|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
bakiş, genel, madencilik, sektörüne, türkiye, yüzyil |
![]() |
20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel Bakiş |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel Bakiş20 ![]() GİRİŞ Bu raporda 20 ![]() ![]() Cumhuriyet öncesi dönemde, Anadolu Madenciliği, Batının bir yandan sınai ürünlerini satabilecek, öte yandan da sınai üretim için ucuz hammadde sağlayacak dış pazarlara açılma politikasına paralel olarak yabancıların kontrolünde kalmıştı ![]() ![]() Cumhuriyet ile birlikte, Devletçilik politikası kapsamında MTA ve Etibank kurularak Madencilik Sektörünün kurumsallaşması sağlandı, Madenciliğe dayalı Sanayileşmenin alt yapısı hazırlandı, Demir-Çelik Fabrikası kuruldu, krom ve kömür başta olmak üzere maden üretiminde önemli ölçüde artış sağlandı ![]() ![]() Çok Partili Döneme Geçiş ile birlikte, özel sektörün ve yabancı sermayenin de sıcak bakacağı bir maden kanunu 1954 yılında çıkartıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1970’li yılların sonunda Gelişmiş ülkeler tarafından uygulanmaya başlanan Yeni Dünya Düzeni kapsamında geliştirilen özelleştirme politikaları, büyük zahmetlerle kurulmuş madencilik sektörüne dayalı sanayiyi olumsuz yönden etkiledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Madencilik Sektörü, 20 ![]() ![]() Madencilik Sektörünü geliştirebilir mi? Bu soruların cevabı, bu raporda bulunmaya çalışıldı ANADOLU’NUN BATILAŞMA HAREKETİ 1789 Fransız Büyük İhtilalinin bütün dünyayı etkileyen, özgürlük, eşitlik, kardeşlik sloganlarının taşıdığı anlayış ve Batının yeni düşünce akımları 19 ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batılaşma hareketinin asıl itici gücünü, Osmanlı egemen güçleriyle, Batı kapitalizminin kendisi oluşturmaktaydı; Başta sivil-asker bürokrasi artık üründen aldıkları paylarla biriktirilen servetlerini ve canlarını güven altına almak istiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Batılaşmanın bir büyük desteği de Batının asıl kendisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk meşrutiyet denemesi düşünürlerde sadece özgürlükle uğraşmanın sorunlarına çözüm getirmeyeceği düşüncesini yarattı ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu; 1878 Osmanlı - Rus ve Balkan savaşları, 31 Mart Vakası, 2 ![]() ![]() Mustafa Kemal ve arkadaşlarının hedefleyen Madencilik sektörü ve Maden Mühendislerinin sorunlarının meslek ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çözmeyi hedefleyen İktidardır ![]() Yukarıda çerçevesi çizilen demokratik bir düzen içerisinde üretken ve aydınlık bir Türkiye'nin yapılandırılması gerektiğine inanan Maden Mühendisleri Odası bu amaç doğrultusunda "Demokrasi Mücadelesini" sürdürmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu’nun hezimete uğramasının nedenlerini değerlendiren Mustafa Kemal ve arkadaşları, “Hezimetin asıl nedeninin, sanayi alanında önemli mesafeler almış olan ülkelerle, tarımsal gelişmeyi dahi tamamlayamamış olan bir ülkenin mücadele edemeyeceği ve başarı sağlayamayacağı” tespitinde birleşmişlerdi ![]() ![]() 1923 yılında, İzmir’de gerçekleştirilen İktisat Kongresinde izlenecek ekonomik politikanın liberal bir politika olacağı kararlaştırıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1950’den bu yana hep egemenlik mukaddesatçı bir görüşün etkisinde kalmış, hep Atatürk ilke ve devrimlerinden, insan haklarından, ulusal eğitim sisteminden, ulusal ekonomi plan ve politikalarından tavizler verilerek, Cumhuriyet’in ilanından sonra hedeflenen ulusal egemenlik yerine parti egemenlikleri yaratılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10 Aralık 1999 Helsinki zirvesi ile AB adaylık başvurusu, Türkiye’nin mevzuatının AB Mevzuatına uyarlanması, Enflasyonun AB düzeyine indirilmesi ve Batı standartlarında demokratikleşmenin sağlanması önkoşullarıyla kabul edildi ![]() Yüz elli yıllık özgürlük ve demokrasi savaşından sonra bugün ülkemizde gelişmiş demokrasilerde tamamen yasal olan bir çok eylem hala suç olarak yargılayan bir hukuk sistemine sahipsek, Türkiye’de özgürlük ve demokrasi kavgasının kitlesel boyutlarda henüz yeni başladığı anlaşılmaktadır Bugün kamuoyunda AB sürecine sıcak bakılmasının en önemli nedenlerinden biri, 1 ![]() ![]() İşte Maden Mühendisleri Odasının “Demokratik bir Kitle Örgütü” olarak demokrasi mücadelesi tarihsel gelişmelerin sonucunda gelinen bu noktada başlamaktadır ![]() düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi " altındaki tüm sözleşmelerin kapsamındaki hak ve özgürlükleri içerecek, "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" anlayışı içerisinde ve yargının bağımsızlığını sağlayacak, özgürlük ve barıştan yana Anayasal ve Siyasal düzeni başkaları istediği için değil kendi halkı için hedefleyen, gelir dağılımındaki adaletsizliği, bölgeler arası dengesizliği, işsizliği ve göçleri ortadan kaldıracak politikaları öncelikle ele alacak, İthalat ve rant ekonomisi karşısında; bilim ve teknolojiye dayalı, işçi sağlığı, iş güvenliği ile çevrenin göz ardı edilmeden, Mimar ve Mühendislerin denetim ve kontrolü altında, çalışanların örgütlülüğü anlayışı içerisinde kamu ve ülke yararına ve pazar olmaktan öte pazardan pay olacak üretimi savunacak, KİT'leri içine düşürüldüğü; talan, yağma ve çalışanların kıyım durumundan kurtararak özerk ve çağdaş yönetim anlayışı içerisinde verimli ve etkin işletmelere dönüştürülmesini hedefleyen Madencilik sektörü ve Maden Mühendislerinin sorunlarının meslek ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çözmeyi hedefleyen İktidardır ![]() Yukarıda çerçevesi çizilen demokratik bir düzen içerisinde üretken ve aydınlık bir Türkiye'nin yapılandırılması gerektiğine inanan Maden Mühendisleri Odası bu amaç doğrultusunda "Demokrasi Mücadelesini" sürdürmektedir ![]() CUMHURİYET ÖNCESİ MADENCİLİK Dünyada ilk madencilik faaliyetleri Anadolu’da yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu madenciliği Romalılar devrinde doruğuna ulaşmıştır ![]() ![]() ![]() Selçuklular döneminde, seramik hammaddeleri işletmeciliği çok ilerlemiş, çini ve mozaik sanatının zirvesine çıkılmıştır ![]() ![]() ![]() Evliya Çelebi (1646), Seyahatnamesi’nde Gümüşhane’de 70 Ocaktan gümüş, Bulgaristan’daki Somakof madeninden de demir üretildiğini, ayrıca her iki madende de izabe yapıldığını belirtmektedir ![]() Osmanlılar, maden kaynaklarını kamusal varlık sayarak devlet gereksinimlerine tahsis etmişler, özel mülkiyet konusu yapmamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı, madenlerini ağırlıklı olarak ordusuna silah ve cephane, hazinesine de sikke(para) temini amacıyla işletmiştir ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 19 ![]() ![]() Osmanlı Devleti de savaş gemilerinde buhar makinesi kullanmaya yönelmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1848’den 1940 yılına kadar Havzanın yönetimi ;aşağıda görüldüğü gibi gerçekleşmiştir ![]() Hazine-i Hassa idaresi (1848-1865) Bahriye (Donanma) dönemi (1865-1908) Havzada Nafia Dönemi (1908-1909) Ziraat Ticaret ve Orman Nezareti Dönemi (1909-1921) Milli Mücadele Dönemi (1921-1923) Cumhuriyetin ilk 17 yılı (1923-1940) Bu dönemlerde Havza’da üretim; İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyanların himayelerinde, ağırlıklı olarak bu devletlerin çıkarları ve yönlendirmeleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Havza’nın ulusal çıkarlara hizmet edecek biçimde değerlendirilmesine önem verilmiştir ve “Maadin ve Sanayi Mekteb-i Alisi” kurulmuştur ![]() ![]() ![]() 1924 yılında Türkiye İş Bankası’nın kurulmasıyla madencilik alanına yeni yatırımlar yapılmış ve Havza’da 4 şirket faaliyete geçmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bor, elementer olarak son yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Türkiye’nin maden zenginliklerinin nasıl sömürülüğünün anlaşılması bakımından, 1865 yılında Sultançayırı imtiyazının Dasmasurez şirketi tarafından alınıp işletilmesi önemli örnektir ![]() Bebek’te mermer işleri ile uğraşan Polonyalı mülteci, eski ortağı Fransız Decmezures’e alçı taşından yapılmış heykeller hediye eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olay, Batı’nın Anadolu’daki hammadde kaynaklarına nasıl baktığı, hammaddeyi götürerek sanayi tesislerini kendi ülkelerine kurdukları, bunun yanında hileli yollarla doğal kaynaklarımızı nasıl ucuza kapattıkları ve genel zihniyetlerini yansıtması açısından düşündürücüdür ![]() 1923-1950 MADENCİLİK SEKTÖRÜ Lozan Barış Görüşmeleri sırasında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat – 4 Mart 1923), Cumhuriyet döneminde izlenecek ekonomik politikayı saptıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() İzmir İktisat Kongresi’nde kabul edilen kalkınma ve sanayileşme politikaları doğrultusunda yabancı sermaye, kömür, bakır ve krom maden işletmeciliği başta olmak üzere, bu sektöre ortaklıklar şeklinde girmiştir ![]() ![]() 1923 yılında başlayan bu model istenen başarıyı sağlayamamıştır ![]() ![]() 1932 yılı maden üretimleri şöyle gerçekleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1930’lu yıllara kadar, gerek Osmanlı Dönemi ve gerekse cumhuriyet döneminde, ülkenin doğal kaynaklarının tespitine yönelik bilimsel çalışmalar yapıldığını söylemek mümkün değildir ![]() ![]() Memleketimizde işletilmeye elverişli maden yatağının bulunup bulunmadığını, İşletilen maden ve taşocaklarının da daha faydalı surette işletilmelerinin neleri gerektirdiğini; araştırmak, fenni ve jeolojik tetkikler, kimyasal tahliller yapmak, proje ve raporlar hazırlamak, verimlilik hesapları yapmak, bütün alma sorumluluğundan muaf tutulmuştur ![]() Aynı gün (14 Haziran 1935) MTA ile birlikte 2805 sayılı yasa ile, “Madencilik, Enerji Üretimi ve Dağıtımı alanlarında faaliyet göstermek üzere” ETİBANK kurulmuştur ![]() Etibank’a, kuruluş kanununun 5 ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda Etibank ruhsat alabilir, ruhsat devir alabilir ve elde ettiği hakları ya da hisseleri başkalarına satabilir, devir edebilir ![]() ![]() 2804 ve 2805 sayılı yasalarla oluşturulan bu iki kuruluş, madencilik sektörüne yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım ve sağlıklı bir değerlendirme getirmiştir ![]() ![]() 24 Haziran 1935’de 2819 sayılı kanunla Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİEİ), ülkemizin elektrik enerjisine yönelik potansiyelinin saptanması amacıyla kurulmuştur ![]() ![]() Sümerbank, MTA, Etibank ve EİEİ’nin kurulmasıyla devletin sanayi alanındaki kurumsal altyapısı tamamlanmıştır ![]() Atatürk’ün 1935 yılı TBMM açılış nutkunda madencilikle ilgili görüşleri şöyledir: “Maden İşleri yeni bir açılma devresindedir ![]() ![]() “Kömür Havzasının rasyonel işletilmesi için tedbirler aramak da lazımdır” “Maden İşletilmesi inkisaf (gelişme) halindedir ![]() ![]() “MTA’nın çalışmalarına azami inkisaf vermesini ve bulunan madenlerin planlı şekilde hemen işletmeye alınması lazımdır ![]() ![]() EİEİ, enerji potansiyelinin saptanması, ülkenin enerji ihtiyacının karşılanması,kömüre dayalı termik santrallerin hayata geçirilmesi ile görevlendirilen Etibank ve linyit potansiyelinin saptanması hususunda MTA, 1935 yılından sonra önemli projeler üzerinde çalışmalara hemen başlamışlardır ![]() ![]() ![]() Etibank, ülkenin sanayi alanında yapacağı gelişmelerin enerji ile desteklenmesi bilinciyle, kömüre dayalı santrallerin ve yakacak kömür ihtiyacının karşılanması için çalışmalara başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sanayileşme hedefine ulaşılabilmesi için demir ve çelik üretiminin gerçekleşmesi gerekir ![]() ![]() ![]() Dönem içerisinde, ülkenin petrol rezervlerinin saptanması ve işletilmesi, krom, bakır, manyezit, çinko ve kurşun başta olmak üzere birçok madenin aranması ve üretimiyle ilgili projelendirme çalışmalarının yürütüldüğünü görmekteyiz ![]() ![]() ![]() ![]() Ülkemizin bor yatakları, Milli Mücadele’den sonra da, uzun yıllar Avrupa’nın asit borik üretimi için değerli hammadde kaynağı olmaya devam eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1950-1980 MADENCİLİK SEKTÖRÜ 1950’li yılların ikinci yarısında Etibank bor tuzlarıyla ilgilenmeye başlar ![]() ![]() ![]() ![]() 1958 yılından sonra bor yataklarına ciddi yatırımlar yapılmıştır ![]() ![]() Batı’nın, bu yıllardaki ülkemizin madenlerini, hammadde olarak götürme anlayışı, zaman zaman günümüzde de devam etmiştir ![]() ![]() ![]() Dünya bor rezervlerinin %60’ını elinde bulunduran ülkemizin, dünya pazarında söz sahibi olması, bor üretimini artırması, nihai ürünlere yönelmesinin doğruluğu 70 li yıllarda tartışılmış ve 2172 sayılı yasa ile tüm bor sahaları Etibank’ a devredilerek tekel olarak kamunun eline geçmiştir ![]() Bor yataklarının üretimi ve pazarlanması Kamu işletmeciliğine geçtikten sonra arama çalışmalarına hız verilmiş, rezervler 2 milyar tona çıkmış, nihai ürün eldesine yönelik politikalar geliştirilmiş, uzun yıllar 25-30 milyon dolar olan yıllık ihracatlar, bugün 250 milyon dolarlara ulaşmıştır ![]() ![]() Türkiye’nin sanayileşmesini istemeyen Batı’lı ülkeler borda oynadıkları oyunları diğer madenlerde de uygulamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üretilen ferrokromların ihracatını Fransız şirketi yapacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1957 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) kurularak,taşkömürü ve linyit üretimi, dağıtımı ve satışları Etibank’tan alınarak bu kuruluşa verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demir çelik üretimi sanayinin en önemli girdisidir ![]() ![]() 1970 yılında üretime alınan İskenderun Demir Çelik Fabrikaları Entegre Tesisleri’nin bugünkü kapasitesi 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 1950’li yıllarda Toros Dağları’nın kuzeyinde boksit rezervlerinin olduğu bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı, Türkiye’nin sanayileşmesini hızlandıracak yeni teknolojileri vermekte istekli değildir ![]() ![]() ![]() ![]() 1960’lı yıllarda kamunun, özel sektörün ve yabancı sermayenin ortaklığı ile madencilik alanında yeni kuruluşlar oluşturuldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÇİNKUR, uzun yıllar ülkemizdeki çinko yataklarını değerlendirmiş ve 1995 yılında özelleştirilmiştir ![]() ![]() Devlet ve özel sektörün ortak olarak kurduğu bu kuruluşlarda, özel sektörün sermaye artırımına katılmaması nedeniyle, devletin hisseleri %99’a çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 1980 SONRASI MADENCİLİĞİMİZ VE ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI 1980 sonrası dönemde Madencilik Sektörü iki önemli gelişmenin etkisinde kalmıştır ![]() ![]() Dünya Bankası, 1980 yılının başına kadar sadece KİT’lerin oluşturulması için kredi açmakta kalmıyor, aynı zamanda işletme kredisi veriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1980’den bugüne kadar; Yeni Dünya Düzeninin referans noktaları olan küreselleşme, serbest piyasa ekonomisi, özelleştirme, esneklik, rekabet, yabancı sermaye, uluslararası tahkim, MAİ, bilgi çağı, bilgi toplumu, ticaret devrimi, kalite, standart, çevre, moda, medya v ![]() ![]() Yeni Ekonomik Düzen; 1970-1980 döneminde yaşanan petrol krizleri sonucunda GOÜ’in (Gelişmekte Olan Ülkeler) artan dış borçları ve buna karşılık ithalatlarını kısmaları sonucunda Dünya ticaretinde ve piyasalarında oluşan durgunluktan çıkmak ve bu fırsatla GOÜ’i disipline etmek ve yeni kar alanları yaratabilmek amacıyla Merkez (ABD liderliğinde Gelişmiş yedi ülke) tarafından 1980’li yıllarda uygulamaya konulmuş ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel alanlarda bir bütün olarak değişimdir ![]() ![]() Yeni Dünya Düzeni kavramı ise, Sovyet Bloku’nun dağılmasıyla netleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yani Merkezle Çevre arasında bağ kuran karşılıklı dayanışmaya yol açabilecek ne siyasal, ne bir dizi ekonomik olgu bugün eski önemini taşıyor ![]() ![]() ![]() Yeni Ekonomik Düzen, evrensel çapta serbest piyasa ekonomisini gerçekleştirme savıyla yola çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teknolojik gelişmelerle birlikte çevre kirliliği, ülkeler arasındaki gelir dağılımındaki adaletsizlik ile işsizliğin artması, Ulus devletlerinin ÇUŞ’lerin (Çok Uluslu Şirketler) karşısında zayıflaması sonucunda 20 ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye’de bu değişimin referans noktaları; ekonomide, 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları, siyasi ve hukuki alanlarda 12 Eylül Rejimi, 1982 Anayasası ve bunları tamamlayan Yasalar, Sosyo-Kültürel alanlarda ise, bir tarafta; serbest piyasa ekonomisi, medya, moda ve küreselleşme ile gelişen ve batı kültürüyle benzeşen yeni yaşam alışkanlıkları ve diğer tarafta; bunların sonuçları ile serbest piyasa ekonomisiyle gelen işsizlik, göç ve kentleşme sorunları karşısında şeriatçı-milliyetçi toplumsal muhalefetin gelişmesidir ![]() Türkiye’de Özelleştirme programı; piyasa güçlerinin ekonomiyi harakete geçirmelerine imkan sağlaması, üretkenlik ve verimliliğin artması, mal ve hizmetlerin kalite, miktar ve çeşitliliklerinin artırılması, mülkiyetin tabana yayılması, sermaye piyasasının gelişiminin hızlandırılması, modern teknoloji ve yönetim tekniklerinin Türkiye’ye çekilmesi, çalışanlara hisse senedi vermek suretiyle işgücü verimliliğin artırılması, devlete gelir sağlanması v ![]() ![]() ![]() ![]() 1982 Anayasası kapsamında temel hak ve özgürlükler ile toplumsal örgütlenme sınırlandırılmış ve bunun karşısında yürütme yasama karşısında güçlendirilmiş ve bu güçle iktidara gelen Özal Hükümeti tarafından toplumsal muhalefetin olmadığı bir dönemde ağırlıklı olarak Kanun Hükmünde Kararnameler ile altyapısı hazırlanan özelleştirme politikaları 1980'li yılların sonunda başarısız olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye; Merkezde ve bölgesindeki değişimleri iyi değerlendirememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demokrasi ile seçilerek gelen Hükümetler, ülkenin bu ekonomik sorunlarını IMF, Dünya Bankası ve bir-kaç sermaye grubu ile çözmeye çalışırken meslek odaları, sendikalar başta olmak üzere demokrasi güçlerini sistem dışına itmişler ve bu gelişmeler sonucunda; “Özelleştirme ,siyasilere ve sermaye kesimine karşı sokakta demokrasi mücadelesine dönüşmüştür ![]() ![]() ![]() 57 ![]() ![]() ![]() 24 Ocak Kararları ile birlikte ekonomide ihracata dönük sanayi politikaları benimsenmiş ancak “karşılaştırmalı üstünlük teorisi” dikkate alınmayarak sanayileşme göz ardı edilmiş, sadece bir-kaç imalat sektörünün teşviklerle kapasitesi artırılarak ithal girdiler yoluyla ihracat artışı sağlanabilmiştir ![]() ![]() ![]() Türkiye Madencilik Sektörü içinde bulunduğu krizden çıkarak gelişebilmesinin tek koşulu özelleştirme politikaları gösterilmiş ve bu kapsamda tartışmaların özelleştirme üzerinde yoğunlaşması sonucunda da sektör ile ilgili sağlıklı politikaların oluşturulması engellenmiştir ![]() 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye, 1970’li yılların sonlarında uygulamaya konulan 21 ![]() ![]() ![]() Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadarki süreçte, Anadolu Madenciliği üzerinde Batının temel felsefesi; “ucuza hammadde ithal etmek ve Türkiye'ye mamul madde ihraç etmek olup, hiçbir dönemde sanayileşmeye yönelik teknoloji yatırımı yapmamak” olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elbette gelişmekte olan Türkiye, madencilik ve enerji sektörlerinde yapılacak modernizasyon, yenileme ve yeni yatırımlarda neredeyse tamamen teknoloji ve finansman olarak dışa bağımlıdır ![]() DÜNYA MADENCİLİĞİNDE GELİŞMELER KONJONKTÜREL DALGALANMALAR Dünya madencilik üretiminin hacim ve değer açısından ağırlığı, petrol, doğal gaz ve kömür gibi yakıt madenleri, demir, manganez, nikel gibi demir-çelik sanayisine ana girdi sağlayan metaller, bakır, çinko, kurşun, kalay, altın, alüminyum gibi baz metaller ile fosfat, potas ve kükürt gibi endüstriyel minerallerden oluşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Stoklardaki artış yada düşüşler ile NYMB ve LMB dalgalanmaları birbirini etkilenmekte; stoklar arttığında, fiyatta düşmekte, stoklar azaldığında ise fiyatlar yükselmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel Bakiş |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel BakişPiyasa ekonomisinde, en zengin rezervleri içeren bir maden yatağı için bile yaşamanın önkoşulu borsa fiyatlarıdır ![]() ![]() Fiyat düşüşlerine dayanamayan birçok küçük maden şirketi saha ve işletmelerini büyük firmalara devretmek zorunda kalmışlardır ![]() ![]() Fiyat dalgalanmaları, çokuluslu madencilik şirketlerinin (ÇUŞ) milyonlarca $’lık arama fonlarını ve harcama kalemlerini de yönlendirmekte ve fiyatı düşen madenlerin bulunabileceği sahalarda arama yapılmamaktadır ![]() ![]() Metropoller büyük ölçekli sanayilerinin ana girdilerini oluşturan ve özellikle kendi topraklarında bulunmayan madenler konusunda dış kaynaklara muhtaçtırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TEKNOLOJİK GELİŞMELER 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 80’li yılların ortasında ortaya çıkan ekonomik gerilemeye ek olarak; madencilik sektörünün özyapısal karakterlerinden kaynaklanan kriz etkenlerinin en önemlilerinden biri de, dünya çapında yaygın ölçekte gelişen devridaim (recycling) eğilimlerinin etkisi olmuştur ![]() ![]() ![]() Metropollerde yüksek teknolojinin gelişmesiyle birlikte, özellikle demir cevheri, boksit gibi hantal madencilik işleri, çevre ve toplumsal duyarlıklar nedeniyle, geri kalmış ülkelerdeki kaynaklara aktarıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir diğer teknolojik eğilim de, gelişmiş ülkelerin geri kalmış ülkelerden ithal ettikleri külçeleri işleyerek elde ettikleri %99 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EKOLOJİST SİVİL MUHALEFET HAREKETLERİ Yüzyılımızın sonlarına doğru ortaya çıkan “çevreci”, “yeşilci” ve ekolojist akımlar, madenciliğin gelişimini dünya ölçeğinde engelleyerek, özellikle yakıt madenlerinin tüketim tarzını doğrudan yönlendirebilecek kadar başarılı oldular ![]() ![]() ![]() Yeşilci baskılar sonucunda, özellikle arsenik, kadmiyum, kalay, çinko, civa, bizmuth, kurşun, telluryum, selenyum gibi ağır ve/veya toksit metallerin kullanım alanlarında yoğun ikame arayışları başladı; talep geriledi ve fiyatlar düştü ![]() ![]() ![]() Çevreci görüşler, kömür, petrol, doğalgaz ve uranyum gibi yakıt madenlerinden üretilen enerji ile barajlardan üretilen hidroelektriğin tümünün kullanımına ve ayrıca odun ile tezek yakımına, doğayı kirlettiği ve tahrip ettiği gerekçesiyle kökten karşı çıkmakta ve bugün birincil enerji üretimindeki payı binde 2’yi bile bulmayan güneş, rüzgar, jeotermal, med-cezir enerjisi vb ![]() ![]() ![]() TEKELLEŞME VE DİKEY ENTEGRASYON EĞİLİMLERİ Dünya madencilik sektörü, demiryolları, havayolları, denizyolları gibi kitlesel ulaştırma hizmetleri ile enerji sektörü gibi kendi özgül yapısından kaynaklanan nedenlerle de tekelleşme eğilimindedir ![]() ![]() ![]() ![]() Yakıt madenlerinde ise, tekelleşme daha da yoğun yaşanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüklerin küçükleri yutmasıyla başlayan tekelleşme sürecinin ileri aşamalarında, ÇUŞ’lar da kendi aralarında birleşerek daha da büyümekte ve ayrıca, bir anlamda müşteri-satıcı veya üretici-tüketici ittifaklarından oluşan farklı iş kollarındaki şirketler arası birleşmeler de gözlenmektedir ![]() Tekkeleşmenin bir diğer yüzü ise, arama-ihzarat-istihraç-zenginleştirme işlemleri ile izabe, rafinasyon ve pazarlama gibi faaliyetlerinin tümünün birden tek bir ÇUŞ eliyle yürütülmesi anlamına gelen “dikey entegrasyon” eğilimleriyle biçimlenmiştir ![]() ![]() Sonuç olarak; Dünya ekonomisinde yüksek teknoloji kullanımının giderek yaygınlaşmasıyla, ekonomik yapı giderek hammadde-yoğun niteliğini yitirmekte ve kazanç sağlanan ticari ürünlerde giderek bir boyut küçülmesi görülmektedir ![]() ![]() Çevre sorunları ve enerji fiyatlarının yüksekliği nedeniyle, hemen hemen tüm metallerde görülen ikincil üretim ve (Recycling) en şiddetli olarak alüminyum, demir çelik ve bakır sektörlerinde kendini hissettirmektedir ![]() ![]() Yeni Dünya Düzeninin getirdiği en önemli değişim; kaynakların kıt olması, çevre ve insan sağlığı için atıkların kontrol edilmesinin ön plana çıkması, üretimde ve kullanımda önemli teknolojik gelişmelerin sağlanması sonucunda, daha az hammadde ve yakıt ile temiz bir çevre içerisinde insanlık için maksimum faydanın sağlanması gelişmişliğin temel göstergesi olarak gösterilmesidir ![]() ![]() ![]() Madenciliğin gelişmesi, artık kapalı ekonomi dönemindeki gibi her dalda ve her projenin desteklenmesi yoluyla olmayacaktır ![]() ![]() ![]() KÖMÜR POLİTİKALARINDA GELİŞMELER Dünya taşkömürü ticareti giderek artan bir trend göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avustralya Dünya’da kömür ihracatında 140 ![]() ![]() ![]() Dünya kömür ithalatında en büyük pazarları başta Japonya olmak üzere Güney Kore, Tayvan, Hindistan, Hong Kong gibi Asya-Pasifik ülkeleri ile İngiltere, İtalya, Hollanda, Almanya başta olmak üzere AB ülkeleridir ![]() Deniz taşımacılığında en önemli yük kömürdür ![]() ![]() ![]() Uluslararası Enerji Ajansı IEA tarafından yapılan tahmine göre 1996 yılında 478 ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya kömür piyasasında fiyatlar; kömürün kalitesi, nakliye masrafları ve tedarik güvenliğini de içeren faktörlere bağlı olarak gelişmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya Kömür Ticaretinde ve kömür fiyatlarında oluşan bu dengeler dikkate alındığında bazı ülkelerin Kömür Politikaları çok çarpıcı görünmektedir ![]() Almanya’da yer altı işletme yöntemi ile yapılan taşkömürü üretim maliyeti, ithal kömüre göre yüksektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa’da kömür sektörüne, 4 ![]() ![]() Macaristan’da enerji sektöründeki şeffaflığı artırmak üzere yerli kömür endüstrisi yeniden yapılandırma yoluna gidilmiştir ![]() ![]() ![]() İspanya’da 1997 yılında hükümet ve elektrik sektörü ile yapılan çerçeve anlaşmasına göre, sübvansiyonla sürdürülen kömür üretiminin on yıl daha devam etmesi kararlaştırılmıştır ![]() ![]() ![]() Polonya’da 1990 yılı itibarı ile dondurulmuş olan kömür fiyatları şu anda serbest durumdadır ![]() ![]() ![]() Polanya Hükümeti tarafından 1996-2000 yılları arasında bu tedbirler için, sosyal yardım da dahil, 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çin’de hükümetin 2000 yılına kadar yerli talebi ve ihracatı arttırmaya yönelik planların hedefine ulaşması için belirlenmiş politikalar, merkezden idare edilen devlet madenlerinin geliştirilmesi yönündedir ![]() ![]() ![]() ![]() Rusya ve Ukrayna’da yaşanan ekonomik olumsuzluklar nedeniyle bu ülkelerin politikaları ile ilgili yorum yapılamamıştır ![]() ABD’de kömür, yerli enerji kaynakları içinde en büyük değere sahip olup, fosil enerji kaynakları arasındaki payı %94’dür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ABD’nin Wyoming eyaletindeki büyük linyit rezervleri son 25 yıl içinde, ileri teknolojiler kullanılarak bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() OECD raporlarına göre, dünya fosil yakıt tüketimi 1993-2010 yılları arasında, yılda %2 ![]() ![]() ![]() ![]() TÜRKİYE MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN VE MADEN MÜHENDİSLERİNİN GÜNCEL DURUMU GENEL MADENCİLİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRME Cumhuriyetle birlikte hedeflenen sanayileşme olgusu sonucu madencilik ön plana çıkarılarak ayrıcalıklı bir sektör olarak ele alınmış, birçok kurumun alt yapısı hazırlanmış ve kanun, tüzük, yönetmelikler hızla çıkarılarak yürürlüğe konulmuştur ![]() ![]() ![]() Ayrıca, 24 Ocak Ekonomik Kararları ile uygulamaya konulan ihracata dönük sanayileşme politikaları sonucunda; ithalat artışı engellenemediği gibi teşvikli ucuz ithal hammadde girdileri karşısında madencilik sektörü eşit olmayan koşullarda rekabet edemediğinden özellikle özel sektöre ait işletmelerin bir kısmı kapanmış veya gelişmeleri önlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Son 15 yıllık dönemde başta kömür ve demir cevheri ithalatı sonucu, hammadde ve ara ürün olarak ihraç edilen cevherlerden elde edilen gelir bu iki madene ödenen dövizden daha geride kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Madenciliğimiz ülkemiz GSMH içindeki payı % 1 civarındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyanın en büyük trona yataklarından birine sahip olmamıza karşın, tespit edildiği 1979 yılından bu yana Batılı tekellerin oyalama politikalarına göz yumulması nedeniyle bu rezervlerimiz bugüne kadar işletilememiştir ![]() ![]() ![]() Ülkemiz dünya krom rezervinin %1’ine sahip olup ortalama 12 milyon ton/yıl olan dünya krom üretiminin de yaklaşık %3’ünü gerçekleştirmektedir ![]() ![]() ![]() Ülkemizde yılda ortalama 1 milyon ton krom cevherinin yaklaşık %20-30’u Eti Holding, %70-80’ni özel sektör tarafından üretilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eti Holding’in ihraç ettiği ferrokromun yanısıra özel sektörün ürettiği yılda yaklaşık 700 ![]() ![]() Ülkemizde Eti Holding dışındaki krom üreticilerinin yıllardır ferrokrom tesisleri için yatırım yapmamalarının nedenlerinden biri elektrik enerjisi fiyatıdır ![]() ![]() ![]() Çelik üretiminde dünyadaki oran % 70 entegre tesisler, % 30 elektrik ark ocakları şeklinde iken bu oran ülkemizde tam tersinedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son günlerde gündeme gelen borla ilgili gelişmeler, 150 yıllık anlayışta pek bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor ![]() ![]() ![]() Etibank Genel Müdürlüğü 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bankacılık bölümünün özelleştirilmiş olması nedeniyle Etibank isminin değiştirilmesi, Yeni yapılanma ile işletme birimlerinin A ![]() ![]() Ticari alanda daha profesyonel bir yapılanma Ayrı şirketler haline getirilen yapıların daha kolay özelleştirilmesi 21 ![]() ![]() ![]() Yetki ve karar mekanizmaları birbirine girmiştir ![]() ![]() ![]() Ticari alanda profesyonel bir yapılanma iddiası ise tamamen boşa çıkmış bir iddiadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madencilik yapısı itibariyle kendi alanı dışında (inşaat, nakliye, enerji, gıda vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bor ve ürünleri konusunda istenilen amaca bugün ulaşılamamış olması bir yana, Etibank Madencilik yapısı da deforme edilmiştir ![]() Uluslararası pazarlarda tüm gelişmiş teknolojik üretimlere girdi olan rafine bor ve uç ürünleri konusunda üretimden yatırıma, pazarlamadan satışa bir master planı oluşturularak tek elden uygulanmalıdır ![]() Cumhuriyet tarihimizle özdeş metal madenleri ve endüstriyel mineraller üzerinde 64 yıllık deneyim ve birikime sahip olan Eti Holding’in bor madenciliği konusunda da uzun yıllar ülkemize daha büyük hizmetler verecek tek kuruluştur ![]() ![]() ![]() Bugün Ortadoğu ülkeleri için petrol, Türk Cumhuriyetleri için petrol ve doğalgaz ne ise bor’da ülkemiz için aynı önemde stratejik bir hammaddedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seydişehir Alüminyum tesislerinin kapasitesini artırabilecek rezerv olmasına karşın yıllardır bu alanda yapılması gereken daha az enerji tüketen ileri teknoloji yatırımların yapılmaması nedeniyle her geçen gün alüminyum ürünlerinde dışa bağımlılık artmaktadır ![]() Türkiye’nin Bakır, Çinko, Kurşun rezervleri (Metal Cu, Zn, Pb) sırasıyla, 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özelleştirme sonucu İranlılara satılan Çinkur gerekli konsantreyi yurt dışından getirmiş, bölgedeki madencilerden cevher satın almamıştır ![]() ![]() ![]() Madencilik Sektörü fiyat dalgalanmalarına ve işletme risklerine çok duyarlı bir sektör olup sadece özelleştirme ile maden işletmeleri verimli hale gelmez ve bu nedenle de küçültülmüş şirketlerin uluslar arası piyasalarda yaşayabilmesi mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zonguldak Taşkömürü Havzası son yıllarda devamlı ülke gündeminde kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2000 yılı itibariyle Ülkemizin linyit rezervleri 8 ![]() ![]() ![]() ![]() 1980 yılında 14 milyon ton olan linyit üretimi yaklaşık 5 kat artarak 63 Milyon ton seviyesine çıkmıştır ![]() ![]() Türkiye dünya linyit üretiminde sekizinci , Avrupa’da altıncı büyük üretici durunda olup elektrik enerjisi talep artışı dikkate alınarak kömüre dayalı yeni termik santralların devreye girmesi ile Avrupa’da üçüncü, dünyada beşinci büyük üretici durumuna gelebilecektir ![]() ![]() ![]() Bugün, Türkiye Çimento Sektörünün 3 milyon olan katı yakıt talebi, çevre ve insan sağlığına zararlı maddeler içeren, gelişmiş ülkelerde tehlikeli atık olarak nitelendirilen, kükürt değeri % 5-8, Kalori değeri 8000 Kcal/kg olan petrokoktan ağırlıklı olarak karşılanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tablo, ülkemizdeki özel ve kamu sektörü kömür üreticilerini olumsuz yönde etkilemiş, ürettikleri kömürleri pazarlayamaz hale getirmiş ve bir çoğu kapanma noktasına gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevcut termik santrallerin ve santralleri besleyen kömür işletmelerinde yıllardır yapılması gereken yenileme, modernizasyon ve rehabilitasyon yatırımları, 3096 Sayılı Yasa kapsamında yürütülen İşletme Hakkı Devir çalışmaları nedeniyle yapılamamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel Bakiş |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 20. Yüzyil Türkiye Madencilik Sektörüne Genel BakişTürkiye’de son 10-15 yıl içerisinde önemli ölçüde altın rezervleri tespit edilmiş olmasına rağmen kamuoyunun siyanür kullanılmasını gerekçe göstererek yapmış olduğu baskı nedeniyle bu rezervlere ilişkin yapılmış projeler gerçekleştirilememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kapsamda; Altın madenciliğinin diğer madencilik faaliyetlerinden soyutlanması bilimsel açıdan yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya mermer rezervi bakımından önemli bir yeri olan Türkiye, 650’ye varan renk ve doku kalitesine sahip mermer çeşitleri ile pazar şansı çok yüksektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mermercilik sektörünün, altyapı, ara eleman eksikliği, üretimde standartlaşma, dış pazarlarda tanıtım eksikliği, ihracatın yeteri kadar profesyonelce yapılamaması, sektörün üst düzeyde örgütlenememiş olması gibi sorunları vardır ![]() ![]() Cam, Seramik ve Çimento sektörleri üretim bazında Dünya ve AB bazında önemli bir yere gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Maden aramacılığı yıllardır ihmal edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madencilik Fonu 3213 sayılı Madden Kanunun 34 ![]() ![]() ![]() Ayrıca maden ihracattan %1 ithalattan ise %2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kamu İktisadi Teşekküllerinde yıllardan beri devam eden işlevsel ve yönetsel erozyon sürmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madencilik sektöründe gerek kamu gerekse özel sektörde çalışan meslektaşlarımız ciddi ekonomik sıkıntı içerisindedirler ![]() ![]() ![]() ![]() Kamuda çalışan üyelerimizin, ücretleri de bir çok mesleğin çok gerisinde kalmıştır ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak Madencilik sektörü yılların ihmal edilmişliğinin sıkıntısını yaşamaktadır ![]() ![]() ![]() Gelir dağılımındaki adaletsizlik artarak devam etmekte ekonomik sıkıntıların faturası çalışan kesimlere yüklenmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önümüzdeki dönemde en çok gündemde olacak konu, Türk mevzuatının AB mevzuatına uyarlanmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MADENCİLİKTE HUKUKİ GELİŞMELER Cumhuriyet Dönemi’nde devletin yeniden yapılandırılmasına paralel birçok yasal düzenlemeler getirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek 6309 ve gerekse 3213 sayılı yasaların sonlarında, “Maden Dairesi, bu kanun yürürlüğe girdikten sonra ülke düzeyinde teşkilatını kurar” denmesine rağmen, 1954’den günümüze kadar 45 yıl geçtiği halde, bu Teşkilat; hangi sebeplerledir bilinmez kurulamamıştır ![]() ![]() ![]() 1906 yılında çıkarılmış Taşocakları Nizamnamesi hala yürürlüktedir ![]() ![]() ![]() 1984 yılında çıkarılan “Maden ve Taşocakları İşletmelerinde, Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük” ün de günümüz ihtiyaçlarına cevap vermediğini belirtmek isteriz ![]() ![]() Türkiye, her dönem, maden kanununu tartışıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maden sahalarını teknik yönden denetleyen fenni nezaretçilerin, yetki ve sorumlulukları yeterli düzeyde açık değildir ![]() ![]() Herşey işverenin iki dudağı arasında ![]() ![]() ![]() Madencilik sektörünü ilgilendiren yasa, tüzük ve yönetmelikler çeşitli kuruluşlar tarafından çıkarılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Yürürlükteki 3213 sayılı yasanın aksayan maddeleri değiştirilmeli, taşocakları, Maden Kanunu kapsamına alınmalı, 1984 yılında çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, günün koşullarına göre, yeniden düzenlenmeli ![]() ![]() ![]() MADENCİLİK SEKTÖRÜNDE EĞİTİM Cumhuriyet dönemi öncesi Osmanlı İmparatorluğu’nda maden mühendisi yetiştiren kurum yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bölümlere her yıl 1000 civarında öğrenci alınmaktadır ![]() ![]() Madencilik sektörü özellikle son yıllarda ciddi sıkıntılar içerisindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teknikerlik ve teknisyenlik mesleklerinin görev, yetki ve yükümlülükleri iyi tarif edilmemiştir ![]() ![]() 1935 yılında ve daha sonra kurulan madencilik sektöründeki kamu kurumlarının meslek içi eğitim konusunda çok önemli katkıları olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SONUÇ VE ÖNERİLER Türkiye, Madencilik Sektörüne ilişkin gerekli stratejileri geliştirmesi durumunda sektörün GSMH içindeki payı % 4-5 düzeylerine çıkacağı bir gerçektir ![]() a-Madencilik Sektörüne ilişkin Yasa ve Yönetmelikler yetersiz ve birbirleriyle çelişki içermesi; bürokrasiyi artırmakta, anlaşmazların çözümünde zaman kaybedilmekte, farklı Kanunlara tabi olan Bakanlıklar ile Kurumlar ve Kurumların birbirleri arasındaki koordinasyon eksikliği yatırım tutarını ve iş programını önemli ölçüde etkilemektedir ![]() ![]() b) Yürürlükteki 3213 sayılı yasanın aksayan maddelerinin değiştirilmesi, taşocakları, Maden Kanunu kapsamına alınması, 1984 yılında çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, günün koşullarına göre, yeniden düzenlenmesi, ayrıca madencilik sektörünü ilgilendiren, değişik bakanlıklar tarafından çıkarılan kanun, tüzük ve yönetmelikler iyi incelenerek, üretimi engeller boyuttaki maddelere karşı çıkılması, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün ülke düzeyinde teşkilatlanması için yasal altyapı hazırlanması gerekmektedir ![]() ![]() ![]() c) Madencilik farklı Bakanlıklar bünyesinde ayrı Yasalar ile yürütülse de madenciliğin sorunları ortaktır ![]() ![]() ![]() d) Cumhuriyet ile birlikte gelişmiş, kurumsallaşmış kurumlar olan ve bugün farklı Bakanlıklar altında çalışan TKİ; ETİ HOLDİNG, TTK; MTA, TDÇİ; KBİ gibi büyük madencilik Kuruluşlarına yeterli düzeyde sahip çıkılamamaktadır ![]() 1935 Yılında 2804 ve 2805 Sayılı Yasalar ile MTA ve Etibank’ın kurulması ile birlikte Madencilik kısa bir zaman içerisinde her alanda patlama yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gelişmeler göstermektedir ki, Siyasi oteritenin Madenciliğe sadece yasal ve kurumsallaşma bazında ilgi göstermesi halinde çok kısa bir zaman içerisinde Sektör patlama yapabilecektir ![]() Bu nedenle, Madenciliğin bütün kamu ve özel sektör kuruluşlarını bünyesinde toplayan bir “MADENCİLİK BAKANLIĞI’NIN” kurulması, kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması, gelecekle ilgili stratejilerin tek elden oluşturulması olasılığını sağlayacaktır ![]() Ancak, bu Bakanlığın kurulması Maden İşleri Genel Müdürlüğü gibi sürümce de bırakılmamalı, tüm teşkilat yatayda ve düşeyde en kısa zamanda yapılandırılmalı, kurulmadan önce her boyutuyla tartışılmalıdır ![]() Madencilik sektörü istihdam yaratır, kırsal kesimden büyük şehirlere göçü büyük oranda önler, madencilik yapılan bölgeler sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan oldukça hızlı kalkınır ![]() ![]() ![]() Önümüzdeki dönemde Madencilik, başta bor, trona, krom, bakır, mermer, demir, endüstriyel hammaddeler ve kömür gibi madenlerin üretimini ve bunları uç ürüne dönüştüren kimya, metalurji, inşaat ve enerji sektörlerini geliştirecektir ![]() MADEN MÜHENDİSLERİ ODASININ MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN TEMEL PRENSİBİ Madencilik Sektörü fiyat dalgalanmalarına ve işletme risklerine çok duyarlı bir sektör olup sadece özelleştirme ile maden işletmeleri verimli hale gelmez ve bu nedenle de küçültülmüş şirketlerin uluslar arası piyasalarda yaşayabilmesi mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son söz olarak, biz Maden Mühendisleri Odası olarak, ülkemiz için yeni temiz sayfaların 21 ![]() ![]() ![]() ![]() Şubat 2000 Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu REFERANSLAR : Prof ![]() ![]() ![]() Peter ![]() ![]() Server Tanilli,” Devlet ve Demokrasi”, Say Yayınları, 5 ![]() T ![]() ![]() TMMOB, “KİT ve Özelleştirme Sempozyumu” Ankara, 23-24 Temmuz 1993, TMMOB Yayınları, TÜRKİYE-AT Mevzuatı Uyumu Sürekli Özel İhtisas Komisyonu Raporları, DTP, Kasım 1995 TMMOB, “Küreselleşmenin Ekonomik,Sosyal, Siyasal, Kültürel Boyutları” Mayıs1998, TMMOB Yayınları TMMOB Maden Mühendisleri Odası, “Cumhuriyet Dönemi ve Madenciliğimiz” Ocak-Şubat 1999, Madencilik Bülteni Sayı 56, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yayını TUSİAD-"21 ![]() ![]() ![]() TMMOB Maden Mühendisleri Odası “2000’e 5 Kala Dünya Madencilik Sektörünün Genel Görünümü”, TMMOB Birlik Haberleri, Mart 1996 Yalçın ÇİLİNGİR, Türkiye Madencilik Bilimsel ve Teknik 4 ![]() Burhan ULUTAN, Etibank (1935-1985) Kadri YERSEL, Madencilikte Bir Ömür Doç ![]() ![]() ![]() Savaş DİLEK,TMMOB Jeoloji Müh ![]() Fuat İ ![]() ![]() Türkiye 1 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|