Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harem, osmanlıda

Osmanlı'da Harem

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı'da Harem



Osmanlı Haremi'nin sır perdesi ardındaki öyküsü Valide Sultanlar, gözdeler, cariyeler, hadımağalarıyla "Padişahın evi"

Harem–i hümâyûn: duvarlarla çevrili; dünyanın en güzel kadınlarının padişahın gönlünü almak için birbiri ile yarıştığı, en büyük dedikodu ve entrikaların döndüğü, en acımasız cinayetlerin işlendiği bir "Altın Kafes"

Bu ve benzeri tanımlamaların çoğu, Harem'i bir kez dahi görmemiş Avrupalılara aitti Avrupalılar için Harem, esrarengiz, her zaman ilgi uyandıran ve hayalleri süsleyen bir yerdi Üst düzey Osmanlı devlet görevlilerinin bile giremediği Harem'i Avrupalı Hıristiyanlar'ın görmesiyse hayal dahi edilemezdi Buna rağmen, Harem'in işleyişi ile ilgili hayaller kuran Avrupalılar, Harem'le ilgili pek çok –yanlış!– bilgiyi içeren yazıları da kaleme aldılar Örneğin, IV Mehmed (1648–1687) döneminde İngiliz Elçiliği Kâtibi Rycaut, padişahın geceyi birlikte geçireceği cariyeyi seçmek için iki sıra hâlinde dizilmiş cariyeler arasından geçerken beğendiği güzelin önüne mendil bıraktığını söylemişti ki bu bilgi bir fanteziden öteye gidemezdi

III Ahmed döneminde (1703–1730) İngiltere'nin İstanbul elçisi olan Wortley Montagu'nun eşi Lady Montagu, üst düzey devlet görevlilerinin eşleriyle kurduğu ilişki nedeniyle Harem hakkında bilgi edinebilen nadir Avrupalılardandı Lady Montagu, 10 Mart 1718 tarihli mektubunda Osmanlı padişahı II Mustafa'nın (1695–1703) eşlerinden Hafsa Sultan'ın ağzından mendil hikâyesinin doğrusunu şöyle aktarmıştı:

"Öteden beri söylenildiği üzere, padişahın hangi kızı isterse ona bir mendil attığının kesinlikle doğru olmadığını ifade etti Padişah, kızlardan hangisini isterse onu harem ağası vasıtasıyla çağırtırmış Harem halkı, padişahın çağırttığı kızı, hamama götürürler, vücuduna kokular sürerler, gayet zarif giydirirlermiş Padişah kendisinden evvel kıza bir hediye gönderir, sonra da bulunduğu daireye gidermiş Yatağın eteğine kadar kızın sürünerek geldiği de yalanmış"

Akkadça'dan Arapça'ya geçmiş bir kelime olan harem, "korunan, mukaddes şey ve yer" anlamına geliyor Evlerde kadınların erkeklerle karşılaşmadan günlük hayatlarını sürdüreceği bölüme "harem" deniyor

Osmanlı Harem teşkilatının ilk yılları hakkında pek bilgi yok Osmanlı Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Orhan Gazi (1326–1362) döneminde devletin teşkilatlanmasına paralel olarak Harem kurumunun ilk çekirdeği atıldı Orhan Gazi, Bizanslı iki prensesle evlenmişti Fatih Sultan Mehmed (1451–1481) zamanında devlet ve saray teşkilatının gelişmesine paralel olarak Harem–i Hümâyûn da teşkilatlandırıldı III Murad'la (1574–1595) birlikte Harem halkının sayısı arttı ve Harem–i Hümâyûn büyüdü Harem denildiğinde akla cinsellik gelse de Harem–i Hümâyûn padişahın evi ve bir eğitim kurumuydu

Osmanlı sarayı Birun, Enderun ve Harem olmak üzere üç bölümden meydana geliyordu Ve Harem–i Hümâyûn, Harem'le birlikte Enderun'u da içine alıyordu Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık'ın söylediği gibi Enderun, Osmanlı devletinin erkek yöneticilerinin yetiştiği üst düzey bir okulken, Harem de kadın yöneticilerin yetiştiği bir mektepti

Harem'de padişah ve ailesiyle birlikte, onlara hizmet eden kadın köleler, yani cariyeler ve harem ağaları yaşıyordu Osmanlı padişahları, II Bayezid zamanına (1481–1512) kadar Bizans'tan, Balkan prensliklerinden Anadolu'daki Türk beyliklerinden prenseslerle evlenmişlerdi Sultan II Bayezid'den sonra ise Anadolu'daki Türk beyliklerinin sona ermesi ve Harem–i Hümâyûn'un iyice kurumlaşması ile birlikte –II Osman (1618–1622) ve Sultan Abdülmecid (1839–1861) istisna olmak üzere- padişah ve şehzadelerin eşini sadece cariyelerden seçmesi âdet haline geldi

Osmanlı sarayının cariye ihtiyacı, savaşta ele geçen esireler veya esir pazarlarından satın alınan kadın kölelerden sağlanıyordu 19 yüzyıl sonları ve 20 yüzyıl başlarında Hanedan'la yakın ilişkisi olan şair Leyla Saz, hatıratında, "Bazı Çerkez kadınlarının kızlarını padişah haremi olup ihtişam ve elmaslar içinde hayat süreceğine dair ninnilerle büyüttüklerini" ifade etmişti

e-tarihorg

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.