Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kimdir, muhibbi

Muhibbi Kimdir?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhibbi Kimdir?







Muhibbi

MuhibbiAsıl adı Süleyman olup Osmanlı Devleti’nin onuncu hükümdarıdır Babası Yavuz Sultan Selim’in altı kızından başka tek oğlu olup, annesi Hafsa Sultan’dır Yavuz’un Trabzon valiliği sırasında dünyaya gelmiş ve ilk eğitimini Trabzon’da görmüştür Henüz on beş yaşında iken önce Karahisar sancak beyi, amcası Ahmed’in itirazı üzerine de Bolu sancak beyi olarak atanmıştır

1509′da bir aralık Kefe’ye nakledildikten sonra İstanbul’da kaymakamlık vazifesiyle kal*mış ve ardından 1513′te Saruhan sancakbeyliğine getirilmiştir Babasının ölümü üzerine 26 yaşında bulunduğu 17 Şevval 926/30 Eylül 1520 tarihinde tahta geç*ti Belgrat, Rodos, Mohaç, Viyana, Alaman, Irakeyn, Pulya, Karaboğdan, Istabur, Estergon, İran, Nahcivan ve nihayet Sigetvar olmak üzere bizzat on üç sefere ku*mandanlık eden Kanunî, seferde ölen dördüncü Osmanlı padişahıdır

Sokollu tarafından ordudan ve hatta hazı önde gelen devlet adamlarından dahi başarıyla gizlenmiştir O sırada Kütahya valisi olan oğlu Şehzade Selim’in yaklaşık yirmi gün sonra Sigetvar’a gelişi kadar, cesedi tahnit edilerek iç organları Otağ-ı Hümâyûn’da bir yere defne*dilmiş, cesedi ise gizlice yaptırılan ve otağa sokulan bir tabut içinde tahtın altına gömülmüştür Daha sonra İstanbul’a getirilen naşı, kendi inşa ettirdiği Süleyma-njye Camii avlusuna defnedilmiştir

Yuvarlak çehreli, ela gözlü, kaşlarının arası açık, doğan burunlu, seyrek diş*li uzun boylu olarak tarif edilen padişahın söz ve hareketleri son derece ölçülü ve nazik olarak nitelendirilmektedir Ebussuud Efendi’ye kendi el yazısıyla yaz*dığı mektubundaki “Halde haldaşuın, sinde sindaşıım, âhiret karıııdaşuın tarîk-i Hak’da yoldaşımı Molla Ebû Sıı’ûd Hazretleri’ne dii’â-i bî-had iblâğından son*ra- Nediir hâliiniiz ve nicediir müzâc-i lâzınıü’l-iıntizâcuiiuz?’” ifadesi, hakkın*daki bu görüşün doğruluğuna delil oluşturmaktadır Bilginler, hekimler ve şair*lerle bulunup sohbet etmekten ve şiirlerine nazire yazılmasından hoşlanılmış

Muhibbi II Murad’la başlayan şair Osmanlı padişahlarının beşincisidir Büyük dedesi Fâtih, dedesi II Bayezid ve babası Yavuz gibi o da şiir sanatıyla yakından ilgilenmiş ve Osmanlı edebiyatının çoğu gazel olmak üzere 3000 civa*rında şiiriyle en hacimli dîvanlarından birini vermiştir İlk devirlerinde yazmış olması muhtemel bazı gazellerinde görülen aksaklıklara karşılık, eserlerinin önemli bir kısmı son derece ustaca söylenmiş şiirlerden oluşur

Muhibbî‘nin dev*let meselelerinin ağır yükü ve yorucu seferlerle geçen bir ömür içerisinde, eski*lerin sürekli yazıp söyleyen anlamında “pür-gû” diye nitelendirdikleri türden bir şair olmasına karşılık, eserlerinde hiçbir zaman bu tipteki sanatkârların düştükle*ri özensizliğe düşmediği görülmektedir Gazelleri inceden inceye işlenmiş hayâl*ler ve söz oyunlarıyla doludur Sade yazmaktan ve zaman zaman ustaca kaleme alınmış kahramanlık şiirleri nazmetmekten hoşlanan bir şairdir

Kânûnî, eğer ci*han hakimi sultanlardan biri olmasaydı bile şair olarak edebiyat tarihimizde yer alması gereken şahsiyetlerden biri olurdu Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleri olup Çağatayca da biliyordu Farsça Dîvân’ı Coşkun Ak tarafından tercümesiyle birlikte yayınlanmıştır Muhibbî’nin Farsça Divan’ı Coşkun Ak tarafından neşredilmiştir

Kanûnî hakkında bilgi veren kaynaklar onun hem Farsça hem de Türkçe şiirlerini övmüşlerdir Nitekim Ahdî, “Türkî dilinde eş’âr-ı bî-nihâyesi lıûb ve zebân-ı risîde güftâr-ı bî-gâyesi mergûbdur” diyerek şiirlerinin güzel olduğunu ve beğenildiğini ifade ederken, Lâtîfî ise Farsça ve Türkçe güzel gazelleri ile nazik şi*şeri olduğunu söylemiştir Oğullarından Şehzade Mustafa, Bayezid ve Selim de kendisi ve dedeleri gibi şair olarak yetişmişlerdir


Dilber Hub Açılmış

Dedim: Dilber hub açılmış
Dedi: Güldür yanağımda
Dedim: Anber mi saçılmış
Dedi: Terdir dudağımda

Dedim: Yüze çekme perde
Dedi: Uğramışım derde
Dedim: Ab-ı kevser nerde
Dedi: Damlar dudağımda

Dedim: Muhibbi yem bilür
Dedi: Halvet kılsak n'olur
Dedim: Korkam uykum gelür
Dedi: Baş koy kucağıma


Dinleyin Ehbablar Tarif Edeyim

Dinleyin ehbablar tarif edeyim
Yetmiş iki dertten baştır bu sevda
Yandırır odlara pervane gibi
Daim sönmez bir ateştir bu sevda

Felek hisar çekmiş yolum açılmaz
Bir bülbülüm gonce gülüm açılmaz
Felek kırdı kanat kolum açılmaz
Yazı gelmez yaman kıştır bu sevda

Muhibbi'nin elif kaddin dal eyler
Ağlatuben gözyaşını sel eyler
Hicran haddesinden çeker tel eyler
El sanır ki bir cümbüştür bu sevda


Pencereden Melul Melul

Pencereden melül melül
Bakan dilber kiminsin sen
Yarin koyup yad illere
Akan dilber kiminsin sen

İnci dizilmiş dişine
Kalem çekilmiş kaşına
Aşıkı aşk ataşına
Yakan dilber kiminsin sen

Muhibbi'yim ettin Mecnun
Leyla cemaline meftun
Ziynet için kızıl altun
Takan dilber kiminsin sen



Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım

onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil

ey yay kaşlı, okun ne zaman göğsümden yana doğrulsa,

o okun ucundaki demirden yana göğsümü germezsem,erkek değilim

ey dost gönlümü aldın

şimdi maksadın cânım ise,ben cânımı ve bâşımı çoktan koydum bu yolun üstüne

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.