![]() |
Muhteşem Osmanli Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhteşem Osmanli HikayeleriOSMAN GAZİ'NİN RÜYASI Ebdal Kumral, tefekkür halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() -Nasıl bir müjde? -Yakında rüyasını görür! ![]() ![]() Ebdal Kumral, dergâha koşar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Toprağa bağlanın!" Edebâlî Hazretleri "Toprağa bağlanın!" der, "Su kullanın, ağaç dikin, bahçelerinizi elden geçirin ![]() ![]() ![]() ![]() Gecenin ilerleyen saatlerinde Osman Gazi el öper, müsaade ister ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu diyarda ona itiraz ne mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osman gazi rüyanın heyecanıyla gelir kendine ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Bir rüya gördüm hocam ![]() -İyi ya, işte fırsat ![]() ![]() ![]() "Doğru söylüyorsun!" Osman Gazi, mahcup mahcup rüyasını anlatır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebdal Kumral heyecanlıdır ![]() YÖNETİM NE ZAMAN ÇÖKER? Osmanlı'nın muhteşem zamanlarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Mektupta "Sen ilahi sırlara vakıfsın ![]() ![]() Mektubu okuyan Yahya Efendi'nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır; "Neme lazım be Sultanım!" Topkapı Sarayı'nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman buna herhangi bir mana veremez ![]() ![]() - Ne olur mektubuma cevap ver ![]() ![]() - Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arz ettim ![]() - İyi ama ben bu cevaptan birşey anlamadım ![]() ![]() ![]() Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu müthiş açıklamasını yapar: - Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde 'neme lazım' deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖLÜSÜ CANLANDIRILAN PADİŞAH Çilekeş Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmet, babası Yıldırım Bayezid'in vefatından sonra, önce Amasyada hükümdarlığını ilan etmişti ![]() ![]() ![]() Onbir yıl süren ve şehzade kavgalarıyla geçen "Fetret Devri" bu suretle kapanmıştır ![]() ![]() ![]() "Tez ulu oğlum Murad'ı getirin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Henüz on yedi yaşındaki büyük oğlu Şehzade Murat, o sırada Amasya sancak beyi idi ![]() ![]() Şehzade Murat gelinceye kadar, padişahın ölümü 41 gün herkesten saklandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BU MİLLETLE DÜNYA FETHEDİLİR İstanbul'un henüz fehedilmediği zamanlarda Edirne'de bulunan Sultan Mehmet, fetih hazırlıklarını yaparken diğer bir taraftan halkın durumunu kontrol etmeyi ihmal etmiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bana yarım batman yağ, yarım batman bal ve biraz da peynir veriniz, dedi ![]() ![]() - Ağam, dilerseniz bal ve peynir verebiliririm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Allah'a şükür bugün de siftahımızı ettik ![]() ![]() -Bu millette bu yüksek ahlak varken değil İstanbul Dünya alınır ![]() ![]() KORKUSUZ ŞEHZADE Yavuz Sultan Selim henüz beş-altı yaşlarında bir çoçuktu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Allah gücüne güç katsın oğlum ![]() - Yalnız değilim ki Sultan babam; Allah her yerdedir! Aldığı cevap, Bayezit'i şaşırttı ama belli etmedi ![]() ![]() ![]() - "Oğulcuğum," dedi Sultan Bayezit, " tek başına buralarda dolaşma ![]() ![]() ![]() - Pederim! Bu kılıcı süs için bağlamadık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALPARSLAN'IN MALAZGİRT'TEKİ NUTKU Cuma namazından sonra Sultan Alparslan, ordusuna şöyle hitap etti: -Kumandanlarım, askerlerim! Biz ne kadar az olursak olalım, onlar ne kadar çok olursa olsunlar, daha fazla bekleyemeyiz ![]() ![]() ![]() -Ey Yüce Sultan! Her zaman senin emrinde ve seninle olacağız, nereye gidersen oraya gideceğiz, diye haykırdılar ![]() ![]() -İşte şehitlik kefenim, savaş meydanında ölürsem beni bu elbise ile gömersiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Zaferi sen kazansaydın bana ne yapardın?, diye sordu ![]() -Bir fırın hazırlatıp sana çok kötü davranacaktım, diye cevap verdi ![]() ![]() ![]() ![]() PADİŞAH'IN KAFTANI 1517 yılında kazanılan Ridaniye zaferinden sonra kutsal topraklarda huzuru sağlayan Yavuz Sultan Selim ordusuyla birlikte İstanbul'a dönüyordu ![]() Yolculuk sırasında, İbn-i Kemal adıyla tanınan Anadolu Kazaskeri ve ünlü bilgin Kemal Paşazade'nin atının ayağından sıçrayan çamurlar Padişah'ın kaftanını kirletti ![]() Kemal Paşazade mahçup oldu, korktu ve ne diyeceğini şaşırdı ![]() O'nun bu halini gören Padişah tebessümlü bakışlarla süzdükten sonra şöyle teselli etti: "Senin gibi bir bilginin atının ayağından sıçrayan çamur benim için şereftir ![]() Padişahın sırtından çıkardığı kaftanın çamurları temizlenmedi, öylece saklandı ve vasiyetine uygun olarak ölümünden sonra sandukasının üzerine örtüldü ![]() PADİŞAH'IN EDEBİ Mısır seferine gidilirken ordunun korkunç Sina Çölü'nden geçmesi gerekiyordu ![]() ![]() ![]() Herkes yanındaki suyu idareli kullanıyor, namazlar teyemmüm yapılarak kılınıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() "İki cihan sultanı Peygamber Efendimiz önümüzde yaya olarak yürürlerken biz nasıl at üstünde olabiliriz Hasan Can?" BRE DOĞAN Kosova Meydan Savaşı'nda büyük bir bozguna uğrayan Haçlı orduları Macar Kralı Sigismund'un lideliğinde büyük bir birlik oluşturdular ![]() ![]() ![]() Durumu haber alan Yıldırım Bayezıd harekete geçerek yardıma koştu ![]() ![]() ![]() Bunun için kafa yoran Yıldırım Bayezıd, hiç kimseye haber vermeden bu görevi kendisi yapmaya karar verdi ![]() ![]() Niğbolu Kalesi'nin çevresi karanlıklar içindeydi ![]() ![]() "- Bre Doğan! Bre Doğan! ![]() ![]() Haçlılara teslim olmayı reddeden Doğan Bey her an tetikteydi ve meraklı bir bekleyiş içindeydi ![]() ![]() O ses kale duvarlarında bir defa daha yankılanınca heyecan ve sevinç içinde karşılık verdi: "- Buyur saadetlü hünkârım!" "- Bre Doğan, halin nicedir?" "- Halimiz gördüğün gibi Sultanım ![]() "- Hele dayanın! İşte biz dahi geldik! ![]() ![]() Yıldırım Bayezıd geldiği gibi geri dönerken kale içinde adeta bayram vardı ![]() ![]() İçlerinde Yıldırım Bayezıd'ın kale duvarlarında yankılanan sesini duyanlar olmuş ama ne olduğunu anlayamamışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() İLK OSMANLI KANUNU Oğlu Orhan'a, "Gönül kerestesiyle bir Yenişehir ve pazar yap" diye vasiyet eden Osman Gazi, Yenişehir'in alınmasından sonra orada kurulan Pazar yerini dolaşıyordu ki, Germiyan taraflarından gelen bir adam yanına gelerek şöyle seslendi: "- Beyim, beyim! Yenişehir'in pazar bac'ını bana satın! ![]() ![]() Osman Bey şaşırmıştı; sordu: "- Bac nedir be adam?" "- Yani ki beyim, pazara her kim mal getirirse ondan akçe alayım! ![]() ![]() "- Pazara gelenlerden alacağın mı vardır ki onlardan akçe alacaksın?" "- Beyim! Bu töredir ki, ezelden beri bütün ülkelerde böyledir ![]() "- Bir kişinin kazandığı başkasının olur mu be adam? Ben onun malına ne koydum ki akçesini alayım? Var git yanımdan da zararım dokunmasın!" Adam yardım uman bakışlarla etrafındakileri süzerken onlar durumu Osman Bey'e anlattılar ![]() "Pazara bir yük getirip satan herkes iki akçe versin ![]() Osmanlılarda, atlı askerlere mülk olarak arazi veriliyordu ve bu araziye "Tımar" deniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KORKUTAMAYAN DÜŞMAN Sultan Alpaslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği subaylardan biri huzuruna gelip telaşla: -300 bin kişilik düşman ordusu bize çok yaklaştı, demiş ![]() Alpaslan, hiç önemsemeyerek şöyle karşılık vermiş: -Biz de onlara yaklaştık ![]() SIR SAKLAMAK Yavuz Sultan Selim,birçok Osmanlı Padişahı gibi, devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış ![]() -Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş ![]() Vezir, Yavuz'dan cevap alacağı ümidiyle: -Evet Hünkârım, bilirim dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış: -Ben de bilirim ![]() İKİ OSMANLI İngilizler Hindistan'ı işgal eder, Hindistan Kralı Osmanlı'dan yardım ister ![]() ![]() 350 kişilik birlikten 20 kadarı hastalıktan yolda şehit olur, kalan 330 Osmanlı askeri Hindistan'a çıkarlar ve İngilizlerle savaşmaya başlarlar ![]() Mühimmat açısından kısıtlı olan Osmanlı askerleri birkaç günlük mücadeleden sonra teknolojik donanıma sahip İngiliz askerleri karşısında yenik düşerler ![]() ![]() Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askeri İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar ![]() ![]() ![]() Bir süre sonra, adı Karadeniz diyarından Menteşeoğlu Abdullah olan, baba mesleği dondurmacılığa başlar ![]() ![]() Birinci dünya savaşında Avustralya Çanakkale'ye asker çıkarır ve bizim iki Osmanlı askeri olayı duyarlar ![]() ![]() Biz Osmanlı askeriyiz ve Avustralya'da yaşıyoruz ![]() ![]() ![]() Alırlar kağıdı kalemi ve yazarlar: Sayın Avustralya Başkanı Eksalans hazretleri; Biz iki Osmanlı askeri, ülkenizde bulunuyoruz ![]() ![]() ![]() Bu bir Osmanlı fermanıdır ![]() ![]() Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet, Karadeniz diyarından Menteşeoğlu Abdullah İki Osmanlı askeri, Sidney'in 250 km ![]() ![]() ![]() ![]() Ne olduğunu bir türlü çözemeyen Avustralya devletinin sonunda iki Osmanlı askerinin yazmış olduğu mektup akıllarına gelir ve mektubun atıldığı bölgeye 250 kadar asker gönderirler ![]() İki Osmanlı askeri aranmaya başlanır ![]() ![]() İki askerin mezarı şu an da Sidney'e 250 km ![]() ![]() ![]() Oysa Hindistan'da ne Karahisar diyarı, ne de Karadeniz diyarı diye bir bölge yok ![]() TRAŞ EDİLEN SAKAL DAHA GÜR BİTER Osmanlı donanmasının ilk defa bozguna uğradığı İnebahtı Deniz Savaşı'ndan sonra, II ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhteşem Osmanli Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhteşem Osmanli HikayeleriİŞTE HAK İŞTE SALAHİYET Yıldırım Beyazit, serkeşlik eden Bulgaristan'ı fethetmişti ![]() ![]() ![]() ![]() "Vay canına Durak Çavuşum! Görmekte misin ki; koşumlar atlardan, atlar binicilerinden daha değerli ![]() ![]() ![]() Elçi söylenelerin birkısmını anlar ama bozulduğunu göstememeye çalışır ![]() "Azametli dur, sert bak, Osmanlı'ların içine korku salmaya çalış! Macar kafilesini görünce yürekleri ürpersin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elçi kralın söylediklerini içinden tekrarlaya tekrarlaya yeniçerilerin ardından saraya girer ![]() ![]() "Azametlü, kudretlü, asaletlü, fehametlü Macaristan Kralını temsilen ![]() ![]() ![]() Sadrazam elini kaldırıp elçiyi susturur: "Sadede gel elçi, bizim boş vaktimiz yok ![]() ![]() ![]() Macar elçi ne diyeceğini şaşırır ve kekelemeye başlar: "Ama kralımızın ordusu çok büyüktür, o yüce bir kraldır ![]() "Dağ ne kadar yüksek olırsa olsun yel üstünden aşar ![]() "Siz yel değilsiniz ki ![]() ![]() ![]() "Evet ama sizde dağ değilsiniz! Bize Yıldırım dendiğini duymuşsunuzdur ![]() "İyi ama siz hangi hak ve hangi selahiyetle Bulgaristan'ı işgal ettiniz?" Yıldırım Han bir kur'an ve bir kılıç getirilmesini emreder ![]() ![]() "Var git şimdi cevabımızı kralına aynen ilet, kendisinden korkmadığımızı söyle ![]() ![]() AYDOS'U FETHEDEN RÜYA Orhan Gazi'nin padişah olmasından sonra (726/1326), ilk fethedilen yer Üsküdar'ın doğusundaki Semendire (Samandıra) kalesi olmuştu ![]() ![]() ![]() Aydos tekfurunun güzel bir kızı vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Eğer kalenin fethi muradınız ise, firar ediyormuş gibi buradan geçip gidiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman Gazi ise kararlaştırılan gecede seksen arkadaşıyla kale burcunun altına geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİZ SENİ UYANIK BİLİRDİK İstanbul'da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş ![]() ![]() Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek, şikayette bulunur ![]() -Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın? deyince, yaşlı kadın: Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk der ![]() -Haklısınız diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder ![]() OSMANLI DONANMASI Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış ![]() ![]() - Osmanlı yaklaşıyoor ![]() Andrea Doria sormuş: - Kaç gemi var? Gözcü: - 10-20 kadar ![]() Komutan hemen emir erini çağırmış: Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir ![]() Emir eri şaşırmış: - Niçin komutanım? Andrea Doria: - Savaşırken yaralanacağız ![]() ![]() ![]() ![]() Efendim 50 kadar oldular ![]() Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş: - Gömleği boşver ![]() ![]() ![]() ![]() KOL VE SAKAL 2 ![]() ![]() ![]() -Siz söylemeseniz de ziyaretinizin hakiki sebebinin anlıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() SEN Kİ FRENÇESKOSUN Alman İmparatoru Şarlken'le, 24 Şubat 1525'de yaptığı Pavye Savaşı'nda yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransçois ve annesi Düseş Dangolen, büyükelçi Kont Jan de Franjipan ile Kanuni'ye birer mektup gönderirler ![]() Şimdiye kadar oğlumun kurtuluşunu Şarlken'in insafına bırakmıştım ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Kraliçe ve esir François'ya birer mektup gönderir ![]() Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Françesko'sun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mohaç Savaşı sonucunda dersini alan ve Viyana kuşatması ile de iyice gözü korkutulan Alman İmparatoru Şarlken, François'yı serbest bırakmak zorunda kalmıştır ![]() Kanuni'nin mektubunda dikkati çeken nokta, Fransa Kralı'na "Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Françeskosun" şeklindeki hitabıdır ![]() ![]() PADİŞAHIN İŞİ NE? Sultan Murad Han o gün bir hoşdur ![]() ![]() ![]() ![]() - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var ? -- Akşam garip bir rüya gördüm ![]() - Hayırdır inşallah? ![]() ![]() -- Hayır mı şer mi öğreneceğiz ![]() - Nasıl yani? -- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz ![]() Ve iki molla kılığında çıkarlar yola ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Kimdir bu? Ahali: - Aman hocam hiç bulaşma, derler ![]() ![]() ![]() -- Nerden biliyorsunuz? - Müsaade et de bilelim yani ![]() ![]() ![]() ![]() - Biliyor musunuz, der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - isterseniz komşulara sorun, der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Nereye? - Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım ![]() -- Millet bu, çeker gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden ![]() -- Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha ![]() - Peki ne yapmamı emir buyurursunuz? -- Mollalığa devam ![]() ![]() ![]() ![]() - Aman efendim, nasıl kaldırırız? -- Basbayağı kaldırırız işte ![]() - Yapmayın, etmeyin sultanım, bunun yıkanması, paklanması var ![]() ![]() ![]() ![]() -- Merak etme ben beceririm ![]() ![]() - Şurada bir mahalle mescidi var ama ![]() ![]() ![]() -- Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin? - Ne bileyim, Ayasofya'dan, Süleymaniye'den, en azından Fatih Camii'nden ![]() ![]() ![]() -- Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkanı çoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Sultanım, der ![]() ![]() ![]() ![]() -- Nasıl yani? ![]() ![]() - Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi ![]() ![]() ![]() -- Doğru, öyle ya, neyse ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Hakkını helal et evladım, der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Biliyor musun oğlum? Diye dertli dertli söylenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Hayret ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki ![]() ![]() ![]() - Milletin ne sandığı umrunda değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi? - işte bu yüzden Nişancı'ya, Sofular'a uzanırdı ya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -- Doğru, öyle ya? ![]() ![]() - Kimseye zahmetim olmasın deyip, mezarını kendi kazdı bahçeye ![]() ![]() ![]() -- Peki o ne dedi? - Önce uzun uzun güldü, sonra; - Allah büyüktür hatun, dedi ![]() İŞTE OSMANLI 19 ![]() ![]() Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı ![]() O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabiî ![]() ![]() Mektupta şöyle denmektedir: "Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır ![]() Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar: "Fransızlar korkak ademlerdir ![]() ![]() ![]() Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin ![]() ![]() ![]() Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar ![]() ![]() Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur: "Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar ![]() ![]() ![]() Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur ![]() ![]() Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar ![]() ![]() FETVANIN BÖYLESİ Kanuni Sultan Süleyman,sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhulislam Ebussuud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş: -Dırahta ger ziyan etse karınca Zararı var mıdır ânı kırınca (Yani ürünlere zarar veren karıncaları öldürmekte şer'an zarar var mıdır?) Ebussuud Efendi,bir beyitle cevap vermiş: -Yarın Hakk'ın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca SİZİ KANUNA ŞİKAYET EDERİZ Kul hakkına özen gösteren Sultan Süleyman, bu konuya duyduğu titizlik nedeniyle "Kanuni" lakabını almıştır ![]() Budin Seferinden dönen ordu, yolların darlığı sebebiyle tarlalardan geçmek zorunda kalmıştı ![]() ![]() Sultan Süleyman köylüye: -Derdin nedir de böyle yaptın? diye sorunca, köylü: -Biz fakir köylüleriz ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Kanuni köylüye: -Peki bizi kime şikayet edeceksiniz? diye sormuş ![]() -Siz Kanuni değil misiniz? Sizi kanuna şikayet ederiz ![]() ![]() DÜŞMANIN SİLAHINA AYNI SİLAHLA KARŞILIK VERİN Mısır'ın fethinden sonra esir Memluk kumandanlarından Kayıtbay Yavuz Sultan Selim'in huzuruna getirilmişti ![]() "- Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?" "- Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!" "- Anlamadım! ![]() ![]() "- Berberilerden biri, Venedik'ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin, "ok ve kılıç kullanın" şeklindeki emrine aykırıdır diye satın almamıştık ![]() ![]() "- Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah'ın, "Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz" emrine neden uymadınız? Bilmez misiniz ki, "Ok ve kılıç kullanın" demek "Başka silah kullanmayın" demek değildir ![]() Kayıtbay başını önüne eğdi ve sustu ![]() |
![]() |
![]() |
|