|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
gerektirir, olabilmek, şükredenlerden, şükrü |
![]() |
Şükredenlerden Olabilmek Şükrü Gerektirir |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şükredenlerden Olabilmek Şükrü Gerektirirİnsan bir damla sudan teşekkül etmiş, zayıf, âciz ve küçük bir varlıktır ![]() ![]() İnsanoğlu, dünya hayatına başladığı andan itibaren sayısız zorluklardan, tehlikelerden ilâhî bir muhafaza ve büyük bir ihtimamla korunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Teâlâ, bütün bunların karşılığında insanlardan, kendisinin büyüklük ve azametini takdir etmelerini ve nimetlerine şükür ve minnet içinde olmalarını istemektedir ![]() Maalesef bu kadar büyük nimetler için istenen, bu kadar küçük bir bedele rağmen insanlar, "şükredenler" ve "nankörler" (küfredenler) olmak üzere iki kısma ayrılmışlardır ![]() ![]() ![]() "Gerçek şu ki, Biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının suyundan) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık ![]() ![]() ![]() Yine Neml Sûresi 40 ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Verilen nîmetlere teşekkür etmek, bu nimeti lûtfedene hürmet ve tazim göstermek insan-ı kâmillerin, sâlihlerin, fazilet ehlinin özelliklerindendir ![]() "-Avam, yediği, içtiği ve giydiği nimetlere şükreder; havas ise kalplerine gelen feyiz ve ilhamlara şükreder ![]() Allâh'ın düşmanı iblis, makamların en büyüğü ve en yücesi olan şükür makamının kadrini ve kıymetini bilince insanları onun yolundan men etme hususunda var gücüyle çalışacağını haber vererek şöyle demiştir: "Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından sollarından sokulacağım ![]() ![]() Yezid bin Hârun da şöyle anlatır: "Nuh -aleyhisselâm- helâdan çıktığı vakit, «Bana nimetin lezzetini tattıran, faydalı olan kısmını vücudumda bırakan, ezâ veren kısmını benden gideren Allâh'a hamdolsun ![]() ![]() ![]() "Şükür" lügatlerde; teşekkür etmek, iyilik bilmek demektir ![]() ![]() Şükrü, Allâh'ın verdiği bütün nimetler karşısında acziyet ve zayıflığımızı idrak ederek; lisânımızla, hayat tarzımızla ifade etmeliyiz ![]() ![]() Göz nimetinin şükrünü, onunla ilim öğrenerek, hıfz yaparak, Allâh'ın kitabını okuyarak ödemeli; dil nimetinin şükrünü, onunla hakkı ve sabrı anlatarak, hayrı tebliğ ederek îfâ etmeliyiz ![]() ![]() İbn-i Cevzî -rahmetullâhi aleyh-'in bildirdiğine göre, bir kulun şükrünün üç rüknü ve esası vardır: Birincisi; kulun üzerinde bulunan Allâh'ın nîmetlerini itiraf etmesidir ![]() ![]() ![]() Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- her sabah ve akşam "seyyidü'l-istiğfar" duâsını okuyarak Allâh'ın nimetlerini îtiraf eder ve bağışlanma dilerdi ![]() "-Ey Muâz! Vallahî ben seni seviyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Teâlâ'nın her ihsânı, muhakkak bir hikmete mebnîdir ![]() ![]() Şükrü kolaylaştıran bir esas da, dünyevî nîmetler bakımından kendimizden üsttekilere değil, daha çok, zor durumda olanlara bakarak hâlimize şükretmektir ![]() ![]() Bu durum, mânevî hâller için ise tersindendir ![]() ![]() ![]() İbn-i Abbas -radıyallâhu anhümâ-'nın rivayet ettiğine göre, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: "Dört şey vardır ki, onlar kime verilirse, dünya ve âhiret hayrı verilmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() Hasan-ı Basrî -rahmetullâhi aleyh- ise şöyle demektedir: "Allah Teâlâ bir kuluna nimet verdiğinde, o kul «Elhamdülillah» derse, mutlaka o kul, aldığından daha çok şeyi Allâh'a iâde etmiş olur ![]() En büyük müjde ise, Âlemlerin Rabbinden gelmektedir:" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seher Aydın'a teşekkürler ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|