Prof. Dr. Sinsi
|
Ahirette İnsanların Ten Rengi Farklılığı Olacak Mı?
Değerli Kardeşimiz;
Ahiret "dâr-ı kudret" olduğu için o âlemi, dünyevî ölçülerle kıyaslamak, burada gördüklerimizle ölçüp tartmak mümkün değildir
Çünkü dünyada her şey bir sebebe ve bir hikmete göre yaratılırken, âhirette bunlara ihtiyaç kalmadan her şey yaratılır Ahirette imtihan sırrı diye bir mesele olmadığı için, acâip ve hârika haller sık sık görülür İnsan her an hayretten hayrete düşer
Nimetler karşısında sadece "elhamdülillah" der, hamdini ve şükrünü dile getirir Dünyada ağaç konuşur mu, taş haber anlar mı, su emir dinler mi, hayvan nutka gelir mi? Gelmez Fakat âhirette her şey hayat sahibi, her şey şuurlu ve her varlık insanın emrinde çalışır Ağaç konuşur, taş haber anlar, su insanın peşi sıra akıp gelir Hayalen, kalben ve hissen ne düşünsek, neleri arzu etsek hepsi olur, gerçekleşir
Hiçbir sebep yokken, pek çok olay meydana gelir İşte böyle bir âlemde her insan derecesine göre nimetlere ulaşır İnsanın bu dünyadaki yüzü ve siması, şekil itibariyle sabit kalsa da, güzelliği, nurluluğu, tatlılığı kat kat artar, kusurlar gider, eksiklikler tamamlanır, insan her şeyiyle mükemmel bir hal alır
Cenab-ı Hak her insanı dünyada ayrı bir güzellikte yaratmıştır Fakat bu güzelliklere türlü türlü güzellikler eklenir Cennette, mü'minlere her tür nimeti sevecekleri, benimseyecekleri, hoşlanacakları bir şekilde vereceğine göre, "ten rengi" meselesinde de aynı şeyin gerçekleşmesi de mümkündür Meselâ zenci bir insan dünyada hep beyaz olmak istiyorsa, Cenab-ı Hak dilerse âhirette bu istediğini verebilir
Konuya, Peygamberimizle (a s m ) bir sahabi arasında geçen şu konuşma ışık tutuyor Habeşli, kömür gibi simsiyah bir simaya sahip olan adı üstünde Esved, Resul-i Ekrem Efendimizin huzuruna geldi Çekingen çekingen duruyordu "Yâ Resulallah!" diye söze başladı: "Size bir mesele sormak istiyorum, müsaade var mı?" Şefkat Peygamberi hoş karşıladı, "Buyur, sor, mesele ne imiş?" dediler
"Ey Allah'ın Resulü, siz hem sîma, hem renk, hem de peygamberlik cihetinden bize üstün kılındınız Allah sizi müstesna yarattı Ne dersiniz, ben de sizin iman ettiklerinize iman etsem, inansam, sizin işlediğiniz güzel amelleri ben de işlesem, sizinle beraber Cennet'te olabilir miyim?" Peygamber Efendimiz, "Evet, olursun" dedikten sonra, kalbi İslâma ısınmış, peygamber sevgisiyle coşmuş olan o yüzü kara, fakat ruhu ve içi bem beyaz ve aydınlık olan Esved'e şu müjdeyi verdi:
"Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, Esved'in Cennetteki beyazlığı bin yıllık yoldan görülüyor " Bu müjdeyi alan Esved, iman etti ve hüngür hüngür ağlamaya, sevinç gözyaşları dökmeye başladı Bu Cennet arzusu onu öyle yakmıştı ki, o anda yere yığıldı Baktılar, "yaşıyor muydu acaba?" Ruhu çoktan uçmuştu Resulullah namazını kıldırdı ve mübarek eliyle kabre koydu 1
Evet, Hz Esved'in bu arzusunu yerine getiren Cenab-ı Hak dilerse diğer zenci Müslümanların da bu çeşit arzularını yerine getirir
|