Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletinde, istihbarat, osmanlı

Osmanlı Devleti'nde İstihbarat

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Devleti'nde İstihbarat



Osmanlı Devleti'nde istihbarat

Karakol Cemiyeti

Teşkilât-ı Mahsusa

Yıldız İstihbarat Teşkilatı

Karakol Cemiyeti
Karakol Cemiyeti, Mütareke dönemi Osmanlı istihbarat örgütü

İstanbul'un işgalinde sonra milli uyanışın başlaması ile kişiler kendi kendilerine çeşitli örgütler kurmuştur Bu örgütlerin birisi de ?karakol? örgütüdür Bu örgüt ve diğer örgütlerin birleşmesi ile bugünkü Milli İstihbarat Teşkilatı kurulmuştur

I Dünya Savaşı'ndan sonrakli Yüzbaşı Bahâ Said, Albay Galatalı Şevket ve Yenibahçeli Şükrü Beyler gibi İttihadçı kişiler bulunmakta idi Kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını tamamsiklışmalarında bulunması sebepleriyle Anadolu Ordusu kadrosuna alınmamış, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgali sırasında da liderlerinin tutuklanmaları ile büyük bir darbe yemiş ve son olarak da Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin kararlarını uygulamak için seçilen Heyet-i Temsiliye'nin emri üzerine faaliyetlerine son verilmiştir

Ayrıca Cumhuriyet döneminde, Atatürk suikastinin arkasında da bu örgütün olduğu iddia edilmiştir

Karakol kuruluyor

Düşman gemileri 13 Kasım 1918`de artık İstanbul limanlarında demirlemiş durumdadır 15 Mayıs 1919`da düşman İzmir`dedir Halk bıkkın, yılgın, kararsız, Osmanlı Saltanatı aciz, belki ondan da vahimi düşmanla anlaşma yollarını aramaktadır İngilizler ile onları destekleyen veya onların desteklediği gizli servisler askerlerin gidemediği yerlerde, İstanbul merkezli bir harekat ile Anadolu`da Osmanlı`dan kalan her karış toprak parçasında bir işgal ve nüfuz kavgasına girişmişlerdir İttihatçı ve Teşkilatı Mahsusacı avı başlatılmıştır Türk kurum, kuruluşları işletilmez hale getirilmiştir, korunmak gerekmektedir Çareyi İttihatçılar ile Teşkilat-ı Mahsusacılar birlikte bulurlar Ortak düşmana karşı ortak mücadele verilecektir Teşkilat-ı Mahsusa`nın son başkanı Hüsamettin Ertürk`ün de içinde bulunduğu yeni bir örgüt kurulacaktır Örgütün kuruluşundan ülkeden kaçan Enver, Cemal ve Talat Paşalar haberdardır Talat Paşa`nın da oluruyla İttihatçıların ünlü iaşe nazırı Kara Kemal ile Kurmay Albay Kara Vasıf Bey ilk görüşmeleri yaparlar Daha sonra yeni örgütün kurulması için yapılan çalışmalarda bir öncü daha belirlenir Bu kişi Karadeniz Boğaz Komutanı Galatalı Şevket Bey`dirYeni örgütün kuruluş toplantısı 5 Şubat 1919 tarihinde Avukat Refik İsmail Bey`in Sultanhamam`daki yazıhanesinde yapılır Toplantıda Galatalı Şevket Bey örgütün başkanlığına seçilir Örgütün adı Baha Sait Bey`in isteği üzerine Kara Vasıf Bey ve Kara Kemal Beyler`in adından esinlenilerek karakol olarak belirlenir Örgüt öncelikle İttihatçılara ve Teşkilat-ı Mahsusacılara karşı girişilen saldırılara karşı koyacaktır Ancak bu yapılanma giderek genişler Bireysel savunmanın yerini Anadolu`nun düşmandan kurtarılması için genel bir karşı koyuş alır Burada örgüt, Karadeniz kıyıları, Ege ve Doğu Anadolu`da güçlü bir şekilde örgütlenir Bu örgütlenme adeta ittihatçıların yeni bir yapılanmasıdır İstanbul ve Anadolu`da halk üzerinde yapılan çalışmalarda, işgal kuvvetlerine karşı konulması gerektiği vurgulanırTürk kökenli en büyük istihbarat gücü olan Karakol Örgütü`nün kuruluş şeması ve çalışmaları şöyledirKurucusu ve Başkanı Albay Kara Vasıf Yönetim Kurulu Üyeleri: Albay Galatalı Şevket, Yarbay Kemalettin Sami Gökçe, Yarbay Edip Servet Tör, Baha Sait, Kara Kemal, Binbaşı Ali Rıza, Binbaşı Ali ÇetinkayaÜsküdar Grubu Başkanı Yenibahçeli Şükrü Oğuz, Topkapı Grubu Başkanı Yarbay Hüsamettin Ertürk(sonra Albay), İslam Kadınlar Birliği Başkanı Naciye Faha Hanım sayılabilecek başlıca isimlerdirBaşlıca Müfrezeler ve Önde Gelen Adlar: Yahya Kaptan, Küçük Arslan, Büyük Arslan, İpsiz Recep, Bulgar Sadık, Dayko, Yüzbaşı Nail, Yalovalı İbo, Gebzeli Rıfat Kaptan, Kuşçubaşı Eşref önde gelen isimler olarak sayılabilir

Teşkilât-ı Mahsusa

Teşkilât-ı Mahsusa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı-istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur Çeşitli tanık ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezaretine bağlı resmi bir örgüte dönüştürülmüştür 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükümetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkilât-ı Mahsusa da resmen tasfiye edilmiştir Kurucusu Dara Eminzade'dir

Teşkilât-ı Mahsusa'nın Trablusgarp'ta İtalyanlara, Batı Trakya'da Bulgar ve Yunanlılara, Mısır ve Irak'ta İngilizlere karşı direniş örgütleme çalışmaları kısmen belgelenmiştir Buna karşılık 1915 Ermeni Tehciri'nde Teşkilât-ı Mahsusa'nın oynadığı rol, sıklıkla dile getirildiği halde, ayrıntılarıyla ortaya konabilmiş değildir Teşkilât-ı Mahsusa hakkında tek köklü araştırmanın yazarı olan Philipp Stoddard'a göre, Teşkilât-ı Mahsusa Ermeni tehcirinde hiçbir rol oynamamıştır Guenter Lewy Stoddard'la 2001 senesinde görüştüğünü ve Stoddard'ın hâlâ aynı görüşü savunduğunu bildiriyor

I Dünya Savaşı'ndan sonra Anadolu'da oluşturulan Kuva-yi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk gruplarının önde gelen liderlerinin hemen hepsi Teşkilât-ı Mahsusa üyesi olduğu bilinen kişilerdir Buna rağmen Teşkilât-ı Mahsusa ile Milli Mücadele arasındaki örgütsel ilişki yeterince incelenmemiştirTeşkilatın kurucusu Enver Paşa'dır Başında ise Hüsamettin (Ertürk) Bey bulunmaktaydı

Bilgi Kaynakları

Teşkilât-ı Mahsusa'ya ilişkin tek akademik çalışma, Dr Philip Stoddard'ın 1963 tarihli doktora tezidir Teşkilat ileri gelenlerinden Eşref Kuşçubaşı ve Hüsamettin Ertürk'ün anıları yayımlanmıştır Rauf Orbay'ın anılarında da İran-Afganistan operasyonları hakkında bilgi bulunur Galip Vardar'ın İttihat ve Terakki İçinde Dönenler (1960) kitabı, yanlı olmakla birlikte değerli bir bilgi kaynağıdır Hamza Erkan, Bir Avuç Kahraman (1946) kitabında, Süleyman Askeri'nin Irak macerasına ilişkin geniş bilgi verir Mustafa Balcıoğlu'nun da Teşkilât-ı Mahsusa ile ilgili kitapları vardır

Teşkilât-ı Mahsusa arşivi elde değildir; 1918'de İttihat ve Terakki liderlerinin yurt dışına gitmeden önce imha edildiği ileri sürülür Mütareke döneminde İstanbul'da yapılan Divan-ı Harb-i Örfi mahkemelerinde teşkilata ilişkin birçok iddia dile getirilmiş ve tanıklar dinlenmiştir Divan-ı Harp tutanaklarının bir kısmı Taner Akçam tarafından yayımlanmıştır Taner Akçam'ın yaptığı araştırmaya göre Teşkilât-ı Mahsusa'nın koruması altında olan bir aile Manisa'ya yerleştirilmiştir Ailenin kimliği gizli tutulmakta ve CIA kayıtlarına göre Manisa Yuntdağ civarında bulunmaktadır

Amaç ve Örgütlenme

Örgütün ilk başkanı olan Hüsamettin (Ertürk) Bey Teşkilât-ı Mahsusa'nın kuruluş amacını şöyle tanımlar:

? "Bu teşkilatın gayesi, bir taraftan bütün İslamları bir bayrak altında toplamak, bu suretle Panislamizme vasıl olmaktır Diğer taraftan da Türk ırkını siyasi bir birlik içinde bulundurmak, bu bakımdan da Pantürkizmi hakikat sahasına sokmaktır Enver Paşa'nın bir yandan Emiri Efendi'nin İttihat ve Terakki programındaki panislamizminden, diğer taraftan da Ziya Gökalp'in pantürkizminden ilham aldığı muhakkaktır" ?



Teşkilât-ı Mahsusa'nın kurucusu olan bu kişinin kimliğinin gizlenmesi kafalarda hep soru işareti olarak kalmıştır Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlerin Basra'yı ele geçirmesi üzerine, Teşkilât-ı Mahsusa liderlerinden Süleyman Askeri, Kürt ve Arap aşiretlerinden derlenmiş bir çeteyle İngilizlere karşı vur-kaç saldırıları düzenlemiş, Abadan'daki petrol tesislerini yakmıştır Buna tepki olarak harekete geçen İngilizler, 12-14 Nisan 1915'te Türk ordusunu Şuaybe'de ağır bir yenilgiye uğrattılar Süleyman Askeri, yenilgi üzerine 14 Nisan tarihinde tabancasıyla intihar etmiştir

29 Nisan 1916'da Halil Paşa komutasındaki Osmanlı 6 Ordusu'nun İngiliz birliklerini Kut'ül Ammare'de yenilgiye uğratıp esir almalarından sonra, Nuri Paşa ve Rauf Bey yönetiminde bir Teşkilât-ı Mahsusa birliği savaşta tarafsız olan İran ve Afganistan'a girerek burada yerli kuvvetlerden oluşturacağı birliklerle İngilizleri arkadan vurmayı denedi Mareşal Liman von Sanders'e göre bu macera, Irak'taki Türk yenilgisinin nedenlerinden biri oldu

Ermeni Tehciri'nde Teşkilât-ı Mahsusa

Ermeni soykırımı iddialarını savunan tarihçilere göre, bu gizli teşkilat iddia edilen soykırımı gerçekleştirmekte kullanılmıştır İddialara göre, Talât Paşa hükümetinden sonra yeni hükümeti kuran Ahmet İzzet Paşa teşkilatın tüm belgelerini yok etme emri vermiştir Teşkilât-ı Mahsusa'nın iddia edilen soykırımı gerçekleştirmiş olan örgüt olduğu iddiası, Andonyan belgeleri ve 1919/1920 İstanbul savaş mahkemeleri yanında, soykırım tezini ispatta kullanılan başlıca iddialardan biri Guenter Lewy'nin verdiği bilgilere göre, Teşkilât-ı Mahsusa hakkındaki iddiaların belgelerde doğrudan dayanağı bulunmuyor, ancak bu iddialar, bu belgeleri okuduğunu belirtenlerin kuşkulu varsayımlarına dayanmaktadır Lewy, soykırım tezinin savunucularından olan Vahakn Dadrian'ın, orijinal kaynakların olanak vermeyeceği varsayımlarda bulunduğunu bildiriyor

Stoddard'a göre, Teşkilât-ı Mahsusa, Ermenilerin sınır dışı edilmesinde herhangi bir rol oynamamıştır

Teşkilât-ı Mahsusa'nın Kadrosu

14 Kasım - 23 Kasım 2005 tarihleri arasında Yeni Şafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu tarafından Teşkilât-ı Mahsusa hakkında 10 bölümlük bir yazı dizisi yayınlanmıştır Bu yazı dizisine göre Teşkilât-ı Mahsusa'da görev yapmış ünlü kişilerden bazıları şunlardır: Enver Paşa, Binbaşı Süleyman Askeri, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Zenci Musa, Yakub Cemil, Dr Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, İsmail Canbulat, Piyade Subayı Rasuhi Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, Arabistan'da İbn ür-Reşit, Nuri Killigil ve Halil Kut Paşalar, Ali Fethi Okyar, Hacı Selim Sami, "Kel Ali" lakaplı Ali Çetinkaya, ilk tayyareci şehitlerden Sadık Bey, Çerkes Reşit Bey, Ahmet Fuat Bulca, Nuri Conker, Rauf Orbay

Yaygın örgütlenen, hatta I Dünya Savaşı sırasında askeri birlikler oluşturulan Teşkilât-ı Mahsusa'nın, en geniş örgütlendiği zamanda çeşitli İslam ülkelerindekilerle birlikte 30 bin üyeye ulaştığı öne sürülür

Yıldız İstihbarat Teşkilatı

Yıldız İstihbarat Teşkilatı 1880 yılında dönemin Osmanlı padişahı II Abdülhamid Han tarafından kurulmuş, Türk tarihinin ilk organize istihbarat teşkilatıdır

Tarihçe

O dönemde gelişen iç ve dış olaylar, Abdülhamid'i, doğrudan kendisine bağlı bir istihbarat teşkilatı kurmaya sevk etmişti Bu olaylara örnek kendi veziri dahi başkalarının adına ve devlete karşı çalışır olmuştu Bunun sonucu olarak Yıldız İstihbarat Teşkilatı kuruldu Teşkilat, emsallerinden farklı olarak devlete değil tek bir kişiye, Abdülhamid Han'a hizmet veriyordu Teşkilat daha sonra, Abdülhamid lehine çalışanlar ve aleyhine çalışanlar olmak üzere ikiye ayrıldı Teşkilat, ülke içerisinde özellikle Ermeni komitacılara karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunmaktaydı Bununla beraber yurt dışında da oldukça iyi organize olmuştu Paris, Roma, Londra gibi çeşitli merkezlerde, başta Jöntürkler olmak üzere, saray aleyhtarı kişi ve kurumları yakından takip etmekteydi Çok kısa sürede geniş bir coğrafyaya yayılan hafiyeleri sayesinde saraya, ayda 3000'den fazla jurnal gelmekteydi Teşkilat, 1908 yılında Abdülhamid Han'ın tahttan indirilişine kadar faaliyetlerine devam etmiştir Abdülhamit tahtan indirilince Enver paşa ve tayfası tarafından yıldız istihbarat teşkilatı kapatılmıştır

Döneminde, teşkilatın icraatları için jurnalcilik ya da ispiyonculuk tanımlarını kullanarak karşı çıkanlara cevaben Abdülhamid Han, hatıratında bu kurumun kuruluşuyla ilgili şöyle demektedir :

Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet emniyet içinde olamazdı Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu düşünce ile karar verdim İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur

Teşkilat kaldırıldıktan sonra yüzbinlerce istihbarat bilgisi saraydan alınarak yakılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.