beye verildi ![]() Bir sureti veçhi meşruh üzere Bursa kadısına ![]() KANUNNAME-İ İHTİSAB-I BURSA'NIN KAZANDIRDIKLARI 1- Hemen bütün tarım ve hayvan ürünleriyle mevcut sanayi mamülleri gerek vasıf, gerek fiyat yönlerinden standard sayılabilecek esaslara bağlanmış ve özel bir teşkilatla bunlar daimi bir denetim altında tutulmuştur ![]() 2- Standard esasları ve narhların tesbitinde üreticilerin bilirkişilerin, halkın ve diğer ilgililerin fikirleri alınıp yazılı belge haline getirilmiştir ![]() 3- Tarım ürünleri değerlendirilirken, cins, tür, çeşitleri ile turfanda zamanları göz önünde bulundurularak fiyatları sabit tutularak sadece üretim mevsimine göre değiştirilmiştir ![]() 4- Sanayi mamüllerinden ham maddeler ve işçilik üzerinde durulmuş, gereken yerlerde bileşim ve boyutlar verilmiştir ![]() 5- Alım satımlarda tüccarlar ile, dükkanda veya seyyar satıcılar için ayrı kar hadleri konulmuş ve kâr payı genel olarak yüzde on olarak kabul edilmiştir ![]() 6- Türk Milleti: a) Uygulanacak kanunları hazırlamada, halkın her sınıfına yer ve değer vermek suretiyle ileri ve geniş demokratik anlayışını, b) Taşıma işlerinde nakliyecileri nalsız hayvan kullanmamağa ve fazla yük yüklememeğe zorlayarak yüksek insanlık duygularını, c) Hayvanların ayaklarına mıh değirip sakatlayan nalbantların, iyi edinceye kadar bunlara bakmağa ve yemlerini vermeğe mahkum etmek yolu ile adelete saygı ve bağlılığını, d) Şeker alış verişinde satıcıyı, şeker kellesini en çok üç katlı kağıtlara sarmağa ve kırıklarıyla tozlarını ayrı kağıda koydurup alıcıya göstermeğe ve ayrı fiyatla satmağa mecbur tutmakla da ticarette hak ve dürüstlüğe verdiği önemi, fiilen ortaya koymuştur ![]() 7- "Kanunname-i İhtisab-ı Bursa" ve bunun düzenlenmesine temel olan Padişah Fermanından da anlaşılacağı gibi vatandaşların günlük yaşayış ve geçimi ile sıkı sıkıya ilgisi bulunan Belediye Kanunları, her Hakimlik bölgesinde ayrı ayrı ve doğrudan doğruya halkın ihtiyaç ve isteklerinden alınan ilhama dayanılarak düzenlenmiş ve Padişah otoritesi, sadece bunları yürürlüğe koyan bir tasdik şerhinden ibaret kalmıştır ![]() KAYNAK: Türk Standartları Enstitüsü - 1998 - Ankara (Kitapçık) |
![]() |
![]() |
|