Prof. Dr. Sinsi
|
Kanun Yararina Göre Temyiz
II YÜRÜRLÜKTEKİ HUMK HÜKÜMLERİNE GÖRE KANUN YARARINA TEMYİZ
A) GENEL OLARAK
Esas olarak temyiz yol kesin olmayan nihai kararlara karşı başvurulan normal bir kanun yoludur Bundan başka, kesin kararlara karşı Yargıtay C Başsavcısı’nın başvurabileceği istisnai ve kendine özgü bir temyiz yolu vardır ki, buna kanun yararına temyiz denir
Temyiz yoluna başvurmanın bir gayesi de hukuk tatbikatında birliği temin etmektir Kanun yararına bozmada güdülen gaye de bundur Kanun yararına temyiz yoluna başvurmada karar bozulmuşsa, bu bozma kararı çözümlenmiş olan çekişmeye tesir etmez Bu yola başvurulabilmesi için, karar kesin kararlardan olması veya temyiz yoluna başvurma olanağı mevcut iken başvurulmaması nedeni ile Yargıtay’ca tetkik edilmeksizin kesinleşmiş olması gerekir Diğer bir şart da kararın sadece kanuna aykırı olmaması ayrıcı meri hukuka da aykırı olmasıdır Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilemez Çünkü kanun yararına bozmanın amacı, kural olarak mahkemenin kendi insiyatifi ile verdiği kararların kanuna uygunluğunun kontrol edilmesi ve kanuna uymayan bölüm varsa, bunun bozulması böylece uygulamada birlik sağlamaktadır
Kanun yararına temyiz m 427, VI, VII, VIII, bentlerinde düzenlenmiştir Buna göre;
Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler, Adalet Bakanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine (Yargıtay) Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz olunur
Temyiz isteği Yargıtay’ca yerinde görüldüğü takdirde, hüküm kanun yararına bozulur Bu bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz
Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmi Gazete’de yayınlanır
Bu hüküm, temyiz kabiliyeti olamayan kararlara karşı C Başsavcısı’nın kanun yararına temyize müracaat etmesine olanak tanımaktadır
Bu konuda Yargıtay kararları da mevcuttur;
- Kesin olarak verilen hükmün kanun yararına bozulması üzerine tekrar yargılama yapılması caiz değildir (Yar HGK 19/12/1951 gün E 2349, K 1915)
- Kesin kararın kanun nef’ine bozulması hakimi ikaz mahiyetinde olup hukuk neticeleri değiştirmez Bu halde tekrar muhakeme yapılamaz ve hüküm değiştirilemez Bozma kararının hakim tarafından görülüp okunmak suretiyle ıttıla hasıl edilerek evrakın saklanması lazımdır (Yar 3 HK D 28/2/1952 gün E 2349, K 1915)
- Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yaş tashihi davasına dair karar C Savcısı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü Kanun yararına bozma yapılması halinde yeniden duruşma yapılarak dava görülüp hükme bağlanamaz Zira kanun yararına bozmanın hükmün hukuki sonuçların kaldırmayacağına dair olan HUMK’nun 427 maddesinin 4 fıkrası buna engeldir Mahkemece bundan zuhul ile davanın yeniden görülüp hükme bağlanması usul ve kanuna aykırıdır (6 HD 11 10 1977 6529/6430)
B) KANUN YARARINA TEMYİZ EDİLEBİLECEK KARARLAR
Yargıtay C Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilebilecek olan kesin nihai kararlar 2 çeşittir
1- Verildikleri Anda Kesin Olan Hükümler (Temyizi Kabil Olmayan Hükümler)
Bazı kararlar kanundan dolayı verildikleri anda kesindir, temyiz edilemez Bu durumlar 428 maddede temyiz edilemeyen kararlar başlığında düzenlenmiştir İşte temyizi kabil olmayan bu hükümler, Yargıtay C Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilebilir
Misal; Davacı Yunus dava dilekçesinde davalı Tufan’da olan 2500 lira alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir Duruşmaya gelerek davadan feragat ettiğini bildiren kişinin davacı olmayıp kardeşi olduğu anlaşılmaktadır Davacıyı duruşmada temsile yetkisi olmayan kardeşinin feragatına dayanılarak hüküm verilmesi usul ve kanuna aykırıdır Bu nedenle hükmün kanun yararına bozulması davacının iadei muhakeme yoluna başvurmasını da engellemez Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle C Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK nun 427 maddesi uyarınca sonuca etkili olmamak koşulu ile kanun yararına bozulmasına, gereği yapılmak üzere kararın örneğinin C Başsavcılığına gönderilmesine karar verildi
2- Yargıtay’ca İncelenmeksizin Kesinleşmiş Olan Hükümler
Niteliği bakımından mer’i hukuka aykırı bir sonucu bulunan hükümler içinde Yargıtay C Başsavcısına aynı yetki tanınmıştır Bu hükümlerin, birinci gruptakinin aksine temyizi kabildir, fakat bunlar temyiz edilmemiş ve temyiz süresi geçtikten sonra kesinleşmişlerdir
C) KANUN YARARINA TEMYİZİN AMACI
Burada söz konusu olan 2 halde de hüküm, Yargıtay’ın incelemesinden geçmeden kesinleşmiştir Bu hükümler verilirken hukuk kuralları yanlış uygulanmış olabilir İşte bu hallerde, hukukun yanlış uygulandığını tespit edip, mahkemelerin bundan sonraki benzer olaylarda aynı yanlışı yapmalarını önlemek için bu gibi hükümler, Yargıtay C Başsavcısının kanun yararına temyizi üzerine Yargıtay tarafından incelenir Yargıtay, gerçekten hukukun yanlış uygulandığı kanısına varırsa, hükmü kanun yararına bozar Bu bozma kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak, kanunların yurdun her yerinde aynı şekilde uygulanması sağlanır İşte kanun yararına temyizin faydası buradadır
HGK’nın 1972 tarihli kararına göre;
Kanun yararına temyizin “anlam ve amacı; taraflar için beliren kesin hüküm durumunun korunması ve fakat Yargıtay incelemesinden geçmemiş olan ve kararın yanlış olduğunun, yasanın kesin hükmünde belirttiği biçimde uygulanamayacağının açıkça duyurulması ve böylece ilerdeki uygulamalarda bu yolda yanlışa düşme olanağı önlenip mahkemelerin uyarılmasından ibarettir
Kanun yararına temyizin yukarıdaki amacı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar (hükümler) içindir Buna karşılık, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen kararlarda yapılan yanlışlar sonradan düzeltilebileceğinden (giderilebileceğinden), maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen kararlar hakkında kanun yararına temyiz yoluna başvurulamaz
D) KANUN YARARINA TEMYİZ USULÜ
1- Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvurulması
Kanun yararına temyiz yoluna başvurma yetkisi, Yargıtay C Başsavcısına aittir Ancak, C Başsavcının kanun yararına temyiz yoluna başvurabilmesi için, Adalet Bakanlığının buna lüzum göstermesi gerekir (m 427, VI) Yargıtay C Başsavcısı, Adalet Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine, bir kararı kanun yararına temyiz eder Bunun için belli bir temyiz süresi yoktur C Başsavcısı kendiliğinden kanun yararına temyiz yoluna başvuramaz
Adalet Bakanlığı Yargıtay’dan geçmeksizin kesinleşmiş bir nihai karara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulmasına lüzum gösterirse (bu hususu C Başsavcısından isterse), C Başsavcısı o nihai kararı kanun yararına temyiz etmek zorundadır Buna karşılık, Adalet Bakanlığı bir nihai karara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulmasının gerekli olmadığına karar verirse, C Başsavcısı böyle bir kararı kendiliğinden (re’sen) kanun yararına temyiz edemez
Bundan başka, Adalet Bakanlığı’nın bir nihai karara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulmasına gerek olmadığına ilişkin kararına karşı Danıştay’da iptal davası açılamaz
Kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilmesi için, mahalli mahkemece verilen hükmün yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden hüküm niteliğinde olması gerekir Yoksa hükmün vazıh olmaması, çelişik kararları kapsaması, hükmün dayandığı vakıaların iyi tetkik ve takdir edilmemiş olması gibi nedenlerle bu yola başvurulamaz Yürürlükteki hukuk deyimi de sadece kanunları değil, içtihat birleştirme kararları, tüzük gibi hukukun diğer kaynaklarını da içine alır Kanun yararına temyiz sebebi olarak kanunun belirttiği yürürlükte hukuka aykırılık, hem aslında kesin olarak verilen hükümler hakkında, hem de tarafların temyiz etmemesi sebebiyle kesinleşen hükümler hakkında caridir Yani temyiz için, her iki halde de verilen hükmün yürürlükteki hukuka aykırı bir hukuki neticeyi karar altına almış olması lazımdır
Başsavcının kendiliğinden hareketine olanak sağlayan eski metin 1711 sayılı kanunla değiştirilmiş ve Başsavcının temyiz yoluna başvurması, Adalet Bakanlığının göstereceği lüzuma bağlanmıştır Buna rağmen, C Başsavcının resen dahi kanun yararına temyiz yoluna başvurma yetkisinin bulunduğu savunulabilir
2- Kanun Yararına Bozma Kararı
Kanun yararına temyiz isteği, Yargıtay’ca yerinde görüldüğü takdirde, Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş olan nihai karar kanun yararına bozulur Mahkeme bu kanun yararına bozma kararı üzerine hiçbir işlem yapamaz Çünkü kanun yararına bozma hükmün hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz Kanunda, “kararın bozulması hükmün hukuki neticelerini kaldırmaz” denildiğine göre, kanun yararına yapılan bozmadan taraflar normal bir temyiz sonucu olduğu gibi istifade edemezler
Fakat bu takdirde de, işbu kanun yolunun lüzumsuz, faydasız ve hatta adalet duygusun incitici bir mahiyet arzettiği söylenebilir Zira bozmaya rağmen, taraf kendi hakkının elinden alınmış olduğunu görerek adalete itimadını kaybedebilir Bu itibarla işbu yolun hiç olmazsa kesin olarak verilen nihai kararlar hakkında değil de, Fransa ve İtalya’da olduğu gibi temyizi kabil olmakla beraber taraflarca temyiz edilmemek suretiyle kesinleşen kararlarda tatbiki ve bozma kararının taraflara tesir etmemesi esasının ancak bu hale inhisar ettirilmesi daha uygun olur Zira sonunda mahkeme kararı bozulsa bile, taraflar kendi hareketlerinin fena sonuçlarına kolayca tahammül edebilirler Kanun yararına bozma kararı, ancak kanunun uygulanmasında birliği temine mutaftır
Kanun yararına bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz Çünkü, kanun yararına bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz; yani, tarafların karar düzeltme yoluna başvurmakta hukukî yararları yoktur
Mahkeme, kanun yararına bozma kararı üzerine yeniden yargılama yapamaz ve bozmaya uygun olarak yeni bir karar veremez, verirse, bu yeni karar geçersizdir Ayrıca, mahkeme, kanun yararına bozma kararı üzerine direnme kararı da veremez
Diğer mahkemelerin kanun yararına bozma kararından haberdar olmaları için, Yargıtay, kanun yararına bozma kararının bir örneğini Adalet Bakanlığı’na gönderir Adalet Bakanlığı bu kararı Resmi Gazete’de yayımlatır (m 427, VIII)
3- Kanun Yararına Temyiz Talebinin Reddi
Yargıtay, C Başsavcısının temyiz talebini yerinde görmezse reddeder Bu durumda C Başsavcısı ve taraflar bu ret kararına karşı karar düzeltme yoluna başvuramaz Çünkü, kanun yararına bozma hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmaz, yani tarafların karar düzeltme yoluna başvurmakta hukuki yararları yoktur
III- 5236 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNE GÖRE KANUN YARARINA TEMYİZ
Kanun yararına temyiz konusu 26 9 2004 tarih ve 5236 sy Kanun ile yeniden düzenlenmiştir 5236 sy Kanun 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek, o zamana kadar mevcut 1086 sayılı HUMK yürürlüktedir
5236 sy kanunda kanun yararına temyiz konusu, mevcut düzenlemenin aksine ayrı bir maddede düzenlenmiştir Buna göre 1 Nisan 2005’te yürürlüğe girecek olan m 429, şu şekildedir;
“İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla istinat veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu iler sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yoluna temyiz yoluna başvurulur
Temyiz istemi Yargıtay’ca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz
Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmi Gazetede yayımlanır ”
Bu yeni düzenlemede ilk dikkati çeken bölge adliye mahkemesi kavramıdır 5235 sy kanunla bölge adliye mahkemelerinin kurulması öngörülmüştür Burada kanun yararına temyiz edilebilecek kararlarda mantık olarak bir değişiklik yoktur Sadece bölge adliye mahkemelerinin kurulmasının sonucu olarak bu mahkemelerin bir maddede belirtilen kararları da zorunlu olarak kapsama almıştır 1 fıkradaki esas değişiklik kanun yararına temyiz yoluna başvuracaklar açısından getirilmiştir Buna göre mevcut düzenleme Yargıtay C Başsavcısı, Adalet Bakanlığının lüzum görmesi üzerine bu yola başvurabilir her yeni düzenlemede “veya” ifadesi kullanılarak hem Adalet Bakanlığına hem de Yargıtay C Başsavcılığına bağımsız olarak kendiliğinden kanun yararına temyiz yoluna başvurulması kabul edilmiştir
2 fıkrada herhangi bir değişiklik yoktur Yine 3 fıkrada da bir değişiklik yoktur
IV SONUÇ
Kanun yararına temyiz, hem medeni hukuk hem de ceza hukukunda kabul edilmiş bir müessesedir Bence de olması gereken bir müessesedir Gerçekten bazı kararlar çeşitli nedenlerle Yargıtay incelemesinden geçmemektedir, bazıları ise verildiği anda kesindir Bu tür kararlarda olası bir hukuka aykırılığın tespiti için kanun yararına temyiz gereklidir “Zararın neresinden dönersen kârdır” derler, mahkemelerin daha sonraki benzer olaylarda aynı yanlışı yapmasını önlemek ve kanunların yurdun her yerinde aynı uygulamasını sağlamak kanun yararına temyizin başlıca faydalarıdır Ancak bu karara konu olan kararında en azından belli şartlar altında değiştirilerek uygulanması da maddi gerçeğin tespiti amacına daha uygun düşmektedir 5236 sy kanun değişikliği de dikkate alınırsa, Adalet Bakanlığına ve Yargıtay C Başsavcılığına direk yetki tanınmıştır Bu durumda 1 Nisan 2005’ten sonra bu müessese ile daha çok karşılaşacağımızın bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor
|