Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
besinler, suyun, önemi

Besinler Ve Suyun Önemi

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Besinler Ve Suyun Önemi



Ünite:Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım ve Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim

Besinler ve Suyun Canlılar için Önemi
Ödevi ister indirin ister buradan kopyalayın, indireceğiniz dosyada resimlerde mevcuttur
SU
Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey yoktur Vücudumuzun % 70 sudur Bir insan düzenli ve minimum miktarda su almaz ise, o insanın hızlı ve verimli olmasını bekleyemezsiniz Bir insanın iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum hergün 25 lt su içmesi gerekmektedir İçtiğimiz su dışkı, idrar, vücuttan ve akciğerlerden çıkan nem sonucu kaybedilmektedir Bu miktar her gün tekrar tamamlanmak zorundadır Yemek yemeden bitkin vaziyette 30 gün dayanabilirsiniz ama su içmeden (bu süre ortama bağlı olarak) 7- 10 gün dayanabilirsiniz Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır Aşağıda sıralanan önerileri su temin edinceye kadar (vücudumuzda mevcut suyu korumak için) uygulamalısınız

1- Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücut derimizi örtmemiz gerekmektedir
2- Günün en sıcak saatlerinde aşırı çalışmadan kaçınınYürümeniz zorunlu ise bunu acele etmeden yapın
3- Suyunuz yoksa yemek yemeyin Konuşarak ağzınızın ve boğazınızın kurumasına neden olacağınızdan bundan sakının
4- Mevcut suyunuzu akşam serinliğinde veya gece küçük yudumlarla için
5- Çevrenizde deniz suyu veya içilmez su varsa elbiselerinizi ıslatın Bu işlem sizi serin tutar ve terlemenizi engeller
6- Alkol ve sigara içmeyiniz

İÇME SUYUNUN NİTELİKLERİ
- Su; kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır
- Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır
- Su tortusuz ve renksiz olmalıdır - Su; hastalık yapan mikroorganizma ihtiva ermemelidir
- Suda bulunan vibrio cholera, salmonella typhi, hepatit virüsü gibi mikroorganizmalar sudan
geçerek hastalığa sebep olurlar İçme sularının kesinlikle bakteriyolojik kirlilik taşımaması gerekir - Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır Bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir Arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, civa gibi Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler, amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olan maddelerdir Aynı zamanda bazıları suya kirli suların karıştığının göstergesidir - Sular kullanma maksatlarına uygun olmalıdır
- İçme suyu ve sanayide, kullanma sularında demir, manganez ve sertlik değerleri önemlilik arzeder - Sular agresif olmalıdır
- Suların agresifliği, serbest karbondioksit ( CO2 ) ile bikarbonat ( HCO3-) iyonunun dengede
olmasından ileri gelir Suların agresifliği boruların korozyonuna sebebiyet verir Ayrıca boruların aşınması halinde borudan ayrılan elementler su kalitesinin bozulmasına sebep olur

VÜCUTTA SUYUN ROLÜ

- Sıcaklığın düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar
- Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir

- Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır
- Çözücü rolüyle vitaminleri ve mineralleri hem taşır, hem de vücutta çözülmesini sağlar
- Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar

BESINLERIMIZ SINIFLANDIRILMASI
Beslenme, insanın büyüyüp gelişmesi, sağlıklı yaşaması ve enerji üretebilmesi için gerekli maddeleri alıp vücudunda kullanmasıdır Beslenme sırasında aldığımız yiyecek ve içeceklere besin denir
A) Yapılarına Göre Besinlerimiz
- ORGANİK BESİNLER - İNORGANİK BESİNLER
Karbonhidratlar Madensel Tuzlar
Yağlar Su
Proteinler
Vitaminler
B) Görevlerine Göre Besinlerimiz
ENERJI VERENLER DUZENLEYICI YAPICI-ONARICI
Karbonhidratlar Vitamin Protein
Yağlar Su Madensel Tuzlar
Proteinler Madensel Tuzlar Su

KARBONHİDRATLAR
Karbonhidratlar organizmada öncelikli olarak enerji elde etmede kullanılırlar 1 gr karbonhidrattan 41 kalorilik enerji elde edilir Karbonhidratlar enerji elde etmenin yanında hücre zarının, nükleik asitlerin, organik moleküllerin de yapısına katılırlar
Yapılarında karbon, hidrojen ve oksijen atomu bulun-dururlar Yeşil bitkiler atmosferdeki karbondioksiti köklerinden aldıkları suyla birleştirerek glikozu oluştururlar

CO2+H2O--------------GLIKOZ +O2

Karbonhidratlar şeker ve şekerli yiyecekler ile ekmek, Makarna, patates ve tahıllarda bulunur
Karbonhidratların en küçük yapıtaşı glikozdur Çok sayıda glikoz molekülü farklı şekillerde biraraya gelerek nişasta, selüloz veya glikojeni oluştururlar

KARBONHİDRAT ÇESİTLERI
Glikoz:En basit şeker olarak bilinen glikoz bitkide fotosentez olayı sonucunda oluşur Glikozun fazlası bitkilerde nişasta, hayvanlarda glikojene dönüştürülerek depolanır
Nişasta:Yalnızca bitkide depo besin maddesi olarak görülür Çok sayıda glikoz molekülünün bir araya gelerek oluşturduğu bir yapıdır Arpa, buğday, patates gibi besinlerde görülür Suda erimezler Hücre zarındaki porlardan geçemeyecek kadar büyük moleküllerdir Hayvanlar nişastayı sindirim olayı ile glikoza dönüştürerek kullanırlar Nişastanın ayıracı iyot çözeltisidir Nişasta iyot çözeltisi ile mavi-mor renge dönüşür
Selüloz:Bitkı, mantar ve bakteri hücrelerinde hücre zarının dışında bulunan hücre çeperi selülozdan olu-şur Selüloz hayvan hücrelerinde bulunmaz Aynı zamanda hayvanlarda selülozun sindirimi yapılamaz Sadece geviş getiren memelilerin bağırsaklarında bulunan bakteriler selülozu sindirebilirler
Glikojen:Hayvan hücrelerinde ve mantar hücrelerin-de fazla glikozun depo şekli glikojendir Bitkilerde glikojen bulunmaz Hayvanlarda glikozun fazlası kas ve karaciğerde glikojen şeklinde depolanır Kandaki glikoz seviyesi düştüğünde ise glikojen glikoza dönüşe-rek kana geçer

YAĞLAR
Yapılarında hidrojen, oksijen ve karbon atomu vardır En küçük yapıtaşı yağ asidi ve gliseroldur Yağlar beyaz kağıt üzerinde saydam leke bırakmaları ile tanınırlar Canlılar yağları enerji elde etmede kullanırlar
Görevleri:
1 Vücudun ısı yalıtımını sağlarlar
2 Vücudu darbelere karşı korurlar
3 Hücre zarının yapısına katılırlar
4 Hormonların yapısına katılırlar
5 Depo besin maddesi olarak görev yaparlar

6 İç organların etrafını sararak onları korurlar
Yağlar oda sıcaklığında katı ya da sıvı olmalarına göre ikiye ayrılırlar
— Sıvı Yağlar: Oda sıcaklığında sıvıdırlar Bitkisel yağlardır Mısır özü, zeytin yağı, susam yaği gibi-
— Katı Yağlar: Oda sıcaklığında katıdırlar Hayvansal yağlardır Tereyağı, kuyruk yağı gibi

PROTİNLER

Yapılarında karbon, hidrojen, oksijen ve azot bulunur En küçük yapıtaşı aminoasitlerdir Büyüme, gelişme, yaralanan dokuların onarılması için gerekli olan bir yapı maddesidir Hayvansal besinlerde daha fazla bulunur (Et, balık, tavuk, yumurta, süt ve peynirde bol miktarda bulunur) Aynca tahıllar ve baklagiller de proteince zengin besinlerdir
Canlılar proteini yapı maddesi olarak kullanırlar Ancak çok zor durumda kalınırsa proteinler enerji verici olarak da kullanılır Enzimleri de proteinler oluşturur
Örnek-1
Protein, yağ ve karbonhidratları enerji verme kabiliyetlerine göre en çok enerji verenden en az enerji verene doğru sıralayınız
Çözüm:
En çok enerji verenden en az enerji verene doğru be-sinler;
Yağlar > Proteinler > Karbonhidratlar
(9,1 kalori) (4,3 kalori) (4,1 kalori)
Örnek - 2
Protein, yağ ve karbonhidratları sindirim kolaylığına göre sıralayınız
Çözüm:
En kolay sindirilenden en zor sindirilene doğru besinler;
Karbonhidratlar - Proteinler - Yağlar
Örnek - 3
Besinlerin organizmadaki kullanım sırası nasıldır?
Çözüm:
Karbonhidratlar - Yağlar - Proteinler
Örnek - 4
Yağlar proteinlerden daha zor parçalandığı halde neden proteinlerden önce enerji verici olarak kullanırlar?
Çözüm:
Proteinler canlının temel yapıtaşıdır Canlı protein sindiriyorsa bir anlamda kendini sindiriyor demektir Bu olay uzun süren açlık durumunda görülür

ENZİMLER
Bu moleküller vücut ve hücre içerisinde hiç durmaksızın harıl harıl çalışırlarÖrnek verecek olursak hücre içerisindeki enzimlerden bir tanesi, bir saniyede 40 ayrı reaksiyona girebilmektedirBu bir kimyasal enzim için çok yüksek bir hızdırFakat hücrelerinizde bu enzimlerden binlercesi vardır ve her bir enzim birbirlerinden bağımsız olarak hiç durmadan reaksiyona girerler
Enzimlerin 3 boyutlu yapıları oldukça karmaşık bir düzene sahiptirX ışını difraksiyonları ile belirlenen bu şekiller arap saçı gibi görünsede aslında enzimler çok hassas bir hesapla üretilmiş moleküllerdir
Bu karmaşık yapılı enzim aslında düz bir aminoasit zincirinden meydana gelmiştirFakat bu kadar karmaşık olmasının nedeni zincirdeki bazı aminoasitlerin diğer bazı aminoasitlerle bağ yapmasından dolayıdır
Enzimlerin görevlerine gelince ;
Enimler bir kimyasal tepkimeyi hızlandırmak için tepkimeye katılan fakat hiçbir değişikliğe uğramadan tepkimeyi terk eden mükemmel moleküllerdirHer enzimin çok özel bir fonksiyonu vardırHer biri protein yapıda olmasına karşın hiçbirinin görevi aynı değildirBunun nedeni ise az önce bahsettiğimiz 3 boyutlu yapısından dolayıdır

Enzimlerin diğer önemli özelliği ise sabit bir sıcaklıkta ve sabit bir pH da maksimum hızla çalışmalarıdır
Örneğin ağızınızdan salgılanan tükürük sıvısı içerisindeki enzimler, yanlızca pH ı yüksek olan ortamlarda, yani bazik ortamlarda çalışabilirlerFakat buna karşın midenizdeki enzimler ise pH ı yanlızca 2-3 arasında olan ortamlarda çalışabilmektedirİşte bu yüzdendir ki midenizdeki enzimlerin çalışabilmesi için mide sürekli olarak asit salgılarBu sayede pH 1-2 seviyesine kadar düşürülür
Hücre içerisinde ise insan aklının kavrayamayacağı derecede karmaşık kimyasal tepkimeler meydana gelirBir hücre içerisinde meydana gelen kimyasal reaksiyonlar o kadar karmaşıktır ki bu işlemleri meydana getirecek bir fabrika kurmaya kalksanız, bu fabrikayı İstanbul şehri kadar büyük bir bir arazi üzerine kurmanız gerekecekti
İnsan vucüdunda 1 değil 60-70 trilyon tane hücre olduğunu düşünürseniz karmaşıklığın boyutunun ne kadar büyük olduğunu hayal etmeye başlarsınız

Enzimlerin çalışma şekli:
Enzimler başardıkları işler yanında çalışma şekilleride hayli ilginçtirBir enzim sahip olduğu 3 boyutlu yapısıyla yanlızca bir kimyasal tepkimeyi katalizleyebilirBir kimyasal tepkimeye giren enzim başka hiçbir kimyasal reaksiyona girmez
Reaksiyona giren enzimi bir "U" şekli olarak düşünürsek bu enzimin içine yerleşecek madde (substrat) ancak çubuk şeklinde olmak zorundadırEğer kimyasal maddeler daire, kare veya başka tip şekillerde olursa enzim tarafından katalizlenemez
Hücrede bulunan binlerce enzimden bir kaç tanesinin eksikliği kimyasal reaksiyon faaliyetlerini arap saçına döndürmektedirBu enzimler hücre için "olmazsa olmaz" niteliktedir
Hepimizin çok iyi bildiği bir hastalık olan "Albinizm" hücredeki enzimlerden yanlızca bir tanesinin eksikliği neticesinde meydana gelen bir hastalıktır
Bu hastalığa neden olan problem ise şu şekilde meydana gelir

Tirozin Tirozinaz Melanin
Bilindiği gibi deriye renk veren pigmentin adı "Melanin" dirBu pigment gerekli miktarlarda üretilerek deriye belli bir renk tonu kazandırılırFakat "Albinizm" hastalığı mevcut olan kişilerde yukarıdaki denklemde görülen "Tirozinaz" enzimini sentezleyen DNA hasar görmüştürDolayısıyla DNA hatalı olduğu için Tirozinaz enzimini üreteceği yere şekli değişik başka bir enzim üretmektedirBu enzim ise Tirozin maddesini tanıyamamakta, ve Tirozin maddesini Melanin pigmentine çevirememektedir
Hücredeki bu reaksiyon Tirozin aşamasında duraklayınca, hasta kişide albino deri ve albino saç meydana gelmektedirYani bembeyaz bir ten
Bu örnekten anlaşılacağı gibi organizma içerisinde tek bir enzim eksikliği bile çok büyük tahribatlara neden olabilmektedir
Bunun tam tersine güneşe çıkan insanların ise deri rengi bir süre sonra kararmaya başlarBunun nedeni hücredeki bazı enzimlerin eksikliğinden değil, yanlızca güneş ışığının Tirozinaz enzimini aktive etmesinden dolayıdırTirozinaz enzimi güneş ışığına maruz kaldığı zaman çok aktif bir hale geçerTabii enzim canlanırken aynı zamanda DNA ile senkronize çalışmaya başlarDNA durmadan Tirozin üretir, Tirozinaz enzimi ise aktif konumda sürekli olarak Tirozine saldırır
Tabii sizin derinizde sürekli Melanin pigmenti birikir ve kararmaya başlarsınız

Bazı ilginç enzimler
Vücudun vazgeçilmez askerleri olan enzimlerden bazıları gerçekten oldukça ilginç görevler üstlenmişlerdirİlginç görevleri olan enzimlerden DNA ile birlikte çalışanlar bunların başında gelir
DNA, kendinin kopyasını çıkarabilen bir moleküldürTabii bu işi kendi başına yapamazBunun için birçok enzim görev alırÖzellikle DNA replikasyonundan (kopyalama) sonra bazı enzimler DNA ya tıpkı bir annenin yavrusuna baktığı gibi bakarlar
Mesela DNA kendini kopyalar kopyalamaz bazı enzimler DNA üzerine hücum ederek derhal tarama yapmaya başlarlarYaptıkları bu taramalarla DNA üzerinde yanlış kopyalanmış bir baz'a rastlarlarsa derhal bu baz'ı yerinden sökerlerDaha sonra sökülen bu yanlış baz'ın yerine doğrusunu ekleyerek hatayı giderirler
Diğer bir enzim bu enzimin ardından yenilenen bölgeye müdahele ederek yerleştiren doğru baz'ın yerine sıkıca bağlanmasını sağlar
Diğer bir ilginç enzim ise DNA dan RNA sentezi sırasında görev alırBu enzim sentezlenen RNA da yanlış ve gereksiz kopyalanmış bazları tek tek yerinden sökmek yerine, yanlış bazların sıralandığı bölgeleri tespit ederek baz dizilerini bu bölgelerden makas gibi keserFakat bu kesme işlemi tek bir bölgede değil de birden fazla bölgede meydana gelince DNA parça parça ayrılmaya başlar
Ama hücre bununda önlemini alarak olay yerine ikinci bir enzimi gönderirBu enzim ise parça parça ayrılmış enzimleri kollarından tutarak yanyana getirir ve birbirine bağlar
Enzim adını verdiğimiz kompleks molkeüller, aslında hücre içerisinde üstlendikleri görevleri bakımından birer mucizedirlerAminoasitlerden oluşan şuursuz birer molekül yığını olmasına karşın oldukça iyi düşünülmüş fonksiyonarı yerine getirirler
Vücuttaki olağanüstü karmaşa
Vücutta vuku bulan karmaşalara değinmeden önce "Hormon" adı verilen maddelerin ne olduğunu öğrenmemizde fayda var
Hormonlar, vücudun bazı özel bölgelerinde üretilip kana verilen ve kan yoluyla vücudun başka bölgelerine iletilen proteinlerdirBu proteinler tıpkı enzimler gibi çalışarak, kan yoluyla ulaştıkları organı ya aktive eder yada inaktive ederlerHormonlar bundan başka terleme, suyun geri emilimi, üreme, hücre çoğalması vs daha birçok metabolik faaliyetlerde görev alır
Hormonlar enzimlere çok benzerlerTek farkları enzimler gibi sürekli olarak kimyasal reaksiyonlara girip çıkmazlarAyrıca kan yoluyla ulaştıkları organlar üzerinde yaptıkları etkiler uzun sürelidir
Şu an bilgisayar başında susamış olabilirsinizEğer susadıysanız veya acıktıysanız, duyduğunuz bu hisler tamamen hormonal kaynaklıdırMesela acıktığınız vakit vucüdun belirli bölgelerinden salgılanan hormonlar beyine ulaşarak beyinde bir açlık hissi oluşturmaya başlarlarDolayısıyla sizde bir yemek yeme isteği doğar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.