Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Cinsellik

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
lohusalık, nifas

Nifas - Lohusalık

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nifas - Lohusalık



Nifas - Lohusalık
Nifas lügatta: Kadının doğurması manasına gelir
Şeriatta: Çocuk veya çocuğun ekserisi -Velev parça parça uzuvlar- organlar (halinde olsun) çıktıktan sonra rahimden gelen kan parçasıdır (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1,S494)
Çocuğun azı çıktıktan sonra kan gelirse nifas değildir Kadın abdest alarak namazını kılar Rükü ve sucuda imkan bulamazsa ima, (işaret) ile kılar Geciktiremez, terkedemez
Doğuran Kadın Hiç Kan Görmezse Nifaslı Olur mu?
- Evet olur
Çocuğu göbeğinden doğurursa rahminden kan geldiği takdirde nifaslıdır Çünkü doğumun akabinde kan rahimden çıkmıştır Kan göbekten gelirse nifas değildir, yaralıdır (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1,S494)
Nifas: Doğumu takip eden kandır Doğum yaptığı halde kan görmemiş olan kadının gusletmesi icap etmez Bu Ebu Yusuf'un görüşüdür
İmam-ı Muhammed'den de böyle rivayet olunmuştur Fakat bu kadının abdest alması vacib olur Çünkü çocukla beraber pislik de çıkmıştır
İmam A'zama göre: Böyle kadının gusletmesi gerekir Alimlerin çoğu da bu görüşü almışlardır (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1 ,S132)
Nifasın Müddeti İle İlgili Meseleler:
Nifasın en az müddeti, kanın, bir saatlik olsun bulunmasıdır Son haddi ise kırk gündür Fetva bunun üzerinedir
Eğer kan, ilk başlangıçta veya adetlilerde, kırk günden fazla olursa -yukarıda işaret edildiği gibi- bunun kırk gününün nifaslı olduğuna itibar edilir
İki kan arasında temizlik (kansızlık hali)15 günden fazla bile olsa, Ebu Hanife (ra)'ye göre, bu -zaman- da nifastır Fetva da bunun üzerinedir (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1,S133)
Bir kadın çocuk doğurduktan sonra, kan görüp bir müddet sonra kırkı içinde kan kesilip temizlik gördükten sonra, kırkının sonlarında yine kan görse, bu kan arka arkaya gelen kan hükmündedir Ve kadının nifası ikinci kanın bitimi veya kırk gündür (Kadın İlmihali, H Cemal Öğütist Bahar YS131)
Nifas müddeti içinde görülen temizlik de nifastan sayılır Mesela: On gün kan gelip, beş gün kesildikten sonra tekrar on gün kan gelecek olsa bu yirmibeş günün hepsi de nifas müddeti sayılır (Büyük islam İlmihali, ÖNBilmen, Bilmen YİstS:71)
Nifasta kırk günün arasına giren temizlik İmam A'zam'a göre ister 15 gün ister daha az veya daha çok olsun fasıla (ara) teşkil etmez Temizliğin iki tarafındaki kan devam üzere akan kan gibi sayılır Fetva da buna göredir
İmameyn'e (İmamı Muhammed ile Ebu Yusuf) göre ise, 15 gün fasıla -ara- teşkil eder Kadın doğurduktan sonra bir gün kan, 38 gün temiz ve bir gün kan görürse İmam A'zama göre bu 40 gün nifastır İmameyne göre yalnız ilk gün gördüğü kan nifas sayılır (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1 ,S474)
İlk defa lohusa olan kadının nifas kanı 30 gün sonra kesilse, sonra 45 gün tamam olmadan yine kan görse, bunun 40 günü nifastır Çünkü nifasla hayız arasındaki temizlik müddeti 15 gün olmamıştır İkinci kan özür kanıdır Böyle durumlarda nifasın müddeti 40 gün sayılır (Kadın İlmihali, H Cemal Öğüt,İst Bahar YS132)
Lohusa olan bir kadının, mesela her zamanki lohusalığında adeti 40 gün iken, bu defa 20 gün kan görüp kesilse, sonra 19 gün temiz kalsa, evvelki adeti olan 40 günü tamamlamadıkça kocasıyla cinsi münasebette bulunamaz (Kadın İlmihali, H Cemal Öğüt İst Bahar YS133)
Eğer lohusa bir kadın, 40 günü geçmemek şartıyla, adetinin dışında kan görse, mesela, adeti 20 gün iken 15 günde kan kesilse veya kan 25 gün devam etse, birinciye göre, adeti 15 gün, ikinciye göre de, adeti 25 gün olmuş olur (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1 ,S140)
Nifasın Hükmü:
Genelde nifas, her şeyde hayız gibidir Daha önce hayız ve nifas hakkında müşterek hükümler bölümünde anlatılmıştır Yani Nifaslı kimse de hayızlı kimse gibi Kur'an okuyamaz, camiye giremez, Kabeyi taraf edemez, vs (İbn-i Abidin, ist Şamil YC1,S495)
İkiz doğuran, ilk çocuğu doğurduğu andan itibaren lohusadır
İkizlikte şart iki çocuk arasındaki zamanın altı aydan az olmasıdır Üçüz olması halinde de, üçüncü ile ikinci arası da yine böyledir Fakat, birinci ile üçüncünün arası altı aydan fazladır
Sahih olan, ikizliğin şartı;yüklülüğün bir olmasıdır (İbn-i Abidin, ist Şamil YC1,S498 Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ C1,S133)
Kadının nifaslı olması için, çocuğun yarısından daha fazla kısmının çıkması gerekir (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1 ,S132)
Düşük Çocukla İlgili Mes'eleler:
Çocuk karında parçalanmış ve ekserisi de çıkmış bulunsa; eğer, düşüğün tırnak, parmak, saç gibi uzuvlarından bazıları bel olmuşsa, kadın lohusa sayılır Aksi taktirde kadın lohusa sayılmaz (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1 ,S132)
Eğer düşüğün, uzuvlarından hiçbiri belli olmamış ve açığa çıkmamışsa, o kadın için lohusalık yoktur Eğer o kadını hayızlı saymak mümkün olursa, kadın hayızlı sayılır Bu mümkün olmazsa, kadının kanı, istihaza (özür) kanıdır
Bir kadın, düşükten önce veya sonra kan görür ve düşüğün yaratılışı da açık (uzuvları belli) olursa, kadının önceki görmüş olduğu kan, hayız kanı değildir, düşükten sonra kan gördüğü için, o kadın lohusa sayılır Fakat, düşüğün yaratılışı (uzuvları) belli olmamışsa önceki gördüğü kan; eğer, kadını hayızlı saymaya imkan varsa, hayız kanıdır (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçağ Y C1 ,S132)
Azası belli olmayan çocuğu düşüren kadından gelen kan üç gün devam eder ve ondan önce geçmiş hayızından sonra tam bir temizlik devresi geçerse hayızdır Temizlik devresinin geçmesi iki hayız arasında fasıla (ara) teşkil etmek için lazımdır Kan üç gün devam etmez de ondan önce tam bir temizlik devresi geçerse, yahut üç gün devam eder de ondan önce tam temizlik devresi geçmezse veyahut hem üç gün devam etmez, hem de önceden tam temizlik devresi geçmezse gelen kan istihaza (özür) dır (İbn-i Abidin, ist Şamil YC1 S503,504) Ceninin hali yani azası belli mi değil mi, bilinmezse mesela; çocuğu helada düşürür de devam üzere kan gelirse bakılır Mesela; hayzı 10 gün, temizlik devresi 20 gün, nifas da 40 gün ise çocuğu hayzının ilk gününde düşürdüğü taktirde 10 gün namazını yüzde yüz bırakır Zira bu kadın ya hayızlı, yahut nifaslıdır Sonra yıkanarak 20 gün namazını şüphe ile kılar Çünkü nifaslı veya temiz olması ihtimali vardır Sonra 10 gün namazını yüzde yüz bırakır Zira ya hayızlıdır, yahut nifaslı Sonra yıkanarak 20 gün yüzde yüz bilerek namaz kılar Bu kırk günü tamamlamak içindir Ondan sonra adeti 10 gün hayız, 20 gün temizlik devresi olur Çocuğu hayız günlerinden sonra düşürürse, o vakitten itibaren temizlik devresindeki adeti kadar şüphe ile namazını kılar Sonra hayızdaki yüzde yüz bildiği adeti kadar namazını terk eder
Kadının hayzı kesilmekle hamilelik günlerinin sayısını da bilmezse, kadın yüz yirmi gün kan görmezde sonra çocuğu helada düşürürse, çocuk azası belirli sayılır (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1,S504)

Alıntı Yaparak Cevapla

Nifas - Lohusalık

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nifas - Lohusalık



Hayız ve Nifaslıya Haram Şeyler
1- Her türlü namazı kılamaz,
2- Her türlü orucu tutamaz,
3- Cami ve mescitlere giremez,
4- Kabe'yi tavaf edemez,
5- Kur'an'dan bir ayet bile okuyamaz,
6- Kur'an'dan bir ayete bile el süremez,
7- Cinsi münasebette bulunamaz,
8- Hayız ve nifaslı kadınların yasak yerlerine (göbekle diz arası) kocaları çıplak dokunamaz
Hayızlı Ve Nifaslıya Cinsi Münasebette Bulunmak Haramdır
Kur'an-ı Kerim'de bu açıkça belirtilmektedir Şöyle ki:
"Sana adet görmeden soruyorlar Deki: "O eziyettir" Adet halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın Temizlendikleri zaman Allah'ın emrettiği yerden onlara varın Allah tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever" (Kuran-ı Kerim, Bakara: 222)
Hayızlı Kadınlarla Ailevî Münasebetin Yasaklığını Bildiren Hadisler:
Hz Peygamber (sav): "Bir kimse, hayız halinde olan kadına şeriat bakımından da, tıp bakımından da zararlı olan, çocuk yatağından yakın olsa, yahut bunun dışında başka bir yerden yaklaşsa, yahut gaibden haber veren bir kahini -falcıyı- tasdik etse, (helal kabul ederek yaparsa) kendisini Kur'an ile sünnetten, yani: Muhammed dininden uzaklaştırmış olur" buyurmuşlardır (Feyzü'l-Kadir, Camiu's-Sağir Şerhi, C6,S23 Tac,Cl ,S103)
İslam bu konuda da aşırılıklardan uzak bir orta yolu öğretir: Cahiliyet dönemindeki Araplar adetli kadınlara arkadan cima ederlerdi Hrıstiyanlar adetli kadınlara, bu hallerinde iken önden cima ederlerdi Yahudilerle Mecusiler ise, tam tersine, adetli kadından son derece uzak kalır, hatta adetleri bittikten sonra bir hafta daha onlarla bir arada bulunmazlar, onlarla beraber yemezler, içmezler ve oturmazlardı ve kitaplarındaki emrin bu olduğunu söylerlerdi (Müslim, Hayız:16) İlk ikisi temizliğe dikkat etmeme ve sıhhat bozucu bir davranış, diğeri de kadınları küçük düşürücü ve dışlayıcı bir uygulama idi
İslam geldi, "hayız, eziyet verici bir haldir, dolayısı ile hayızlı iken kadınla cima etmeyin" (Kur'an-ı Kerim, Bakara:222) ayeti gönderildi Hiç mi yaklaşmayacağız diye soranlara, bunu Yahudilerden etkilenerek sormuş olabilecekleri için, Peygamber Efendimiz; "her şeyi yapın fakat cima etmeyin" buyurarak, (Müslim, Hayız:16 Nesaî, Taharet:180 İbn Mace, Taharet:124)[size="2"> kadının adetli iken kirli bir çaput gibi bir kenara atılamıyacağını öğretti Çünkü adetlilik, pislik demek değildi Kur'an ondan "](Buhari, Hayız:5, Taharet:1 75)[/size] Bunu elbette kendisi cinsel tatmin aramak için yapmazdı Çünkü hanımlarının hepsi bir anda adetli olmayacağına göre cinsel ihtiyacını adetli olmayan hanımlarıyla normal yoldan giderebilirdi Durum bu iken böyle davranmasının iki önemli nedeni vardı:
1- Bunu yapmakla, bu konudaki batıl inançları yıkmış ve bunun caiz olduğunu bildirmiş oluyordu
2- Adetli iken bedensel ve psikolojik rahatsızlık duyan kadını, itilmişlikten ve yalnızlık duygusundan kurtarmış ve ona eskisi gibi insan olmakta devam ettiğini göstermiş oluyordu
Çünkü Peygamberimizin bütün hanımları adetli iken kendilerine böyle davranıldığını haber vermişlerdir (Müslim, Hayız:3)
Bunu bir de onların, görüşüp konuştukları her kadına bunun normal ve caiz olduğunu anlatmaları ve yaygınlaşması için yapıyordu
Hz Ömer (ra) Allah'ın Rasulü'ne geldi ve şöyle dedi:
-Mahvoldum ya Resulallah!
-Seni ne mahvetti (Ya Ömer!)
-(Ya Resulallah!) palanımı ters çevirdim; (döl yatağından fakat arkadan yaklaşarak karımla münasebette bulundum)
Hz Peygamber ona bir cevap vermedi (Bu sırada) Bakara suresinin ikiyüz yirmi üçüncü ayeti Allah'ın Rasülü'ne vahyedildi:
"Kadınlarınız (çocuk yetiştiren) tarlanızdır O halde (ön organ olan) tarlanıza ne şekilde isterseniz o şekilde varın Nefisleriniz için ileriye hazırlık yapın Bir de Allah'dan korkun ve bilin ki siz, şüphesiz O'na kavuşacaksınız (Ey Peygamber! Haramlardan kaçınan kulları) müjdele"
(Bu ayeti tebliğ ettikten sonra Allah'ın Rasulü her bir mü'mini muhatap tutarak şöyle buyurdu):
-"Önden (veya) arkadan yaklaş(arak fakat mutlaka döl yatağından temasta bulun) Arka uzuvdan (anüs) ve adet (gören eşinle münasebette bulunmak)dan sakın" (Sünen-i Tirmizi, K Tefsiril-Kur'an, Hn:2984)
Başka bir hadiste'de şöyle buyurulmaktadır "Kadınlarınızla ay hallerinde cinsî temasda bulunmayınız Ancak cinsî temasın dışında sevişme dahil onlarla her türlü ilişkiye girebilirsiniz" (İbn Kesir, Bakara:222 (1/257)
Adet halinde cinsel temasta bulunmak Rabbimizin ve Peygamberimizin buyruklarıyla yasaklanmış bulunduğu için eşler isterseler ve faraza bedenî ve ruhî zararlarından korunabilmiş olsalar bile cinsel temasta bulunamazlar Zira karşılıklı anlaşma haramı helal kılmaz Bu sebeble bu ilahî yasağı çiğneyen eşler günahkar olurlar
Adet (Regl - Hayız) Ve Lohusalık Halinde Cinsel İlişkide Bulunmak:
İnsanları yaratan ve onların bedenî ve ruhî yapılarım en iyi bilen yüce Allah, adet halinde cinsî temasda bulunulmasını şöylece yasaklamıştır:
"(Ey Muhammad!) Sana kadınların ay halini (hayız) soruyorlar De ki; o bir ezadır
Ay halindeyken onlardan ayrılın; temizleninceye kadar onlara yaklaş(ıp cinsî münasebette bulun)mayın İyice temizlendikleri zaman Allah'ın emrettiği yer (vagina)den onlara yaklaşın Şüphesiz Allah (her ay temizlendiklerinde kadınlarına) dönenleri sever (O) İyice temizlenenleri (ay halinde önden ve arkadan cinsel ilişkiye girmekten kaçınanları da) sever" (Kur'an-ı Kerim, Bakara:222)
Hiç şüphesiz Yüce Allah, bütün yasakları olduğu gibi adet hali cinsî münasebet yasağını da zararlı olduğu için koymuştur Üstelik bu zarar vericilik sebebini diğer yasaklarından farklı olarak da "eza" sözcüğü ile açıklamıştır: " O, bir eza'dır"
"(Helal görerek veya sakıncasız bularak) adet halindeki karısıyla cinsel temasda bulunan kimse, ona arka organından temas eden kişi ve bir de gelecekten haber verdiğini iddia eden adama bilgi almak için gelip de onun sözlerini doğrulayan şahıs Muhammed'e indirilen Kur'an'a îman etmemiştir" (Nesaî: 2/87 Darimî: 2/408)
Nifas halinde olan kadınla temasta bulunmanın haramlığı kıyasla sabittir Zira fakihler; hayız ile nifas illet ve sebep bakımından aynı olduğundan, nifası hayıza kıyas etmişlerdir Ayrıca bu haramlık alimlerin icmaı ile de sabittir
Bu haramlığın hikmeti ise, nefsi emmareyi, şer'an yasak ve bedene zararlı olan şeylere düşmekten alıkoymaktır Zira korunmuş bir yerin etrafında dolaşan kimsenin oraya düşmesi muhtemeldir
Müslümanın, dini ve sağlığı için ihtiyatlı olması gerekir Ahlakında, muamelelerinde ve diğer davranışlarında daima takva olanını tercih etmelidir
Adet halinde cinsel temasda bulunmak Rabbimizin ve Peygamberimizin buyruklarıyla yasaklanmış olduğu için eşler isteseler ve -bilfarz- bedenî ve ruhî zararlarından korunabilmiş olsalar bile cinsel temasda bulunamazlar Zira karşılıklı anlaşma haramı helal kılmaz Bu sebeple bu ilahî yasağı çiğneyen eşler günahkar olurlar Allah'tan bağışlanmalarını dilememeleri ve verebilir durumda iken günahlarını örtecek bir dinar (425 gr altın) sadaka vermemeleri halinde ilahî azaba uğrayabilirler
Zekat'ın nisabı 20 dinar= 85 gr altın olduğuna göre bir dinar 425 gr altındır (Y Kardavî Fikhüz-Zekati 1/257, 261)
Adet Halinde Sevişmek İse Sünnettir
Hz Aişe (ra) anlatıyor: Eşleri olan bizlerden biri adet gördüğü zaman Allah'ın Resulü, (adet gören eşine göbekle dizler arasını örten) genişçe bir örtü örtünmesini emreder, sonra da onun göğüslerine yönelirdi" (Nesai: 1/189)
Arzulanmaya ve şehvetsiz de olsa sevilmeye muhtaç olan kadın, her ay belirli bir süre adetli günlerinde ilgisiz kalmaktan ve sevimsiz olduğu şeklindeki üzücü şartlanmalardan ötürü bunalabilir Onun için bu günlerinde kadınları ilgisiz bırakmak doğru değildir
Ay halinin başladığını kadının açıklaması lazımdır Eğer açıklamaz da cinsel temasda bulunulursa, bunun günahı yalnızca kadının olur
Kadın, ay halinin başladığını bildirmemekle günaha girebileceği gibi, bittiği halde bitmediği veya bitmediği halde bittiği izlenimini vermekle de günaha girebilir
Hele hele ay hali başlamadığı halde başladı diyerek kocasını aldatan kadın, pek büyük bir günah işlemiş; ilahî la'net gölgesi altına girmiş olur
Adet hali ile ilgili olarak açıkladığımız bilgiler ve hükümler aynen lohusalık için de geçerlidir Lohusalık halinde cinsel ilişki haram, sevişmek helaldir
Adet ve Lohusalık sırasında cinsel birleşmeksizin sevişmek isteyen çiftler, önce en azından cinsel organlarını ve ellerini yıkamalıdırlar Böylece mikrop kapma imkanı azalmış olur
Kadının göğüslerinden kocasının ağzına yutulacak şekilde süt gitmesinin dinî bir sakıncası yoktur (Hanefî müctehidlere göre iki buçuk, Şafiî müctehidlere göre iki yaşını aşmış çocukların üst emmesiyle süt akrabalığı oluşmaz)
Sezeryanla doğumlarda cinsel organlardan kan gelmemesi halinde kadın, lohusalık hükümlerine tabi olmaz
Anlaşılacağı üzere adet hali gibi lohusalık hali de cinsel organdan gelen kanla ilgili bir haldir
Tıbbın Isbatına Göre; Hayız Ve Nifas Günlerinde Yapılan Cinsel Temastan Şu Zararlar Meydana Gelir:
* Aybaşı kanaması geçiren kadınlar, diğer günlere göre daha şiddetli cinsel arzu duyarlar Bunun nedeni organlarına kanın diğer günlerden daha fazla dolup tazyik etmesidir
Adet kanaması ülkemizde halk arasında kirlenme adı altında geçmektedir Belki de bu deyim nedeniyle kadınların pek çoğu o günlerde kendini kirli, pis bir varlık olarak görmektedir Pek çok kadının bu şekilde kendini bu fizyolojik nedenle aşağılaması doğru değildir Çünkü bu hal, kendi isteğiyle olan birşey değildir
Bu olaya bakış açışı böyle olduğundan zaten kadınlar adet günlerinde cinsel istekleri olsa da cinsel birleşmeden kaçınırlar İslam Dini, adet günlerinde cinsel birleşmeden kaçınmayı emreder Modern tıbbî seksolojik görüşler bizim dînî kurallarımızla paralellik göstermektedir Adet günlerinde cinsel birleşme sonucu özellikle cinsel organların çeşitli iltihapları çok kolay oluşabilir Çünkü adet kanının etkisiyle o günlerde dölyolunun dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyucu ortamında bir zayıflama olur Mikroplar kolayca dölyolundan adet nedeniyle genişlemiş olan dölyatağı kanalından geçer, yumurta kanalları ve yumurtalıklara kadar çıkarak o bölgenin iltihaplanmalarına neden olurlar Pekçok kadında yumurta kanalı iltihapları, kanalın tıkanmasına ve kadının kısırlaşmasına neden olur
* Kadının tenasül uzvunda ağrıların olması, öyle ki bu ağrılar rahim ve yumurtalıkta veya havuzda iltihaplanma meydana getirir ve kadının sağlığına ciddi bir şekilde zarar verir Hatta; yumurtalığın yok olmasına sebep olup kısırlık dahi meydana getirebilir
* Adet kanı, pek çok mikrop için üremeye elverişli ortamdır Bu mikroplar erkekde de hastalık yapabilir
Netice olarak; hayız ve nifas devresinde yapılacak cinsel temastan erkek veya kadının kısır kalmaları, tenasül uzuvlarının iltihablanması ve sağlıklarının bozulmasına yol açar Zaten zarar olarak da bu yeterlidir
Bu sebepledir ki; dünyanın dörtbir yanındaki modern tıp uzmanları hayız ve nifas dönemlerinde kadından uzaklaşmanın gerekli olduğunda karara varmışlardır
Her şeyi bilen ve hikmet sahibi olan Allah tarafından indirilen Kur'an-ı Kerim'de bu hakikat şöyle dile getirilmiştir:
"Sana kadınların ay halini sorarlar De ki: O, bir rahatsızlıktır Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun" (Kur'an-ı Kelim, Bakara 222)
Eşi hayız veya nifas olduğu halde, onunla cinsi temas yapmaya mübtela olan kimse cumhuru'l fukaha'ya göre işlediği bu günahı, bir daha yapmamak üzere samimi ve gerçek bir tevbe île bırakmalı, pişmanlık duyarak Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunmalıdır
İbni Abbas, Katade, Evzai, İshak'ın mezheblerinde, İmam Ahmed ikinci rivayetinde, Şafii ise kavli kadiminde; fakirlik-zenginlik, kanın kırmızılık veya sarılık durumlarına göre bir ya da yarım dinar (Bir dinar: 12 dirhem gümüştür Bir dirhem ise 3 gramdır (Bir dinar: 12X3= 36 gram gümüş eder)) değerinde sadaka vermeleri gerekir
İbni Abbas (ra) rivayet ediyor: Peygamber'e (sav): Eşi hayızlı iken ona cinsi temasta bulunan kimse hakkında soruldu Şöyle cevap verdi:
"Bir veya yarım dinar tasadduk etmesi gerekir" (Ebu Davud Nesai Tirmizi İbn Mace)
Tirmizi'nin rivayetinde ise: "Kan kırmızı ise bir dinar, sarı ise yarım dinar" şeklinde geçmektedir
Bu konuda ihtiyatlı olan: Hayız veya nifas halinde olan kadınla cima yapan kimsenin, hem tevbe ve istiğfar etmesi, hem de sadaka vermesidir Bu vesile ile umulur ki, Yüce Alah bu kimsenin hatasını affeder ve günahımnı da bağışlar
Hayız ve Nifaslıya Ailevi Münasebetin Yasaklığının Sebep ve Hikmeti:
Hayız -adet- kanı; kadının rahminden gelen kan, vücuttaki bir çok zehirlerin süzülmesini ve dışa atılmasını temin eder Adet halinde kadın yorgun ve hasta olur Ve bazende sancılı olur
Adet zamanında rahim yollarındaki kan damarları açık ve kadın az çok yaralı olduğundan, cinsi yakınlık kadını hırpalar, rahim yollarında uyuşuk ve sinsî bir halde bulunan mikroplar, uyanarak bir çok kadın rahaksızlıklarına sebebiyet verir
Kadınlar ne kadar temiz olsalar, ay halinde iken umumiyetle ağır bir koku yayarlar Bu sebeble bu sırada meydana gelen yakınlık, erkeği tiksindirir ve araya soğukluk, nefret girer (Dr Cemal Zeki Önal, Evlilik ve Mahremiyetleri, S:169)
Bu yasak müddet zarfında kadın ve erkek de istirahat etmiş oluyorlar Bu istirahat esnasında birbirlerinden istifade edemiyen eşler, adetin bitiminde birbirlerine karşı yeni kavuşmuş gibi özlemle dolarlar Cenab-ı Allah'ın lutfuyla her ay tekrarlanan bu olay sayesinde eşler arasındaki bıkkınlık ve doygunluk önlenmiş, bunun yerini özlem almış oluyor Bu da ilahi bir hikmettir Kadın lohusa iken kırkını geçirmeden erkekle yakınlıkta bulunmaktan sakınmalıdır Lohusalık en fazla 40 gündür, daha az da olabilir 40 gün sakınmadaki hikmet kadının sağlığı içindir Zira doğum esnasında üreme organları, bilhassa rahim, hazne berelenir, çok defa yırtıklar meydana gelir Bu sırada kadınla yakınlıkta bulunmak, kadını pek fazla örseler, mikropların hemen faaliyete geçmesine birçok ehemmiyetli kadın rahatsızlıklarının oluşmasına sebep olur Onun için rahim ufalmadan, kadının üreme organı tabii halini almadan kat'iyen kadına yanaşmamalıdır
Hayızlı ve Nifaslıyla Cinsel İlişkinin Sakıncaları:
Böyle kadınların rahminden zaman zaman gelen kirli kan, insan için pek büyük bir eziyettir Yani yaklaşma iğrenme ve eziyet verecek murdar bir şeydir Çünkü kokusu fena, rengi bozuk, pis, acı ve yakıcı bir akıntıdır Bundan dolayı, bu halde bulunan kadınlara, tamamen temizleninceye kadar, Cenab-ı Hakk'ın yasağına uyarak yaklaşmamalıdır Yani onlarla ailevi münasebette bulunmamalıdır Kurtuluş doğruya uymaktır Şu halde din tarafından da, tıp tarafından da yasaklanan ve insanında iğrendiği bu kötü işi muhakkak terketmek, insaniyet ve medeniyet icabıdır Çünkü birçok hastalıklara sebep olduğu için normal yaratılışta olanlar, ondan büsbütün nefret ederler Bu şekildeki kadınla münasebette bulunan erkekler de çok çeşitli iltihaplar ve hastalıklar meydana gelmektedir
Hayızlı ve Nifaslının Kanı Kesilince Gusletmesi Vacibtir
Hayız müddetinin en son müddeti olan, on gün geçtikten sonra, ister ilk defa hayız gören kadın olsun, isterse adetli bulunsun, yıkanmadan önce, ailevi münasebette bulunması helal olur Yıkanana kadar münasebette bulunmaması müstehabdır
On günden daha az bir sürede kan kesilirse, yıkanana kadar veya üzerinden bir namaz vakti geçene kadar, münasebette bulunmak caiz olmaz Çünkü namaz, ancak vaktin sonunda yıkanacak kadar bir vakit bulanın üzerine farz olur Bir kadının hayız kanı, adetinden daha az bir sürede kesilmiş olsa, o kadın için münasebette bulunmak (adeti geçene kadar, yıkanmış bile olsa) mekruh olur Fakat o kadının bu durumda, ihtiyaten namaz kılması ve oruç tutması gerekir (Fetevayı Hindiyye, Ank Akçag Y C1,S139)
Hayızlı kadınla ailevi münasebette bulunmanın haramlığını bilerek (kasten) helal gören kimse kafir sayılır Allah'ın yasakladığını helal saymakla ilahlıkda bulunmuş oluyor Lohusa kadında aynıdır
Zira bu hallerde kadınla münasebet, kadına eziyettir ve tehlikelidir de İslam kadını koruduğu için bunu yasaklamıştır (İbn-i Abidin, ist Şamil YC1,S489, 490)
Hayızlı kadınla bilerek kasten münasebette bulunmak büyük günahtır Mecbur edilerek veya unutarak yapılırsa günah değildir Tövbe lazım gelir Bir veya yarım altın sadaka vermesi mendub olur
Ancak bilmeyerek hayızlıyla münasebette bulunursa İslam memleketlerinde şer'i hükümleri bilmemek özür değildir Sorsun, araştırsın, öğrensin
Düğünlerde kız hayızlı ise, kocasına bunu bildirmesi gerekir Ve erkeğinde hayzın bitimini beklemesi gerekir Kız bildirmezse, erkekde beklemezse ikisi de mes'üldür (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1S491) Bir de düğünlerde kızdan çeşitli sebeplerden dolayı kızlık kanı gelmeyebilir Bazı kızlık zarları kalın ve esnektir Kanama olmayabilir Bazen de kızlık zarı yırtılmasına rağmen kanama fazla olmayabilir Çünkü her kadında kızlık zarının şekli, kalınlığı ve damar yapısı farklıdır Böyle durumlarda kızı itham etmeden önce ihtiyatlı davranılarak önce doktora kontrol ettirilirse ailevi münasebetler, tamiri mümkün olmayan yaralardan önlenmiş olur
Kadın adet halini gizlediğinde günahkar olduğu gibi, adeti bittiği halde de bitmediği izlenimini vermekle de günaha girer Zira, Hz Peygamber (sav): "Allah, müfessile kadına lanet etsin Onu rahmetinden uzak düşürsün" buyurdu ve Müfessile'yi şöyle tanıttı:
"Müfessile; kocası kendisini arzuladığı zaman, adet görmeye başlamadığı halde, "adet görüyorum" diyerek kocasını aldatan kadındır" (M Zevaid: 4/296 El-Metalibü'l-Aliyyetü: Hn: 1559)
Karı-koca, kadın hayızlı haldeyken rıza ile ailevi münasebette bulunurlarsa her ikisi de günahkar ve asi olacaklarından Tövbe-i Nasûh ile (bir defa aynı hatayı işlememeksizin) tövbe ve istiğfar etmeleri icap eder Ve bir fakire sadaka vermeleri gerekir
Eğer bir taraf kendi rızası ile, diğer taraf da zorla kabul ederse, yalnız zorlayan taraf asi ve günahkar olmuş olur (Kadın İlmihali, H Cemal Öğüt, İst Bahar Y S100103,104)
Hayzın Bitimi ve Ailevi Münasebetin Helal Olması İçin Şu Üç Şey Gerçekleşmelidir:
Bir kadının her zamanki adeti tamam olup da, hayzın en çok müddeti olan 10 günden ve nifasın en çok müddeti olan 40 günden evvel bir zamanda kan gelirse, şu üç husustan biri tahakkuk etmedikçe, o kadına kocasının yakın olması helal olmaz
1- O kadın boy abdesti almış bulunmalıdır, hatta bu boy abdesti ile namaz kılmamış olsa bile Zira hayzın en az müddetinden sonra kanın kesilmesi, yıkanma zamanı demek ise de, bu zaman, hayızdan sayıldığından yıkanınca ondan kurtulmuş ve sonra da cinsi münasebette bulunmak ona helal olmuş olur
2- Gerçekten özür sahibi olduğundan dolayı teyemmüm ederek namaz kılmış olmalıdır Kıldığı namaz nafile de olsa olur Bu teyemmüm namaz için yapılmış olmalıdır Çünkü bu hususta yalnız teyemmüm etmek boy abdesti almak yerine geçmez Halbuki boy abdesti böyle değildir O namaz kılmak gibi bir yardımcıya muhtaç değildir Çünkü asıldır Teyemmüm ise aslın yerine geçen bir şeydir
3- Kan kesildikten sonra yıkanmaya ve namazın ilk tekbiri olan "Allah-u Ekber" demeye ve bunların sonralarını, mesela yıkandıktan sonra elbiselerini giyinmek gibi şeyleri yapmaya vakit varken yıkanmayıp veya teyemmüm etmeyip ilk namaz vaktini geçirerek namaz, o kadının boynuna borç olarak kalmış olmalıdır Bu halde o namaz vaktinin sırf çıkmasıyle, onun, kocasıyle münasebette bulunması -yıkanmış olmasa bile- helal olur
Çünkü o vaktin namazı, kadının boynuna borç olmuştur ki, bu da temizlik hükümlerinden bir hükümdür Yani o kadın hükmen temizlenmiş demektir Bundan dolayı, diğer şer'i hükümler de buna bağlı bulunduğundan, o hükümlerden birisi de kocasiyle cinsi münasebette bulunmasının helal olmasıdır (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1,5486 Dürer Terc İst Eser YC1 ,S79)
Önemli Bir Hatırlatma:
Müslüman kadınlardan bazıları, adetleri kesildikten sonra namaz kendilerine borç olmuyor zannederler Ve, ne zaman boy abdesti alırsam o zaman bana namaz farz olur; ben de ondan sonra namazlarımı kılmaya başlarım, derler Halbuki, bir kadının adeti sekiz gün olup, mesela cuma günü öğleden sonra adeti kesilse, eğer ikindi namazının vaktine kadar yıkanmak ve namaz kılmak mümkün ve zaman uygun olursa, o günün öğle namazı o kadına borç, yani farz olur Bu namazı, dediğimiz gibi, o vakitte kılabilirse ne güzel, eğer vakit varken, yani zaman müsait iken yıkanmayıp namazı kazaya bırakırsa günahkar olmakla beraber o namazı sonra kaza etmek o kadına farz olur ve özürsüz namazı vaktinden geçirdiği için de tövbe etmesi gerekir (Kadın ilmihali, H Cemal Öğüt, İst Bahar Y S11 6,11 7)
En doğrusu, bütün İslam erkekleri ve bilhassa bu temizliğe daha çok muhtaç ve mecbur olan İslam kadınları, zamanı gelince, özür ve rahatsızlıkları bilince şer'i bir engel de yoksa, hiç bir vakit geçirmeden derhal yıkanmaları gerekir ki, bu farzdır O imanlı ruhlar bu kabustan, manevi kirliliğin en kötüsü olan bu durumdan kurtulmalıdırlar ki, rahmet meleklerinin sohbetine erişebilsinler
Hayzı on günden daha azda, nifas kanı kırk günden daha azda kesilen kadının yıkanmadıkça, yahut üzerinden bir vakit namaz geçmedikçe cinsi münasebeti helal değildir Vakit geçerse helaldir Hayız, on günden sonra da devam etse, hükmen temiz ve cünüb hükmündedir (Gurer ve Dürer Terc İst Eser YC1 ,S79) Yani, hayızdan temizlenmiş fakat yıkanmadığından cünüp hükmünde olduğundan cinsi münesebeti caizdir, namazdan da mesuldür
Adet günleri belirli bir kadının hayzi, adetinden daha az bir zamanda kesilirse yıkanmış bile olsa cinsi münasebet helal olmaz Zira adet günlerinde hayzin tekrar gelmesi ihtimali fazladır
Böyle kadın, yıkanarak namazını müstahap vaktin sonunda kılar Burada namazını müstahab vakte bırakması vaciptir Ama hayızı adetinin tamamında kesilirse müstehap vakte geciktirmesi müstehab olur
Hayz, Adetinde (normal vaktinde) kesilirse, kadın ehl-i kitaptan olduğu takdirde cinsi münasebet derhal helal olur Velev ki yeni hayız görenlerden olsun (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1,S484)
Hayzı, adetinde (normal vaktinde) kesildiğinde üzerinden bir namaz vakti geçerse ve namaz boynuna borç olduğunda, temiz kadınlardan olup cünüp hükmünde bulunduğu için yıkanmasa bile kocasının onunla cinsi münasebette bulunması helal olur
Mesela; Öğleden önce veya öğle vaktinin başında hayızdan kesilirse, ikindinin vakti girmedikçe cinsi münasebet helal olmaz Çünkü öğle vaktinin sonunda bir namaz miktarı vakit geçince, namaz kadının boynuna borç olur Namaz boynuna borç olunca kadın hükmen temiz sayılır Cünüp hükmündedir Ve münasebet bu vakitten sonra helal olur
Keza vaktin sonunda kesilir de hayzın kesilmesiyle ikindinin vakti arasında bir namazlık zaman kalırsa ikindinin vakti girdikten sonra münasebet caizdir
İki vakit arasında (namaz kılacak kadardan) daha az zaman kalırsa güneş batmadıkça münasebet helal olmaz Çünkü ancak ikindi namazı güneşin batmasıyla kadına borç olmuştur (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1 ,S486)
Kadının kanı, tam on günde kesilirse yıkanmadan kocasının ona yakınlık etmesi helal olur (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1 ,S488)
Müslüman bir erkek gayri müslim bir kadınla evli olsa, hayızlı ve nisaflı günlerinde o kadınla münasebette bulunması müslüman erkeğe yasaktır (Kadın İlmihali, H Cemal Öğüt, İst Bahar Y S118)
Hayızlı Kadın Pis Değildir:
Hayızlı kadının yatağını ayırmak kadına zulümdür Yahudiler, böyle kadınların yataklarını ayırdıkları gibi, aynı sofrada yemek bile yemezlerdi, havlularını dahi ayırırlardı Cahiliye arabları da böyle davranırlardı (İbn-i Abidin, İst Şamil YC1S478) Hristiyanlar da böyle kadınlarla Yahudilerin aksine ailevi münasebette bulunuyorlardı İslam akla ve tıbba uygun olan kadını koruyucu yolu tavsiye ediyor
Hz Aişe (r anha) anlatıyor: "Ben ay halinde iken, Rasul-i Ekrem hazretleri mübarek başını kucağıma yaslar, sonra Kur'an okurdu"( Buhari)
Cünüp ve Hayızlı Kadın Çocuğunu Emzirebilir mi?
Emzikli bir kadın, adet halinde çocuğunu emzirebildiği gibi cünüp iken de emzirebilirse de cünübken mecbur kalmadıkça emzirmemesi daha iyidir Bu hususta ihtilaf yoktur (Günümüz Meselelerine Fetvalar, Halil Gönenç, İst İlim Y C1,S31) Abdestli kadının çocuğunu emzirmesi abdesti de bozmaz Abdestli emzirmek daha iyidir
Hayız Kanı Bulanmış Elbiseyi Temizlemek:
Ebubekir kızı Esma (r anha)'dan yapılan rivayette diyor ki:
"Bir kadın peygamber (as) Efendimize gelerek dedi ki: "Bizden birinin elbisesine ayhali kanından dokunuyor, ne yapmalıyız?"
Efendimiz ona şöyle buyurdu: "Kanı kazıyıp atarsın, sonra su ile çitilersin, sonra da üzerine (bol) su dökersin ve onunla namaz kılarsın" (Buhari, Hayız:19 Müslim, Hacc:382)
Tıp İlminin Bu Konudaki Tavsiyeleri
"Aybaşı zamanında çamaşır değiştirmeye ve vücut temizliğine çok dikkat etmek lazımdır Bu durumdaki kadının günü gününe yıkanması suretiyle, vücut temizliğine diğer zamanlardan daha çok itina etmesi gerekir Bir kadın, müstesna vakalarda birkaç defa, fakat normal zamanlarda günde bir defa tenasül organlarım iyice yıkamak zorundadır Yıkanmadan önce idrarını boşaltmak icabeder Tenasül organlarına mümkünse lavanta çiçeği gibi kokular sürmek lazımdır Çünkü lavanta çiçeği vücut kokusunu en iyi örten bir vasıtadır" (Dr Frits Kahn, Tercüme Prof Dr Tevfik Remzi, Tenasül Hayatımız,S28)
Bazı tembel ve miskin kimselerin yaptıkları gibi halk arasında pis kokuları yaymak ve halkı rahatsız etmek İslamiyete aykırıdır Cehaletten doğan ve dinimize de şiddetle aykırı olan bu gibi adet ve davranışları terketmek her müslümanın vazifesidir
Ayrıca yıkanma amacıyla veya temizlik düşüncesiyle bazı hanımlar vaginaya ellerini sokarak yıkamaya kalkışırlar Eller her zaman mikrop taşıyan organlardır Sonra tırnaklar vaginayı ve rahim ağzını tahriş edebilir Bu sebeple eller gelişi güzel içeriye sokulmamalıdır Zaten rahim ağzından salgılanan sıvı hazneyi temizler Nasıl başaşağı tutulan bir bardak içerisinde birşey kalmıyorsa, vaginada da fazla birşey kalmaz, akar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.