![]() |
Mehmet Akif Ersoy'dan Şehitlerimize |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mehmet Akif Ersoy'dan ŞehitlerimizeŞu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı” Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer ![]() Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk ![]() Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk ![]() Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela ![]() ![]() ![]() Hani tauna da zuldür bu rezil istila ![]() ![]() ![]() Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına, Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ![]() ![]() ![]() Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz ![]() Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab, Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab ![]() Öteden saikalar parçalıyor afakı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin ![]() Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam ![]() Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer ![]() ![]() ![]() Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak ![]() Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller ![]() Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare ![]() Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler ![]() ![]() ![]() Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram? Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam ![]() Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer; Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi; “O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi ![]() Asım’ın nesli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek ![]() Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar ![]() ![]() ![]() O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer ![]() Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i ![]() ![]() ![]() Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi ![]() Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın? “Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın ![]() Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab ![]() ![]() ![]() Seni ancak ebediyetler eder istiab ![]() “Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına; Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle; Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan; Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan; Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına, Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana ![]() ![]() ![]() Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına ![]() Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran ![]() ![]() ![]() Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın ![]() ![]() ![]() Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat ![]() ![]() ![]() Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber ![]() MEHMET AKİF ERSOY |
![]() |
![]() |
|