Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ali, atatürkün, babasi, bey, rıza

Atatürk'ün Babasi Ali Rıza Bey

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Babasi Ali Rıza Bey



ALİ RIZA EFENDİ’NİN HAYATI



Mustafa Kemal Atatürk, 1881 (Rumi 1296) yılında Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahhane Caddesi’nde bugün müze olan üç katlı bir evde dünyaya geldi Babası o sırada kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, Annesi Zübeyde Hanım’dır Baba tarafından dedesi, ilkokul öğretmeni olan Kızıl Hafız Ahmet Efendi; anne tarafından dedesi ise, Sofu-zade (Sofi-zade) Feyzullah Efendi’dir



Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, Selanik’te 1839 yılında doğdu Selanik’te Abdi Hafız Mektebi’nde okuduğunu ve Vakıflar İdaresi’nde “ikinci katip” olarak memuriyet yaptığını bildiğimiz Ali Rıza Efendi, sonradan Rüsumat İdaresi’ne girmiş ve “Gümrük Memurluğu” görevlerinde bulunmuştur

Ali Rıza Efendi’nin gümrük muhafaza memurluğu görevi, Selanik yakınlarında, Olimpos Dağı eteklerinde bulunan Katerin Kazası’na bağlı Papazköprüsü (Çayağzı)’nde idi Selanik ile bütün civarının ve hatta İstanbul’un odun ve odunkömürü ihtiyacını temin eden bu bölgede bir kaç yıl görev yaptıktan sonra Rüsumat’tan da ayrılır Ayrılmasında, bu bölgede asayişin gittikçe bozulması ve Rum çetelerinin devamlı baskınlarla huzuru bozmaları rol oynamıştır O yıllarda yeni evli olan Ali Rıza Efendi, eşini bu karışık ortamdan kurtarmak istemiştir Onun buradaki görevinin 1870’lerden itibaren 1880-1881 yıllarına kadar devam ettiği biliniyor Bu tarihlere göre Ali Rıza Efendi, evlendiği tarihlerde ve Mustafa Kemal doğduğu sıralarda Çayağzı’ndaki bu görevde idi Nitekim, Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal’in doğduğu günlerden bahsederken, “O zamanlar Ali Rıza Efendi’nin memuriyeti Selanik civarında Çayağzı’nda idi, bazı geceler eve gelmiyordu” der

1935 yılında ele geçirilen ve Ali Rıza Efendi’ye ait olduğu tespit edilen bir fotoğrafla ilgili olarak yapılan araştırmalar sonucu, onun 1876-1877 yıllarında Selanik’teki “Asakir-i Milliye Taburu”nda “Birinci Mülazım”, Üsteğmen rütbesiyle görev yaptığını öğreniyoruz Mensubu olduğu “Selanik Asakir-i Milliye Taburu” 1876 Osmanlı-Sırp Savaşı’nın başladığı günlerde Şura-yı Devlet Başkanı olan Midhat Paşa’nın teşebbüsleri ile kurulmuş “gönüllü taburlar”dan biridir Halktan gönüllülerin iştiraki ile orduya yardımcı olacak böyle bir kuvvetin teşkili fikrini ön safta destekleyenler arasında Namık Kemal ile Ziya Paşa da vardır

İlk hareket İstanbul’da başladıktan sonra, Selanik’te memurlardan ve halktan yazılan gönüllüler “Millet Askeri” adı altında bir tabur kurmak ve savaşa hazırlanabilmek için hükümetten silah istemişlerdir Başarılı bir eğitim yapan bu taburun İstanbul’a getirilmesinin halkı teşvik edeceği düşünülmüş ve Ali Rıza Efendi’nin de bulunduğu tabur, Orhaniye Zırhlısı ile 24 Aralık 1876’da payitahta varmıştır Büyük törenle karşılanan tabur, Midhat Paşa önünde resmi geçit yapmış ve Süleymaniye Kışlası’nda misafir edilmiştir Ali Rıza Efendi bu taburun ikinci bölüğünde Üsteğmendir Ali Rıza Efendi, Selanik Islahhane Mahallesi’nde, Emir Bostan’da ve Numan Paşa Camii avlusunda “Asakir-i Milliye”ye askeri talimler yaptırmıştır Bu tabur sonradan II Abdülhamit tarafından, daha 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin sonucu alınmadan lağvedilmiştir"

Ali Rıza Efendi, 1881’den sonra Rüsumat İdaresi’ndeki görevinden ayrılır Kereste ticaretine atılır Atatürk’ün çocukluk arkadaşı ve babasını tanıyan Kütahya Milletvekili Hacı Mehmet Somer’in anlattığına göre, Ali Rıza Efendi’nin kereste ticaretine atılmasında, Çayağzı’nda iken tanıştığı ve iyi paralar kazandıklarını gördüğü tüccarlar etkili olmuştu Elindeki bir miktar parayı koyarak ve Cafer Efendi ile ortaklık kurarak ticaret hayatına atılan Ali Rıza Efendi, önceleri iyi para kazanıyordu Fakat sonradan işleri bozuldu Buna sebep olan da yine haraç isteyen “Rum eşkiyalar” idi Hacı Mehmet Somer bu durumu şu şekilde anlatıyor:

“Ali Rıza Efendi kereste ticaretine varını yoğunu vermişti İlk zamanlarda büyük başarılar gösteren bu teşebbüs, Katerin’in ezeli belası olan eşkiyaların hırslarını tahrik etti Ali Rıza Efendi’yi para göndermesi için tehdit ettiler Şayet para göndermezse kerestelerini yakacaklarını bildirdiler Bu sebeple orman mıntıkasına gitmek, işlerini kontrol etmek mümkün olmuyordu İşlenmiş keresteleri sahile nakletmeğe korkuyordu Çünkü bu keresteler eşkiyalar için rehine mahiyetinde idi Nihayet Ali Rıza Efendi’den ümit ettikleri para gelmeyince, bütün keresteleri yaktılar İşçileri de tehdit ettiler İşçiler de dağılıp gittiler Bunun üzerine Ali Rıza Efendi, yangından mal kaçırır gibi, mümkün olabileni kurtarmaya çalıştı

“Buradaki eşkiyaların hepsi siyasi çetelerdi 1298 (1883) tarihinde Teselya’nın Yunanistan’a terkedilmesiyle, Yunan hududu Katerin Kazası’na ve Olimpos dağlarına dayanmakta idi Bütün mesele bundan ileri geliyordu 1877 Rus harbinden sonra Makedonya çetelerle dolmuş, artık buralardaki Türklere rahat kalmamıştı Bu siyasi çeteler yüzünden Ali Rıza Efendi’nin ticareti de bozuldu

Makbule Hanım da , babasının işlerinin Rum eşkıyalarının faaliyetleri sonucunda bozulduğundan bahsettikten sonra, onun “tuz ticaretine başladığını ve mağazasında bulunan tuzların toptan eridiğini, bu işten de ziyan gördüğünü, tekrar memuriyete geçmek istediğini, bunda da muvaffak olamadığını” anlatır

Memuriyetten ayrıldıktan sonra giriştiği her ticari faaliyet bu şekilde başarısızlıkla sonuçlanan Ali Rıza Efendi, bu olaylardan çok etkilenmiş ve büyük bir moral çöküntüsü içinde hayata küsmüş ve ağır bir hastalığa yakalanmıştır Zübeyde Hanım anılarında bu gelişmeleri şöyle anlatmaktadır: “Merhumun, son günlerinde işinin fena gitmesinden çok müteessir oldu Kendisini salıverdi Daha sonra da derviş meşrep bir hal alarak eridi gitti Kocamın hastalığı büyüdü, artık yaşamazdı” Makbule Hanım’ın ifadelerine göre Ali Rıza Efendi, “işlerinin kötü gitmesinden çok müteessir oldu Nihayet barsak veremine tutuldu Üç sene hastalık çektikten sonra vefat etti

Ali Rıza Efendi’nin ölüm tarihi ile ilgili olarak değişik tarihler verilmektedir Mustafa Kemal hatıralarında, tarih vermeden, “Şemsi Efendi Mektebi’ne kaydedildim Az zaman sonra babam vefat etti” demektedir Kız kardeşi Makbule Hanım ise anılarında, kendisinin doğduğu günlerde (1885), babasının hastalığının başladığını, işine gidemediğini ve ilk yaşını doldurduğunda da hastalığın çok ağırlaştığını ve en küçük kız kardeşi Naciye (doğumu: 1889) kırk günlük iken babasının vefat ettiğini anlatır

Bu durumda Ali Rıza Efendi’nin ölümünün 1899 veya 1990’ın ilk aylarına rastlaması gerekir Mustafa Kemal de o sırada dokuzuncu yaşının içindedir Ve Şemsi Efendi Okulu’nun üçüncü sınıfındadır Afet İnan, “Mustafa, daha ilkokul çağında babadan yetim kalmıştır” derken; Ali Fuat Cebesoy da, “babası öldüğünde Mustafa Kemal’in 9-10 yaşlarında olduğunu” yazmaktadır

Bütün bu anılardan elde edilen bilgilere rağmen, Faik Reşit Unat, Ali Rıza Efendi’nin 28 Kasım 1893 tarihinde öldüğünü belirtmektedir F R Unat, belgeyi yayınlamadan, bu tarih ile ilgili olarak, Makbule Hanım’a ilk kocasından ayrıldıktan sonra babasından aylık bağlanmasına ait dosyadaki belgeleri kaynak göstermektedir Mustafa Kemal’in Manastır Askeri Lisesi’ne girişi olan 13 Mart 1896 tarihinden geriye doğru gelindiği zaman, Askeri Rüştiye, Mülkiye Rüştiyesi ve çiftlikte geçirdiği yaklaşık dört buçuk aylık süre dikkate alınınca; Faik Reşit Unat’ın belirlediği tarihin doğru olması ihtimali yüksektir Bu nedenle, Ali Rıza Efendi’nin ölümünü 1893 yılı kabul edersek, kendisi 54, babasının vefatında Mustafa Kemal 12 yaşında olmaktadır

DR ALİ GÜLER

ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, SAYI 45, CİLT: XV, KASIM 1999

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.