Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbulun, kalbisultanahmet

İstanbul'un Kalbi....Sultanahmet

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Kalbi....Sultanahmet



Anıtların, camilerin, antik yapıların, sarnıç ve sarayların süslediği Sultanahmet semti, hemen her köşesinden yansıyan tarihiyle İstanbul’un soylu ve zengin geçmişine güzel ve çarpıcı renklerin katıldığı yer



Yüzyıllar ötesinden bu yana dünya güzeli İstanbul’un üzerinde dolaşan martılar, Tarihi Yarımada’nın orta yeri Sultanahmet’e ayrı bir ilgi gösterirler Gece gündüz demeden kirli beyaz kanatlarını çırpar; arsız, şımarık bağrışmalarıyla minarelerin ve kubbelerin arasında süzülüp dururlar Bir tarafta Sultan I Ahmed’in yaptırmış olduğu, adını tüm bir semt ve meydana veren altı minareli muhteşem cami, öteki yanda dünya tarihinin sekizinci harikası Ayasofya, onların berisinde dünyanın en eski anıtları arasında yer alan Mısır firavunu III Tutmosis’in dört bin yıllık dikilitaşı

Sultanahmet dünyanın dört bir köşesinden İstanbul’a gelenlerin gezip görmek istedikleri yerlerin başında gelir Çünkü, burası iki büyük imparatorluğun başkentine merkez oluşturmuş; şenliklerin, bayramların, törenlerin yanı sıra kimi isyan ve baş kaldırmaların tarihe yazıldığı bir yer olarak birbirinden görkemli yapılarla bezenmiştir

Burada tarih, meydandan; bir zamanlar içinde at arabalarının koşturulduğu, törenlerin yapıldığı altmış bin kişilik Hipodrom’un izleriyle başlar Roma’daki Circus Maximus’un ikinci bir eşidir bu Hipodrom Bizans’ın egemenliği altındaki ülkelerin topraklarından getirtilmiş anıtlar, kente adını vermiş Konstantinus’tan Ayasofya’yı yaptıran Justinianus’a, Bizans imparatorlarının prestijlerini simgeleyen anıtları üzerinde taşır

ANITLARIN YÜKSELDİĞİ MEYDAN

Antik Hipodrom’dan günümüze kalmış üç önemli anıttan biri, İstanbul’un en yaşlı anıtı olarak kabul edilen Mısır’dan getirtilen firavun III Tutmosis’in Tanrı Amon için yaptırmış olduğu dikilitaştır Anıt 390 yılında İmparator Teodosius tarafından kente getirtilir Üzerindeki yontu ve hiyerogliflerden de anlaşıldığı üzere, III Tutmosis Mısır’ı düşmanlardan, bulaşıcı hastalıklardan, afetlerden koruyan tanrısı Amon’a şükranlarını sunuyor

Mısır dikilitaşının hemen yanı başında, tarihi MÖ 470’li yıllara uzanan ikinci bir anıt yer alıyor Burmalı ya da Yılanlı Sütun adı verilen anıt, MÖ 479 tarihinde Yunanistan’ın Platea Ovası’nda Pers ordularına karşı kazanılan zaferin ertesinde, Persler’den arta kalan kılıç, kalkan, zırh ve miğferlerin ateşte eritilip şekillendirilmesiyle yapılmış Aradan yüzyıllar gelip geçmiş, adını kente veren İmparator Konstantinus, prestij göstergesi bu anıtı Delphoi Tapınağı’ndan İstanbul’a kadar getirtip Hipodrom’un orta yerine koydurmuş Günümüze tamamı ulaşamayan anıtın yılan başlarından birinin alt çenesi bugün British Museum’da, bir diğer parça da İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor
Antik Hipodrom’dan günümüze gelmiş olan üçüncü anıt ise 21 metre yüksekliğindeki Örme Sütun… Bir zamanlar Hipodrom’daki büyük bir kaidenin üzerinde bronzdan yapılmış ‘quadriga’ adı verilen dörtlü at heykel grubu da bulunurmuş Ancak 13 yüzyılda Haçlılar tarafından İtalya’ya götürülen bu heykel grubu bugün Venedik’teki San Marco Kilisesi’ni süslüyor

SEMTE ADINI VEREN CAMİ

Hipodrom Meydanı’nın bir tarafında bugün Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan, Osmanlı İmparatorluğu’nun ünlü hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman’a damat olmuş, aynı zamanda da vezirlik yapmış İbrahim Paşa’nın sarayı yükseliyor Müzedeki nadide halılar, birbirinden güzel ahşap ve taş eserler Türk İslam sanatının en güzel ve en nadir örnekleri arasında yer alıyor Ama Hipodrom Meydanı’nın öteki tarafında kubbesinden duvarlarına mavinin değişik tonlarını barındırdığı için, Batılıların geçmişten beri ‘Blue Mosque’ (Mavi Cami) adını vermiş oldukları; buradaki bütün bir semte adını veren, dünyaca ünlü mimarlık harikası altı minareli Sultanahmet Camii yükseliyor Taşları dantel gibi işlenmiş şerefelerinden kalem gibi dimdik ayakta duran minarelerine; bir simetri harikası kubbelerinden duvarlarını süsleyen 21043 adet İznik çinisine kadar kendine has bir özgünlük sergiliyor Osmanlı İmparatorluğu’nun on dördüncü padişahı Sultan Ahmed, tahta geçtiği günden itibaren, Ayasofya’nın karşısında yükselecek camisini yaptırmaya başlamış Mimar Koca Sinan ekolünde yetişen Sedefkâr Mehmet Ağa öyle muhteşem bir cami yapmış ki padişahına; 9 Haziran 1617 tarihinde büyük bir törenle kapıları ibadete açılmış

ANTİK DÜNYANIN SEKİZİNCİ HARİKASI

Tarihi yarımada üzerinde Sultanahmet Camii’nden sonra geçmişten günümüze minyatürlere, gravürlere, tablo ve fotoğraflara kazınmış İstanbul siluetindeki ikinci yapı, kimi tarihçiler tarafından antik dünyanın sekizinci harikası olarak gösterilen Ayasofya’dır Ortaçağ’dan itibaren Batı ülkelerinin inşa etmeye başladıkları büyük kiliselerin atası olarak kabul edilen bu muhteşem eser, Bizans altın çağının ünlü imparatoru, ölümünden sonra azizlik mertebesine çıkarılmış Justinianus tarafından inşa ettirilmiş Dile kolay, yalnızca beş yıl sürmüş 55,60 metre yüksekliğindeki bu muhteşem yapının inşası Yapımında farklı ülkelerden gelen binlerce insan çalışmış Kiliseyi inşa eden iki büyük mimarın ölümsüzleşen adları günümüze dek gelmiş: Aydınlı Antemius ile Miletli İzidor

Ayasofya sütunları, duvarlarındaki mermer panoları ve değerli mozaikleriyle Bizans sanatının görkemli zenginliğini yüzyıllar ötesinden günümüze yansıtıyor

SEMTİN DİĞER ZENGİNLİKLERİ

Şüphesiz Sultanahmet yalnızca Ayasofya, Sultanahmet Camii ve antik Hipodrom’a ait anıtlardan oluşmuyor Aynı semtin sınırları içinde birbirlerinden uzak olmayan mesafelerde, ilginç başka tarihi zenginlikler de var Haznesinde barındırmakta olduğu su ile dünyada bir başka benzeri olmayan, 6 yüzyıla ait 336 sütunlu Yerebatan Sarnıcı; Kanuni Sultan Süleyman’ın sevgili eşi Hürrem’in yaptırmış olduğu Haseki Sultan Hamamı; 1902 yılında tüm parçaları Almanya’dan gönderilen, Kaiser II Wilhelm’in İstanbullular’a armağan etmiş olduğu Alman Çeşmesi; eski Bizans imparatorluk sarayından kalan zemin mozaiklerinin sergilendiği Mozaik Müzesi; Bizans’ın sıfır noktasını oluşturan Million Anıtı’na ait parça; 16 yüzyılın nam yapmış ünlü sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa’nın Külliyesi; Fransız asıllı Nakşıdil Sultan’ın yaptırdığı çeşme; Binbirdirek Sarnıcı ve tabii ki eski evlerden, tekkelerden, medreselerden, konaklardan oluşan birçok tarihi yapı Sultanahmet Meydanı ve çevresinin zenginliklerine zenginlik katıyorİnsanlar kadar martıların, güvercinlerin ve kedilerin de sevdalı olduğu bu pitoresk, tarihi semt, dünya kenti İstanbul’un güzelliklerine güzellik katan yapılarıyla, yüzyıllar ötesinden günümüze süregelen görkemli, gizemli, soylu bir geçmişin izlerini barındırmaya devam ediyor


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.