10-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kayısı Diyarı.....Malatya
“Bana mişmiş derler bu diyarda” dedi sanki bir kaşını kaldırıp, “Ama Anadolulular ‘kayısı’ olarak tanır Ne zaman ‘Malatya’ dense ben akıllara gelirim Dünyadaki yaş kayısı üretiminin yüzde on beşini burası karşılar” diye sürdürdü sözlerini, kardeşleriyle birlikte kurulduğu kayısı tezgâhının üstünden Kendileriyle ‘Şirre Pazarı’nda, kayısı üreticilerinin ürünlerini sattığı yerde karşılaşmıştık: “Bilimsel adımın Prunus armeniaca veya Armeniaca vulgaris olduğuna bakıp Ermenistan’a özgü bir meyve olduğumu sanmayın sakın Çin’de MÖ 3000 yılından beri bilinirim Büyük İskender’in Asya Seferleri sırasında (MÖ 330-323) İran ve Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya geldim Anadolu’dan batıya geçişim ise MÖ 1 yüzyılda Romalılar’ın Anadolu’ya geldiği zamanlarda Ermeni tüccarlar aracılığıyla oldu Önce İtalya ve Yunanistan’a götürüldüm Ardından İngiltere ve Fransa’ya Belki de terminolojideki adımı o dönemdeki Anadolulu Ermeni tüccarlara borçluyum
Kentim Türkiye’nin yaş kayısı üretiminin yüzde ellisini, kuru kayısı üretiminin ise yüzde doksan beşini karşılıyor Siz adem çocuklarına ne faydam var diye mi soruyorsunuz? İçeriğimdeki sodyum oranı fakir, potasyum oranı zengindir Bu sayede kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları, hepatit, siroz ve daha nicelerinin tedavisine olumlu etkilerim vardır
Kentimin isminden Hitit yazıtlarında Maldia olarak bahsedilir Asurlular Meliddu, Melide, Melid, Melidia; Urartular Melitea derler Strabon ise Melitene olarak adlandırır ve Malatya’nın Asur kraliçesi Semiramis tarafından ‘Meliten’ adıyla kurulduğunu yazar Malatya kelimesinin Hitit dilinde bal anlamına gelen ‘Melid’ kelimesinden türediği ileri sürülür Gelişen Maldia-Melitene, Kalkolitik çağdan beri iskân görür Hititlere, Medlere, Perslere, Romalılara, Bizanslılara, Osmanlılara yurt olur Bilirsiniz, Anadolu toprakları doğudan gelenleri batıya, batıdan gelenleri doğuya taşır
Malatya da bu yolların kesiştiği en önemli yerlerden birinde, kavşak noktasındadır Zaten Anadolu’da bin yıllardır doğu, Fırat’ın doğusudur Batı da Fırat’ın batısı Sınırdadır kentim Ne doğudur, ne batı  Kentimden geçen yollar Karasu-Aras üzerinden Kafkasya’ya, Murat-Karasu-Van Gölü üzerinden doğuya, Adıyaman ve Urfa üzerinden güneye ulaşır Bu yollar Akad İmparatoru I Sargon zamanından beri işler
Malatya’yı gezmeye, şehrin ilk kurulduğu yer olan Arslantepe Höyüğü’nden başlamanızı öneririm Höyük şehre dört kilometre uzaklıktaki Orduzu semtinde bulunur 1932 yılından bu yana süren kazılarda, Kalkolitik dönemden Roma dönemine kadar yedi kültür tabakası tespit edilmiş En önemli yerleşimi ise Geç Hitit döneminde görmüş ve Roma yönetimi altındaki Melita’nın merkezi olmuş Yetkililer kazı yapılan alanların üstünü kapatmışlar Günışığına çıkartılan duvar resimlerinin zarar görmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar
Ee, üç bin yıllık resimler var aralarında Dünya mirası  Malatya’nın kayısıları da iyidir hani Bak, yanımda yatan kardeşlerim höyüğün dibindeki bahçeden gelmiş
Arslantepe’den Battalgazi’ye geçin Malatya’nın yerlileri Eski Malatya diye isimlendirir Battalgazi’yi Romalı lejyonlar gelince kenti Arslantepe’den kuzeye taşımaya karar vermişler Kentin bir kısmı hâlâ ayakta kalan surları, Traianus döneminde (MS 98-117) yapılmış Battalgazi’de Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın 1224 yılında yaptırdığı Malatya Ulucamii ile 1632 yılında IV Murad’ın silahtarı Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılan kervansarayı da görün derim Kentin Aspuzu bağlarına yerleşmesi ise 1838 yılına rastlar Osmanlı Ordusu doğu seferi sırasında, halkın bağlara göçerek boşalttığı Eski Malatya’daki evlerini kışla olarak kullanır Birlikler kentten çekildiği zaman da halk eski evlerine dönmeyip Aspuzu’da kalır Kent de yavaş yavaş buraya taşınır, gelişir ve sırtını Beydağı’na dayar
Geziniz sırasında Karakaya Baraj Gölü’ne de gidin Balıkçı ailelerini görür, isterseniz piknik yaparsınız Yok, ben baraj gölünü gezmek istiyorum diyorsanız, atlarsınız Malatya İl Özel İdaresi’ne ait Malatya 1 gemisine, gölün güzelliklerini doyasıya yaşarsınız Büyük şehirlerden geldiyseniz, eğer dikkat edin, temiz hava çarpmasın
Dalbastı kirazıyla ünlü Yeşilyurt’a da uğrayın Haziran ayında şenlikleri bile yapılır bu kirazın Yeşilyurt’taki Kapkaj dediğimiz yerde Malatya’nın içme suyu çıkar Yüksekten, kayaların arasından çağlayarak akan bu su, yeterli kanal olmadığı için zapt edilemiyor Yeşilyurt’tan Darende’ye doğru giderken merkeze 25 kilometre uzaklıkta Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Sultansuyu Üretme çiftliği var Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan üç devlet harasından biri Sultansuyu Safkan Arap atları bu harada yetiştirilir ve sahiplerine yarışlarda milyarlarca lira para kazandırır
Darende’de ise Bedesten ile 17 yüzyılda yenilenen Somuncu Baba Camii ve Türbesi bulunuyor Subaşındaki vadi başlangıcındaki kayalık üzerinde yer alan bu Osmanlı eserinin medresesi de var Gürpınar Şelalesi de Darende’de Dönüşte isterseniz, Levent Vadisi’ne gider, vadideki mağaralarda Geç Hitit Dönemi’ne ait kaya kabartmalarını görür, sonra kente dönersiniz  
Haa  Bir de Nemrut Dağı Milli Parkı’nın bir kısmı Pötürge İlçesi sınırlarında kalıyor Yani Kommagene’nin kutsal kentine Malatya’dan da gidilebiliyor Dünyanın sekizinci harikasından güneşin doğuşu ve batışını izlemek için mayıs ile kasım ayı arasında burada olmak gerekiyor  ”
|
|
|