Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, hitaben, konuşması, subaylara

Atatürk'ün Subaylara Hitaben Konuşması

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Subaylara Hitaben Konuşması



ATATÜRK'ÜN SUBAYLARA HİTABEN AFYON KARAHİSAR'DA 31071920 TARİHİNDE YAPTIĞI KONUŞMA

Efendiler!

Eski silah arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdani zevk hissediyorum Sizinle oturup uzun hasbıhal etmek isterdim Fakat çoksunuz; müsait yer de yok Bu sebeple hissiyatımı birkaç cümle İle mülahaza etmekle yetineceğim

Arkadaşlar! İngilizler ve yardımcıları milletimizin bağımsızlığını İmhaya karar vermişlerdir Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atfetme borçlu değildir Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık vermez Milletlerde tabiat en yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvede, mücadele İle mahfuz bulundurulur Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkûm ve esir vazıyettedir Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur

Dünyada hayat için, insanca yaşamak için bağımsızlık lâzımdır Bağımsızlık sahibi olmak için kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder

Kuvvet ordudur Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanı imadır

İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar Askerlik izzetinefsini yok etmeye gayret ettiler Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar

Her halde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu orduyu imha etmek için, mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır Buna da teşebbüs ettiler Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz

Bu hakikat karsısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti, ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar

Milletimiz hür ve bağımsız yaşamak lüzumuna tam bir iman ile kani olmuş ve buna kati azim İle karar vermiştir Zaman zaman, şurada burada üzüntü verici karaktersizliklerin görülmüş olması, hiçbir vakit milletimizin genel kanaatine, hakiki İmanına sekte vurmamıştır ve vurmayacaktır

Dolayısıyla kuvvetin, ordunun vücudu İçin lazım olduğunu söylediğim kaynak ki milletin vicdanı imanıdır mevcuttur Ordu ise, arkadaşlar, ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulur Malum bir askeri hakikat, felsefi hakikattir; "ordunun ruhu subaylardır" O halde subaylarımız, düşmanlarımız tarafından yıkılmak İstenilen ordumuzu tamir edecek ve canlandıracak ve ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler İşte subayların yüce olan vazifesi budur

Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebalı subaylara ait olacaktır Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve fesaretleriyle, giriştiğimiz Bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürür Onları aşağılar ve hor görürler

Hayatında bir an olsa hile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü hu muamelelere katlanamaz Onun yaşamak İçin bir çaresi vardır Şercimi korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına atmaktır

Dolayısıyla subay için "ya istiklâl ya ölüm" vardır Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!”

KAYNAK: "Afyon'da çıkan ikaz gazetesinden aktaran: Anadolu'da Yenigün gazetesi, 10 Ağustos 1920 •Atatürk'ün Bütün Eserleri, c9, Kaynak Yayınlan, istanbul Ekim 2002, s 112-113

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.