|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
akif, büyük, ersoy, istiklal, marşımızın, mehmet, şairi |
![]() |
İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif Ersoy |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif ErsoyMehmet Akif Ersoy'un Hayatı (1873 - 1936) İstiklâl Marşı şâiri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zirâat nezâretinde baytar olarak vazife aldı ![]() ![]() ![]() ![]() Memuriyetinin yanında Ziraat Mektebinde ve Dârulfünûn'da edebiyat dersleri vermiştir ![]() 1893 senesinde Tophâne-i Âmire veznedârı M ![]() ![]() Âkif okulda öğrendikleriyle yetinmeyerek, dışarda kendi kendini yetiştirerek tahsilini tamamlamaya, bilgisini genişletmeye çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() 1920 târihinde Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisine seçildi ![]() ![]() ![]() 1926 yılından îtibâren Mısır Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hastalık onu harâb etmiş, bir deri bir kemik bırakmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mehmed Âkif milletini ve dînini seven, insanlara karşı merhametli bir mizaca sâhip, şâir tabiatının heyecanlarıyla dalgalanan, edebî bakımdan kıymetli şiirlerin yazarı meşhur bir Türk şâiridir ![]() ![]() Şairin en büyük eseri Safahat genel adı altında toplanan şiirleri şu 7 kitaptan oluşmuştur: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() 7 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif Ersoy |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif ErsoyÇANAKKALE ŞEHİDLERİNE Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, - Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya - Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı" Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer ![]() Yedi iklîmi cihânın duruyor karşında; Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk ![]() Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk ![]() Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ ![]() ![]() ![]() Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-u asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil, Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına ![]() Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz ![]() ![]() ![]() Medeniyet denilen kahpe, hakîkat, yüzsüz ![]() Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb, Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harâb ![]() Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı: Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin ![]() Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam; Atılan her lâğımın yaktığı: yüzlerce adam ![]() Ölüm indirmede ![]() O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer ![]() ![]() ![]() Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak ![]() Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller ![]() Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere, Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre ![]() Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler ![]() ![]() ![]() Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler! ![]() ![]() Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat imân? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm? Çünkü te'sis-i ilâhî o metîn istihkâm ![]() Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerir azmini tevkîf edemez sun'-ı beşer; Bu göğüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi; "O benim sun'-ı bedîim, onu çiğnetme!" dedi ![]() Âsım'ın nesli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek ![]() Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar ![]() ![]() ![]() O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! ![]() ![]() Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer ![]() Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i ![]() ![]() ![]() Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi ![]() ![]() ![]() Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın ![]() Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb ![]() Seni ancak ebediyyetler eder istiâb ![]() "Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına; Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle, Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana ![]() ![]() ![]() Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana ![]() Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini; Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân ![]() ![]() ![]() Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran; O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın; Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın ![]() ![]() ![]() Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât ![]() ![]() ![]() Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif Ersoy |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstiklal Marşımızın Büyük Şairi Mehmet Akif ErsoyAZİMDEN SONRA TEVEKKÜL " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Âl-i İmrân, 159) "- Allah'a dayanmak mı? Asırlarca dayandık! Düşdükse bu hüsrâna, onun nârına yandık! Yetmez mi çocukluktaki efsâneye hürmet? Dersen ki: Ufuklarda bir aydınlık uyansın; Mâzîyi ateş vermeli, baştan başa yansın! Şaşkınlık olur köhne telâkkîleri ihyâ; Şeydâ-yı terakkî, koşuyor, baksana dünyâ ![]() Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır; Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!" - Allah'a değil, taptığın evhâma dayandın; Yandınsa eğer, hakk-ı sarîhindi ki yandın ![]() ![]() ![]() Meflûc ederek azmini bir felc-i irâdî, Yattın, kötürümler gibi, yattın mütemâdî! Mâdem ki didinmez, edemez, uğraşamazsın; İksîr-i bekâ içsen, emîn ol, yaşamazsın ![]() Mevcûd ise bir hakk-ı hayat ortada, şâyed, Mutlak değil elbette, vazîfeyle mukayyed ![]() Takyîd-i İlâhî ki: Bilâ-kayd ona münkâd, Kalbinde cihanlar darabân eyliyen eb'âd ![]() Lâ-kayd olamazdın, biraz insâfın olaydı, Duydukça bütün sîne-i hilkatten o kaydı ![]() "Allah'a dayandım!" diye sen çıkma yataktan ![]() ![]() ![]() Ma'nâ yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan! Ecdâdını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şâhid: Dinlenmedi birgün o büyük nesl-i mücâhid ![]() Âlemde "tevekkül" demek olsaydı "atâlet'; Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu millet? Çoktan kürenin meş'al-i tevhîdi sönerdi; Kur'an duramaz, nezd-i İlâhîye dönerdi ![]() "Dünya koşuyor" söz mü? Berâber koşacaktın; Heyhât, bütün azmi sen arkanda bıraktın! Mâdem ki uyandın o medîd uykularından, Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan ![]() Ensendekiler "leş" diye çiğner seni sonra; Ba'sin de kalır ta gelecek nefha-i Sûr'a! Çiğner ya, tabî'î, ne düşünsün de bıraksın? Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın! Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; Davranmıyacak kimse bu meydana atılmaz ![]() Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da ![]() Maziyi, fakat yıkmaya kalkma bu yolda ![]() Ahlâfa döner; korkarım, eslâfa hücumu: Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu? Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vâha! |
![]() |
![]() |
|