Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adan, hastalık, rehberi, zye

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



Abse: İçi cerahat dolu şişliklere verilen isimdir Vücudun her tarafında ortaya çıkabilir Nedeni vücuda giren mikroplardır

yer, iki parmak arasına alınıp, kan akıncaya kadar sıkılır ve üzerine amonyak sürülür

Albüminüri: İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir

Kiminde kaşıntı, kiminde kurdeşen, kiminde astım görülür Hasta, eğer bazı maddelerle temasından dolayı alerji oluyorsa, o maddenin uzaklaştırılması ile mesele kendiliğinden çözümlenmiş olur

Altını ıslatmak: Tıp dilinde Enuresis denir Altına ve yatağına işeyen çocuklar; genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen çocuklardır Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacak iş, çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak, herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından da kaynaklanabilir Bu nedenle doktora gitmek gerekir

Anne sütünün azlığı: Anne sütünü artırmak için bol bol sulu gıdalar yemek, üzüntülerden sıyrılıp bir süre dinlenmek faydalıdır

Anus kaşıntısı: Anus (şerç); yani sindirim kanalının doğrubağırsak denilen son kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir Bunlar arasında; kılkurtları, sümüksü akıntı, basur, çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir

Apandisit: Körbağırsağın iltahaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Müzmin apandisitte; kat’iyetle ilaç verilmez Ameliyat gerekir Had apandisit; karnın ortasından başlayıp, sağ alt kısma yerleşen bir ağrı ile kendini gösterir Hazımsızlık ve gazdan şikayet edilir Kusma görülebilir bazen de miğde bulantısı olur

Arı sokması: Arı; bal ve balmumu yapan fakat, iğnesiyle sokan bir böcektir Hassas bünyeli kimseleri soktukları zaman,onların şok geçirmelerine neden olabilirler Eşek arıları ise; bal arılarına nazaran daha tehlikelidir Arı sokmasında yapılacak ilk iş; arının iğnesini, ucu yakılmış bir iğne ile çıkarmaktır Sonra arının soktuğu yerin alt ve üstünden sıkıca boğulur Üzerine soğuk su dökülür

Arpacık: Halk arasında it dirseği de denir Doktorların Hordoleum dedikleri hastalıktır Göz kapağındaki herhangi bir kılın dibinde; içi dolu bir şişlik meydana gelir Acı ve zonklama vardır Arpacıkla, hiçbir şekilde oynamayın, onu sıkmayın! Beslenmenize önem gösterin, üzüntülerinizi bırakıp biraz daha mutlu olmaya bakın

Astım : Hasta, kriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini zanneder, gerçekte nefes vermekte zorluk vardır Bunun nedeni de, akciğerlerdeki küçük hava borularının daralmasıdır Buralardan geçen hava, ıslığa benzeyen bir ses çıkarır, ki buna hırıltı denir Astım, bir kaç grup nedenden kaynaklanır Bunların başında da bünye gelir Yani, bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir şeyse, diğerlerinde de astım o kadar doğaldır Bazı kimseler, toz, kıl, yumurta, süt, aspirin, çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar Bu hassasiyet, astım krizleri şeklinde kendini gösterir Tedavi için, hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir Bazı kimselerde de, Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir

Astigmatlık: Göz yuvarlağı çaplarının düzensiz olması sonucu ortaya çıkan bir çeşit göz bozukluğudur Hasta; noktaları bir çizgi halinde görür Çoğunlukla doğuştandır Miyopluk veya hipermetroplukla beraber de görülebilir Bazı astigmatlar, baş ağrılarından da şikayet ederler Tedavi için doktorun vereceği gözlüğü kullanmak gerekir

Aşırı aybaşı kanaması: Aybaşı görme arasındaki süre normaldir Fakat kanama çoktur ve normal süresinden fazla devam eder Nedenleri çeşitlidir: rahimde ur, rahim çarpıklığı, yorgunluk, sinir bozukluğu, ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanabilir

Ateş: Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına konulduğunda gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür Diğer taraftan, vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar Sabahın erken saatlerinde ısı düşük, akşam saatlerinde yüksektir Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise normaldir Ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma, huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama, havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir Ateşin nedeni, genellikle soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı, boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir Bu nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir

Ayak ağrıları: Çoğunlukla yorgunluk, bağ yerlerinin burkulması, fazla kilo almak veya bazı hastalıklardan kaynaklanabilir Önemli bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılarda yapılacak masaj ve dinlenme çok faydalı olur

Ayak burkulması: Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik bir durumla karşılaşması sonucu görülür Burkulmadan hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir

Ayak çıbanı: Ayak derisindeki ter bezleri ve kıl keselerinin mikroplanması sonucu ortaya çıkar Çıban yerinde, ilk önce sert ve kırmızı bir kabartı belirir Ağrı vardır Sonra iltihaplanır Çıbanı sıkmamak gerekir

Ayak şişmesi: Ayak şişmesi; uzun süre ayakta durma, dolaşım sisteminin yetersiz olması, gebelik, uzun süre hareketsiz kalma veya incinme, burkulma sonucu ortaya çıkar

Ayak terlemesi: Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından kaynaklanır Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir

Aybaşı düzensizliği: Aybaşı kanaması normal olarak 2-7 gün sürer Normal olarak 28 günde bir görülen aybaşı kanaması, bazı hallerde vaktinden önce veya sonra da görülebilir Nedeni; asabi krizler, hormon dengesizliği veya bünye zayıflığı olabilir

Aybaşı kanaması azlığı: Aybaşı kanının normal miktarı; sağlam kadınlarda 7-77 gram arasında değişir Çoğunda 27-75 gram arasındadır Ortalama miktar 50 gram kabul edilir Aybaşı kanının yukarıda belirtilen miktarlardan az olması, çoğunlukla ruhsal durumla veya kansızlıkla ilgilidir

Aybaşı kanamasının gecikmesi: Normal olarak zamanı geldiği halde aybaşı kanaması başlamazsa; gebelik, kansızlık, tiroid veya karaciğer hastalıkları akla gelebilir Ayrıca yorgunluk, sinirlilik veya adetten kesilme de düşünülebilir

Aybaşı kanamasının uzun sürmesi: Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder Bazı kimselerde bu süre uzar O zaman rahimde ur veya kist olduğundan, yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya kalp hastalığından şüphe edilir Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen uygulanır

Aybaşı kanaması yokluğu: Genç bir kız buluğ çağına geldiği halde, aybaşı görmeye başlamamışsa, aybaşı yokluğundan söz edilir Bu durum karaciğer hastalıklarından, kansızlıktan veya tiroit bezi bozukluğundan kaynaklanabilir Öncelikle nedeni bulmak gerekir Normal aybaşı gören kadının da; kansızlık, karaciğer rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları veya tiroid bezi hastalıkları sonucu aybaşı kanamaları kesilebilir Öte yandan aybaşı yokluğu, gebeliğin veya menapozun işareti olabilir

[b]
Bademcik iltihabı: Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir Bademcikler şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir Yutkunma sırasında ağrı yapar Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir

Bağırsak gazı: Bağırsaklarda hissedilen şişkinlik, bağırsak gazından kaynaklanır Nedeni, bağırsakları besleyen bezlerin yeteri kadar çalışmaması, yemek yerken fazla hava yutma veya sinir bozukluğudur

Bağırsak iltihabı: Beslenme bozuklukları, soğuk veya sıcak içecekler veya kullanılan bazı ilaçlar, hastalığın nedenleri arasındadır Tıp dilinde kolit denir Tedavide rejim ve istirahat esastır Yenmemesi gerekenler: Lahana, karnıbahar, kabak, domates, yağlı et suları, yağlı et ve balıklar, konserveler, av etleri, pastırma, sucuk, salam, börek, taze ekmek, bütün baharatlar, alkol Yenilmesinde sakınca olmayanlar: un veya sebze çorbaları, yağsız ızgara etler, yoğurt, patates püresi, pilav, beyaz peynir ve sebze yemekleri

Bağırsak kanaması: Önemli bir hastalığın işareti olabilir Önce kanamanın nedenini tespit ettirmek gerekir Kısa sürede kesilmeyen kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir

Bağırsak solucanları: Bağırsak solucanları, insan vücudunda asalak olarak yaşarlar Bunlara bağırsak kurtları da denir Genellikle 5 grupta toplanırlar
- Yuvarlak kurtlar
- Kıl kurtları
- Kamçı kurtları
- Kancalı kurtlar
- Şerit

Balgam: Sümüksü, cerahatli veya kanlı görünüşte bir maddedir Bronşitin işareti olabilir

Basur: Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir Başka bir hastalığın da belirtisi olabilir Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen isimdir Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak, eflatuni renkte tümörlerdir Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir

Baş ağrıları: Baş ağrıları çeşitli nedenlerden kaynaklanır Bunlar; şöyle sıralanabilir
- Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları
- Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları
- Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları
- Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları
- Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları
- Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları
- Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları
- Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları
- Saralılarda görülen baş ağrıları
- Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları
- Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları
- Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları
Baş ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır

Başdönmeleri: Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir Bunlardan başlıcaları şunlardır:
- Kulak ağrısı
- Araç tutmaları
- Ani hava değişimi
- Bazı göz hastalıkları
- İlaç zehirlenmeleri
- Düşük veya yüksek tansiyon
- Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları
- Kansızlık ve kan hastalıkları
- Mikrobik hastalıklar
- Beyin hastalıkları
- Sara ve bazı ruh hastalıkları
Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir

Bayılmalar: Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında bayılma tıp dilinde senkop denir Bu durumda beyin hücrelerine giden oksijen azalmıştır Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar sertliği ve kalp hastalıklarıdır Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir Sonra yüz kül rengini alır Arkasından da terleme, çarpıntı, göz kararması ve baş dönmesi görülür Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir Sonra yüzüne su serpilir ve amonyak koklatılır

Bel ağrısı: Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla yorgunluk sonrası görülür Dinlenmekle geçer Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek gerekir

Bel gevşekliği : Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir Halk arasında erken boşalma Tıp dilinde ise ejakulasyon denir Nedeni çoğunlukla ruhsaldır Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır

Belsoğukluğu : Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır Cinsi münasebetle bulaşır İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir Akıntı cerahatlıdır Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır

Boğaz ağrısı : Havasızlıktan, toz, sigara içmek, burun tıkanıklığı, dişeti iltihabı gibi nedenlerden kaynaklanır

Boğaz iltihabı : Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri; nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradır Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır

Boğmaca : Bulaşıcı bir hastalıktır Tıptaki adı Pertussis'dir Çoğunlukla 1 ila 4 yaşları arasındaki çocuklarda çok görülür Ortalama olarak 4-6 hafta devam eder Hastanın burnu akar, nöbet halinde gelen öksürük görülür Bazen kusmaya neden olur Tedavi için kesin yatak istirahati şarttır Hastaya sık sık fakat az miktarda yumuşak yiyecekler verilmelidir

Boyun tutulması : Soğuk almaktan, boynun çarpık durumda bir süre kalmasından veya nezleden kaynaklanır

Böbrek ağrısı : Böbrek ağrısının nedenleri çeşitlidir Bunlar arasında: böbrek taşı, böbreklerden idrar akışının tıkanıklık nedeniyle düzensizliği, böbrek uru, böbreklerden çıkan zehirli atıkları mesaneye taşıyan borularda taş, ur veya kan pıhtısı, böbrek apsesi olabilir Ağrılar sırasında terleme ve kusma da görülebilir

Böbrek iltihabı : Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir İki çeşiti vardır:
- Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkan, titreme, kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir ağrı ile kendini gösterir Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur Bol su, limonata ve açık çay içilir

- Kronik Böbrek İltihabı : Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek iltihabının başlıca nedenidir Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş ağrısı, ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür Yapılacak ilk iş, bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır

Böbrek kumu : Yeterince su içilmemesi, A vitamini eksikliği, böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması ve bazı böbrek hastalıkları, böbreklerde kum birikmesine neden olur

Böbrek taşı : İdrarda bulunan oksalat billurlarının meydana getirdiği böbrek taşları, kum tanesi kadar olabildiği gibi pinpon topu büyüklüğünde de olabilir Ufak taşlar böbrekten kolaylıkla çıkabilr Büyükler ise böbreklerden mesaneye giderken şiddetli ağrılara neden olur Göğsün yukarı ve ön kısmında, kaburgaların altında, ani ve kıvrandırıcı ağrı hissedilir Terleme ve kusma da görülebilir İdrarın rengi bulanık ve bazen kanlıdır

Böcek sokması : Böceğin ısırdığı yerde şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve şişlik görülür Böceğin zehirli olabileceğini düşünerek aşağıda tarif edilen işlem yapılır Vakit kaybetmeden böceğin soktuğu yerin alt ve üstünden sıkıca bağlanır Sonra böceğin soktuğu yer iki parmak arasına alınıp, sıkılır ve zehirli kanın akması sağlanır

Bronşit : Akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır
- Akut Bronşit : Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi hastalıklar sırasında görülür Sisli ve soğuk havalarda çok rahatsız olurlar Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli balgam ile hafif ateş ve halsizlik görülür Mutlaka tedavi edilmesi gerekir
- Kronik Bronşit : Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur Mutlaka tedavi edilmesi gerekir
Her iki bronşitte de yapılacak ilk iş sigarayı bırakıp istirahat etmektir

Burkulmalar : El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır

Burun ahtapotu : Burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde adenoid ve polip denir Hastanın burnundan soluması güçleşir Daha çok ağzından nefes alıp verir

Burun akıntısı : Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey kaçmış olmasıdır Ayrıca kızamık başlangıcında da görülür

Burun kanaması : Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde epistaksis denir Genç erkeklerde genellikle ergenlik dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı kanamaları sırasında görülür Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur Tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir

Burun tıkanıklığı : Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir

[C-Ç]

Cinsel soğukluk : Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap vermemesine; tıp dilinde firijidite denir Nedeni daha çok ruhsaldır

Çarpıntı : Tıp dilinde palpitasyon denilen çarpıntının nedenleri çeşitlidir Bir kalp hastalığı söz konusu değilse; fazla sigara içmek, alkol, yorgunluk, sinirlenmek, kansızlık, hazımsızlık, çay, kahve veya zehirlenmelerden kaynaklanabilir

Çıbanlar : Derideki kıl keseleri veya bezlerinin hastalanması sonucu ortaya çıkan sızıntılı, ıslak kabarcıklara çıban denir Katiyetle sıkılmamaları gerekir

Çıkıklar : Kemiklerden herhangi birinin oynak yerinden kısmen veya tamamen ayrılmasına çıkık denir Bu durumda yapılacak ilk iş doktora gitmektir

Çiçek hastalığı : Tıp dilinde variola denilen bulaşıcı bir hastalıktır Hastalık şiddetli titreme ve 41 derece ateşle ortaya çıkar Hastalık mikrobunun vücuda girmesiyle ortaya çıkması arasında geçen süre 10-14 gündür Hasta istirahat ettirilir , başkaları ile görüşmesi yasaklanır Doktorun tavsiyelerine uyulur Bol su ve şerbet içirilir

Çiller : Çoğunlukla beyaz tenli, kırmızı saçlı kimselerde görülen çiller, yüze serpilmiş ufak lekeler halindedir Nedeni; cildin güneşe karşı gösterdiği tepkidir Olgunlaşmış çillerin yok edilmesi mümkün değildir Ancak koruyucu önlemler alınır Yüzünde çil olanların güneşte fazla durmamaları ve yüzlerini sık sık yıkmaları tavsiye edilir

Çocuk felci : Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır Tıp dilinde poliomelitis denir Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür Nedeni bir çeşit virüstür Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır Tedavi için mutlaka doktora başvurm k gerekir

Çocuklarda gelişme bozuklukları : Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu kötü beslenmeden kaynaklanır Bunun yanı sıra; geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da gelişme bozukluğu görülebilir Nedeni test etmek için doktora başvurmak gerekir

Çok uyumak :
1 ila 4 yaşları arasındaki çocukların; geceleri 13, öğleden sonra da 2 saat olmak üzere, günde 15 saat uyumaları, sıhhatli büyümelerini sağlar
5 ile 7 yaşları arasındaki çocuklara ise, geceleri 11-13 saat uyku yeterlidir
8-14 yaşları arasında 9-11 saat; 15 yaşından sonra da 8 saat uyku yeterli gelir
20 yaşını geçenlere 6-8 saat gece uykusu yeterlidir

Çürükler : Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama halk arasında çürük denir Tıp dilinde ise ekimoz denir Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş, çürüğün üzerine soğuk su ile kompres yapmaktır

[D]
Dalak hastalıkları : Karın boşluğunun solunda, midenin arka tarafında bulunan dalak; eskimiş kırmızı kan hücrelerini yok eder, gerektiği zaman da yeni kırmızı kan hücreleri imal eder Sıtma ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklar veya kansızlık sonucu dalak hastalanabilir

Damar sertliği : Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi sonucu, esnekliklerini keybetmesine; halk arasında damar kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir Nedeni, kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin esnekliğini kaybedip, zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin birikinti yaparak, damarı darlaştırmasıdır Belirtileri baş dönmesi, baş ağrısı, titreme, yürürken sendeleme, düşünme ve öğrenme gücünde zayıflama, sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar görülür İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak olursa, korkulacak bir şey yoktur Hastanın neşe ve cesaretini kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede atılacak ilk önemli adımdır Damar sertliği teşhisi konan kimse, perhiz yapmalı, alkol ve sigara gibi keyif verici maddeleri bırakmalı, yumurta, tereyağı ve benzeri yiyecekleri terk etmeli, tuzu da azaltmalıdır Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır

Deri iltihabı : Çoğunlukla kullanılan sabun, deterjan, boyalar ve bazı bitkilerin neden olduğu bu hastalığa tıp dilinde Dermatit denir Tedaviye deride iltihaplanmaya sebep olan şeyi belirleyip, onu terk etmekle başlanır

Deri kanseri : Deri üzerinde ufak bir şişlik veya bir türlü iyileşmeyen bir yara şeklinde başlayabilen bir çeşit kanserdir Şişlik, başlangıçta ufak bir yumru şeklindedir Bir süre sonra aynı yer açılır ve yara haline dönüşür, sonra kabuk bağlar Bu gibi durumlarda telaşlanmamak; ancak acele etmek gerekir Erken tedavi edildiği takdirde iyileşir

Deri kuruluğu : Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir Merak edilecek bir durum yoktur Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir

Deri lekeleri : Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz lekelere de "Vitligo" adı verilir Bunlar merhem veya kremlerle gizlenebilir

Dil büyümesi : Kısa süreli dil büyümelerinde aşağıdaki reçeteler kullanılır 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde, doktora başvurmak gerekir

Dil felci : Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir

Dil iltihabı : Tıp dilinde Glossit denilen bu iltihaplanmanın nedeni, çürük dişler, dişeti iltihabı, sigara, çok sıcak veya çok soğuk şeyler yemeyi alışkanlık haline getirmiş olmaktır İhmal etmemek gerekir Çünkü dil kanseri veye dil ülseri belirtisi de olabilir Mutlaka doktora başvurmak gerekir Yapılacak ilk iş, sigarayı bırakmak, çürük dişleri tedavi ettirmek, ve kötü alışkanlıkları terk etmektir

Dil ülseri : Dilde görülen; etrafı kırmızı, içi su dolu küçük kabarcıklar, dil ülserinin belirtisi olabilir Derin ve sert kenarlı dil yaralarında, mutlaka doktora başvurmak gerekir Diğer dil yaraları, hazımsızlık veya gripten kaynaklanabilir

Diş ağrısı : Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması, dişetlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer nedenlerden kaynaklanır

Dizanteri : Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır Hastada, ishal görülür Dışkısı kanlı ve sümüklüdür İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır İki çeşit dizanteri vardır
- Amipli Dizanteri : Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar Hastada kanlı ishal, ateş, karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür
- Basilli Dizanteri : Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür
Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır

Doğum sancıları : Doğum sancıları; doğumun habercisidir Başlangıçta 20 dakikada bir gelen doğum sancıları, daha sonra sıklaşır ve her seferinde döl yatağı kasılıp, sertleşir Sancılar sırasında kanama görülmezse korkulacak bir şey yoktur

Dolama : Şeytan tırnağı veya parmağa iğne ya da kıymık batması sonucu, tırnak dibinde meydana gelen iltihaplanmaya; halk arasında dolama, tıp dilinde paronychia denir Başlangıçta kırmızı bir benek halindeyken daha sonra içi dolu sivilceye dönüşür Dolama, kan zehirlenmesine neden olabilir Bu nedenle ihmal edilmeden doktora başvurmak gerekir Alkol pansumanı veya sıcak su kompresi çok faydalıdır

Donmalar : Üşümenin en ağır şekline donma denir Donan kişiyi birdenbire ısıtmamak gerekir Böyle durumlarda yapılacak ilk iş; vücuda bir battaniye sarıp, ılık bir yere taşımak; orada başı hafif geriye doğru olmak üzere sırtüstü yatırmak, kol ve bacaklarını soğuk su ile iyice ovmaktır Limonsuyu ile masaj yapılabilir

Dölyolu akıntısı : Halk arasında beyaz akıntı; tıp dilinde ise; Gleet denilir Arasıra görülen beyaz akıntı pek önemli değildir Çünkü üşütmek, ruhi bunalım, uzun süren bir hastalık veya yüksekçe bir yerden düşmekten kaynaklanabilir İç çamaşırında krem rengi beyazlıkta bir leke görülür Kuruduğu zaman kahverengiye çalan sarı bir renk alır Önce beyaz akıntının nedenini bulmak gerekir

Dudak çatlaması : Dudaklar, güneş veya soğuk havanın tesiriyle çatlayabilir Endişe edilecek bir durum yoktur

[E]
Egzama : Mayasıl diye bilinen egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir iltihaptır Tıp dilinde; Erythema pernio denir Kaşıntı ve kızartı ile ortaya çıkar nedeni; ruhsal olabileceği gibi alerjik tepkiler veya deriyi tahriş eden maddeler de olabilir Bazı kimselerde de ırsidir Vücudun hemen hemen her yerinde görülebilir ve bulundukları yere göre isimlendirilirler Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri kaşımamaktır Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da gerekir Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır Perhiz yapılır Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez

Ekstrasistol : Kalbin normal atışlarına, fazladan atış eklenmesine Ekstrasistol bir başka deyişle fazladan atış denir Kalbin bir atışı, vaktinden önce olur Sonra, bir süre atış olmaz Bu atışlar, tek tek veya arka arkaya meydana gelir Kalp hastalıklarında görüldüğü gibi; fazla sigara, içki içmek; heyecanlanmak ve hazmı güç yemeklerden sonra da görülebilir

El ve ayak titremeleri : Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür

Enfarktüs : Kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur Enfarktüs krizi geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder Bütün benliğini ölüm korkusu sarar Nefes almakta zorluk çeker Yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille oturmasını sağlamaktır Sonra; vakit geçirmeden doktor çağrılır Enfarktüs krizini atlattıktan sonra kesin istirahat ve doktorun dediklerine uymak şarttır

Ergenlik sivilceleri : Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında görülürler Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya mor lekeler halindedirler İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur Sıkmamak, oynamamak gerekir Tedavinin ilk şartı sabırdır Yüzü günde 3-4 kere kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır Bu arada baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir

Ezikler : Eziklerde yapılacak ilk iş; eziğin üzerine buz koymak veya soğuk su ile kompres yapmaktır Ayrıca; dışarı kan çıkmışsa, önce oksijenli su ile temizlenir Aşağıdaki reçetelerden de faydalanılır

[F]
Fazla terlemek : Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir

Felç : Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır

Ferç kaşıntısı : Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar

Fıtık : Vücudun herhangi bir organının; genellikle bağırsağın, kaslar arasındaki zayıf bir noktadan dışarı çıkmasına fıtık denir Fıtık olan yerde, şişlik görülür Öksürünce veya ıkınınca büyür Ağır işler yapmaktan, öksürmekten ve ıkınmaktan, hoplayıp zıplamaktan kaçınmak gerekir Ameliyat olunmayacaksa, fıtıkbağı kullanmak faydalıdır

Fil hastalığı : Özellikle bacakların şişip, genişlemesi şeklinde ortaya çıkan bu hastalığa halk arasında gelincik, tıp dilinde elefantiasis denir Nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir

Fistül : Çoğunlukla anüs yakınında meydana gelen, içi cerahat dolu, ufak, kırmızı ve akıntılı bir şişliktir Etrafında ağrı vardır Tedavi edilmedikçe geçmez

Frengi : Zührevi bir hastalıktır Bulaşıcıdır Tıp dilinde sifilis denir Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir

[G]
Gastrit : Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır Hafif yiyecekler yenir Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir

Gazlar : Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır

Gece körlüğü : Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez

Geğirmek : Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür Bunlar yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar Ayrıca geğirme mide veya safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir Bu nedenle esas nedeni tespit etmek gerekir

Gevşek penis : Erkeklik organının sertleşmemesi, sağlık durumunun bozukluğundan kaynaklanır En önemli neden sinir bozukluğudur Kendine güvenememe, yorgunluk, içki, şeker hastalığı, uyuşturucu madde alışkanlığı da diğer nedenler arasında sayılabilir Tedavinin ilk şartı; kötü alışkanlıkları bırakmak, kendine güvenmek, temiz havada dolaşmak ve yeterince gıda almaktır

Gıda zehirlenmeleri : Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür Belirtileri : Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker Kaslarında ağrı ve kramplar vardır Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür

Göğüste su toplaması : Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır Akciğerlerin etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir Zarın iki yaprağı arasına su toplanmıştır Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları veya kulak iltihaplarıdır Göğsün yan taraflarında şiddetli ağrı hissedilir Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir Nefes darlığı vardır Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır

Göz ağrısı : Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir

Göz iltihabı : Halk arasında göz nezlesi veya pembe göz denir Göz yuvarlağının üstünü örten ince zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde konjonktivit denir Çoğunlukla ilk bahar aylarında görülür Gözde sulanma; kanlanma, batma hissi veya ağrı vardır Hasta ışığa bakmakta güçlük çeker

Göz kanlanması : Göz kanlanması ile birlikte ağrı yoksa aşağıdaki reçeteler uygulanır Kanlanma ile birlikte ağrı varsa; mutlaka göz doktoruna gitmek gerekir

Göz kaşıntısı : Gözlerin kaşınması, önemli bir hastalığın işareti olabilir Bu nedenle doktora başvurmak gerekir

Göz sulanması : Göze toz kaçması, çapaklanma, göz iltihabı, nezle veya bazı alerjik hastalıklar göz yaşının fazlalaşmasına neden olur Şikayetler soğuk havalarda daha da artar Doktora başvurmak gerekir

Göz tiki : Aniden ortaya çıkan, fakat önemli olmayan bir durumdur Alışkanlık spazmı da denir nedeni, yorgunluk, üzüntü, heyecan ve yaşlılarda adale zafiyetidir Yapılacak ilk iş, istirahat etmektir

Gözbebekleri iltihabı : Gözün bir kazayla yaralanması veya romatizmalı hastalarda üşütme sonucu ortaya çıkar Bazen; şeker hastalığı, burun hastalıkları, ve frengili hastalarda da görülür Tıp dilinde iritis denilen bu hastalık vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir Hasta, ışığa fazla bakamaz Gözlerinde veya gözlerinin üst kısmına gelen bölgede şiddetli ağrılar vardır Gözlerde; sulanma ve kızarıklık da görülür Göze dikkatle bakıldığında; renkli kısmın etrafındaki rengin de koyulaştığı görülür

Gözkapağı iltihabı : Göz kapağı kenarlarının iltihaplanıp, kızarma, kabuklanma ve ağrı yapmasıyla ortaya çıkar Tıp dilinde blefarit denir

Gözkapağı şişliği : Gözkapakları, çoğunlukla fazla ağlama sonucu şişer Nezle veya kızamık sırasında da görülür Bunlardan başka, kalp, böbrek, hastalıkları veya beze iltihaplanmasının da bir işareti olabilir Bazı kimselerde de alerjiktir

Grip : Tıp dilinde influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır Grip olan kişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir Paçavra hastalığı da denir Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir Baş ve sırt ağrıları, titreme nöbetleri, nezle, öksürük, iştahsızlık, baş dönmesi de görülür Tedavinin ilk şartı istitrahat etmektir İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da yol açabilir

Guatr : Tiroid bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan ve boynun ortasında, yutkundukça aşağı yukarı hareket eden şişlikle kendini belli eden bu hastalığa guşa veya cedre de denir Tıp dilindeki adı strumadır Guatr, özellikle geceleri nefes darlığı yapar Bazen de rahatsız edici öksürüklere neden olur İki çeşit guatr vardır Basit Guatr : Bu çeşit guatrda tiroid bezi balon gibi şişer Nedeni alınan iyotun yetersiz olmasıdır Dağlık bölgelerde oturanlarda, ergenlik yaşlarında ve hamilelerde çok görülür

Guatr (Yumrulu): Bu çeşit guatrda, tiroid bezinin iki yanında kabarıklık veya üzüm salkımını andıran şişlikler görülür Her iki çeşit guatrda da endişelenecek bir durum yoktur Ancak tedaviye erken başlamak gerekir Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak, mümkün olduğu kadar çok balık, pırasa, kuru erik, yumurta, taze fasulye, pazı, soğan, sarmısak, dut veya dut kurusu, havuç yemek; inek sütü, erik hoşafı, ve havuç suyu içmek çok faydalıdır Ayrıca kabız olmamaya gayret etmek gerekir Lahana, mısır ve turp da yenmemelidir

Güneş çarpması : Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme, ağrılı kramplar ve kanın koyulaşması şeklinde kendini gösterir Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip, gölgeye taşınır Yüzü, göğsü ve kolları soğuk su ile ıslatılır Durumu ciddi ise, ıslak bir çarşafa sarılarak hastaneye götürülür

Güneş yanığı : Vücudun güneşte kalan kısımlarında bir süre sonra yanma, kızarma ve kaşıntı başlar Kısa bir süre sonra da su toplar

[H]
Halsizlik : Bazı kimseler, aşırı yorgunluktan, çalışamamaktan, baş ağrısından, sırt ağrılarından, hazımsızlıktan veya huzursuzluktan şikayet ederler Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir

Hararet : Sıcak havada aşırı derecede veya ateşli hastalıklar sırasında vücut kaybettiği suyu karşılayamayacak olursa, hararet başlar

Havale : Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya çıkan duruma havale denir Büyüklerde havale çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür Küçük çocuklarda görülen havale, sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir tepkidir Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek ateş, boğmaca, devamlı hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan kaynaklanabilir Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana gelen bir hastalık da neden olabilir Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya çevrilir, çenesi de kenetlenir Dudakları, yüz kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır, sonra da çırpınmaya başlar Ağzından da köpük gelir Bütün bunlar bir iki dakika devam eder Sonra bütün belirtiler kaybolup, uykuya dalar Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



[R]
Rahim egzaması : Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler görülür Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp, kabuklanır Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir

Rahim iltihabı : Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir Aybaşı kanamaları fazla olur Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır Bu ağrılar dinlenmekle geçer Doktora başvurmak gerekir

Rahim kanaması : Bu hastalık, aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla kendini gösterir Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz

Rahim kanseri : Çoğunlukla rahim boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen bir hastalıktır Çok düşük yapan veya çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür Tıp dilinde uterus kanseri denir Vajinadan kan veya fena kokulu akıntı gelir Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir

Rahimde polip : Rahimde meydana gelen ve nohut büyüklüğünde olan renkli yumrulara rahim polip'i denir Nedeni, rahimin iç yüzünü örten zarın iltihaplanmış olmasıdır Aybaşı halinde aşırı kanama, rahim akıntısı ve arasıra gelen karın ağrıları ile kendini gösterir Kesin tedavisi ameliyattır

Rahim sarkması : Bazı kadınların vajina veya rahimleri bacaklarının arasına doğru sarkar Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi gençlerde de görülebilir Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen eğilimdir

Rahim urları : Çoğunlukla doğum yapmamış kadınlarda görülür Bazı urlar zararsızdır Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo kaybı, kansızlık ve adet görmenin ikinci ve üçüncü günlerinde haddinden fazla kanama varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak gerekir Ayrıca hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır, leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır

Raşitizm : Çocuklarda görülen bir çeşit kemik hastalığıdır Nedeni, yeteri kadar D vitamini almamaktır Çoğunlukla yeteri kadar güneş görmeyen, sıhhi olmayan, rutubetli, karanlık ve basık tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar süt içmeyen ve haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla beslenen çocuklarda görülür Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya çıkar Çocukta huysuzluk ve devamlı terleme görülür, iştahı azdır Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal olurlar Adaleleri gevşektir Derileri soluk ve kansızdır Dişleri geç çıkar ve erken çürür Ayakta durmayı ve yürümeyi geç öğrenir Bacak kemikleri çarpıktır Düztabanlık görülür Deniz, kum veya güneş banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo yaptırmak yaralıdır

Romatizma : Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır Hareket etmekte de güçlük çekilir Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur
3 çeşit romatizma vardır:
- Akut eklem romatizması
- Romatoid artrit
- Dejeneratif romatizma

[S-Ş]
Saç dökülmesi: Günde, normal olarak 80 saç kılı dökülür Bundan fazla dökülme yaşın ilerlemiş olması, bazı ateşli hastalıklar, tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı gibi bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra görülür Tıp dilinde alopesi adı verilen saç dökülmesi; basit saç dökülmesi ve pelad olmak üzere iki çeşittir

Saçların kepeklenmesi: Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki kabuklara kepek denir Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi vardır Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp dilinde sebore denir Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği fazla parçalardır Bunlar, çoğunlukla saçlar tarandığı zaman dökülür Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir

Saçkıran: Tıp dilinde tinea tonsurans denilen saçkıran, bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır Hiç vakit kaybetmeden tedavi etmek gerekir Saçkıranlı hastanın tarağını kullanmak veya şapkasını giymekle bulaşır Tedaviye, hastalıklı yerdeki saçları kesmek veya traş etmekle başlanır Saçlar, haftada iki kere yıkanır

Saç ve sakal ağarması: Yaş ilerledikçe saça ve sakala rengini veren maddenin yapımı azalır, bir süre sonra da tamamen kesilir Kumral ve kızıl saçlar, daha erken beyazlaşır Genç yaşlarda görülen beyazlaşmalar ise, ırsidir Tedavisi yoktur

Safra kesesi iltihabı: Safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır Tıp dilinde kolesistit denir İki çeşidi vardır
- Müzmin safra kesesi iltihabı
Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale gelir Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve gerginlik vardır Ayrıca; sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına kadar yayılan geçici bir ağrı ve sarılık nöbetleri de görülür Tıp dilinde kronik kolestit denir Bu hastalık genellikle 40 yaşını geçmiş şişman kadınlarda görülür
- Akut Safra Kesesi İltihabıBilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın neden olduğu bir hastalıktır Tıp dilinde akut kolestit denir Hastada karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve çabuk gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar yayılan ağrı vardır Ateş artar, kusma ve bulantı görülür
Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da; vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir Ameliyat gerekebilir

Safra taşları : Safra koyulaşması sonucu meydana gelen taşlara halk arasında safra taşı, tıp dilinde ise kolelitiasis denir Yapılarında kolestrin bulunur Bazı safra taşları, rahatsızlık vermez Bazıları da safra kanalını tıkar Çok şiddetli, batıcı bir ağrı, bulantı ve kusma yapar Hasta yerinde duramaz olur Bu olayların hepsine birden safra kesesi krizi denir Düşmeyen veya alınmayan safra taşları, safra kesesinin iltihaplanmasına da neden olur Safra taşlarının neden olduğu rahatsızlıkları gidermek için doktor müdahalesi gerekir

Sağırlık: Sonradan meydana gelen sağırlıkları doğuran nedenler çeşitlidir Mesela; dış, orta veya içkulak bozuklukları, beyin hastalıkları veya histeri, geçici sağırlığa neden olabilir Gerçek nedeni bulmak doktorun işidir

Sakal iltihabı: Sakal kılının kolayca koparılması ve kopan kılın ucunda da cerahat damlacığı görülmesi şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır Tıp dilinde sikozis denen bu hastalığa, stafilokok cinsi mikroplar neden olur

Salgın menenjit: Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır Hastalık, boğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından bulaştırılır Hastalık çoğu kere üşüme, titreme ve ateşin birdenbire yükselmesiyle başlar Halsizlik, başağrısı, ve kusma görülür Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında uçuklar belirir Gözlerini açmakta zorluk çeker Bir süre sonra, ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye başlar Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır Aksi halde, ölümle sonuçlanabilir Bu günkü tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması mümkündür Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla görüşmemelidir Kalabalık yerlere gidilmemelidir Bütün vücudun, özellikle ağız ve burunun temiz tutulması gerekir

Saman nezlesi: Ot veya bitki tozlarının neden olduğu bir çeşit alerjik hastalıktır Tıp dilinde pollenosis veya alerjik rinit denir Daha ziyade, çiçeklerin açtığı aylarda görülür Hastada şiddetli aksırmalar, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma ve sulanma, fazla miktarda berrak burun akıntısı ve öksürük görülür Tedavinin ilk şartı, çiçeklerin açtığı sıcak ve rüzgarlı günlerde kırlara gitmemek ve güneş gözlüğü kullanmaktır

Sara : Bir çeşit sinir hastalığıdır Nedeni beynin çalışmasında görülen bir anormalliktir Tıp dilinde epilepsi denir Grand mal ve petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır
- Grand Mal :
Saranın ağır şekline grand mal denir Hasta nöbet gelmeden önce aura denilen bir devre geçirir Bu sırada da, nöbetin geleceğini anlar Bu devrede, kulak çınlaması, belirli bir yerde ağrı, titreme vardır Ne olduğunu anlayamadığı bir koku hisseder Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar Kol ve bacakları ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer Ağzı köpürür, dilini ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük tuvaletini koyabilir Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir
- Petit Mal aranın hafif şeklidir Bu çeşit saralıda şuur kaybı görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz
İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını önleyici tedbirler alınır Dilini ısırmaması için de temiz bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır

Sarılık : Safranın kana karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını bile sarıya boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir Tıp dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır
- Hemolitik sarılıkKandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra, kana karışır Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise koyudur
- Hepatik sarılık :
Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır Karaciğer hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır Belirtileri, yavaş yavaş görülür Hastada ateş, iştahsızlık, ishal ve kusma vardır En çok görülen sarılık çeşidi budur
- Obstrüktif sarılık :
Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır
Ortak belirtileri ise şunlardır Hastalığın neden olduğu sarı renk, önce göz aklarında görülür Sonra yüz, boyun, gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır İdrarın rengi sarı ile koyu kahverengi arasında değişir Ciltte de kaşıntı vardır Büyük abdest, kil renginde ve fena kokuludur
Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir Sıkı bir perhiz uygulanır

Sedef hastalığı : Nedeni, kesinlikle bilinmeyen bir hastalıktır İrsi veya sinirsel olduğu söylenmektedir Tıp dilinde psoriasis denir Daha çok, baş derisinde, dizlerde ve dirseklerde veya tırnaklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekelerle kendini gösterir Lekeler, gümüş renginde ve pul pul olup, deriden yüksektir Kaşıntı yoktur

Ses kaybı : Sesin tamamen kaybolmasına, tıp dilinde afoni denir Tam veya kısmi olabilir Nedeni, boğaz veya gırtlak hastalıkları, konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalanması veya sinir bozukluğudur Tedaviye geçmeden önce, gerçek nedeni bulmak gerekir 1-2 gün içinde geçmeyen ses kayıplarında doktora başvurmak gerekir

Ses kısıklığı : Boğaz veya gırtlağın, dışarıdan gelen organizmalar tarafından istila edilmesi sonucu ortaya çıkar Nedeni, soğuk algınlığı, bağırmak, çok konuşmak, boğazı tahriş edici duman veya benzeri gazlar veya boğaz iltihabıdır Kısa sürede geçmeyen ses kısıklığında, doktora başvurmak gerekir

Sık sık idrara gitme : Günde 4 veya 6 kez idrara gitmek normal sayılır Bu sayı, içilen su miktarına göre değişir Toplam idrar miktarı, 8 su bardağı kadardır Bu miktarda ve idrara gitme sayısında fazlalık olduğu zaman gençlerde şeker hastalığı, ihtiyarlarda böbrek hastalığı veya prostat büyümesi düşünülebilir

Sıraca : Tıp dilinde scrofula denir Bir çeşit kronik deri veremidir Nedeni, boyundaki lenf bezlerinin veremidir Daha ziyade boyun bölgesinde ve yüzde acısız şişliklerle ortaya çıkar Bir süre sonra patlayan bu şişliklerden irin akar

Sıtma : Anofel adlı sivrisineğin sokmasıyla, insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren, kimi zaman da başka bir hastalık gibi görülen ve tedavi edilmezse, öldüren bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde malarya denir

Siğiller : Derinin üst tabakasının büyümesi sonucu ortaya çıkar Nedeni, bir çeşit virüstür Tıp dilinde verrü denir Aynı kişide bir yerden diğer bir yere bulaşabilir Daha ziyade, parmak, ayak ve yüzün çeşitli yerlerinde, yuvarlak deriden yüksekte ve çilek görünümünde kabartılar halinde görülür

Sinirsel ağrılar : Bu çeşit ağrılar, genelikle küt ağrı şeklindedir Vücudun her yerinde hissedilebilir Ama, çoğunlukla kalp çevresindeki ağrılardan şikayet edilir Bazı kimseler de başlarını tıpkı bir çember gibi sıkan baş ağrılarından şikayet ederler İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir arızadan kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır

Sinir bozukluğu : Hayat şartlarından fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen, esasta önemli bir kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır Devamlı olarak endişe içinde olmak şeklinde görülenine anksiete, ruhi ve bedeni bitkinlik şeklinde görülenine de depresyon adı verilir Hasta hayattan zevk almaz, her zaman mutsuzdur, huzursuzdur, sinirlidir Uykuları düzensizdir Gerçekte bir hastalığı olmadığı halde çeşitli hastalıkların varlığından şikayet eder Tedaviye hayatının iyi yanlarını görmeye alışmakla başlanır Sinirlenmekten kaçınmak, her kötü olayın iyi bir tarafı olduğunu görmeye alışmak, düzenli bir hayat sürmek gerekir

Sinirsel hazımsızlık : Sinir sisteminin düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara içmek, haddinden fazla çay, kahve veya süt içmek, çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur Hastanın karnında ağırlık hissi vardır, midede gurultu, yanma veya ekşime görülebilir Geğirir, gaz çıkarır Yorgunluk, baş ağrısı, çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir

Sinirsel kusma : Sinir sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur Ağıza su gelmesi şeklinde de görülebilir Herşeyden önce, sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık haline getirmek tedavinin ilk şartıdır

Sinüzit : Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür

Siroz : Karaciğer dokularının harap olması ve karaciğerin sertleşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Tıp dilinde cirrhosis denir Beslenme, hazımsızlık ve fazla miktarda alkol bazen de safra yollarının tıkanması sonucu görülür Hastanın karnı su toplar, ayak bilekleri şişer, iştahı azalır ve arasıra da kusar

Sivilceler : Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara sivilce denir Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve baharatsız şeyler yemek gerekir

Siyatik : Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca yayılan ağrıya siyatik denir Ağrı, bazen birdenbire gelir Bazen de yavaş yavaş ilerler Otururken, kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır Ağrılar yürürken, öksürürken ve gerinirken daha da artar Halk arasında sinir romatizması da denir Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir Ayrıca yatak altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır

Skorbüt : C Vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır Daha ziyade 5-6 ay süreyle yeteri kadar C vitamini alamayan çocuklarda ortaya çıkar Hastada dermansızlık, zayıflama, ve kanamalar görülür Yaraların iyileşmesi gecikir, diş etleri şişer ve mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimali artar Küçük çocuklara her gün 4 çorba kaşığı taze sıkılmış portakal, limon veya greyfurt suyu verilirse, skorbüt olmaları önlenmiş olur

Şarbon : Halk arasında karakabarcık da denilen bu hastalık daha çok kasap, çiftçi veya veterinerlerde görülen ve hayvanlardan, insanlara geçen mikrobik bir hastalıktır Daha çok yüz, boyun veya kolda bir çıban çıkıp daha sonra patlar Etrafında da siyah bir kabuk meydana gelir Öldürücü bir hastalık olduğu için vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir

Şeker hastalığı : Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır Tıp dilinde diabet denir Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar Pankreas bu görevini yerine getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir Aç karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır Bu miktar yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir Kandaki şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit edilir Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra Normal kimselerde 80 mg 140 mg
Orta derecede 130 mg 190 mg
Ağır derecede 160 mg 215 mg

2 çeşit şeker hastalığı vardır
- Şekersiz Diabet :
Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir
- Şekerli Diabet ankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes mellitus denir

Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme, şişmanlık veya sinir bozukluğudur Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol oynar
Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır İdrar miktarı da artar Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür
İleri safhada devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık, aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele krampları, hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç, iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür
Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt, karaciğer hastalıkları, siroz olabilir
İki çeşit şeker koması vardır
- Diabetik Koma aha ziyade şeker hastalarında görülür Nedeni, insülin verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az miktarda insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı, grip veya iyileşmeyen yaralardır
- Şeker Eksikliği Koması :
Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma, terleme, titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık, ve aşırı duygusallıkla başlar Nedeni, fazla miktarda insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir

Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır Kabız veya ishal olmamalıdırlar Perhiz yapmalıdırlar Erken yatıp erken kalkmalıdırlar Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı özen göstermelidirler Masaj, beden hareketleri ve açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler

Şirpençe : Daha çok ense, sırt ve kaba etlerde beliren birçok çıbanların birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk genişleyen bir çeşit kan çıbanıdır

Şişmanlık : Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur Tıp dilinde obesite denir İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtilmektedir Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir

[T]
Tansiyon : Kan basıncına tansiyon denir Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı atardamarlara pompalar Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar Buna büyük tansiyon denir Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner Buna da küçük tansiyon denir Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir Tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir

Tansiyon düşüklüğü : Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır Bu duruma tıp dilinde hipotansiyon denir Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir

Tansiyon yüksekliği : Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır

Tavukkarası : Az aydınlık yerlerde, görememek şeklinde ortaya çıkan bir çeşit göz hastalığıdır

Temriye : Bir çeşit deri hastalığıdır Yer yer küme küme bir takım kızartılarla kendini gösterir

Tırnak iltihabı : Tırnak kenarlarında veya altında cerahat birikmesine, tırnak iltihabı denir Nedeni, ufak kesikler veya sıyrıklar sonucu bakterilerin yerleşmesidir İltihaplanan tırnağın kenarında kızarıklık görülür Ağrı da vardır

Tifo : Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır Hastalığın mikrobu çomak şeklindedir Tifo basili adı verilen bu mikrop, çoğunlukla tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında, tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur Tifo salgınına, lağım suları karışmış içme suları veya lağım suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur Salgın daha ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür Hastalık, mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra ortaya çıkar Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş ağrıları görülür Fakat hasta yatmak ihtiyacını hissetmez Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye başlar İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması, bronşit, mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte ishal görülür İlk belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün içinde ateşi daha da yükselir Göğsünde karnında ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir Bu günler içinde tansiyon düşer, nabız da yavaşlar Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve şişer Dışkı ise yumuşaklaşır, bağırsak kanamaları görülebilir Bademcikler iltihaplanmış, hasta zayıflamıştır Üçüncü haftanın sonlarından itibaren, ateş düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar Tifo kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz ve kulak sinirlerini etkiler Bu nedenle iyi tedavi şarttır Hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyva suları, limonata, portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı çorbalar, iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler, sebze ve meyve püreleri verilir Çok su içirilir

Tifüs : Çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır Halk arasında lekeli humma da denir Bitler aracılığı ile bulaşır Tifüsü doğuran nedenler; pislik, aşırı kalabalık yerlerde yaşamak, açlık ve yorgunluktur Tifüs 12-14 gün devam eder Riteksiyon denilen tifüs mikrobu, vücuda girdikten bir süre sonra; hastada halsizlik, baş ve bel ağrıları görülür, ateşi yükselir Dudakları kurur, dili paslanır, yüzü kızarır 4-5 gün içinde derinin üzerinde ufak kırmızı lekeler ortaya çıkar Bazı hastalarda, sayıklama, bağırma ve tuvaletini altına kaçırması görülür Hasta sağlıklı kişilerden ayrı bir yerde bakıma alınır Eşyaları, bulunduğu yer dezenfekte edilir Sulu ve sindirimi kolay yiyecekler verilir İyi beslenir, vücut temizliğine çok dikkat edilir

Titremek : Tıp dilinde tremor denilen titremek, irade dışında meydana gelen bir hastalık belirtisidir El ve ayak titremesi; daha ziyade, nevroz, isteri veya nevrasteninin belirtisidir Hafif titremeler, genellikle, guatr, alkolizm, kurşun veya cıva zehirlenmesi ya da ihtiyarlığın işaretidir Şiddetli titremeler parkinson hastalığı ve uyku hastalığında görülür

[U-Ü]
Uçuk : Dudakta veya burun kenarında hafifçe şişmiş, kırmızı ve ağrılı bir leke şeklinde beliren bir hastalıktır Nedeni, tükürükte bulunan bir çeşit virüstür Daha ziyade ateşli hastalıklar ve soğuk algınlığı sırasında görülür Tıp dilinde herpes simplex denir Dudak veya burun kenarında meydana gelen kırmızı lekeler, bir süre sonra su toplar, küçük kabarcıkar meydana gelir Birkaç gün sonra da sararırlar ve kabuk bağlarlar

Ur : Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişliklere halk arasında ur, tıp dilinde ise tümör denir İyi huylu, kötü huylu ve iltihabi olmak üzere üç çeşidi vardır

Uykusuzluk : Tıp dilinde insomnia denilen uykusuzluğu doğuran nedenler çeşitlidir Örneğin yorgunluk, mide şişkinliği, hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla sıcak, rahatsız edici ışık, gürültü sinir bozukluğu, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar, kalp veya akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük olayların etkisi, yatağın uygun olmaması, tedirginlik gibi nedenler uykusuzluğa neden olur Uykusuzluğu doğuran nedeni bulmak gerekir Basit uykusuzluklarda yatmadan önce sigara, çay, kahve gibi şeyler içmemek, müzik dinlemek, yatak odasını havalandırmak, bir bardak sıcak süt içmek ve sıcak banyo yapmak çok faydalıdır

Uyurgezerlik : Tıp dilinde somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır Belirtileri hastaya göre değişir Bazıları uykularında gezer; bazıları ise uykularında konuşur, bağırır, el ve kol işareti yapar Uyandıkları zaman da uykularında yaptıklarını hatırlamazlar Daha çok ruhsal bir bozukluğun ifadesidir Ayrıca başından yaralanmış olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik görülebilir Bazı kimselerde ise genetiktir Uykuda gezen hastaların devamlı olarak ailesi tarafından kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi bir kazayı önlemesi açısından faydalıdır

Uyuz : Serkopt denilen gözle zorlukla görülecek kadar küçük olan uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek meydana getirdiği kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır Özellikle el, bilek, parmak araları, koltuk altları, karın bölgesi ve kaba etlerde şiddetli kaşıntılar ve çizgi şeklinde yaralar görülür Yapılacak ilk iş hastanın ve ilişkide bulunduğu kimselerin bütün çamaşırlarını, elbiselerini, yatak örtü ve çarşaflarını yıkamaktır

Üremi : Karaciğerde meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir Ürenin, idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından meydana gelen hastalığa da üremi denir Nedeni, böbrek hastalıkları ve prostat büyümesidir Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık, gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya alkolü bırakması gerekir

Üşümek : Bazı kimseler, üşümeyi gerektirecek hastalıkları olmadığı halde üşüdüklerinden yakınırlar Bu şikayetleri, kalorisi yüksek şeyleri yemekle geçer Ayrıca aşağıdaki reçeteleri uygulamak da faydalıdır

[V]
Varis: Damarların büyümesi ve şişmesine varis denir Çoğunlukla bacağın alt kısımlarında görülür Nedeni ayakta fazla durmak, şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların düzensiz çalışması veya jartiyer kullanmaktır Belirtileri, deri yüzeyindeki damarlar eğri, büğrü olup şişerler Deri rengini kaybeder Akşam saatlerinde de ayak bilekleri şişebilir Banyodan sonra, aybaşı halinde, sıcak havalarda veya uzun süre ayakta kaldıktan sonra, yorgunluk, bacaklarda ağrı, karıncalanma ve dolgunluk hissedilir

Varis ülseri : Daha çok, bacağın alt kısmında görülen yuvarlak bir yaradır Nedeni, varisli yerde meydana gelen herhangi bir yaralanmadır Hastalık bacağın alt kısmında, bileğe yakın bir yerde yuvarlak bir yara olarak ortaya çıkar Ayak bileği şişer, deri esmerleşir ve bazen de ağrı hissedilir Doktor tedavisi şarttır

Veba : Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır Veba mikrobunu taşıyan farelerin pireleri tarafından insanlara geçer Nedeni, pisliktir Pis ve güneş girmeyen yerler veba için en uygun ortamlardır Hastalık, mikrop kapıldıktan sonra gelen 2-8 gün içinde kendini gösterir Hastada, aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür Dili de kahverengi ve kurudur Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir Çevresindeki sağlıklı kimselerin de koruyucu aşı olması gerekir Bugün için önemi kalmayan ve eski devirlerde olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir

Verem : Akciğer veremi, tüberküloz, fitizi diye bilinir Nedeni, koch basili denilen ufak kıvrık içinde küçük noktacıklar görülen çomak şeklindeki verem basilidir Verem mikrobu insan vücuduna çeşitli yollardan girebilir Bu yolların başında, solunum yolları gelir Hastalık, çoğunlukla veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile bulaşır Sağlık şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk, üzüntü, grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı vücudun direncini kaybetmesine ve hastalığın ihtimalinin artmasına neden olur Verem, üç devrede gelişir Birinci devrede, hastada genel yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve 38 dereceye varan ateş görülürVerem basili bu devrede tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturur İkinci devrede hiç bir belirti görülmeyebilir Fakat basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler, kemikler, böbrekler, bağırsaklar, karın ve beyin zarına yerleşirler Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun direnci azalmaya başlar Üçüncü devrede, varem basilleri kan veya lenf kanalları yoluyla yayılmaya devam eder Hastada, yorgunluk, balgamlı öksürük, akşamları yükselen hafif ateş, iştahsızlık ve gece terlemeleri görülür Bu devrede, tedavi edilmezse, diğer akciğer de hastalanabilir Tedaviye 4 ila 9 ay kadar devam etmek gerekir Tedavinin ilk şartı temiz ve açık hava, bol gıda ve üzüntüsüz bir hayattır

[Y]
Yanıklar: Sıcak bir şeyin veya yakıcı bir maddenin etkisiyle vücudun herhangi bir yerinde meydana gelen hücre ve doku bozulmasına yanık denir Yanıklar ikiye ayrılır:
- Basit Yanıklar: Bunlar, deride hafif bir kızarıklık meydana getiren yanıklardır Bir süre sonra, içi su dolu kabarcıklar ortaya çıkar Bunları, kesinlikle patlatmamak gerekir Yapılacak şey gerekli ilacı sürüp iyileşmesini baklemektir
- Önemli Yanıklar: Yanık alanı büyük ve derinliği de fazla ise, önemli bir yanık var demektir Bu gibi durumlarda mutlaka hastaneye başvurmak gerekir

Yaralar: Herhangi bir kaza sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme veya parçalanmalara yara denir Birçok çeşidi vardır Ateşli silahlar, batıcı veya delici aletler, yakıcı maddeler veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen yaraların, hiç vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir Yaralar, temizlik şartlarına uyulmayıp da, mikrop kapacak olursa, yara yerinde şişme, kızarma, ateş ve ağrı görülür Bu da, yaranın iltihaplandığına işarettir Bu durumdaki yaralar, gereği gibi tedavi edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun diğer tarflarına da yayılıp çok tehlikeli hastalıkara yol açabilir Yaralanmalarda yapılacak ilk iş; akan kanı durdurmaktır Kanı durdurmak için, kanayan yerin üstüne gaz bezi veya temiz bir bez parçası konup, iyice bastırılır Kan bir süre sonra durur Kanama durduktan sonra bez kaldırılır, yaranın üzerine bir parça tentürdiyot sürülüp, yara temiz bir gaz bezi ile sarılır Kan fışkırarak akıyorsa, yaranın üzerine gaz bezi yea temiz bir bez parçası bağlandıktan sonra, kanayan yere bastırılır Sonra ipin uçları, bir parça çubuğa bağlanıp, döndürüle döndürüle iyice sıkılaşması sağlanır Ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye götürülür

Yılancık : Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri hastalığıdır Halk arasında kızılyürük denir Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün sonra; hastada ateş ve titreme görülür Bilhassa, yüz, burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık, yaygın kızarıklık ve ağrı görülür Bu bölge, bir süre sonra şişer, deri gerilir Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır Bunun için de iyi bir tedavi şarttır Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir

Yılan sokması : Yılan zehiri çok çabuk ve şiddetli tesir gösteren zehirlerdendir Ancak, bu zehirler ağızdan alındıkları zaman zehirlemezler Zehirli yılanların çoğu büyük başlıdır Bazılarının başları da üç köşelidir Uzun kıvrık dilleri ve çatallı dişleri vardır Soktukları zaman; dişlerinin dibinde bulunan bezden salgıladıkları zehiri, dişin içindeki kanal vasıtasıyla, soktukları yere aktarırlar Orada ağrı, şişme ve kızarma görülür Bazı kimselerde de yılan zehirinin çeşidine göre, kusma, baygınlık, titreme, nefes darlığı, uyuklama veya kısmi felç görülür Yılan sokan kimseye zehir bütün vücuda yayılmadan önce aşağıdaki işlemi yapmak gerekir Sokulan yer kol veya bacakta ise; yaranın üst tarafına sıkı bir bağ yapılır Sonra alkole bandırılmış veya ateşte kızartılmış bıçak, çakı veya jiletle yara kanatılır Arkasından, ağzın etrafına ve dudaklara zeytinyağı sürülür Sokulan yer emilip, tükürülür Aynı işlem 3-4 kere tekrarlanır Sonra madeni bir şey ateşte kızdırılıp, sokulan yer dağlanır Ayrıca aşağıdaki reçetelerden biri veya bir kaçı uygulanır Zehirlenme belirtileri varsa vakit kaybetmeden hastaneye götürmek gerekir

Yorgunluk : Uzun süre çalışmaktan sonra görülen durumdur Organların sürekli olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da sürmenaj denir Gereği gibi çalışmama, isteksizlik, halsizlik, baş veya sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve huysuzluk, can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar En kolay tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir Sabah akşam, kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır

[Z]
Zatülcenp : Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu görülen bir hastalıktır Tıp dilinde plörezi denir Nedeni, zatürree, verem veya akciğer absesinden yayılan iltihaptır Tedaviye vakit geçirmeden başlamak gerekir

Zatürree : Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir 3 çeşidi vardır
- Lober Pnömoni : Pnömokok adı verilen mikropların neden olduğu had akciğer iltihabıdır Mikroplu tozlar, fazla yorgunluk, soğuk algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini hazırlar Hastalık ani baş ağrısı, titreme, kusma ve sırt ağrıları ile başlar Ateş, 40 dereceye kadar yükselir Fakat 10 günden sonra düşmeye başlar Öksürük, kısa sürelidir Balgam, kanlı ve yapışkandır Hastanın yüzü kızarmış, dudaklarının etrafı kabarmış, cildi kuru ve dili de paslıdır Geceleri kriz gelebilir
- Virüs Zatürreesi : Virüslerin neden olduğu bir çeşit zatürreedir Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda görülür Lober pnömoniden daha hafif geçer Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir Kendini son derece yorgun hisseder Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır
- Bronköpnomoni : İyi tedavi edilmeyen grip, boğmaca, bronşit veya kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır Nedeni, akciğer ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır Hastalık, bronşit gibi başlar, tedbir alınmazsa, 2-3 gün içinde ağırlaşır Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40 dereceye kadar yükselir Hastada öksürük, cerahatli ve bazen de kanlı balgam görülür Halsizdir, nefes almakta güçlük çeker, rengi de soluktur
Doktor tedavisi şarttır Diğer tarftan, hasta istirahat ettirilir ve morali üstün seviyede tutulur Yanına fazla misafir kabul edilmez Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe konur Sıcak su buharı teneffüs ettirilir Ateşi yükseldiği zaman da; vücudu ıslak bezle silinir Ateş düşürücü ilaçlar verilmez

Zayıflık : Vücut yeterli derecede beslenmezse, kilo kaybeder Bu durum, bir çok müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen hemen hepsinde görülür Zayıflık, belirli bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir

Zihin yorgunluğu : Aklın geçmiş olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı gelince şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine hafıza denir Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da zihin yorgunluğu denir

Zona : Göğüs veya gövdede ya da yüzde ve gözde, çoğunlukla yalnız bir tarafta olmak üzere görülen ve sinirler boyunca yakıcı ağrılara, zona veya herpes zoster denir Hastalık başladıktan birkaç gün sonra ağrıların olduğu yerde, bir kırmızılık ve ortasında içi su dolu küçük kabarcıklar görülür Bu belirtiler bir hafta kadar devam eder

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



ADALE CEKILMESI

Adale çekilmesi veya incinmesi, bir kasın üzerine çok fazla yük bindirmenin sonucudur Hafif bir adale çekilmesi o bölgeyi fazla germekten veya aşırı çalıştırmaktan meydana gelir Güç kaybı yoktur fakat acı duyulur

Belirtiler

- Zedelenme meydana geldiği zaman lokalize ağrı, bunu izleyen hassasiyet ve bazı durumlarda şişme

- Zedelenmenin meydana gelmesinden hemen sonraki 24 saat içinde tutulma (sertleşme) veya hassasiyet

- Eğer kasın hiçbir fonksiyonu yokmuş gibi görünüyorsa, kopmuş olabilir

Bir kasın liflerinden bazıları gerçekten yırtılır ve adalenin kasılıp iç kanama yapmasına neden olursa daha ciddi bir durum ortaya çıkar Ender durumlarda bütün kas kopup ayrılabilir, ya kısmi olarak veya daha seyrek görülen şekliyle, tamamen kopabilir

Adale incinmelerinin en sık görülenlerinden biri uyluk kemiğinin arka tarafındaki bir grup adale üzerinde olur Bu kaslar dizinizi kapatıp açabilmenizi sağlar; koştuğunuz zaman bu kaslarda çekilme meydana gelebilir

Uyluk kemiğinin arka tarafında bir adale ağrısı veya zayıflığı bu adalelerinizi incittiğinizi gösterebilir İncinmenin çok yaygın ikinci bir çeşidi de kasık çekmesi veya gerilmesi denen olaydır Kasık çekmesi olayında belirli bir kas zedelenmiş değildir; daha çok, kasıktaki ten-don ve kaslar (karın, bacak ve pelvis bölgeleri dahil) gerilmiş veya yırtılmış olabilir Kasık gölgesindeki ağrı veya adale spazmları tekrarlanan aşırı kullanımdan veya tek bir olaydan kaynaklanabilir

Teşhis

Zedelenen alandaki rahatsızlık (hassasiyet, kramplar ve şişme ) teşhis için önemlidir Sorunun, kemikte bir yaralanmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için radyografi gerekebilir

Adale çekilmesi, tedavi ve nekahat devresinde uygun bir bakımla, hızla ve tamamen iyileşir

Bununla birlikte, ağrınız birkaç günden daha fazla sürmüşse ve kas yırtılması ya da bir kırıktan kuşkulanıyorsanız, doktorunuza başvurun Zedelenmeyi onarmak için bir ameliyat gerekebilir

Tedavi

Zedelenmeden sonraki ilk 24 saatte, arızalı bölgeye buz veya soğuk kompres uygulayın Ondan sonra termofor veya sıcak banyo kullanın Bazen, özellikle eğer şişme çok fazlaysa kas zedelenmesi düzelene kadar soğuk kompres kullanılabilir Zedelenen kası yüksekte tutmak ve elastik bandaj kullanmak şişmeyi önlemeye veya azaltmaya yardımcı olabilir

Fakat fazla sıkı bağlamamalısınız Zedelenen kası, ağrılı olduğu sürece kullanmamaya çalışın Bu süre genellikle birkaç günden fazla değildir

İlaç

Küçük adale çekilmeleri için, ağrıyı azaltmak amacıyla aspirin veya diğer ağrı kesici ilaçlar alınabilir Orta veya ağır adale incinmeleri için ilaç almadan doktorunuza danışın çünkü kendisi size şişmeyi azaltmak için bir antienflamatuar ilaç, bir kas gevşetici veya ağrı kesiciyi zedelenmenin durumuna bağlı olarak verecektir

Ameliyat

Eğer kasta yırtılma varsa, ameliyat en iyi seçenektir

Önleme

Adale çekilmelerinden kaçınmanın en iyi yolu, egzersiz öncesi uygun ısınma hareketleri yapmaktır Tekrarlayan adale çekilmelerini önlemek için, zayıf kasın güçlendirilmesini amaçlayan bir egzersiz programı da bazen yararlı olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



ADALE KRAMPLARI

Kramp aslında bir doku spazmıdır Burada doku kasılır ve ani ve şiddetli ağrıya yol açar Özellikle yaygın bir kramp çeşidi uyku sırasında baldır adalelerinde meydana gelir Fakat fazla yüklenme, incinme, adale zorlanması (gerilmesi) veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak adale kramplarına yol açabilir Bunlar sıklıkla, sıcak havada oynanan spor karşılaşmalarında aşırı yorulan ve susuz kalan sporcularda görülür

Belirtiler

- Ani ve keskin adale ağrısı, çoğunlukla bacaklarda

- Cildin altında çarpılmış bir adale dokusu yumrusu görülmesi

Belirli aktiviteler karakteristik olarak profesyonel kramplar denilen kramplara yol açar Yazar krampı klasik örnektir -yazan elin başparmağı, işaret ve orta parmakları uzun süre sıkıcı kalem tutma sonucu kramp duygusu yaşar Geçmişte saatçi ve terzi krampları çok görülürdü

Hemen herkes şu veya bu zamanda adale krampı geçirir yine de çoğu kimseler için bunlar sadece ara sıra karşılaştıkları önemsiz bir rahatsızlık nedenidir Fakat diğerleri için adale krampları, özellikle geceleri, rahatsız edici bir problemdir Eğer uykunuzu bölen sık ve şiddetli kramplarınız varsa doktorunuza danışın

Krampların belirgin bir tipi olan bacakta dolaşım bozukluğu nedeniyle zaman zaman topallayarak yürüme (intermitent klodikasyon) harekete bağlı olup baldırlara yeterli kan gitmemesine bağlıdır Bacaklarda harekete bağlı krampların bir diğer çeşidi omurgada sinir sıkışması ile bağlantılıdır Eğer hareket sonucu bacaklarda kramp olayı sürekli tekrarlanıyorsa doktorunuza gidin, Diüretik (idrar söktürücü) kullanımı ve aşırı terleme nedeniyle potasyum kaybı genellikle adale kramplarının nedeni olarak belirtilir fakat sık rastlanan bir neden değildir

Tedavi

Kramp meydana geldiğinde etkilenen adaleyi germeye çalışın Yumuşak bir tavırla düzeltin Çünkü kasılan adaleyi germek genellikle derhal rahatlamayı sağlayacaktır Etkilenen kasa kompres ve masaj yapmayı deneyin Sıcak banyoya daldırmak veya sıcak kompres koymak da rahatlatabilir

Soğuk kompres de adale spazmını azaltabilir veya gergin bir adaleyi gevşetebilir Bazen, kramp giren adalelerin karşısındaki adaleleri istemli olarak kasmak ağrının şiddetini azaltabilir örneğin, eğer bacağınıza kramp girdiyse ayağınızın ucunu dizinize doğru büküp ağrı azalana kadar orada tutun

Koruma

Susuz kalmaktan sakının Fiziki çalışmalardan önce ve sonra açılma egzersizleri yapın ve kaslarınızı haddinden fazla yormayın

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



ADDISON HASTALIGI

Böbreküstü bezi yetmezliği böbreküstü bezlerinin işlevlerinde yavaşlamayı anlatan bir terimdir Bu durumda aldosteron, kortizol, cinsel hormonlar, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların üretimi yetersiz kalır Bazen bu hormonlardan bazısındaki eksiklikle bazısındaki artış birlikte görülür, ama bu tür olgulara çok ender rastlanır Çeşitli böbreküstü bezi hormonlarının ana maddesi kolesteroldür Bu ana madde bir dizi kimyasal tepkime sonucunda hormona dönüşür Kimyasal tepkimeler için gerekli enzimlerden birinin eksikliği, bütün üretim zincirinin durmasına ve son ürünün, yani hormonun yapılamamasına yol açar

Olguların büyük bölümünde hastalık böbreküstü bezi kabuğunun her üç katmanına da yerleştiğinden böbreküstü bezi yetmezliği genel bir hormon eksikliği olarak ortaya çıkar

NEDENLERİ

Olguların yüzde 70-80 ine Koch basilinin etken olduğu böbreküstü bezi veremi yol açar Hastalık belirtilerinin görülebildiği ilerlemiş olgularda böbreküstü bezleri belli bir biçimden yoksun, san-gri renkli ve peynirimsi yapıda iki torbacık halini almıştır Hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için veremin yol açtığı doku yıkımına bağlı bu yapı bozulmalarının böbreküstü bezlerinin yüzde 90 ma yayılması gerekir Bundan da anlaşılacağı gibi böbreküstü bezlerinin yedek üretim kapasitesi çok geniştir Bez dokusunun yaklaşık yüzde l0u sağlam kaldığı sürece yetmezlik belirtileri yalnız vücudun yüksek düzeyde hormona gereksinim duyduğu anlarda ortaya çıkar Bu gibi durumlarda böbreküstü bezleri organizmanın birden artan hormon gereksinimini karşılayamaz

Böbreküstü bezlerinde verem akciğerlerdeki enfeksiyonu izleyen ikincil bir odak olarak belirir Veremin yanı sıra kronik enfeksiyon hastalıkları, frengi, böbreküstü bezi tümörleri, bu doku hücrelerini yaygın yıkıma uğratan kloroform ve salvarsan gibi zehirli maddeler ve böbreküstü bezlerini besleyen damarların tıkanması da böbreküstü bezi yetmezliğine yol açabilir

Bazen sorun başka nedenlerden de kaynaklanabilir Bu durumlarda hastalığın kökeni vücudun daha yukarısında yer alan merkezlerdir Örneğin, etken beynin hipotalamus bölgesinde üretilen ve hipofiz bezini adrenokortikotrop hormon (ACTH) salgılamaya iten serbestleştirici faktör eksikliği olabilir Hipofizin ACTH salgılayamaması böbreküstü bezlerinde doku gerilemesine yol açar ve böbreküstü bezi yetmezliğiyle sonuçlanır

BELİRTİLERİ

Addison hastalığı ya da hipoadrenalizm adıyla bilinen böbreküstü bezi yetmezliğinin ilk belirtisi aşırı yorgunluktur Hasta bitkinlik duyar ve ilerlemiş olgularda yataktan kalkıp yürüyecek gücü kendinde bulamaz Gittikçe zayıflar Tansiyonu sürekli düşük kalır Hastalığın bütün bunlardan daha tipik belirtisi ise deri renginin koyulaşmasıdır (melanodermi) Deri özellikle yüz, el ve kollarda koyu, bronz bir renk alır Elin üstündeki deri koyulaşarak pembemsi avuç içiyle belirgin bir karşıtlık oluşturur Meme başları ve varsa yara izleri siyaha çalan koyu kahverengiye döner Dişetleri, yanaklar ve üreme organların-da koyu renkli lekeler belirir Erkeklerde cinsel güçsüzlük, kadınlarda adet düzensizlikleriyle birlikte özellikle koltukaltı ve dış üreme organları çevresinde kil dökülmesi hastalığın öbür belirtileridir

Şimdi bu hastalıkta eksikliği duyulan hormonların yukarıda sıralanan belirtilere nasıl yol açtığına bakalım Yorgunluk ve düşük tansiyon birbiriyle yakından ilgilidir Her ikisi de su ve sodyumun böbrekler yoluyla dışarı atılmasını denetleyen aldosteron hormonunun eksikliğinden kaynaklanır Aldosteron eksikliği nedeniyle su ve sodyumun boşaltım sisteminden dışarı atılması denetlenemeyen su kaybına, dolayısıyla da dolaşımdaki kan miktarının azalmasına ve tansiyonun düşmesine yol açar Kilo kaybı bu bozukluğa ek olarak kortizol eksikliğiyle de ilgilidir Kortizolun başlıca görevi proteinleri şekere dönüştürerek hücrelere enerji sağlamaktır Addison hastalarında kortizol eksikliği nedeniyle kan şekeri normal düzeyin altına düşer Bu durum bütün organizmayı olumsuz etkiler; hastanın yorgunluk duymasına da yol açar

Deri renginin koyulaşması böbreküstü bezlerinin dışında gelişen bir belirtidir Bu bezlerdeki işlev yetersizliği nedeniyle kanda kortizol miktarının azalması ön hipofizin sürekli uyarılarak aşırı ACTH salgılamasına yol açar Aynı süreçte hipofizin orta lobu da etkilenerek, fizyolojik denge durumunda çok az önem taşıyan melanosit uyarıcı hormonu (MSH) salgılar Bu hormon deri hücrelerindeki melanin adlı koyu renkli pigmentin artmasına ve deri renginin koyulaşmasına neden olur Cinsel organlarla ilgili bozukluklar ve kıl dökülmeleri ise böbreküstü bezlerince salgılanan cinsel hormonların eksikliğinden kaynaklanır

AKUT BÖBREKÜSTÜ BEZİ KABUK BÖLGESİ YETMEZLİĞİ

Akut hipokortikoadrenalizm adıyla da bilinen bu çok şiddetli hastalık neyse ki çok ender görülür Ağır enfeksiyon hastalıkları sırasında böbreküstü bezini besleyen bir damarın çatlaması sonucunda gelişebilir Neredeyse yalnızca çocuklarda ve yaşlılarda görülen bu biçime Waterhouse-Friederichsen sendromu adı verilir Bir başka olasılık kronik böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği sırasında duyulan aşırı hormon gereksinimiyle sıra dışı olarak hastalığın akut biçime dönüşmesidir Hastalığın bunların hepsinden yeni bir nedeni ise tedavi amacıyla kullanılan kortizonun birden kesilmesidir Kortizon tedavisi sırasında kanda yeterli miktarda kortizon bulunduğu için hipofiz bezi böbreküstü bezlerini uyarmaz Böylece böbreküstü bezleri geçici bir "dinlenme" evresine girer ve dinlenme durumundan çıkıp normal işleyişe dönmeleri için belli bir süre gerekir Dışarıdan verilen kortizon birden kesilince böbreküstü bezleri vücudun kortizon gereksinimini karşılayamaz ve akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği gelişir

Belirtileri ve tedavisi

Hastalığın belirtileri kalp, akciğer, beyin ve sindirim sistemiyle ilgilidir Mide bulantısı, kusma, kan şekeri ve basıncında önemli ölçüde düşme, su ve tuz dengesinde aşırı bozukluklar görülür Günümüzde akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği eksik hormonların dışarıdan verilmesiyle ürkütücü bir hastalık olmaktan çıkmıştır Hormon tedavisi hastaların normal bir yaşam sürdürmesine olanak vermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AILEVI AKDENIZ ATESI

Ailevi Akdeniz Ateşi irsi bir bağırsak rahatsızlığıdır Tekrar eden ateşlenme ve iltihaplanma hastalığın özellikleridir Bu rahatsızlıkta karın bölgesinde görülen iltihaplanma nedeniyle Ailevi Akdeniz hastalığına periodik peritonit (belli aralıklarla gelen peritonit) de denir Ailevi Akdeniz hastalığı olan çoğu kimsede belirtiler 5 ila 15 yaş arasında ortaya çıkar Çoğu nöbette ateş vardır Ayrıca, peritonit zatülcenp, ve artrit belirtilerini anımsatan karın zannın göğüs bölgesinin ve mafsalların iltihaplanması gibi belirtiler de görülebilir Ailevi Akdeniz hastalığına yakalanmış olan kimselerin dörtte birinde bacaklarının alt kısmında şişmiş kırmızı bir bölge vardır Bu hastalıkta tekrar eden nöbetler olur Nöbetlerin ağırlığı ve durumu bir olaydan diğerine değişiklik gösterir, birbirinin aynı değildir Ailevi Akdeniz hastalığının sebebi bilinmemektedir Bu hastalığın etkisinde olan kimselerde nöbetler arasında hiçbir belirti görülmez

Belirtiler

- Ateş,

- Karın ağrısı

- Göğüs ağrısı,

- Mafsal ağrısı,

- Bacakların alt kısmında ciltte bozukluklar,

Tedavi

Antibiyotik ya da kortikosteroid kullanımını da içeren birçok farklı tedavi yöntemi vardır Ancak hiçbirinin etkinliği kanıtlanmamıştırKolşisin kullanımı, birçok hastada hastalığın ataklarının sayısında çarpıcı bir azalmaya yol açmıştır Doktorunuz uzun süre kolşisin kullanımının muhtemel yan etkilerini anlatacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AKCIGERDE SIVI TOPLANMASI (PULMONER ODEM)

Akciğerdeki toplardamarların içindeki basıncın aşırı bir şekilde yükselerek aşırı miktarda kanın bu toplardamarları parçalayarak alveoller (hava kesecikleri) içine girmesi sonucunda akciğer ödemi (pulmoner ödem) meydana gelir Pulnomer ödemin sebebi genel olarak çok sık olan kalp krizleri, mitral ve aort kapağı hastalıkları ve nadir olmakla birlikte yüksek irtifaya maruz kalmasıdır

Acil Belirtiler

- Nefes darlığı (ciddi);

- Huzursuzluk ve endişe;

- Pembe ve köpüklü balgam:

- Terleme;

- Sararma (beniz sarılığı);

Pulmoner ödemde derhal hastaneye kaldırma ve tedavi gereklidir

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AKUSTIK NORONOM (ISITME SINIRI URU)

İşitme sinini unu, çok ağın büyüyen selim (kanser olmayan) bir tümör (ur)dür 8inci kafatası sinini üzerinde ekseriyetle kafatasından çıkıp iç kulağın kemik yapısına girdiği yerde oluşur Bu tümöre bazen açı tümörü de denir Çünkü bulunduğu yen beyin parçalarının (cerebellum ve pons) bir açı oluşturdukları yendir

Belirtiler

- Hafif baş dönmesi

- Kulak çınlaması

- işitme kaybı

Teşhis

Eğer hafif baş dönmesi, dengesizlik hissederseniz, kulakta çınlama veya kulakta seslen duyarsanız ve gitgide işitme kaybı başlarsa bu durum işitme sinini unu olabilir Hafif baş dönmesi Menier Sendromundaki gibi tek başına görülen bin belirti değildir Doktorunuz bin işitme gücünü ölçme testi (Odiometri) ve sinirlenle ilgili inceleme yapacaktır Sinirlerde zedelenme varsa bunu bulmak için bin baş röntgeni veya CT (bilgisayarlı tomognafi) muayenesi isteyebilir

Tedavi

Selim karakterli olduğu halde ve ağır büyümesine rağmen kafatasının içinde hayati önemi olan birçok beyin yapısına bitişik olduğu için bu tümör tehlikeli olabilir Büyüdükçe bu yapılana basınç yapıp zarar verebilir Tek tedavi ameliyatla alınmasıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AKUSTIK TRAVMA

Akustik travma işitme kaybının sık görülen bir türüdür Ekseriyetle kulağa gelen bir darbe veya patlama sonunda hava basıncı çok fazla aniden değişir Bu da kulağın hassas kemikleri-ne ve mekanizmasına zarar verir Ayrıca yüksek makine sesini ve aşırı yüksek müzik sesini uzun zaman dinlemek durumunda kalanlarda da görülür

Belirtiler

- işitme kaybı

- Kulak çınlaması

Teşhis

Yakındaki bir patlamadan ya da kulağa gelen bir darbeden sonra meydana gelen işitme kaybı sık görülen bir durumdur Kısmi sağırlığa, yüksek perdeli bir kulak çınlaması da eşlik edebilir

Doktorunuz bir dizi test yaparak, hangi tipte bir işitme kaybı olduğunu belirleyecektir

Tedavi

Travmanın neden olduğu ağır işitme kaybının etkili tek tedavisi işitme aletleridirBazı yöntemler de kısmi sağırlığa uyum sağlamayı kolaylaştırabilir; bunlar arasında yüz ifadesine dikkat etmek ve dudak okumak bulunmaktadır

Önlem

Eğer yüksek sesle işyerinde çalışacağınızı biliyorsanız, özel olarak yapılmış kulaklık kullanın Bunlar aşağı yukarı tüm gürültüyü keser ve takan kimse diğer kimselerle iletişim kurabilsin diye bunlara mikrofon ve alıcı yerleştirilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



ALLERJIK RINIT (SAMAN NEZLESI)

Alerjik rinit, burun mukozasının alerjik nedenli iltihabıdır Özellikle alerjik yatkınlığı olan, atopik kişilerde görülür Çoğunlukla ömür boyu devam etmekle birlikte, ileri yaşlarda şiddeti azalabilir

En sık rüzgarın havada uçurduğu polenlere bağlı olarak gelişen alerjik rinit, herhangi bir alerjen tarafından da meydana gelebilir Kendiliğinden geçme olasılığı ise oldukça düşüktür Alerjik rinite yakalanmamak için bu hastalığa neden olan alerjenlerden uzak durmak ve bunun için gerekli tedbirleri almak gerekir Alerji ve alerjik rinit hakkında bilmeniz gerekenler ve alerjik rinitten korunmak için almanız gereken pratik tedbirler

Burun rahatsızlıklarından kaynaklanan sorunlar, önemli bir sağlık sorununu oluşturuyor Toplumun yaklaşık yüzde 17’si alerjik rinitli Alerjik rinitler, horlama, sinüzitler toplumda sık görülen önemli sağlık sorunları arasında Bu rahatsızlıklar, kişilerde sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olmakta

ALLERJİ NEDİR?

Alerji vücudun yabancı bir madde ile karşılaştığında buna karşı geliştirdiği bir yanıttır Vücudun karşılaştığı yabancı maddeye antijen adı verilir Alerjiye neden olan maddelere alerjen de denilmektedir Alerjik reaksiyonlar vücudun belirli bir bölgesinde olabileceği gibi, yaygın da olabilir Alerjik reaksiyonlarda en korkulan şey anafilaksi dediğimiz hayatı tehdit eden durumun gelişme riskidir, fakat bunun tüm alerjik reaksiyonlar içinde görülebilme sıklığı oldukça düşüktür

NELER ALLERJİYE YOL AÇAR?

Günlük hayatımızda alerji nedeni olabilecek birçok alerjen ile karşılaşmaktayız Özellikle sanayi ürünlerinin ve kimyasal madde kullanımının yaygınlaşması ile alerjik hastalıkların görülme sıklığı da giderek artmaktadır Alerjenler çok çeşitlidir Yiyecekler, havada uçuşan polenler, ev tozları ve bunların içinde gözle görülmeyen küçük canlılar, hayvan tüyleri, giyecekler, takılar, kimyasallar ve aklınıza gelebilecek daha birçok şey alerji etkeni olabilir Alerjik reaksiyon kişiye özel bir durumdur Farklı kişiler farklı maddelere farklı alerjik reaksiyonlar gösterebilirler veya hiç alerjik reaksiyon göstermeyebilirler Alerjiye yatkınlık kalıtsaldır ve genetik faktörler rol oynar Alerjenler alerjik rinit, alerjik konjüktivit, alerjik astım, kontak dermatit, ürtiker gibi birçok alerjik hastalığa neden olabilir

ALLERJİK RİNİT NEDİR?

Rinit burun iltihabı anlamına gelmektedir Alerjik rinit alerji kaynaklı burun iltihabıdır Alerjenlerin hava yolu mukozasına yapışarak iltihabi reaksiyonları başlatması ile meydana gelir Belirli mevsimlerde (en çok polenlerin uçuştuğu bahar aylarında) ortaya çıkan tipine mevsimsel rinit denir Mevsimsel alerjik rinit saman nezlesi olarak ta bilinir, fakat bu doğru bir terim değildir Bir de alerjik rinitin tüm bir yıl boyunca süren tipi vardır ve perenial rinit olarak adlandırılır Perenial rinitte neden, genellikle yıl boyunca ortamda bulunan hayvan tüyü, çeşitli kimyasallar veya ev tozu gibi alerjenlerdir

HANGİ ALLERJENLER ALLERJİK RİNİTTE ROL OYNAR?

En sık olarak havada uçuşan polenler ve çevremizde bulunan ağaçlar alerjik rinite yol açar Fakat benzer reaksiyon küf, hayvan tüyü, ev tozu ve akarları gibi alerjenlere karşı da gelişebilir Rüzgarla havada uçuşan küçük polenlerin hava yolları mukozasına yapışarak alerjik olayı başlatması ile alerjik rinit meydana gelebilir Bu alerjenler ebatlarından dolayı burun mukozasında yakalanır ve genellikle daha aşağılara inerek alt solunum yolu belirtileri oluşturmazlar Fakat bu her zaman geçerli değildir Bu reaksiyonları başlatan polenler kişiye ve yöreye göre farklılık gösterirler Özellikle kuru ve rüzgarlı havalarda havadaki polen miktarı fazladır ve alerjik rinit görülme sıklığı artar

ALLERJİK RİNİTİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Alerjen ile karşılaşıldığında özellikle ağız, burun, gözler,boğaz ve deride kaşıntı ortaya çıkar Burun akıntısı ve gözlerin sulanması tipiktir Burun tıkanıklığı ve koku almada güçlük ortaya çıkabilir Bazen bu belirtilere hırıltılı solunum eşlik edebilir Öksürük ve başağrısı da görülebilir

ALLERJİK RİNİTİ OLAN HASTALARDA DİĞER ALLERJİK HASTALIKLAR DA ARTMIŞ MIDIR?

Alerjik rinit genellikle alerji yatkınlığı olan, atopik olarak adlandırılan kişilerde bulunur Bu kişilerde diğer alerjik hastalıkların (egzema, ürtiker veya astım gibi) görülme sıklığı normal kişilere göre daha fazladır Ayrıca ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan kişilerde de alerjik rinit ve diğer alerjik hastalıkların görülme sıklığı daha fazladır

ALLERJİK RİNİT HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?

Hastalık semptomları genellikle 40 yaşından önce ortaya çıkar ve yaş ilerledikçe şikayetler azalır Fakat hastalığın kendiliğinden tamamen geçmesi nadirdir

ALLERJİK RİNİTTE TANI NASIL KONULUR?

Alerjik rinit tanısındaki en önemli şey hastanın öyküsüdür Belirtilerin hangi mevsimde, ne ile karşılaşıldığında, nasıl ortaya çıktığının bilinmesi tanıya ulaşmada önemlidir Bazen yapılan testlerin sonuçları negatif olduğu halde, hastanın tipik öyküsünden tanı koymak mümkün olmaktadır Muayene sırasında hastaların burun mukozaları soluk, fakat burun delikleri kırmızıdır Bu hastalarda burun mukozasının sürekli iltihabına bağlı polipler gelişmiştir, bu polipler özellikle tüm yıl boyunca devam eden tipte sıktır Bu polipler de burun tıkanıklığına neden olabilir Tanı testleri arasında alerjiye neden olan antikor IgE’nin total kan düzeyinin ölçülmesi ve özel alerjene karşı uygulanan alerji testleri en sık kullanılan tanı yöntemleridir Özellikle deriye uygulanan alerji testleri en sık kullanılan metoddur Kanda eosinofil denilen ve alerjik reaksiyonlarda sayıları artan hücrelerin sayılması veya bu hücrelerin burundan alınan sürüntüde incelenmesi tanıyı destekler Bazen de olası alerjenlerden uzak durma veya karşılaşma sonrasındaki yanıta bakılarak alerjenin tanısına gidilebilir

ALLERJİK RİNİTİ OLAN HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmamalı, eğer bulunmak durumunda kalınırsa da maske kullanılmalıdır

Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalıdır

Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceğinden, evde hava nemlendiricisi kullanılmalıdır

Oda havasının temizliğine dikkat edilmeli, havalandırma sistemlerinin iyi çalıştığından emin olunmalıdır

Evde hayvan ve bitki beslemekten kaçınılmalıdır

Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih edilmelidir

Toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyaları kullanılmamalıdır

ALLERJİK RİNİTTE TEDAVİ NASILDIR?

Alerjik hastalıklarda en önemli şey alerjen ile karşılaşmaktan kaçınmaktır Bu konuda alınması gerekli önlemler ‘Alerjik riniti olan hastaların dikkat etmesi gerekenler nelerdir?’ bölümünde anlatılmıştır Alerjik rinitin tedavisi şikayetlerin giderilmesine yöneliktir, hastalık bu tedaviyle ortadan kaldırılamaz Alerjik rinitin tedavisinde hekim tarafından, antihistaminik denilen ve alerjenle karşılaşıldığında olaya neden olan madde salınımını engelleyen ilaçlar, burun iç yüzeyindeki şişliği azaltan ilaçlar, kortizon içeren burun spreyleri gibi ilaçlar verilebilir Ancak tüm bu ilaçlar muhakkak hekim tarafından hastalığın şiddeti ve hastanın durumu değerlendirilerek düzenlenmelidir

ALLERJİK RİNİTİN SONUÇLARI NASILDIR?

Alerjik rinit ömür boyu devam eden fakat yaşla beraber şiddeti azalan bir hastalıktır Alerjik rinit hastaya sıkıntı vermesi, yaşam kalitesini bozması ve iş gücü kayıplarına neden olması dışında çok önemli sağlık sorunlarına neden olmaz Eğer gerekli tedbirler alınır ve uygun tedavi verilirse bu hastalığın atak sayısını oldukça azaltmak mümkündür

ÖNEMLİ UYARILAR

Alerji vücudun yabancı bir madde ile karşılaştığında buna karşı geliştirdiği bir yanıttır

Alerjiye neden olan maddelere alerjen de denilmektedir

Alerjenler, alerjik rinit, alerjik konjüktivit, alerjik astım, kontakt dermatit, ürtiker gibi birçok alerjik hastalığa neden olabilir

Alerjik rinit alerji kaynaklı burun iltihabıdır Alerjenlerin hava yolu mukozasına yapışarak iltihabi reaksiyonları başlatması ile meydana gelir

En sık olarak havada uçuşan polenler ve çevremizde bulunan ağaçlar alerjik rinite yol açar

Alerjen ile karşılaşıldığında özellikle ağız, burun, gözler, boğaz ve deride kaşıntı ortaya çıkar Burun akıntısı ve gözlerin sulanması tipiktir

Alerjik rinit genellikle alerji yatkınlığı olan, atopik olarak adlandırılan kişilerde bulunur

Alerjik rinit tanısındaki en önemli şey hastanın öyküsüdür

Tanı testleri arasında alerjiye neden olan antikor IgE’nin total kan düzeyinin ölçülmesi ve özel alerjene karşı uygulanan alerji testleri en sık kullanılan tanı yöntemleridir

Alerjik hastalıklarda en önemli şey alerjen ile karşılaşmaktan kaçınmaktır

Alerjik rinitin tedavisinde hekimin önerisiyle, antihistaminik denilen ve alerjenle karşılaşıldığında olaya neden olan madde salınımını engelleyen ilaçlar, burun iç yüzeyindeki şişliği azaltan spreyler ve kortizon içeren burun spreyleri gibi ilaçlar kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



ALZHEIMER HASTALIGI

Alzheimer hastalığı, beyindeki sinir hücrelerinin dejenerasyonuna ve beyin dokusunun büzüşmesine neden olan bir durumdur Beynin düşünce, bellek ve dili kontrol eden bölümlerini etkiler Genellikle 60 yaşın üzerindeki kişilerde görülmesine karşın 40 yaşındakileri de etkileyebilir Yaşlılarda demansın (zihinsel yetide azalma) en sık rastlanan nedenidir
Çoğu kişi zaman zaman, anahtarlarını nereye koyduğunu unutabilir ya da bir hafta önce neler olduğunu hatırlamayabilir Unutkanlık sıklaşır, giyinmek ya da evin yolunu bulmak gibi günlük işleri kapsarsa Alzheimer hastalığının (AH) belirtisi olabilir
AH nin kesin nedeni hâlâ bilinmiyor Araştırmacılar bu hastalığın, genetik etmenler, yaşlanma süreci ve çevreyle ilgili nedenlerin birlikte etki göstermesi sonucunda ortaya çıktığını düşünüyorlar ABD de 4 milyon kişide AH bulunduğu belirtiliyor
İki tip Alzheimer hastalığı bulunmaktadır Birincisi, kalıtım yoluyla anne babanın birinden ya da her ikisinden geçen özgül gen mutasyonunun kişiyi hastalığa yatkın duruma getirdiği ailevi Alzheimer hastalığıdır İkincisi ise hiçbir belirgin kalıtımsal kalıbın görülmediği sporadik Alzheimer hastalığıdır Ailevi AH vakalarının çoğu erken başlangıçlıdır (genellikle 65 yaşın altındaki kişilerde görülür) Daha sık rastlanan geç başlangıçlı AH ise 65 yaşın üzerindeki kişilerde görülür
Alzheimerli hastalar kendilerine bakamadıklarından, aile üyeleri önemli kararlar almak zorundadır Bu hastaların ailelerine destek ve yardım sağlayan çeşitli kuruluşlar bulunuyor

BELİRTİLER:
Unutkanlık ve dikkatini yoğunlaştıramama erken ortaya çıkan belirtilerdir Hastalık geliştikçe, kişiler olayları hatırlamayabilir, zaman ve yer konusunda zihinleri karışır, doğru sözcüğü bulmada ve söylemede güçlük çeker ve basit günlük işlerini yapamazlar

TEDAVİ:
Günümüzde, Alzheimer hastalığını önlemeye ya da iyileştirmeye yönelik bir tedavi yoktur Bazı ilaçlar belleği bir dereceye kadar düzeltebilir, davranış sorunları gibi özgül bazı belirtilerin kontrol edilmesine ya da hastalığa bağlı kaygı (anksiyete) ya da depresyonun tedavisine yardımcı olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AMIPLI DIZANTERI

Entomoeba histolytica ismi verilen amipin yaptığı hastalıktır

Genelde tropikal ve Subtropikal bölgelerde (25 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda ve nemli bölgelerde) yaygındır Her yaşta görülebilir Amip yiyecek ve içeceklerle bulaşır Sudaki amip kistleri klorlamaya duyarlıdır Yüksek ısıda ölürler Sinekler ve hamam böcekleri de amip kistlerinin taşınmasında rol oynar

Amipin Özellikleri

Hasta, amipin bulaşıcı formunu (4 çekirdekli kist) ağız yoluyla alır ince barsaklarda kist çatlar ve ortaya 4 tane amipçik çıkar Bunlar da ikiye bölünerek 8 amipçik oluşur Daha sonra kalın barsağa geçerek, hastalık yapıcı form olan trofozoid şekline dönüşürler ve olgunlaşırlar Burada su kaybına uğrayan amip, tekrar 4 çekirdekli kist formuna dönüşür ve dışkı ile atılır Dolayısı ile taşıyıcı olanların dışkısında bu kistler bulunur Kistler toprak ve suda canlı kalabilirler

Amipler kalın barsağa yerleşerek yaralar oluştururlar Kalın barsağın herhangi bir yerine yerleşebilirler, ancak kan akımının az olduğu yerleri tercih ederler Acak kalın barsağa yerleşen her amip hastalık yapmaz

Belirti ve Bulgular

Kuluçka süresi 4-5 günle 1-4 ay arasında olabilir Su ile bulaşmış olan amipler daha şiddetli hastalık yapar İştah azlığı, kilo kaybı, kusma ve kanlı ishal ile seyreder Bazen hiç bir belirti gözlenmez

Kalın barsakta delinme nadiren olur Ancak genelde kalın barsakta kitleler (ameboma) meydana getirirler

Hastalık oluşumu genelde vücut direncinin düşmesi ile ortaya çıkar, ileri derecedeki hastalarda amip kana karışarak yayılır ve karaciğer, dalak, akciğer, beyin, deri ve idrar yollarında abseler yaparlar

Karaciğer tutulduğunda (hepatik amibiazis) ateş, terleme, karaciğerde hassasiyet ve karaciğer büyümesi görülür 2-3 haftada tüm karaciğer tutulur

Teşhis

Erken tanı önemlidir Laboratuvar tetkikinde taze dışkı kullanılır Dışkıda ayakımsı uzantıları ile hareket eden amipler görülür Dışkıdaki Charcot-Leyden kristalleri tanı koydurucu bir özelliktir

Taşıyıcılarda 2 çekirdekli kist, hastalarda 4 çekirdekli kist görülür

Ayrıca tutulan organa özgü tetkikler (röntgen, sintigrafi, ultrason gibi) gerekebilir

Tedavi ve Korunma

Tedavide metranidazol ve terasiklin grubu ilaçlar kullanılır Genelde 10 günlük tedavi yeterlidir

Hastalıktan korunmak için temizlik, içme sularının 50 derecenin üzerine kadar ısıtılması yarar sağlar Mide asidi kistlere etkisizdir

Dünya Sağlık Örgütü nün amipli dizanteri ve benzer hastalıklardan korunmak için 10 altın önerisi:

1) yiyecekleri alırken güvenilir yerleri tercih edin

2) yiyecekleri tam olarak pişirin, az pişmiş yemeyin

3) pişirdiğiniz yemekleri bekletmeden yiyin

4) yiyecekleri saklarken aşırı özen gösterin

5) buzdolabından çıkardığınız yemekleri kaynayana kadar ısıtın

6) pişmiş ve pişmemiş yiyecekleri hiç bir zaman karıştırarak yemeyin

7) ellerinizi tekrar tekrar yıkayın

8) mutfağınızın temizliği konusunda son derece titiz olun

9) yiyeceklerinizi tüm hayvanlardan (sinek, fare, böcek) koruyun

10) kesinlikle güvenilir su kullanın

Alıntı Yaparak Cevapla

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi

Eski 10-06-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A'dan Z'ye Hastalık Rehberi



AMYOTROFIK LATERAL SKLEROZ (ALS)

Amyotrofik lateral skleroz (ALS), Motor Nöron Hastalığı olarak da bilinmektedir Omurilik ve beyin sapındaki sinir hücrelerinin (motor nöronlar) kaybından kaynaklanmaktadır Bu kayıplar kaslarda kuvvet kaybı ve incelmeye neden olmaktadır ALS de piramidal yol adı verilen bölümde de hasar meydana gelmektedir Hastanın entellektüel fonksiyonlarında (zihinsel fonksiyonlar ve bellek) azalma meydana gelmez, bunama hastaların sadece %5 inde görülür

Hastalık ilerleyici ve yayılıcıdır Kas zayıflığına duyu kaybı eşlik etmez Kas zayıflığı genelde el, ayak, yutak veya dilde başlayabilir Hastalarda konuşma ve yutma güçlüğü meydana gelebilir İlerlemiş olgularda solunum güçlüğü meydana gelebilir Hasta el ve ayaklarında seğirmeler tarif eder

Hastalık 3-5 yılda ölümle sonuçlanabilir İlerlemiş hastalarda solunum yetmezliği veya ağır bir zatüre ya da asfiksi sonucu ölüm meydana gelebilir

Genelde ileri yaşlarda (40-50) ve erkeklerde biraz daha fazla görülür Ancak daha genç veya daha ileri yaşlarda ortaya çıkabilir 100000de 1-1,5 sıklıkta rastlanır Hastaların % 5-10 unda ailevi geçiş görülür Otozomal dominant (baskın) ve resesif (çekinik) geçiş gösterebilir Otozomal dominant tipinde hastalığın başlangıç yaşı daha erkendir Otozomal resesif tip ise çok daha nadirdir ve çok erken başlar (2-23 yaş), ve çok daha uzun sürelidir (15-20 yıl)

Zayıf insanlarda daha sık gözlenmesi dikkat çekicidir Stephan Hawking de (Zamanın Kısa Tarihinin yazarı , ünlü bilim adamı) ALS hastasıdır

Hastalıktan şüphelenildiğinde bir an önce bir nöroloji uzmanına veya ilgili sağlık merkezine müracaat etmek yerinde olur Tanı genelde muayeneye ve EMG adı verilen analize dayanılarak konur ALS ile karışabilecek hastalıkların ayırt edilmesi önemlidir, çünkü ALS ile karışabilen hastalıkların bir kısmı tedavi edilebilir hastalıklardır

Piramidal yol hasarının gelişmesini takiben, reflekslerde canlanma ve kaslarda sertlik meydana gelebilir Hastalık ilerledikçe hareket zorluğu artar ve hasta yatalak hale gelebilir

Hastalığın oluşumuna etki eden faktörler çeşitlidir ve kesin olarak nedeni saptanamamıştır Ancak hastalığın etkeni hastalığın ortaya çıkışından yıllarca önce olayı tetiklemiş olabilir Yapılan deneysel araştırmalara göre Otoimmünite, Oksidatif stress, uzun yıllar ağır metallere maruz kalma, hücresel anormallikler gibi durumların hastalığa neden olabileceği iddia edilmektedir

Hastalığın kesin bir tedavisi henüz yoktur Hastalığın ilerlemesini yavaşlatan bazı ilaçlar mevcuttur Ayrıca bir çok ilaç bu hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.