10-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şimdi Kapadokya Zamanı

Göreme Açık Hava Müzesi
Kapadokya Volkanik arazilerin zaman içerisinde aşınmasıyla ortaya çıkan son derece ilginç oluşumlara sahip Yöre kültür varlıkları açısından da çok zengin Nevşehir il sınırlarındaki Göreme Tarihi Milli Parkı 1986’da ilan edildi Toplam 9 Bin 572 hektarlık mili parkta bir ilçe merkezi ( Ürgüp) üç kasaba ( Uçhisar, Ortahisar, Göreme) ve iki köy ( Çavuşin, Aktepe) bulunmaktadır Bölge Göreme Milli parkı ve Kapadokya’nın kayalık alanları adıyla 1985’ten beri de UNESCO’nun listesindedir
Tüften oluşan yumuşak tabakasının kolay, bazatlı tabakasının ise zor aşınması ile oluşan peribacaları hayranlıkla izlenen oluşumlardır Ancak Göreme Tarihi Milli Parkı’nın fiziki yapısı onlardan ibaret değildir Parkta platolar, glasiller ve kırgıbayırları da bulunmaktadır Muhteşem güzellikteki Kayalık Alanlar ve bunların arasında kalan yeşil vadiler tüm dünyaya sunulan doğal hazinelerdir
Fotoğrafçılık için bir çok olanak barındıran milli park sahasında yürüyüş etkinliklerinin yanı sıra binicilik ve kampçılık da yapılmaktadır Milli parkı özel şirketlerce düzenlenen balon gezileri ile gökyüzünden keşfetmek de mümkün Belli güzergâhlarda gerçekleştirilen Jeep safariler ve bisikletli geziler milli parkta dolaşım için sunulan diğer hizmetler Başta Ürgüp ve Göreme olmak üzere milli park sahası içerisinde bulunan turistik restoran ve eğlence yerleri bölgenin erişebilirliğinin yüksek olması nedeni ile çevre illerde hizmet vermektedir Saha içerisinde yüz civarında turistik tesisin yanı sıra, milli parklar genel müdürlüğüne ait idare ve ziyaretçi binası olarak hizmet veren Göreme evi adlı bir tesiste bulunuyor
Milli parkta Hristiyanlığın Geliştiği ilk Dönemleri ve Manastır hayatını yansıtan kilise, şapel ve diğer kaya oyma mekanların dışında yörede geleneksel Anadolu konut dokusunun en güzel örnekleri bulunmakta
Bu doku içerisinde yaşayan halkın örf ve adetleri, üretim şekilleri, el sanatları mili parkın diğer kültürel zenginliklerini oluşturuyor Günümüzde halen devam eden bağcılık, pekmez ve şarap yapımı, oniks taşının işlenmedi, dokumacılık, çömlekçilik yerel kültürü yansıtan etkilerdir

IHLARA
Ihlara Vadisi harikalar diyarında bir başka harikanın adı ve görkemli görüntüsünün, büyüleyici bir güzelliğin Kapadokya’daki en etkin örneğidir Bu harika Oluşum IV zamanın başına kadar indifa halinde bulunan Erciyas, Melendiz ve Hasan Dağları’nın lav ve tüflerinden meydana gelen arazinin o yörede çatlayarak yarılması ile ve bıçakla kesilmişçesine açılan bu yarığın duvarı andıran düz ve dik yamaçları arasında kalan vadiye Melendiz Çayı’nın hayat vermesi ile doğmuştur
13 Km uzunluğuna sahip vadi tabanında Küçük Mendereler çizerek akan Melendiz Çayı, Ihlara’nın hayat kaynağıdır Çaya bakan duvar gibi dik yamaçlar, kayalara oyulmuş yüzlerce kilise , manastır ve mağaralar ile doludur
Vadi derin ve dardır Tabandaki çayın kıyılarında bağ, bahçe ve ağaçlıklar sıralanmıştır Yamaçlarda zaman içindeki oluşumun izlerini bir resim gibi görmek mümkündür Bu vadiyi yurt edinenler kayaları oyarak pek çok kilise ve manastır yapmışlardır Bizans’tan kalma 10 yy’a ait 31 kilise vardır En önemlileri şunlardır:
Selime Köyü’nde : Selime Katedrali
Yaprakhisar Köyü’nde : Büyük Kilise
Belisırma Köyü’nde batı yamacında : Ala Kilise ( Hz Zekeriya ) , Direkli Kilise, Bahattin
Samanlığı, Kırk Damatlı Kilise
Yeşilköy’ün Kuzeyinde : Karagedik, Eskibaca, Yılanlı, Sümbüllü, Ağaçlı, Pürenli Seki Kiliseleri Bu kiliselerde Melekler, Haç, Meryem Ana, Hz İsa, Havariler, İncil’deki konular resmedilmiştir
Helvadere köyü ile Hasan dağı arasında Yüt, Domik, yardıbaş, Bozkoyun, Kiliseleri en değerlileridir Bu vadide kayalara oyulmuş mezarlardan birinde bulunan bir rahibeye ait mumyanın (12 yy ait olduğu sanılıyor) aradan 800 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bozulmamış olması çok ilginç bulunmuştur O günün koşullarında, giysilerindeki dikişlerin bile hala seçilebilir olduğu böylesine kalıcı bir olayı gerçekleştirmek hayret vericidir ( Mumya hala Niğde Müzesi’nde camekanın içindedir )
Anlatıldığına göre vadideki kaya mezarlarında eskiden pek çok mumyalanmış insan cesedi varmış Ancak bunlar yöre halkı tarafından kurak yıllarda yağmur yağsın diye dereye atılmıştır

|
|
|