![]() |
Ankaranın Başkent Oluşu Ve Nedenleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ankaranın Başkent Oluşu Ve NedenleriAnkaranın Başkent Olmasındaki Nedenler Ankara’nın başkent oluşunu etkileyen nedenler hep aynı yerde buluşmuşlar ve Ankara yönünde bir kuvvet bileşkesi oluşturmuşlardır ![]() Bunları dört ana grupta toplayabiliriz ![]() 1 ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() I ![]() İmparatorluk başkenti olarak İstanbul’un konumu ilk defa 1877 - 78 Harbi sonunda birdenbire ve kendiliğinden gündeme gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Goltz Paşa, Rumeli’de kaybedilen topraklar nedeniyle imparatorluğun jeopolitik yapısında ve uygulayacağı askerlik stratejisindeki değişikliği bir asker olarak değerlendiriyordu ve İstanbul’un savunulmazlığını söylüyordu ![]() ![]() Goltz Paşa’nın ilginç bir yorumu daha var ![]() ![]() Balkan Harbi sırasında İkdam Gazetesi yazarı Ahmet Ferit Bey ise; “Millet ve memleketin selâmeti için başkentin vatanın merkezine ve milletin kalbine kurulması gerekir” diyordu ![]() Ahmet Ferit Bey, imparatorluğun dağılmasından sonra milli devletimizin başkentinin Hopa, Kerkük, İstanbul, Rodos arasındaki dikdörtgenin merkezinde kurulmasını öneriyordu ![]() ![]() ![]() O tarihlerde Ankara; Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir mutasarrıflıklarını içine alan bir vilâyetti ![]() ![]() Askerlik yönünden İstanbul’un savunmasının imkânsızlığı yanında ülkenin tam ortasındaki Ankara insana güven veriyordu ![]() Atatürk bu konuda İstanbul’un durumunu şöyle açıklıyor: “Bir geminin topunun telaşına düşecek yerde hükümet merkezi olamaz ![]() İngiliz Avam Kamarası’nda bir tartışma Türkiye’nin başkenti konusunda eski bir başbakanın sorusuna Başbakan şöyle cevap veriyor: “Haşmetli kral hazretlerinin zırhlılarının hedefi olabilecek bir hükümet görmek, Toros dağlarının öbür tarafına çekilmiş bir hükümet görmekten yeğdir ![]() - Ankara nereden bakarsak bakalım Türkiye’nin tam ortasına düşmektedir ![]() - Demiryolu Batı Anadolu’dan ve İstanbul’dan Ankara’ya kadar geliyordu ![]() - Ankara geniş bir interlandı olan kendini ve çevresini doyurabilen bir eyaletti ![]() Coğrafyanın çizdiği kader çizgisi olumlu idi ![]() ![]() ![]() II ![]() Ankaralılar’ın Milli Mücadele’deki davranışları nereden bakarsak bakalım bir destandır ![]() ![]() 1- Heyet-i Temsiliye’nin daha Ankara’ya gelmesinden önce Ankara’nın güvenilir bir şehir olması ![]() Daha 1919 yılının başında 20 ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul’dan Anadolu’ya gelenler önce Ankara’ya geliyorlardı ![]() ![]() İstanbul ve Anadolu arasındaki yazışmalarda, Ankara haber merkezidir ![]() ![]() ![]() Ali Fuat Cebesoy hatıralarında şöyle diyor: “20 ![]() ![]() ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sivas Kongresi Ankara’nın koruyuculuğu altında olmuştur ![]() İşte bu yüzden İstanbul Hükümeti Ali Fuat Paşa’yı görevden almak istemiş, ama bunu yapamamıştır ![]() ![]() ![]() Ahi yönetiminden ve geleneklerinden kaynaklanan bağımsız ve seçime dayanan geleneğin vali vekili seçiminde rolü olduğu düşünülebilir ![]() İstanbul Hükümeti’nin atadığı yeni vali Ziya Paşa da Ankaralılar tarafından kabul edilmemiştir ![]() Ankara Belediye Başkanı ve Müftüsü İstanbul tarafından atanacak bir valiyi kabul etmeyeceklerini saraya bildirmişlerdi ![]() Vali Vekili Yahya Galip Bey, Atatürk’e çektiği telgrafta İstanbul’un atadığı bir valiye görevi teslim etmeyeceğini bildirmiş ve bu düşüncesi kabul edilmediği takdirde “Ben de görevimden ayrılıp sizin gibi sine-i millete döneceğim” demiştir ![]() İstanbul’un atadığı yeni vali Eskişehir’den İstanbul’a dönmek zorunda kalmıştır ![]() Ankara güvenilir bir merkezdir ![]() ![]() 2- Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Ankara’da âdeta bir halk hareketine dönüşen bir coşku ile ve kalabalık bir halk kitlesi tarafından karşılandı ![]() ![]() Atatürk, Samsun’a çıktığı günden itibaren Milli Mücadele’nin başlangıcında, o belirsizlik günlerinde, her yerde asker ve sivil aydınlarla beraber oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda şunu da ilâve etmek gerekir ![]() ![]() ![]() 3 - Ankara halkı o günkü imkânlar göz önünde tutulduğunda çok önemli bir maddi yardımla Heyet-i Temsiliye’yi destekledi ![]() ![]() ![]() Ankara maddi yardımlarını, Tekalif-i Milliye’de de ayni yardım olarak da etkin bir biçimde devam ettirdi ![]() Bütün bu maddi ve manevi katkılar Ankara dışından gelen Kuva-yı Milliyeciler’le Ankara halkını kaynaştırdı ![]() Kuva-yı Milliyeciler ve onun lideri için Ankara dışında bir başkent düşünülemezdi ![]() III - ANKARA’DA OLUŞAN KUVA-YI MİLLİYE RUHU Milli Mücadele’de, Ankara’da oluşan Kuva-yı Milliye ruhu, Cumhuriyetin ve Türkiye’nin geleceğini yönlendirmiş ve hazırlamıştır ![]() ![]() Ankara’da sembolleşen, önce ülkenin kurtuluşunu sağlayan ve daha sonra çağdaşlaşma ve modernleşme yolunda reformları yapan Kuva-yı Milliye ruhu Cumhuriyet’in temelidir ![]() Ankara, Heyet-i Temsiliye’yi bağrına bastıktan sonra yurdun dört bir yanından gelen asker ve sivil aydınların buluştuğu yerdir ![]() Ankara’ya gelen bu mücahitlerin, yeni Ankaralılar’ın bir bölümü, bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan yörelerin, Rumeli’nin, Kafkaslar’ın çocukları ve torunları idiler ![]() ![]() Bütün bu insanlar Ankara’da kutsal bir amaç için bir araya geldiler ![]() ![]() ![]() Onlar geleceği hazırlarken yalnız yeni bir devlet kurmadılar ![]() ![]() Atatürk ve çalışma arkadaşlarını ele alalım ![]() ![]() Onlar ilk defa bir yerde amaçlarına ulaştılar ![]() ![]() “Ankara”, “Milli Mücadele”, “Bağımsızlık” ve “Cumhuriyet” birbirlerinden ayrılmaz sözcükler oldu ![]() Kuva-yı Milliyeciler için başka bir Ankara yoktu ![]() ![]() ![]() IV ![]() Bu arada açıkça söylenmeyen ve çok kısa olarak geçiştirilen bir konu üzerinde durmak gerekir: İstanbul’a duyulan güvensizlik ![]() Bununla ilgili olarak daha önce açıklanan bazı düşünceleri aktarmak isterim ![]() Goltz Paşa, başkentin İstanbul’dan Anadolu’ya nakli gereğini düşünürken Osmanlı İmparatorluğu’nda reformlar yapılabilmesi için başkentin Anadolu’ya naklini şart görüyordu ![]() Ankara’nın başkent olması konusu TBMM’de görüşülürken Celal Nuri Bey; “Biz Ankara’nın yazın tozuna, kışın çamuruna tahammül etmeliyiz ki, Anadolu ‘nun bütün levazım ve ihtiyacatını anlıyabilelim ![]() ![]() ![]() ![]() “Bizim için esas mesele, meselâ bugün Ankara — Sivas demiryolunun yapılmasıdır ![]() Bir kültür milliyetçisi olan Besim Atalay ise TBMM müzakerelerinde şunları söylüyor: “Arkadaşlar, Ankara kelimesinin Türk âleminde, İslâm âleminde ne büyük vaatler husule getirdiğini bilmelisiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul basınında Ankara’nın başkent olması lehinde tek yazı yazan Ebuzziyazade’dir ![]() 11 ![]() ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Garp âleminin asırlardan beri memleketimiz üzerinde siyasi ve içtimai (konularda) devam eden zararlı tesirlerinden kurtulmak isteniyorsa bundan sonra milli mukadderatımızı idare edenlerin Anadolu’dan çıkmasını temenni etmeliyiz ![]() ![]() ![]() “Asırlardan beri merkezi hükümetin İstanbul’da olması yüzünden Anadolu tamamiyle terk edilmiş ve harap halde bırakılmıştır ![]() “Ahlak ve sosyolojik açıdan da Anadolu’da yaşamak seciyenin kuvvetlenmesini, zevk ve sofadan feragati, saffet ve ahlaki nezahati muhafaza gibi pek çok manevi fayda yaratır ![]() 16 ![]() ![]() “Yoğun bir milli yapının feyz dolu tesirlerinden mahrum, binbir lisanla konuşan, damarlarında binbir kan dolaşan, kafalarında binbir zihniyet, kalplerinde binbir temayül taşıyan Babıli (halitası) karışıklığı ile kuşatılmış İstanbul hükümeti hiçbir zaman hiçbir vakit, Anadolu’yu Anadolu ahalisini benimsememiş, mütemadiyen tesiri altında kaldığı levanten ruhunun telakkiyatı ile Anadolu’yu ve ahâlisini bir yecucu mecuc beldesi telakki eylemiş, onunla halkını yalnız cebir ve zulüm icrası, varını yoğunu elinden alması niyeti ile icra eylemiş ve geri kalan diğer bütün hareketleri ile bu beldeyi bütün cihandan ayırmak için elinden geleni yapmıştır ![]() ![]() ![]() Milli Mücadele’den sonra çıkarılan iki kanunda da bu konuyu izlemek imkânı var: 1- 25 Eylül 1923 tarihli ve 347 sayılı kanunda, İstanbul’daki ve milli hudutlar haricinde bulunup da Milli Mücadele’ye iştirak etmeyen askeri erkânın ordu ile ilişkilerinin kesilmesi ve bundan böyle de devlet hizmetinde çalıştırılmamaları öngörülüyor ![]() 2- 26 Mayıs 1926 tarihli ve 854 sayılı kanunda ise, 347 sayılı kanunda sayılan askeri erkâna paralel olarak, Milli Mücadele’ye katılmayan memurların devlet hizmetinde çalıştırılmamaları öngörülüyor ![]() |
![]() |
![]() |
|