Atatürk’Ün Eğitimci Kişiliği |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk’Ün Eğitimci KişiliğiAtatürk, 1936’da, yiğitliğini, zaferlerini, devrimlerinianlatan bir şiir yazan Şair Behçet Kemal Çağlar’a: “Olmamış”, der; “benim asıl bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsınBenim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir; ben milletimin öğretmeniyim, bunu yazmamışsın!” Atatürk, gerçekten, Kurtuluş Savaşı’nı ve inkılâplarını hep bu sabırlı, ikna edici, güven verici, bilgili “öğretmenliği” sayesinde başarmıştır Günümüzün eğitim bilimcileri, öğretmenliğin ve eğitimciliğin, kısmen doğuştan getirilen (Tanrı vergisi) bazı özelliklere, kısmen de sonradan öğrenme ile kazanılan bilgilere sahip olmayı gerektiren bir sanat ve bilim olduğunu söylemektedirler Bu açıdan baktığımızda, Atatürk’ün tam bir öğretmen ve eğitimci özelliklerini taşıdığını görüyoruz O’nun, “asıl kişiliğini” öğretmenlik olarak değerlendirmesi bu bakımdan yerindedir Atatürk’ün öğretmen ve eğitimci kişiliğini belirleyen temel özellikler nelerdir? Her biri üzerinde uzun uzun durulması mümkün olan bu özelliklerin belli başlılarını biz hatırlatmakla yetineceğiz • “Başöğretmen” unvanını alarak (24 Kasım 1928), elinde tebeşir, kara tahta başında ve halkın içinde, halka okuma yazma ve çeşitli bilgiler öğretmeye girişmesi • Öğretmenlere çok değer vermesi; her fırsatta okulları gezmesi, sınıflara, derslere girmesi • Çocukları çok sevmesi, eğitimde çocukluk döneminin değerini bilmesi • Ders kitapları yazması • Her yerde ve her zaman eğitim ve öğretimde bulunma amacını gütmesi Bu nedenle, halka, öğretmenlere seslenişleri yanında, sofraları ve özel sohbetlerinin de öğretici bir değer taşıması • Kolay öğretmesi; bunu yaparken, karşısındaki hedef kişi veya topluluğun yaş, meslek, sosyal durumgibi özelliklerini göz önünde tutarak davranması (15 Eylül 1928’de Sinop’ta arabacı Bekir Ağaya yeni harfleri öğretirken önce At ve Ot kelimelerini öğretmesi çok önemli bir olaydır) • Çok açık, anlaşılır ve inandırıcı konuşması • Konuşmalarında, açıklamalarında araç gereç kullanması, krokiler vs çizmesi (Atatürk’ün, 1932’de ABD Elçisi General Sherrill’e, Mayıs 1919’da kendisinin Sultan’la görüşmesini kroki çizerek anlatması, vs) • Öğretim ve eğitim yöntemi olarak, takdir, teşvik, uyarı, eleştiride ve kesin isteklerde bulunmayı yerli yerinde ve beraberce uygulaması • Çok okuması ve okuduklarından çevresindekileri ve toplumu yararlandırmaya özen göstermesi • Eğitimin bilime dayanmasını ve işe yarar ürünler sağlaması gerektiğini amaç olarak göstermesi |
Atatürk’Ün Eğitimci Kişiliği |
10-10-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk’Ün Eğitimci KişiliğiAtatürk'ün Öğretmenler İle İlgili Sözleri "ÖĞRETMEN * Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır01 03 1923 * Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır(1924) * Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir 25081924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine * Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır25081924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine * Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır 25081924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine * Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister 25081924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine * Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır * Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir Ona basit bir kütle denir, millet denmez 14101925, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda * Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır 07071927, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Öğretmenler Heyetine Demeç |
|