Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdülaziz, sultan

Sultân Abdülaziz

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultân Abdülaziz



Sultân Abdülaziz, 1830 yılında II Mahmûd’un Kadın efendisi Pertev-niyâl Vâlide Sultân’dan Eyüp Sarayı’nda dünyaya gelmiştir Haziran 1861’de ağabeyi I Abdülmecid’in vefâtı üzerine Osmanlı tahtına çıkmış ve halk tarafından Sultân Aziz diye anılmıştır III Selim, II Mahmûd ve I Abdülmecid’in Avrupa’yı taklid eden ve çevreleri tarafından suiistimal edilen hayatlarının Osmanlı Padişahları hakkındaki ortaya çıkardığı menfi imajı, Sultân Aziz yaşadığı müstakim hayatıyla telafi etmiştir I Abdülhamid gibi velâyetine inanılan bir padişah olmuştur İntihâr meselesi, tamamen sefih bir hayat yaşayan Hüseyin Avni Paşa ve bir kaç serseri subayın tertibinden ibarettir Mevlevî, hattât, pehlivan, bestekâr ve Arapça ile Farsça’ya vâkıf olan Sultân Aziz, Batı Musikisi hayranlığını Saray’dan çıkarmaya çalışmıştır Ekibi, Tanzîmât’çıların ileri gelenlerinden olan Âli Paşa ve Fuad Paşa ile daha sonra Yeni Osmanlılar arasında yer alan Mithad Paşa ve arkadaşlarıdır En büyük şanssızlığı ekibinin tam müstakim insanlar olmayışıdır Sultân Abdülaziz, özellikle Sultân Abdülmecid devrinde devletin israflar ve sefâhetlerle sarsılan devlet nizâmına hemen çeki düzen vermekle işe başlamıştır Saray’daki harcamaları durdurmuştur Devletin hazinesinin kaçak verdiği kara delikleri kapatmaya çalışmıştır

Zamanındaki ilk olay, Haziran 1861’de baş gösteren Sırp İsyanıdır Karadağ İsyanı Ömer Paşa tarafından bastırılınca Avrupa ayaklanmış ve Eylül 1861’de İstanbul Mukavelesi imzalanmak mecburiyetinde kalınmıştır Bu Protokol, Sırplara daha fazla muhtâriyet vermek manasına gelmektedir İkinci önemli olay, Sultân Abdülaziz’in üç taht vârisini ve çok sayıda devlet erkânını alarak Feyz-i Cihâd Vapuru ile Nisan 1863’de yaptığı Mısır Seyahatidir Yavuz’dan sonra Mısır’a gelen ikinci Osmanlı Padişahı olması hasebiyle, Mısırlılar tarafından candan tezâhüratlarla karşılanmıştır Bu arada, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu olan Mısır Valisi İsmail Paşa da istediğini elde etmiştir Maalesef, sadrazam ve adamlarını elde ederek, daha önce ailenin en büyük erkek evladı Mısır Valisi olacakken, Mayıs 1866’da yayınlattığı bir fermanla, Mısır velâyetini kardeşi Mustafa Fâzıl Paşa’dan alarak oğlu Mehmed Tevfik Paşa’ya vermiştir Daha sonra Osmanlı Maliye Nâzırlığına getirilen Mustafa Fâzıl Paşa, gizli olarak kurulan Yeni Osmanlılar Cemiyetini destekleyerek bu intikamını almıştır Haziran 1866’da Mısır Valilerine Hidiv ünvanı verildi ki, kral naibi demektir

Osmanlı askeri içerdeki iktidar mücadeleleriyle çalkalanırken, Sırbistan’da yine problemler çıkıyor ve Osmanlı Devleti, Nisan 1867’de 345 yıllık hâkimiyetinden sonra Belgrad’ı tamamen Sırp Prensliğine terk ediyordu 1864’de İyonya Adalarını Yunanistan’a bağışlayan İngiltere, Yunanlıları şımartmış ve Girit’te karışıklıklar başlamıştı Rusya’nın da desteğiyle Eylül 1866’da Girit İsyanı başladı Osmanlı Devleti enosis = Yunan’a iltihak’tan başka bir şey istemeyen Rumlarla anlaşamadı Sadrazam Âli Paşa’nın bizzat Girid’e gelmesi üzerine Fransa, Rusya, Prusya ve İtalya işe karıştı ve Âli Paşa, Ocak 1868’de meşhur Girit Fermanını ilan etti Artık ada Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında sanki ortak bir eyâlet gibi idi

Bu arada Sultân Abdülaziz, kendi zamanına kadar hiç bir Osmanlı Padişahının yapmadığı ve 1950 yılına kadar da hiç bir Türk Devlet Başkanının yapmayacağı bir işi yaptı Yani 46 gün sürecek Avrupa Seyahatine çıktı Davet, III Napolyon ve Kraliçe’nin davetiyle Paris’ten başladı Çok büyük ilgi gördü Arkasından Galler Prensi VII Edward’ın karşıladığı Londra ziyareti ile devam etti ve burada Kraliçe Victoria ile görüştü Halkın çılgınca alkışladığı Abdülaziz, daha sonra Brüksel’e geçerek Kral II Leopold ile öğle yemeği yedi Berlin seyahati davetini özürleri sebebiyle kabul edemeyen Sultân Aziz’le Prens Bismarck’ın tavsiyesiyle Prusya Kralı ve Kraliçesi, Berlin’e 460 km uzaklıkta bulunan Koblenz’e kadar gelerek görüştü Bu durum, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki etkisini göstermesi bakımından önemli idi İstanbul’a dönerken Viyana Garında Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı tarafından karşılandı Daha sonra da Budapeşte’ye uğradı ve Vidin yoluyla İstanbul’a döndü (2161867-781867)

Bu arada Osmanlı Devleti’nin idarî, hukukî ve siyasî ıslâhâtı da devam ediyordu 1862’de günümüzün Sayıştay’ı demek olan Div’an-ı Muhâsebât ve 1868’de günümüzün Danıştay’ı olan Şûrây-ı Devlet kurulmuştu Günümüzün Yargıtay’ı demek olan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye de Abdülaziz devrinde tesis edilmişti Mecelle’nin hazırlanması için hazırlıklar yapılmıştı 1868-1869 kışında Yunanistan’la savaşa ramak kalması ve Paris Konferansı ile tatlıya bağlanması; Kasım 1869 tarihinde Süveyş Kanalının açılması, Abdülaziz döneminde meydana gelen önemli olaylardı

Mustafa Reşid Paşa’nın yetiştirdiği mükemmel bir diplomat olan Âli Paşa’nın Eylül 1871’de vefat etmesi, Osmanlı Devleti açısından içte ve dışta tam bir yıkım oldu Zira meşrutiyetçi görünen ve Yeni Osmanlılar Cemiyetinin mensupları olan Ziya Paşa, Namık Kemal ve benzerlerine gün doğdu Rüşvetlerle Mısır Valiliğini oğluna vermeye çalışan Mısır Valisi İsmail Paşa da fırsatçılar arasındaydı Osmanlı Devleti’nin kaht-ı ricâl devri başladı Artık devlet, kültürlü ama vasıfsız bir sadrazam olan Mahmûd Nedim Paşa’nın; Mısır Hidivlerine dış borçlanma yetkisi vererek Mısır’ı İngilizlere bir nevi satan Mithad Paşa’nın ve tam bir cani olup Amerikalılardan açıkça rüşvet alan Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın elinde kalmıştı 1876’da Mithad Paşa ve ekibinin akılsız tasarruflarından dolayı, dış borçlar 200 milyon altını geçiyordu Rus Büyükelçisi Kont İgnatiyev’in tahrikleri ve Sadrazam Mahmûd Nedim Paşa, Adliye Nâzırı Mithad Paşa ve Ticâret Nâzırı Mahmûd Celâleddin Paşa’nın menfaatleri uğruna, Ekim 1875’de 6 Ramazan Kararnâmesi diye bilinen ve istikraz faizlerini % 50 indiren Kararnâme ilan edildi Avrupa Devletleri ayağa kalktı Bu arada Hersek ve Bulgaristan isyanları da alabildiğine genişleyerek devam ediyordu Rusya’nın tahriki ile 6 Mayıs 1876’da Almanya ve Fransa’nın Selanik Konsolosları katledilince tansiyon fevkalade yükseldi Devleti içte ve dışta rezil eden Mithat Paşa ve ekibi, suçu Sultân Abdülaziz’e yıkarak onu hal’ etmeye karar verdiler İngiltere’yi arkalarına almışlardı ve onlardan para desteği alıyorlardı

Önce rüşvet vererek üniversite talebeleri demek olan talebe-i ulûmu ayaklandırdılar Bunun üzerine Osmanlı Devleti’ni yıkan ve tarihe 4 büyükler yahut Hal’ Erkânı diye geçen dört vasıfsız adam devletin en önemli makamlarına geldiler (11 Mayıs 1876): Mütercim Rüşdi Paşa sadrazam, Hüseyin Avni Paşa serasker, Mithad Paşa devlet nâzırı ve ehliyetsiz müfsid imam diye bilinen Hasan Hayrullah Efendi Şeyhülislâm oldular Abdülaziz’in devlete verdiği yeni şekil ve özellikle de yeni donanmadan korkan İngiltere, kuklası olan Mithad Paşa’yı kullanarak Padişah aleyhindeki her hareketi takip ediyordu 30 Mayıs 1876’da Harbiye Mektebi kumandanı Süleyman Paşa, çoğu Türkçe bilmeyen iki tabur askeri kandırarak Dolmabahçe Sarayı’nı bastı ve Padişah’ı tahttan indirdi Hal’ fetvâsını Padişah’ın şuurunun bozukluğuna dayandıran Şeyhülislâm ise, hırsının esiri ve inkılabcıların oyuncağı olmuştu Padişah hal’ edilmekle kalmadı; Dolmabahçe Sarayı tam manasıyla yağmalandı Hüseyin Avni Paşa, hem hırsız ve hem de namussuz biri idi Askere bahşiş dağıtılarak memnuniyetsizlikler bastırıldı Artık 30 Mayıs 1876 tarihinden itibaren, bütün bu olup bitenlerin arkasında olan ve Osmanlı Padişahları arasında mason olduğu bilinen V Murad Osmanlı tahtında oturuyordu Sultân Aziz, 461876 tarihinde yani hal’ından 5 gün sonra, Hüseyin Avni Paşa’nın kiralık katilleri eliyle, kol damarları intihara benzeyecek şekilde kesilerek şehid edildi ve resmen intiharmış gibi gösterildi

KADIN EFENDİLERİ: 1- Dürr-i Nev Baş Kadın Efendi 2-Hayrân-ı Dil İkinci Kadın Efendi 3- Edâ-Dil İkinici Kadın Efendi 4-Neş’erek (Nesrin) Üçüncü Kadın Efendi 5- Gevherî Dördüncü Kadın Efendi ÇOCUKLARI: 1- Yusuf İzzeddin Efendi; 2- Mahmûd Celâlüddin Efendi; 3- Mehmed Selîm Efendi; 4- Abdülmecid II; 5- Mehmed Şevket Efendi; 6- Mehmed Seyfeddin Efendi; Sâliha Sultân; 8- Nâzıme Sultân; 9- Emîne Sultân; 10- Esmâ Sultân; 11- Fatma Sultân; 12- Münîre Sultân; 13- Emîne Sultân

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.