![]() |
Atatürk İlkeleri (1) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk İlkeleri (1)CUMHURİYETÇİLİK Cumhuriyetçiliğin Tanımı Atatürk'ün tanımlamasına göre "Türk Milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare; cumhuriyet idaresidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cumhuriyetçiliğin Nitelikleri Cumhuriyetçiliğin en başta gelen niteliği, Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Millet tarafından millet adına, devleti idareye memur edilenler için, gerektiğinde millete hesap vermek zorunluluğu, laubalilik ve keyfi hareketle bağdaşamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülüğe göre; Cumhuriyet yönetiminin belirgin bir niteliği, hükümet ile millet arasında ayrılık bırakmamış olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Geçmişte; en büyük felaketleri hazırlayan bir geçmişte, çok derin geçmişlerde bile Türk milletini benliğinden çıkaran bir teşkilat vardı ki, ona, devlet ve hükümet teşkilatı derlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yalnız hükümet başka bir durumda kalmış, millet de hükümete ilgisiz ve ondan nefret eder bir durumda kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet yönetiminin önemli bir niteliği de düşünce serbestliğidir ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet yönetiminin çok dikkate değer bir niteliği de, bu yönetimin Türk Milletinin hayatına yeni bir yön vermiş olmasıdır ![]() ![]() Cumhuriyet Yönetiminin Güvencesi Türk Devleti, belirtilen niteliklere sahip olan Cumhuriyeti tehlikelere karşı savunmaya kararlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük'te, Türk toplumunun bütünlüğü bu güven duygusuna dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük'te sağlam bir gençlik yetiştirmek, Türkiye Cumhuriyetinin parlak geleceğini gerçekleştirmede temel bir güç kaynağıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MİLLİYETÇİLİK Milliyetçiliğin ve Türk Milliyetçiliğinin Tanımı Milletler topluluğu içinde, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir ![]() Atatürkçülüğün birlik ve beraberlik yaratma hususundaki ilk temel ilkesi, milliyetçiliktir ![]() ![]() ![]() Bu prensip, bize hangi milletlerin hür, hangilerinin hürriyetinden şu veya bu şekilde yoksun olduklarını, yani millet adını taşımaya layık olmadıklarını kolaylıkla gösterir ![]() ![]() Türk milleti dil, kültür, ideal birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu, doğal, toplumsal, ekonomik ve siyasal bir bütündür ![]() ![]() Türk Milleti birdir ve bütündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Milleti bütün insanlığa karşı sorumluluklarını bilen, insanlık dünyasının hür, bağımsız, onurlu bir üyesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Milletinin "doğrudan doğruya yaşamın gerektirdikleri ile uğraşması", milliyetçiliğin esasını meydana getirir ![]() ![]() Türk milliyetçiliği her ilerlemenin ve kurtuluşun esası olarak kabul ettiği hürriyeti amaç edinmiştir ![]() Türk milliyetçiliği, halkçılıkla birlikte yürür, ancak halkçılığın uygulanması için milliyetçi olmak esastır ![]() ![]() Milli devirde milliyetçilik, devletin bütün müesseselerinin iç ve dış bütün faaliyetlerinde göz önünde tuttuğu bir ilkedir ![]() ![]() ![]() Atatürkçülüğe göre, "Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumaktır ![]() ![]() Türk milliyetçiliğine göre, Türk Milleti ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün milletlere paralel yürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Milli Sınırlar Dışındaki Türkler Atatürk'ün tanımladığı Türk milliyetçiliği, milli olmayan akımların ülkeye girmesini önlemekle birlikte, dünyada yaşayan bütün Türkleri sever ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Milli Sınırlar İçindeki Dil, Duygu ve Kültür Birliği Türk milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk dili ile konuşan, Türk kültürü ile yetişen ve Türklük idealini benimseyen, yani dil, kültür ve amaç birliği ile birbirine bağlı vatandaşlardan oluşan doğal, siyasi, sosyal ve ekonomik bir bütünü, Türk Milleti olarak kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün "Türkiye halkı ırki veya dini ve kültürel yönden birleşmiş, bir diğerine karşı karşılıklı hürmet ve fedakarlık hisleriyle dolu ve kaderi, geleceği ve çıkarları ortak olan bir toplumdur ![]() "Millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir siyasi ve sosyal toplumdur ![]() ![]() ![]() Milli Karakter ve Milli İdeal Atatürk, Türk milliyetçiliğini tanımlarken özellikle milli karakter ve Milli İdeale önem vermiş, Türk toplumunun özel karakterinin saklı tutulmasını istemiş ve Türk karakterini şöyle belirtmiştir: "Türk Milletinin karakteri yüksektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, Milli İdeali de şöyle açıklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() "Milletimiz, bundan sonraki çalışmalarında da başarılı olabilmek için milli hedefini bütün açıklık ve kesinliği ile bütün vatandaşların nazarında ve vicdanında bütün parlaklığıyla belirlemiş bulunuyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medeni eser meydana getirmek kabiliyetinden yoksun olan kavimler, hürriyet ve bağımsızlıklarından ayrı tutulmaya mahkumdurlar ![]() ![]() Milli Birlik ve Beraberlik Birlik ve beraberlik Türk Milletinin niteliklerinden biridir ![]() ![]() ![]() Atatürk, milliyetçiliğin başlıca unsurlarından saydığı birlik ve beraberliğin sağlanmasında Milli Eğitimin önemini belirtmiş ve "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce Türkiye'nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir ![]() Dünyada, uluslararası duruma göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevi unsurlara sahip olmayan kişiler ve bu nitelikte kişilerden oluşan toplumlara, hayat ve bağımsızlık yoktur ![]() Çocuklarımızı aynı eğitim derecesinden geçirerek yetiştireceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, Türk Milliyetçiliğinin başlıca unsuru olan milli birlik ve beraberliğin gerekliliğine ve milli birliği sarsacak hareketlere karşı dikkati çekmiş bulunmaktadır ![]() Bugünkü Türk Milleti, siyasi ve sosyal topluluğu içinde kendilerine kürtlük fikri, çerkezlik fikri ve hatta lazlık fikri veya boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din ve mezhep ayrılıklarını dikkate almayan milli birlik ve beraberlik esasen laikliği öngörmektedir ![]() Milli birlik ve beraberliğin en belirgin işareti, bütün vatandaşların içtenlikle Türk'üm diyebilmesidir ![]() Milli Ahlak Her milletin kendine özgü bir ahlak anlayışı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlâkı bu şekilde oluşup gelişen Türk Milleti, yaşamı boyunca her zaman ahlakın en güzel örneğini dünyaya göstermiştir ![]() Ahlak, iyi niyete dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ilkeler; toplumun yaşadığı çevre koşullarına bağlı olarak kişilere değişik ölçülerde yansır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk milletinde ortak görünen bu haller, Türk'e özgüdür ve millidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Gerçekte, ahlaklılık kişilerden ayrı ve bunların üstünde, ancak toplumsal, milli olabilir ![]() Milli ahlak; milletin, sosyal düzeni ve huzuru, şimdiki ve gelecekteki refahı, saadeti, selameti ve güvenliği medeniyette ilerleme ve yükselmesi için insanlardan, her hususta ilgi, gayret, nefsin feragatını ve gerektiği zaman seve seve canının verilmesini isteyen ahlaktır ![]() Millet uğruna gerektiği zaman canını vermek kuralı, Atatürkçülüğün benimsediği önemli kurallardan biridir ![]() ![]() ![]() ![]() Milli ahlakın istekleri doğru olmak, çok çalışmak, çevresindeki insanları, Türk Milletini saymak ve sevmek, ülkesini ve milletini her şeyin üstünde tutmak, yükselmek, ileri gitmek, varlığını Türk varlığına armağan etmeye hazır olmaktır ![]() Atatürk, Milli Ahlak'ı kutsal sayar ![]() ![]() Atatürk, "Ahlakın, milli, sosyal olduğunu söylemek ve toplumsal vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlakın kutsallık sıfatını da tanımaktır ![]() ![]() ![]() "Millet varlığını ve yurt erginliğini korumak için bütün yurttaşların canını ve her şeyini derhal ortaya koymaya karar vermiş olması, bir milletin en yenilmez silahı ve korunma vasıtası" kabul eden Atatürk, bu fedakarlığı sağlayan nitelikleri "Milli birlik, milli duygu, milli kültür en yüksekte göz diktiğimiz" hedefler şeklinde ele almıştır ![]() Türk Milleti, milli olduğuna inandığı işlerde zamanla tarihin akışını değiştirmiştir ![]() ![]() ![]() Ekonomik kalkınma, milli gücün artırılmasında belkemiği oluşturur ![]() ![]() ![]() ![]() Milli His Milli his, milli ahlakla iç içedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki, milli ahlakın temellerinden biri olan milli hissin mükemmel milletlerde yeri yüksektir ![]() Analar, babalar, öğretmenler ve millet büyükleri, bu hissi sağlamlaştırmak için bütün güçlerini kullanmalıdırlar ![]() ![]() Atatürk bu temel esası; "Mükemmel bir millete, milli ahlakın gerekleri, o milletin fertleri tarafından adeta düşünülmeksizin, vicdani, hissi bir sebeple yapılır ![]() En büyük milli his, milli heyecan, işte budur ![]() ![]() ![]() Atatürk Milliyetçiliği İnsancıldır ![]() Atatürkçülükte Türk milliyetçiliği, insancıldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, "Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insan böyle hareket ederken, "Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi ? diye bile düşünmemelidir ![]() ![]() ![]() Atatürk Milliyetçiliği diğer milletlerin de iyiliğini öngörür ![]() Atatürkçülük, insanlığı bir vücut ve milletleri de onun organları sayar ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün "Dünyada ve dünya milletleri arasında huzur, anlaşma ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan yoksun kalır ![]() Milletleri yönetenler doğal olarak öncelikle kendi milletinin varlığı ve mutluluğunun gerçekleştiricisi olmak isterler ![]() ![]() Bütün dünya olayları bize bunu açıktan açığa ispat eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Milliyetçiliği fikren, fiilen, hissen milli benliğe sahiptir Atatürkçülük; milliyetçiliği, Türk Milletini sevmeyi, saymayı, Türk Milliyetçiliği ile övünmeyi, büyük atılımların gerçekleşerek hayati sorunların çözülmesinde bir güç kaynağı olarak görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk milliyetçiliği, Türk Milletine mensup olmakla övünmeyi, Türk Milletine inanmayı ve güvenmeyi "Ne mutlu Türk'üm diyene" vecizesinde açıklamış ve bu fikri, "Türk! Övün, Çalış, Güven" esası ile harekete dönüştürmüştür ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk İlkeleri (1) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk İlkeleri (1)HALKÇILIK Atatürkçülük'te halkçılık, yurdu, ayrıcalık iddialarından ve sınıf kavgalarından koruyan bir ilkedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük'te Halkçılık ile Demokrasi Eş Anlamdadır Atatürk; "Demokrasi (Halkçılık) esasına dayalı hükümetlerde, egemenlik, halka, halkın çoğunluğuna aittir ![]() ![]() ![]() ![]() Türk tarihinde demokrasi "Türk Milleti, en eski tarihlerinde, ünlü kurultaylarıyla, bu kurultaylarda devlet başkanlarını seçmeleriyle demokrasi fikrine ne kadar bağlı olduklarını göstermişlerdir ![]() ![]() Atatürk, Halkçılığın bugün bütün çağdaş anayasalarda yer aldığını ve artık bugün halkçılık (demokrasi) fikrinin daima yükselen bir denizi andırdığını belirtmektedir ![]() Demokrasiye ters düşen teoriler Atatürk, demokrasiye (Halkçılığa) hücum eden teorilerin çok haksız olduklarını belirtmiş ve dolaylı olarak halkçılığı değerlendirmiş ve anlamının mukayeseli olarak ortaya çıkmasına yardım etmiştir ![]() ![]() ![]() Bu teorilerin, demokrasi teorimize hücumda ne kadar haksız olduklarını kısaca açıklayalım: Bolşevik teorisinde millet içinden, işçi, deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir azınlık, ekonomik esaslara dayanan komünist partisi adı altında birleşerek bir diktatörlük kurmuşlardır ![]() ![]() ![]() Halk egemenliğine saygıları yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhtilalci, siyasi sendikalizm teorisyenleri de, her türlü siyasi kuruluşları, yalnız kendi çıkarları lehine çalıştırmak ve sonunda siyasi kuvvet ve egemenliği ellerine geçirmek isteyen işçi gruplarıdır ![]() Bunlar, amaçlarını zorla elde etmek fırsatını beklerken, zaman zaman genel grevler yaparak, hükümet adamları üzerinde etkili oluyorlar ve bazı işleri kendi lehlerine çözümlettiriyorlar, yavaş yavaş varlıklarını hissettiriyorlar ![]() ![]() ![]() Bazı memleketlerde) bu teorisyenleri az çok tatmin için, millet meclisi yanında, ekonomik nitelikli üyesi onlardan olmak üzere bir meclis yapmışlardır ![]() ![]() ![]() Çıkarların temsili teorisi; çeşitli meslek, sanat ve iş adamları, toplum içinde ayrı ayrı birer grup, birer küçük toplum halinde düşünülürse, herbir grubun bir birinden farklı çıkarları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu sebeplerden dolayıdır ki biz, bu ve bundan önceki teorileri memleket ve milletimiz için uygun görmüyoruz ![]() ![]() ![]() Biz, memleket halkı, kişi ve çeşitli sınıf mensuplarının birbirlerine yardımlarını aynı kıymet ve nitelikte görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halkçılık Anlayışı Eşitliği Öngörür, Çalışmaya Değer Verir Eşitlik anlayışı: Atatürkçülük'te halkçılık anlayışının ikinci unsuru, milletin genel hakları dışında hiç bir kişiye veya zümreye ayrıcalık tanımamaktadır ![]() ![]() Kanunlar önünde kesinlikle eşit olmak: Halkçılık, toplum hayatında her türlü ayrıcalığı reddeder ![]() ![]() ![]() Atatürk'e göre "Türkiye halk ırki veya dini ve kültürel yönden birleşmiş, bir diğerine karşı, karşılıklı hürmet ve fedakarlık hisleriyle dolu ve kaderi, geleceği ve çıkarları ortak olan bir toplumdur ![]() Bu tanımlamadan anlaşılıyor ki, halk kavramı, herhangi bir sınıfa ait değildir, bir ayrıcalığa sebep olacak hiçbir nedeni kabul etmez ve bir bütündür ![]() Atatürkçülük'te halk; yasalar önünde kesinlikle eşitliği benimseyen, hiç bir ailenin, hiç bir sınıfın, hiç bir zümrenin ve hiç bir kişinin ayrıcalığını tanımayan insanlardan oluşmuş bir topluluktur ![]() ![]() Halkçılıkta sosyal düzen halkın idaresine ve çalışmasına dayalıdır: Atatürkçülük'te Türk halkının kanun önünde eşitliği benimsenmekle birlikte, onun sorumluluğu da belirlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk "Ne olduğumuzu bilelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük halkın ilerlemesini öngörür ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir ![]() ![]() ![]() Halkçılıkta sosyal düzen, kişilerin düşünür olmasını öngörür: Atatürk, çalışan halkın devletine 'Halk Devleti' der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birincisinin meydana gelmesi halinde bütün insanlık için amaca ulaşmak kolaylaşmış olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halkçılık halkın siyasi güce sahip olmasını öngörür: Atatürk, kişilerin, her konuda düşünür olması ve kendi hakkına sahip olması esasına her zaman değinir, bu nedenle halkçılık anlayışında halkın siyasi yeteneklerinin gelişmesi ve bu yönden halkın siyasi eğitiminin kendilerini halkın üstünde görenlere ve böyle bir davranışta bulunacaklara karşı en güçlü önlem olarak milli müesseseler kurulmasını, bu milli müesseselerin kurulabilmesi için de halka siyasi terbiye verilmesini önerir ![]() ![]() Atatürk, kendilerini halkın üstünde görenlere karşı "Bir kişi olarak ve tekrar millet tarafından seçilirsem, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üye sıfatı ile çalışmayı vazife olarak kabul ediyorum ![]() Ne ben ve ne siz, şahıslarımız üzerinde durumlar yaratmaya kalkışmayalım ![]() ![]() ![]() ![]() Halkçılık İç Barışı Öngörür, Sınıf Mücadelesini Reddeder Atatürkçülük'te Halkçılık anlayışının üçüncü unsuru, sınıf mücadelesini kabul etmemektir: Atatürk, Türk toplumunda sınıflar arasıdaki mücadeleyi, başka bir deyişle sınıfların çıkar kavgasını kabul etmez ![]() Türk halkının sosyal yapısı, sınıf kavgası için uygun olmayan bir yapıdır ![]() ![]() ![]() Atatürk bu konudaki görüşlerini; " Bizim halkımız, çıkarları birbirinden farklı sınıf halinde değil; aksine varlıkları ve çalışmalarının sonuçları birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir ![]() Bu dakikada dinleyenlerim çiftçilerdir, sanatkarlardır, tüccarlardır ve işçilerdir ![]() ![]() Çiftçinin sanatkara, sanatkarın çiftçiye ve çiftçinin tüccara ve bunların hepsine, birbirine ve işçiye muhtaç olduğunu kim inkar edebilir ![]() Bugün mevcut fabrikalarımızda ve daha çok olmasını dilediğimiz fabrikalarımızda kendi işçimiz çalışmalıdır ![]() ![]() ![]() İş bölümüne dayanan çalışma: Atatürk, iş bölümüne dayanan çalışmayla ilgili görüş ve düşüncelerini, sürekli olarak değişik yıllarda, çeşitli yer ve ortamda tekrarlamıştır ![]() Şu noktayı belirtmek gerekir ki, Atatürk, toplumu da sınıflar gerçeğini de inkar etmiş değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışma Grupları: Atatürk'ün çalışma grupları hakkındaki görüşü "Türkiye Cumhuriyeti halkının ayrı ayrı ve birbirlerine karşıt sınıflardan oluşmadığı fakat gerek kişisel gerek sosyal hayat içinde iş bölümü itibariyle Türk halkını değişik hizmetlere ayrılmış bir toplum görmek gerektiği" şeklindedir ![]() " Türkiye Cumhuriyeti halkını; ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil ve fakat kişisel ve sosyal hayat içinde iş bölümü itibariyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir toplum olarak görmek, esas prensiplerimizdendir ![]() Türk toplumunu oluşturan başlıca çalışma grupları şunlardır: Çiftçiler, Küçük sanat sahibi ve esnaf, Amele ve İşçi, Serbest meslek sahipleri, Sanayiciler, Tüccarlar, Memurlar ![]() Bunların her birinin çalışması, diğerlerinin ve tüm toplumun hayat ve mutluluğu için zorunludur ![]() Bu duruma göre, amaç, sınıf mücadelesi yerine sosyal düzen ve dayanışmayı sağlamak ve birbirine zarar vermeyecek (ters düşmeyecek, bozmayacak) şekilde çıkarlarda uyum sağlamaktır ![]() ![]() Milli gelirin dağılımında devlet otoritesi: Temel esas, "Sınıf mücadelesi yerine sosyal düzeni ve dayanışmayı sağlamak ve birbirine zarar vermeyecek (ters düşmeyecek, bozmayacak) şekilde çıkarlarda uyum sağlamak; çıkarları, kabiliyet beceri ve çalışma derecesiyle uyumlu olarak tertiplemek" olduğuna göre; hangi kuruluş bu sorumluluğu yüklenecektir? Atatürk bunu, devlete yükler ![]() ![]() ![]() Atatürk, bu konuda " Milli gelirin dağılımında, daha mükemmel bir adalet ve emek sarfedenlere, daha yüksek refah sağlanması; milli birliğin korunması için şarttır ![]() ![]() ![]() Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, Atatürk'ün halkçılık anlayışında sınıfsızlık, sadece siyasi ve hukuki alandadır ![]() Şöyle ki, -sınıfsız, ayrıcalıksız, kaynaşmış bir kitle- prensibi, yalnız demokrasi, sosyal adalet,ve güvenlik kuralları doğrultusundadır ![]() ![]() ![]() ![]() Halkçılık, zayıfla kuvvetlinin değil, kişilerin yapmak için maddi ve manevi kuvvetlerini, zeka ve becerilerini birleştirmelerini öngörür ![]() ![]() Halkın eğilimleri, halkın maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması, bütün halk temsilcilerinin yönetimini ve yöneticilerin faaliyetlerini planlama ve gerçekleştirme de temel kuraldır ![]() Halkçılık, Milliyetçilikle birlikte ve bütün vatandaşlar ve devlet vazifelileri tarafından aynen uygulanır ![]() Halkçılık ile Milliyetçilik kavramlarının birlikte kullanılması, Türk Milletinin Dinamik İdeale ulaşmasında başarı koşuludur ![]() ![]() Halkçılığı Uygulamada Esas, Halkın Maddi ve Manevi İhtiyaçlarını Karşılamaktır "Milleti idare prensibimiz, milletin ortak ve genel düşünce ve eğilimine uymaktır ![]() ![]() ![]() Devletin işlerinin nasıl yürüdüğünü anlamak, halkın aydınlanma ihtiyaçlarının hangi noktalarda olduğunu göstermektedir ![]() Atatürk bu konuda şöyle demiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki amaca ulaşmak için halkın şikayetlerini almak, doğruyu yanlıştan ayırmak, sınıflandırmak gerekir ![]() ![]() Bu, şikayet sahiplerinin şikayetlerinin giderilmesinden çok, hükümetin icraatının genel olarak başarılı olup olmadığını gösterir ![]() ![]() Ayrıca kamuoyunun hangi noktalarda aydınlatılmaya ihtiyacı olduğunu da gösterir ![]() ![]() ![]() DEVLETÇİLİK Atatürk devletçiliği, kişisel çalışma ve faaliyeti esas tutar ![]() ![]() ![]() ![]() Devletin kendini daha güçlü yapacak " içte ve dışta millet işlerini gördüreceği yüksek kabiliyetli vatandaşlara ihtiyacı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük'te "toplum yararına hizmet eden kuruluşların çoğaltılması, devletin, önemle göz önünde tutacağı bir meseledir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fikri hayatta olduğu gibi ekonomik hayatta da devletin birinci derecede önemli ve hayati faaliyetleri üzerine alarak başarması gerekir ![]() (a) "Memleket içinde, güvenliği, ve adaleti sağlayarak ve devam ettirerek, vatandaşların her çeşit hürriyetini güven altında bulundurmaktır ![]() Bu ise, "Kanunu egemen kılmak ve adaleti iyi dağıtmak" yanında "vatandaşın yaşayışını hiçbir nüfuzun etkisinde bırakmayan ve rahatsız edilmeksizin yaşamasını temin eden bir iç siyasetle sağlanır ![]() ![]() (b) "Dış siyaset ve diğer milletlerle olan ilişkileri iyi idare ederek ve içte her çeşit savunma kuvvetlerini, daima hazır tutarak milletin bağımsızlığını güven altında bulundurmak" ve eğer bu uğurda başka çare kalmazsa, milletin hukukunu silahla korumaktır ![]() ![]() Devletin bu temel vazifelerini tam yapması için, fikir ve ekonomi hayatında doğrudan ilgilendiği diğer faaliyetler vardır ![]() ![]() (c) " Bu iki çeşit vazifeden başka devlet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu amaçla Dinamik İdeal, ekonomik gücün sürekli olarak daha güçlenmesini öngörmektedir ![]() ![]() ![]() (d) Atatürk devletçiliğinde, ekonomik işlerde devlet ile kişinin doğrudan faaliyet göstermesi ve bu faaliyetler üzerinde de devletin düzenleyici rolünde olması, prensip olarak kabul edilir ![]() Devlet ve kişinin ekonomik faaliyet sahalarının hangi yürütme ve esas güdülerek ayrılabileceğini Atatürk: "bir iş ki büyük ve düzenli bir idareyi gerektirir, özel teşebbüs elinde tekelleşme tehlikesini gösterir veya genel bir ihtiyacı karşılar, o işi devlet üzerine alabilir ![]() ![]() Topluma hizmet eden kamu kuruluşlarının çoğaltılması, devletin önemle göz önünde tutacağı bir konudur ![]() ![]() ![]() Özellikle, " Türkiye Cumhuriyetini idare edenlerin, demokrasi esasından ayrılmamakla beraber Devletçilik prensibine uygun yürümeleri, içinde bulunduğumuz durumlara, şartlara ve zorunluluklara uygun olur ![]() Atatürk'e göre uygulanması öngörülen Devletçilik Prensibi; "bütün üretim ve dağıtım vasıtalarını kişilerden alarak, milleti büsbütün başka esaslara göre düzenlemek amacını güden sosyalizm prensibine dayalı Kollektivizm yahut Komünizm gibi özel ve kişisel ekonomik teşebbüs ve faaliyete meydan bırakmayan bir sistem değildir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk İlkeleri (1) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk İlkeleri (1)LAİKLİK Laiklik, terim olarak, din ile dünya, özellikle dini ile devlet işlerinin ayrılması anlamını taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, devlet idaresinde, bütün kanunların, nizamların ve usullerin din kurallarına değil, bilimsel esaslara ve en ileri teknolojiye, yurt ile dünya ihtiyaçlarına göre düzenlenmesini ve uygulanmasını öngörür ![]() ![]() Atatürk, dinin kötüye kullanılmasına ve gaipten haber verilmesine karşı olmuştur ![]() ![]() ![]() "İlhamlarımızı, gökten ve gaipten değil" ifadesi, Atatürk laikliğinin temellerinden birini ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Ayrıca şu önemli noktayı da belirtmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu açıklamaların ortaya çıkardığı gerçek şudur ki ; Atatürkçülük'te ifade edilen laikliği dinsizlik manasına almak çok yanlıştır ![]() ![]() Bu suretle din, sadece iman ve ibadete hasredilirse, hem din ve vicdan özgürlüğü güvence altına alınır, hem de dinin bilim ile çelişkiye düşme ihtimali önlenir ![]() ![]() Şu esaslı noktayı da belirlemek gerekir ki, çağımızda bilim ve teknolojide büyük ilerlemeler olmakla birlikte, dinin karşıladığı ihtiyaç, ortadan kalkmamaktadır ![]() ![]() İNKILAPÇILIK Atatürkçülüğün inkılapçılık anlayışı, zamanına göre geri kalmış müesseselerin ortadan kaldırılması ve yerine ilerlemeyi, gelişmeyi, kolaylaştıracak, geliştirecek müesseselerin konması esasına dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçülüğe göre" medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zira, ben, bazıları gibi kamuoyunu, din bilginleri çevresini yavaş yavaş benim düşüncelerim seviyesinde fikir oluşturmaya ve düşünmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılacağını kabul etmiyor ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yenileşmeye ayak uyduramayan milletlerin hayatında çöküş başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk'e göre, uygarlık dünyasındaki yerimizi kaybetmemek, ona ayak uydurabilmek için" İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, kuvvetlendirmek lazımdır ![]() ![]() ![]() Atatürkçülük'te inkılapların yaşatılması, hayati önem taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün gösterdiği Dinamik İdeal'in gerçekleşmesi, çağdaş medeniyet seviyesinin gerektirdiği atılımları yapmayı öngörür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'yi Dinamik idealine ulaştırmak en güçlü amil olarak; " yüksek ve inkılapçı bir kültür seviyesine varmayı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|