![]() |
Mevlana / Beyt- |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlana / Beyt-Mevlana “Mesnevî “ adlı eserinde insan hürriyeti üzerinde çok durur ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ’ya göre, hürriyet, insanı Allah’tan alıkoyan şeylerden uzak durmaktır ![]() ![]() Mevlânâ, insanın özgürlüğünü savunmada, hem psikolojik ve hem de kelamî deliller kullanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
Mevlânâ’ya göre insanda bulunan cüz’i irade, hürdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
![]() ![]() Mevlânâ, insanın özgürlüğünü savunma davasında daha birçok psikolojik, bir başka ifade ile, şuurun verilerini örnek olarak sunar ![]() ![]() Şu beyitlerde insanın eylemlerinde hür olmadığını iddia eden katı Cebrî zihniyete karşı insan hürriyetini savunma noktasında görüşlerini belirtir:
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mevlana / Beyt- |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlana / Beyt-Mevlana / Beyt-2 Mevlânâ insanda özgür iradenin varlığını, gündelik hayattan verdiği olgusal örneklerle kanıtlamaya devam eder ![]() “Bir sanatı seçmiş, kendine iş edinmişsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine burada Mevlânâ, ironik bir dille Cebrî inancı benimseyen kimseleri kınar ![]() ![]() Mevlânâ, insanda hürriyetin varlığına delil getirdiği şuur hali olan pişmanlığı, başka bir mantıkî yorumla da ifade eder ![]() ![]() ![]() “Nihayet ondan usanır, pişman olursun ya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde Mevlânâ, cebir ile ihtiyar arasındaki farkı ortaya koymak için ikna edici açıklamasını şu örneklerle sürdürmeye devam ediyor: “Titreme hastalığından dolayı titreyen bir el, bir de senin titrettiğin el ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Mevlânâ, Ehl-i sünnet kelamcılarının kabul ettiği gibi, insanda iki iradenin varlığını kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu her iki hareket, cebrîlerin savunduğu zihniyetin dışında olduğuna Mevlânâ’nın işaret etmesi, oldukça öğretici bir durumdur ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ bu hususu “peygamberler, insan özgürdür” derken, kafirler ise, “insanın kâfir olması, tamamıyla önceden takdir edilmiştir” demelerini kurguladığı diyaloglar şeklinde çok güzel anlatır ve kafirlerin cebre dayalı bakış açılarının yanlışlığını getirdiği darb-ı mesellerle tasvir eder ![]() “Allah bizim gönlümüzü kilitledi, kimse Allah’tan ileriye geçemez ki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan Mevlânâ, sorumluluk yüklenmekten kaçınarak, önceden takdir edilmiş tezine sığınan bu zihniyete karşı, insanın sorumluluk yüklenebilmesi için özgür kılınması gerekir, mantığından hareketle, insanın eylemlerinde özgür olduğunu peygamberlerin diliyle cebrîlere şu şekilde cevaplar verir: “Peygamberler dediler ki: “Evet, Allah, çekinip kurtulmaya imkan bulunmayan sıfatlar yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ’nın beyitlerinde geçen bu diyaloglardan anladığımız kadarı ile, insanın özgürlüğünü savunan peygamberler, herbir varlığın ve huyların değişimi kabul etmeyeceğini, ama, insanda var olan hastalıkların tedaviyi kabul edebileceğini dile getirmişlerdir ![]() ![]() İnsan, inanç seçiminde mazeret üretmemelidir ![]() ![]() ![]() Genel manada sûfiler, mutlak bir ‘ihtiyar’ düşüncesi taraftarı değillerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, sûfilerin, ‘seçkinlerin cebri’ dediği kavramın açılımını şöyle yapar: “Cebir meselesi, aşkımı ihtiyarsız bir hale getirdi, sabrımı elden aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisinde ‘ihtiyar’ın varlığını idrak etmeyen insan, idraksizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, mutlak anlamda inderminist ve determinist yaklaşımları eleştirir ![]() ![]() ![]() ![]() “Deveci, bir deveyi dövse o deve, dövene kasteder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ’ya göre, ‘cebir’ ilâhi yasaya uygun bir şekilde devam ettiği sürece onaylanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, “Kalem kurudu” (Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mevlana / Beyt- |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlana / Beyt-Mevlâna / Beyt-3 Mevlânâ, halk dilinde, alın yazısı anlamında cebri inancı destekleyecek bir yorumdan kaçınır ![]() ![]() “Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kalem kurudu” sözünün manası, benim yanımda adâletle sitem bir değildir Ben, hayırla şerrin arasına bir fark koydum ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, gerçek özgürlüğü Allah’a esarette bulur ![]() “Zaman zaman sana gelip çatan dertler, senin eylemlerinden dolayıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde insan metafiziki kötülük karşısında sızlanmamalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halbuki, Mevlânâ’nın da dediği gibi, “sorumlu insan” anlayışına sahip olan bir inancın bireyleri, başkalarından değil, Allah’a ve içinde yaşadığı halkına her an hesap vermeyi öneren bir dindarlıktan yana tavır koymalıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İhtiyar, senin içindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ bu ifadelerinde bir defa daha insanın Kelâmî bir bakış açısıyla söylemek gerekirse, özgür yaratıldığını vurguluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bir hırsız, şahneye dedi ki: Efendim, yaptığım iş, Tanrı’nın takdiri ![]() ![]() ![]() Bu mısralardan şunu çıkarıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka yerde Mevlânâ, “küfür, Allah’ın takdiriyledir, hükmüyle değil” (Mevlânâ, 1974, III, 110) demek suretiyle, insandan irade hürriyetini soyutlayan zihniyetlere cevap verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Küfür, Allah’ın takdiriyledir, hükmüyle değil”, diyen Mevlânâ, insan iradesi konusunda re’y okulunun temsilcisi mütekellim Ebû Hanîfe (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın yüceliği, irade hürriyetine sahip oluşuyladır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, hiç kuşkusuz, Allah’ın fiillerinde bir hikmetin varolduğunu kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, cebir, ihtiyar ve kader kavramları üzerinde ısrarla durur ![]() ![]() etmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mevlana / Beyt- |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mevlana / Beyt-Mevlâna / Beyt-4 Ayrıca Mevlânâ, “insan rüzgarın önünde yaprak gibidir”, “herşey önceden belirlenmiştir” düşüncesine sahip olan Cebrî’lerin, “Allah, ne dilediyse o oldu” dinî argümanlarını, en ağır bir şekilde eleştirir ![]() ![]() ![]() CEBİR, İHTİYAR VE TEVEKKÜL İLİŞKİSİ İnsan eylemleri bağlamında cebir ve ihtiyar sorunuyla irtibatla çok önemli bir diğer sorun da ‘kesb’ ve ‘tevekkül’ sorunudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ felsefesinde ümitsizlik ve kötümserliğe yer yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ düşüncesinde, terk-i dünyâ yok, dünya kurma vardır ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, Mesnevî adlı muhalled eserinde miskinliği mahkum eder ve insanın, toplumsal hayatta başkalarına muhtaç olmaksızın üreterek kendi ayakları üzerinde durması gerektiğine sık sık değinir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İRADE HÜRRİYETİ BAĞLAMINDA KÖTÜLÜK SORUNU Mevlânâ, hürriyet bağlamında kötülük sorununa da değinir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() kaprislerine ve ihtiyaçlarına, öte yandan düşünce, bilgi ve kültürel düzeyine göre değişir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vaîdlerle tehditler, iyi ve kötüyü ayırdetmek içindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ, ‘bilgi’ meselesine de iyi ve kötü değer yargıları açısından yaklaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SONUÇ Mevlânâ’da irade hürriyeti, sadece insanda bulunan bir vasıf değil, yaratılış evreninde insana verilen İlâhi bir lütuftur ![]() ![]() ![]() Mevlânâ insan hürriyetini, Mesnevî adlı eserinde; cebir, ihtiyar ve kader kavramları çerçevesinde tartışır ![]() ![]() Mevlânâ’ya göre hürriyet, irfanî bir terimle ‘zevk’tir ![]() ![]() ![]() Mevlânâ’nın düşünce dünyasında kısaca hürriyet; Allah’ın dışında herşeydenmüstağni olmaktır, şeklinde tanımlanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|