Fırında Ölümü Bekleyiş. |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Fırında Ölümü Bekleyiş.Fırında ölümü bekleyiş Hikmet, belediyeye ait ekmek fabrikasinda çalisan bir isçiydi Isine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalisir, kazancinin helal olmasini isterdi Fabrikayi hemen her aksam en geç o terk ederBelediyenin ekmegi biraz daha ucuz oldugu için halk çok ragbet ediyordu Kocaman firinin içini ara sira temizlemek ihtiyaci hasil olur, onu da genellikle HIKMET yapardi Ramazan bayramin son günüydü Ertesi gün ekmek çikarilacakti Hikmet, temizlik yapmak için fabrikaya gitti Içeriye girip dis kapiyi kilitledi Isiklari yakti ve firinin kapagini açip içerisine girdi Gerekli temizligi yaptiktan sonra evine gidecektiSabaha karsi dörde dogru gelen isçiler de, gelir gelmez elektrikle çalisan firinin dügmelerini açacak, onlar hamuru yogurup ekmekleri hazir edene kadar da firin güzelce isinmis olacakti Hikmet temizlige dalip gitmisti Bir taraftan da kendi yakistirdigi seyleri mirildaniyorduTam o saatlerde firinin genç ustalarindan olan Cengiz fabrikaya geldi Kirlenmis olan beyaz önlügünü almak için ugramisti O aksam yikattirip, ertesi gün temiz temiz giymeyi düsünüyorduDis kapiyi açtiginda sasirdi "Hayret,içerdeki elektrikler açik unutulmus" diye mirildandiGidip önlü günü aldi Firinin önünden geçerken açik duran firin kapagini eliyle söyle bir iteklediÇikarken isiklari söndürmeyi de ihmal etmedi Elektriklerin sönmesiyle Hikmet hemen firinin kapagina kostu Fakat heyhat, kapak üzerine kilitlenmisti Var gücüyle bagirmaya basladi Firinin kapagini yumrukladi Çirpinmasi fayda vermiyor, sesini kimseye duyurmasi mümkün olmuyordu Tüyleri diken diken oldu Dehsete kapilmisti Uzun müddet kendisine gelemedi Birazcik sakinlesince saatine bakti Saat 2305'i gösteriyorduYaklasik bes saati kalmisti Bir anda ölümle burun buruna gelmisti önce terledigini hissedecek, sonra bunalacak, sicaklik yavas yavas sürekli artacak , artacak, artacak; vücudundaki yaglar erimeye baslayacak, etler kizaracak ve daha bütün bunlar olmaya baslamadan belki de o kalpten gidecektiBelkide çildiracakti Çilgin çilgin gülecekti Ah,o en güzeliydi Bir delirebilseydi, düsüncenin kezzap gibi yakiciligindan kurtulacaktiFirindan yeni çikan ekmekleri eline alinca parmaklarinda duydugu yanik acisi aklina geldi Sadece o kadari Yanigin ilk safhasi bile degildi ama hemen elinden birakirdi Simdi ekmekler gibi kendisi pisecekti Bir kaç gün önceydi Isçiler acikmislar,küçük tüpün üstünde yemek pisirmislerdi Bir aralik tüpün kizgin demirine degmisti eli Hemen nasil da kabarmis, su toplamis, sizladikça sizlamisti Sadece iki parmagin acisina dayanamamis, soguk suyun içinde tutmustu Ya simdi? Yanan iki parmak ucu degil,bütün vücudu olacakti Gözlerinin önünde filimlerde yanan adamlar canlandiKendi hali daha da zordu Bir anda yanmak degildi ki bu Adim adim, hissede hissede Terleye çildira, dövüne dövüneIçerisinin isindigini hissetti Kapiyi kapatan her kimse firinida yakmis miydi yoksa? Bu hararet böyle sürekli niçin artiyordu?Aman 'im! Beklenen an çabuk gelmisti Saatine bakti Saat gecenin 100'i olmustu Nasil geçmisti iki saat? Zaman su gibi akmisti Bir ömür gibi Ömürleri yanmak vaktini meyve veren insanlar gibi Elleriyle duvarlara, demirlere dokundu Yok canim Korkusundan firinin yanmaya basladigini zannetmisti Demirler soguktu iste Biraz sakinlestiEvini düsündü Hanimi, oglu merak ediyor olmaliydiHanimini niçin azarlamisti sanki çikarken? Hayat arkadasina karsi daha nazik, daha hürmetli olmali degil miydi? Ya çocugunu Keske dövmemis olsaydi onuOnlardan da mes'ul oldugu için onlarin hesabini da verecekti 'a Keske haniminin dedigini yapsaydi Hanimi ona: "Haydi, birlikte namaza basliyalim" demisti Hikmet ise: "Biraz daha yaslanalim" diye cevap vermisti Sanki sonrasinda bütün bir ömrün hesabini vermeyecek, sadece ihtiyarligin hesabini verecektiNiçin sanki firina gelirken camiye girmemisti? Müezzin gönlünün derinliklerinden geldigi belli olan sesiyle yatsi namazina davet etmis, 'in büyüklügünü, kurtulusun o'nun yolunda oldugunu haykirmisti Hiç degil se ölmeden evvel son vakit namazini kilmis olacakti Belki Rabbi o son vakit hürmetine affeder,digerlerinin hesabini sormazdi "Ah ahmak kafam" diye inledi Halbuki bes vakit namaz kilan bir insanin hali ne güzeldi Kildigi bir vakit muhakkak onun son eda ettigi vakit olacakti ve Rabbinin huzuruna secdesiz bir alinla çikmayacaktiÖyle olmayi ne kadar isterdiYa oglu Yedi yasina girmisti Bir baba olarak onun üstüne basina, yiyip içtigine dikkat ettigi kadar, kalbine niçin dikkat etmemisti? Daha o yasta her tip pisligin televizyon ekranlarindan üstüne siçramasina nasil da razi olmustu? Çocuguna 'ini,peygamberini niçin sevdirmemisti?Akli çocukluguna gitti Gençligine ugradi, tek tek dolasti o günleri O günlerden elinde sadece pismanlik veren, utandiran günahlar kalmisti En ince teferruatina kadar bütün günahlari aklina geldi Demek bütün bu tespit edilen seylerin hesabini verecekti Aklina bir fikir geldi, 'firinin içinde teyemmüm edip namaz kilmak' Toprak yoktu ki Ellerini firinin içinde yere vurarak teyemmüm aldi Namaza durdu Her seyin bitip tükendigi noktada baska kime dayanabilirdi ki?Aslinda her namazda öyle hissetmeliydi Kendisini hayatida ilk defa Rabbiyle konusuyor gibi hissetti Alemlerin Rabbi'ne hamdetmeyi, O'na dayanmayi, O'ndan yardim dilemeyi, dosdogru olmayi ilk defa böylesine anliyordu Bütün benligiyle secde etti"Eksiksiz,yüce, merhametli Sensin" acizligini iliklerine kadar duyarakRabbinden gelmisti ve O'na dönüyordu Ah, dönüsün ona oldugunu hiç unutmamis olsaydi Yoruldukça oturup tövbe etti Estagfurullah çektiNasil da daracik yerde sikisip kalmistiFirinda oldugunu hatirladikça vücudunu atesler basiyordu Cengiz ise evine gidip yatmisti Gece bir aralik yataktan siçrayarak uyandi Saatine bakti Saat 315'ti Bir rüya görmüstü Arkadasi Hikmet firinin içinde alev alev yaniyor, "Cengiz!"diye bas basbagiriyordu Nasil bir rüyaydi bu böyleBirden aklina geldi Olamaz! Firinin kapagini Hikmet'in üzerine mi kapatmisti yoksa? Hemen üzerini giyip sokaga firladi Hiç durmadan kostu Gece isçileri henüz gelmemislerdi Kapiyi açti, isiklari yaktiHemen firinin kapagini açip içeriye seslendi:"Hikmet!" Içerden hiç ses gelmiyordu Bir kaç defa daha bagirdiHikmet, aglaya aglaya namaz kiliyordu Öyle dalmistiki, isminin söylendigini duyunca irkildi Olamazdi, yanlis duyuyor, hayal görüyordu Fakat, yine duyduBirisi 'Hikmet' diyordu Hem firinin isigida yanmistiSelam verdikten sonra kapaga dogru yürüdü Karsisinda Cengiz 'i gördü Firindan çikti Cengiz, bir anda hortlak görmüscesine irkildi Korkuyla:"Kimsin sen?" dedi Hikmet' in Cengiz 'e sarilmak için uzanan kollari bos kalmisti Hikmet hala agliyordu "Ne demek sen kimsin? Hikmet' im iste, görmüyor musun?Dün aksam temizlemek için girmistim Birisi üzerime firinin kapagini kapatti" dedi -"Olamaz" diyordu Cengiz "Sen Hikmet degilsin" Hikmet ilk önceleri Cengiz' in bu hareketine bir mana veremedi Nasil olur böyle söyler, nasil olur da mesai arkadasini taniyamazdi? Birden aklinda bir simsek çakti Hemen aynaya dogru kosup kendine bakti Hayir, bu yüz, bu saçlar kendisinin olamazdi Kirismis ellerini, solmus yüzüne, bembeyaz olmus saçlarina götürdü Bir gecede ihtiyarlamisti Hiçkiriklarla sarsiliyordu Bir daha aynaya bakamadi Kendisinden kendisi korkmustu Yanmanin ne demek oldugunu bilseler kim bilir bir gece de ne kadar insan ihtiyarliyacaktiYarin denilecek kadar kisa bir süre sonra yanmak ihtimali bu kadar hafife alinabilir miydi? Başı ellerinin arasinda kala kaldi Ahirette sonsuz yanmamak için, iman etmek ve günahlardan kaçmak gerekiyordu |
|