Türk Bayrağı Asmak Suç Mu?

**Prof. Dr. Sinsi** · 10-07-2012

Öyle bir ülke düşünün ki, adı “Türkiye” olsun, yani “Türklerin yaşadığı yurt” anlamına gelsin, ama her ne hikmetse belli dönemlerde en yoğun düşmanlık beslenen ve birilerinin sürekli olarak horlamaya, aşağılamaya ve “öcü” göstermeye çalıştığı millet de Türk milleti olsun

“Olmaz böyle bir şey, çok da komplocu olmayın!” şeklindeki tepkileri duyabiliyorum

Ama şöyle bir düşünürsek, Kanunî devrinde başlayan ve II

Mahmut devrinde ayyuka çıkan batılılaşma hareketleri bizi önce Fransız hayranlığına sevk ederken, I

Dünya Savaşı sırasında Almanlara -hâşâ- taparcasına bir ilgi şekline dönüştü

II

Dünya Savaşı’nın yerli sosyetesinin bir kısmı yine Alman ekolünü kendilerine örnek alırken, diğer bir taraf da Amerikancılığın tohumlarını atmaya başladı bu en son Türk yurdunda

68 kuşağının hayalindeki devrimler gerçekleşseydi bugün Orta Asya Türk ülkeleri gibi Sovyet Rusya etkisini yeni yeni üzerinden atmaya çalışan bir ülke olacaktık, zira onların idolü de Rusya’ydı

70′li yıllara geldiğimizdeyse çok daha farklı akımlarla karşılaştık; İran Devrimi’ne hayran bir kesim türedi ülkemizde: “İrancılar” dedik bu gruba, diğer taraftan Amerika’da başlayan “Rock’n Roll” ve “Hippi” hareketlerinin sembolü olan kıyafet, saç, sakal ve bıyık modellerini yadırgadığımız yıllarda

80 ihtilali ve ardından gelen Özal devri bir anda Özal, yani Amerikan devrimine sahne oldu ülkemizde ve “Rusçuların” karşısında “Amerikancıları” buluverdik bir anda

Liberal(!), özgürlükçü(!) ve “ne sağcıyım ne solcu, ya popçuyum ya topçu” neslinin mimarı oldu aslında Özal

Menderes’in 50′li yıllarda gerçekleştiremediği “Küçük Amerika’yı yaratma” hayali Menderes’e değil, Özal’a nasip oldu

90′lı yıllara gelindiğindeyse, yine Amerikan ve İngiliz patentli “Hard Rock” ya da “Heavy Metal” denilen müzik akımlarıyla su yüzüne çıkan “siyah giyimli”, kirli olmayı moda sayan bir gençlik ortaya çıktı ve yine o yıllarda Amerika’nın dünyaya satan en prestijli haftalık haber dergilerinden olan “Newsweek” dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre, bu tarz müzik dinleyen ve bu tarz müzikle ilgilenen insanların %70′inin ölüm sebebinin aşırı alkol ya da uyuşturucu olduğu ortaya çıktı

Her ne kadar bugün de “Barışa Rock” ya da “Rock’n Coke” gibi festivallerle İstanbul’da marjinal bir kesim tarafından yaşatılmaya çalışılıyor olsa da, yine 90′ların sonlarına doğru ortaya çıkan “Satanizm” hareketinin altından bu grubun çıkması, bilinçli ailelerin çocuklarına bu yönde daha da özen göstermesiyle çok sönükleşti

2000′li yıllara yani günümüze gelindiğindeyse, yine Amerikan kökenli, ancak bu kez haksızlıklara, özellikle de Amerika’nın yol açtığı haksızlıklara isyan şeklinde ortaya çıkan ve yayıldığı her ülkede, o ülke gençlerinin milliyetçi yönlerini ortaya çıkarmaya yönelik bir müzik hareketi olan “Hip Hop” ya da “Rap” adıyla anılan müzik tarzı gençlerin giyim, davranış ve hatta konuşma tarzını bile etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir

***

Şu ana kadar verdiğim yakın tarihimize dair bu bilgilerin yazımın başlığıyla alâkasını düşünenler, o kısımları bir kez daha okursa sanırım sorularının cevabını alacaklarıdır

Çünkü

Fransızcı olduk; giyimimizle, kuşamımızla ve hatta abartıp masamıza koyduğumuz Fransız bayrağıyla neci olduğumuzu insanlara göstermeye çalıştık

Almancı olduk; yaranmak için kafamıza Alman bayraklı, tavuk tozaklı Alman fötrü taktık

Rusçu olduk, orak çekiçli, kızıl yıldızlı kepler, tişörtler sardı dört bir yanı

İngiliz bayraklı, Amerikan bayraklı kıyafetler hâlâ “in” ve “trendy”…

Her ne hikmetse kimse bunları aşağılamıyor, ya da kimsenin garipsediği yok bu durumları

***

Ve hatta birkaç yıldır daha farklı hareketlerle karşı karşıyayız:

Öldürülen bir Ermeni, “Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla ve Ermeniler için kutsal olan renkleri, bayraklarını falan taşımakla karşılanırken, onlardan özür dilenmesinin gerektiğini iddia eden küstahlarla dolu çevremiz

Ardından Kürtçülük hareketi gayet doğal karşılanmaya başladı

Bu aralar “hepimiz Filistinliyiz!”

Filistin poşuları boynumuzu, Filistin bayrakları da evlerimizin balkonlarını, dükkânlarımızın camlarını, arabalarımız süsler oldu bir anda

Bir delinin kuyuya attığı bir taş yüzünden sıra Rumlara da geliyor, bundan emin olun!

Tabii ki mazluma destek olmak iyidir

Elbette ortada bir haksızlık varsa hep birden ayağa kalkmak boynumuzun borcudur

Fakat yapılanların bu kadar iyi niyetli olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz

***

Benim amacım daima birlik ve beraberliktir, asla bölücülük değildir, ancak şöyle etrafınıza bir bakın, “Hepimiz Ermeniyiz! Hepimiz Filistinliyiz! Hepimiz Kürdüz! Hepimiz Rumuz!” sloganlarını atanlar ve her yerlerini onların bayrak ve sembolleriyle donatanlar, neci olurlarsa olsunlar, hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar, bir gün de TÜRK olmayı denediler mi acaba?

Değişik zaman ve mekânlarda Fransızcı, Almancı, Amerikancı, İngilizci, Rusçu, Kübacı, Çinci, Ermenici, Rumcu, Kürtçü, Filistinci olmayı başarabilenler bir gün olsun TÜRKÇÜ olmayı denediler mi?

Evlerine, dükkânlarına, tişörtlerine ya da oralarına buralarına bu ülke ve milletlerin bayrağını, rozetini, poşusunu asanlar, takanlar, giyenler bir gün olsun Türk için değerli ya da sembol teşkil eden bir şeye yaklaştı mı acaba?

Ne hikmetse, birbirini dinsizlikle ya da gericilikle suçlayanlar bir Ermeni, bir Rum, bir Kürt, bir Filistinli meselesinde gayet rahat aynı safları, sloganları ve sembolleri paylaşabilirken askerimiz ya da polisimiz şehit olduğunda yapılan tören ve gösterileri şovenistlik, faşistlik ya da abartı olarak adlandırmadılar mı?

Başka milletlerin sembolleri onlar için kıymetli olurken, Türk’ün bayrağı faşizmin, ırkçılığın sembolü ve hortlama sebebi, kurt ya da kartal gibi sembolleri ise puta tapma, totemcilik, Şamanistlik olarak aşağılanmadı mı?

Hırant Dink, Apo ya da Hamas liderleri büyük adam, onlar ne derse doğrudur, ama Atatürk? Olmaaazzz!!! “O dinsizin, içkicinin, ırkçının, faşistin tekiydi”!!!

***

İşte bu sebepledir insanların bayrağına bu kadar çekinerek yaklaşması

İşte bu yüzdendir, genel merkez binası önünde Türkiye’nin en büyük bayrak direğinin ve en büyük Türk bayrağının bulunduğu bir sendikanın genel başkanını olmadık suçlamalarla götürüp sıkıntıya sokmak ve olmadık iddialarla suçlamak

İşte bu yüzdendir, adına “temizlik”, “temiz eller” denilen bir operasyona Türk’ün yaratılış destanlarından olan “Ergenekon” adının verilmesi!

***

Peki var mısınız, bugünden itibaren bir daha indirmemek kaydıyla her tarafı Türk bayraklarıyla donatmaya, uzaydan bakıldığında Türkiye’yi ay yıldızlı kırmızı beyaz renklerin hâkim olduğu bir ülke yapmaya?

***

“Sevgiyi gönlümüze, gülümsemeyi de yüzümüze bahşeden Allah’a binlerce kez şükürler olsun… ”

10-07-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Türk Bayrağı Asmak Suç Mu? Öyle bir ülke düşünün ki, adı “Türkiye” olsun, yani “Türklerin yaşadığı yurt” anlamına gelsin, ama her ne hikmetse belli dönemlerde en yoğun düşmanlık beslenen ve birilerinin sürekli olarak horlamaya, aşağılamaya ve “öcü” göstermeye çalıştığı millet de Türk milleti olsun “Olmaz böyle bir şey, çok da komplocu olmayın!” şeklindeki tepkileri duyabiliyorum Ama şöyle bir düşünürsek, Kanunî devrinde başlayan ve II Mahmut devrinde ayyuka çıkan batılılaşma hareketleri bizi önce Fransız hayranlığına sevk ederken, IDünya Savaşı sırasında Almanlara -hâşâ- taparcasına bir ilgi şekline dönüştü II Dünya Savaşı’nın yerli sosyetesinin bir kısmı yine Alman ekolünü kendilerine örnek alırken, diğer bir taraf da Amerikancılığın tohumlarını atmaya başladı bu en son Türk yurdunda 68 kuşağının hayalindeki devrimler gerçekleşseydi bugün Orta Asya Türk ülkeleri gibi Sovyet Rusya etkisini yeni yeni üzerinden atmaya çalışan bir ülke olacaktık, zira onların idolü de Rusya’ydı 70′li yıllara geldiğimizdeyse çok daha farklı akımlarla karşılaştık; İran Devrimi’ne hayran bir kesim türedi ülkemizde: “İrancılar” dedik bu gruba, diğer taraftan Amerika’da başlayan “Rock’n Roll” ve “Hippi” hareketlerinin sembolü olan kıyafet, saç, sakal ve bıyık modellerini yadırgadığımız yıllarda 80 ihtilali ve ardından gelen Özal devri bir anda Özal, yani Amerikan devrimine sahne oldu ülkemizde ve “Rusçuların” karşısında “Amerikancıları” buluverdik bir anda Liberal(!), özgürlükçü(!) ve “ne sağcıyım ne solcu, ya popçuyum ya topçu” neslinin mimarı oldu aslında Özal Menderes’in 50′li yıllarda gerçekleştiremediği “Küçük Amerika’yı yaratma” hayali Menderes’e değil, Özal’a nasip oldu 90′lı yıllara gelindiğindeyse, yine Amerikan ve İngiliz patentli “Hard Rock” ya da “Heavy Metal” denilen müzik akımlarıyla su yüzüne çıkan “siyah giyimli”, kirli olmayı moda sayan bir gençlik ortaya çıktı ve yine o yıllarda Amerika’nın dünyaya satan en prestijli haftalık haber dergilerinden olan “Newsweek” dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre, bu tarz müzik dinleyen ve bu tarz müzikle ilgilenen insanların %70′inin ölüm sebebinin aşırı alkol ya da uyuşturucu olduğu ortaya çıktı Her ne kadar bugün de “Barışa Rock” ya da “Rock’n Coke” gibi festivallerle İstanbul’da marjinal bir kesim tarafından yaşatılmaya çalışılıyor olsa da, yine 90′ların sonlarına doğru ortaya çıkan “Satanizm” hareketinin altından bu grubun çıkması, bilinçli ailelerin çocuklarına bu yönde daha da özen göstermesiyle çok sönükleşti 2000′li yıllara yani günümüze gelindiğindeyse, yine Amerikan kökenli, ancak bu kez haksızlıklara, özellikle de Amerika’nın yol açtığı haksızlıklara isyan şeklinde ortaya çıkan ve yayıldığı her ülkede, o ülke gençlerinin milliyetçi yönlerini ortaya çıkarmaya yönelik bir müzik hareketi olan “Hip Hop” ya da “Rap” adıyla anılan müzik tarzı gençlerin giyim, davranış ve hatta konuşma tarzını bile etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir * Şu ana kadar verdiğim yakın tarihimize dair bu bilgilerin yazımın başlığıyla alâkasını düşünenler, o kısımları bir kez daha okursa sanırım sorularının cevabını alacaklarıdır Çünkü Fransızcı olduk; giyimimizle, kuşamımızla ve hatta abartıp masamıza koyduğumuz Fransız bayrağıyla neci olduğumuzu insanlara göstermeye çalıştık Almancı olduk; yaranmak için kafamıza Alman bayraklı, tavuk tozaklı Alman fötrü taktık Rusçu olduk, orak çekiçli, kızıl yıldızlı kepler, tişörtler sardı dört bir yanı İngiliz bayraklı, Amerikan bayraklı kıyafetler hâlâ “in” ve “trendy”… Her ne hikmetse kimse bunları aşağılamıyor, ya da kimsenin garipsediği yok bu durumları * Ve hatta birkaç yıldır daha farklı hareketlerle karşı karşıyayız: Öldürülen bir Ermeni, “Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla ve Ermeniler için kutsal olan renkleri, bayraklarını falan taşımakla karşılanırken, onlardan özür dilenmesinin gerektiğini iddia eden küstahlarla dolu çevremiz Ardından Kürtçülük hareketi gayet doğal karşılanmaya başladı Bu aralar “hepimiz Filistinliyiz!” Filistin poşuları boynumuzu, Filistin bayrakları da evlerimizin balkonlarını, dükkânlarımızın camlarını, arabalarımız süsler oldu bir anda Bir delinin kuyuya attığı bir taş yüzünden sıra Rumlara da geliyor, bundan emin olun! Tabii ki mazluma destek olmak iyidir Elbette ortada bir haksızlık varsa hep birden ayağa kalkmak boynumuzun borcudur Fakat yapılanların bu kadar iyi niyetli olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz * Benim amacım daima birlik ve beraberliktir, asla bölücülük değildir, ancak şöyle etrafınıza bir bakın, “Hepimiz Ermeniyiz! Hepimiz Filistinliyiz! Hepimiz Kürdüz! Hepimiz Rumuz!” sloganlarını atanlar ve her yerlerini onların bayrak ve sembolleriyle donatanlar, neci olurlarsa olsunlar, hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar, bir gün de TÜRK olmayı denediler mi acaba? Değişik zaman ve mekânlarda Fransızcı, Almancı, Amerikancı, İngilizci, Rusçu, Kübacı, Çinci, Ermenici, Rumcu, Kürtçü, Filistinci olmayı başarabilenler bir gün olsun TÜRKÇÜ olmayı denediler mi? Evlerine, dükkânlarına, tişörtlerine ya da oralarına buralarına bu ülke ve milletlerin bayrağını, rozetini, poşusunu asanlar, takanlar, giyenler bir gün olsun Türk için değerli ya da sembol teşkil eden bir şeye yaklaştı mı acaba? Ne hikmetse, birbirini dinsizlikle ya da gericilikle suçlayanlar bir Ermeni, bir Rum, bir Kürt, bir Filistinli meselesinde gayet rahat aynı safları, sloganları ve sembolleri paylaşabilirken askerimiz ya da polisimiz şehit olduğunda yapılan tören ve gösterileri şovenistlik, faşistlik ya da abartı olarak adlandırmadılar mı? Başka milletlerin sembolleri onlar için kıymetli olurken, Türk’ün bayrağı faşizmin, ırkçılığın sembolü ve hortlama sebebi, kurt ya da kartal gibi sembolleri ise puta tapma, totemcilik, Şamanistlik olarak aşağılanmadı mı? Hırant Dink, Apo ya da Hamas liderleri büyük adam, onlar ne derse doğrudur, ama Atatürk? Olmaaazzz!!! “O dinsizin, içkicinin, ırkçının, faşistin tekiydi”!!! * İşte bu sebepledir insanların bayrağına bu kadar çekinerek yaklaşması İşte bu yüzdendir, genel merkez binası önünde Türkiye’nin en büyük bayrak direğinin ve en büyük Türk bayrağının bulunduğu bir sendikanın genel başkanını olmadık suçlamalarla götürüp sıkıntıya sokmak ve olmadık iddialarla suçlamak İşte bu yüzdendir, adına “temizlik”, “temiz eller” denilen bir operasyona Türk’ün yaratılış destanlarından olan “Ergenekon” adının verilmesi! * Peki var mısınız, bugünden itibaren bir daha indirmemek kaydıyla her tarafı Türk bayraklarıyla donatmaya, uzaydan bakıldığında Türkiye’yi ay yıldızlı kırmızı beyaz renklerin hâkim olduğu bir ülke yapmaya? * “Sevgiyi gönlümüze, gülümsemeyi de yüzümüze bahşeden Allah’a binlerce kez şükürler olsun… ”