Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çalışmalar, cumhuriyet, dil, döneminde, ile, ilgili, neler, nelerdir, yapılan, yapılmıştır

Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar Nelerdir? Neler Yapılmıştır?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar Nelerdir? Neler Yapılmıştır?



Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar Nelerdir? Neler Yapılmıştır?
Cumhuriyet Döneminde Dil İle İlgili Yapılan Çalışmalar Nelerdir? Neler Yapılmıştır?
Cumhuriyet Dönemi

29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle edebiyatta da yeni bir dönem başlamış olur
Cumhuriyet döneminde her şeyden önce halk diliyle edebiyat dili arasında bir yakınlaşma olur Eserlerde halk diline, mahalli söyleyişlere yer verilir Şiirlerde kullanılan Türkçe inanılmaz ölçüde sadedir Kısacası bu dönemde dilde sadeleşme hareketi amacına ulaşmıştır
Şiirde aruz ölçüsü tümüyle terk edilmiş, hece ölçüsü yerleşmiştir
Halk şiiri geleneği, Cumhuriyet dönemi şiiri için en önemli kaynak olmuştur Şiirlerde hamasi (cesurca) söyleyişler dikkati çeker Nutuk havası taşıyan didaktik şiirler de yazılmıştır "Gurbet" konusu şiirde sık işlenen temalardan biri olmuştur Ulus sevgisi, yurdu tanıtma ve yüceltme coşkusu şiirlerde önemli bir yer tutar
Anadolu'yu ve Anadolu insanını anlatan şiirler yazılır
Hececilerin izinden giden Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal Çağlar, Ömer Bedrettin Uşaklı gibi şairler duygusal bir anlatımla, coşkulu biçimde Anadolu'yu anlatmış, övmüşlerdir Bu dönemde "Anadolu'ya yönelme" ortak bir ülkü durumundadır Ancak şairlerin çoğu Anadolu'ya dıştan bakmıştır Fazıl Hüsnü Dağlarca, Nazım Hikmet, Cahit Külebi gibi bazı şairler ise Anadolu'yu daha gerçekçi bir bakış açısıyla işlemişlerdir
Cumhuriyet döneminde roman ve hikâye, gözlemci ve| gerçekçi bir anlatıma dayanır Roman ve hikâye, insan¬larımızın gerçeklerine eğilir Toplum sorunları gözleme dayanan bir gerçeklikle anlatılır Konular, ülkenin somut koşullarından çıkarılır Konuların işlenişinde de nesnel bir anlatım söz konusudur
Roman ve hikâyelerde olayların geçtiği çevre genişlemiştir Toplumun her kesiminden yazarlar çıkmış, edebiyatımız konu, üslup ve dil bakımından yeni boyutlar kazanmıştır
Roman ve hikâyenin içeriği toplumsal ve siyasal bir nitelik] kazanmıştır Romanlarda Atatürk devrimleriyle amaçlanan çağdaş yaşam işlenmiştir Yer yer tezli, güdümlü romanlar da yazılmıştır
Kurtuluş Savaşı Cumhuriyet dönemi roman ve hikâyesinde] önemli bir yer tutar Savaş öncesi durum, savaş yılları, savaşa katılanların durumu birçok esere konu olmuştur
Halide Edip Adıvar (Ateşten Gömlek, Vurun *****ye) Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Yaban, Sodom ve Gomorel Ankara), Ahmet Hamdi Tanpınar (Sahnenin Dışındakiler)| Tarık Buğra (Küçük Ağa), Kemal Tahir (Yorgun Savaşçı) Samim Kocagöz (Kalpaklılar) Kurtuluş Savaşı döneminj işleyen yazarlar arasındadır
Bazı romanlarda köy gerçeği üzerinde durulur; köy ve| köylünün sorunları yansıtılır
Cumhuriyet döneminde tiyatro ve deneme türünde önernlj gelişmeler olmuştur Tiyatrolarda milli konular işlenmiştir
Cumhuriyet dönemi yazarları roman ve hikâyenin dışında! makale, fıkra, deneme, eleştiri, anı ve gezi yazısı türlerinde] önemli eserler yazmışlardır
Cumhuriyet dönemi şair ve yazarları olarak Cahit Sıtkı] Tarancı, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Muhip Dıranas, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Memduh Şevket Esendal, Abdülhak Şinasil Hisar, Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa gibi isimler sayılabilir

YEDİ MEŞALECİLER
Yedi Meşaleciler, Beş Hececiler'e tepki olarak ortaya çıkmış-] lardır Beş Hececiler'in şiirlerini sığ olmakla suçluyorlardı
Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın] önsözünde şiirle ilgili görüşlerini açıkladılar
1928 yılında ortaya çıkan bu topluluğu oluşturan yedi sanatçıdan yalnız Kenan Hulisi yazardı, ötekiler şiirle ilgileniyordu: Muammer Lütfü, Cevdet Kudret SolokJ Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk
Edebiyat dünyasında bir tıkanıklık olduğundan yakınıyor, kendilerini sanat aşkıyla çalışan gençler olarak nitelendiri¬yorlardı, ilkelerini "samimilik, canlılık ve devamlı yenilik" olarak açıkladılar Türk şiirine yeni ufuklar açmayı hedef¬lediklerini ifade ettiler Fransız edebiyatını örnek alıp izleye¬ceklerini söylediler
Yedi Meşaleciler hedeflerinin hiçbirini gerçekleştiremeden kısa sürede dağıldılar, eleştirdikleri Beş Hececiler'in devamı olmaktan öteye gidemediler Sanatçılar bağımsız birer isim olarak çalışmalarını sürdürdüler
Sabri Esat Siyavuşgil çevirileri ve denemeleri ile edebiyat¬la olan ilişkisini sürdürdü Psikoloji profesörü olarak bilim¬sel çalışmalar yaptı
Yaşar Nabi şiirlerini iki kitapta topladı Edebiyatın başka türlerinde de eserler veren Yaşar Nabi, çıkardığı Varlık der¬gisini ömrü boyunca yaşattı Varlık, Türk edebiyatının gelişim sürecinde çok önemli bir dergi olmuştur
Vasfi Mahir şiirlerini dört kitapta topladı; edebiyat tarihi ile ilgili çalışmaları önemlidir
Cevdet Kudret şiirin dışında roman, tiyatro türlerinde de eserler yazdı Edebiyat tarihi ile ilgili önemli araştırmaları vardır
Muammer Lütfü topluluğun dağılmasından sonra edebi¬yat dünyasından uzaklaşmıştır
Ziya Osman Saba bu topluluğun şiire en sadık ismi olmuş¬tur Ziya Osman özellikle ev içi şiirleri yazdı Şiirlerinde aile mutluluğu, çocukluk özlemi, kadere boyun eğiş, ölüm gibi temaları işlemiştir Dostluklara önem veren bir insandı Bütün insanların mutluluk içinde yaşamasını dileyen ve herkesi kucaklamak isteyen sevgi dolu bir şairdir Şiirle¬rinde akıcı ve yalın bir dil kullanmıştır
Ziya Osman'ın şiir ve hikâye türlerinde eserleri vardır
Şiir kitapları: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak
Hikâyeleri: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul

CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI
AHMET HAMDİ TANPINAR (1901-1962)
Tanpınar çok yönlü bir insan ve sanatçıdır Üniversitede profesördür, milletvekilliği yapmıştır Anadolu'nun değişik yörelerinde öğretmenlik yapmıştır
Tanpınar bir sanatçı olarak şiir, roman, hikâye, deneme, makale, edebiyat tarihi türlerinde eserler vermiştir Asıl önemli yanı şairliğidir
İlk şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, sonra serbest şiire geçmiştir Fransız şiirini tanımış, sembolistlerden etkilen¬miştir Şiirlerini yazarken çok titiz davranır; bu nedenle az sayıda şiiri vardır Rüya, zaman, bilinçaltı onun şiirlerinde-ki önemli kavramlardır Şiirlerinde "ahenk"e önem verir
O eserlerinde eski ile yeni, Doğu ile Batı arasında bir sen¬tez oluşturmaya çalışır Zaman kavramı üzerinde çok durur Tarihi konulardan uzak durmaya çalışmıştır; ancak geçmişle bugünü birlikte anlamaya yönelik bir şiir olan "Bursa'da Zaman" onun en önemli şiiri olmuştur
Şiirleri, okuru hemen sarıverir Yalın dille yazdığı, kendine özgü sıfatlarla süslediği renkli şiirleri vardır
Yazarın roman ve hikâye türündeki yapıtları da önemlidir Romanlarında "zaman" ve "geçmişe özlem" temalarını işler Dış dünyayla uyum sağlayamayan kişilere ve onların sorunlarına yer verir Bilinçaltındaki duygular, anılar önemli yer tutar
Türk edebiyatının en başarılı romanlarından biri sayılan Huzur'da; Mümtaz, Nuran, ihsan ve Suat olmak üzere dört temel karakter vardır Şair ve üniversitede asistan olan Mümtaz romanın baş kişisidir Romanda ana olay Nuran ve Nuran'ı seven Mümtaz ile Suat arasında geçer Daha çok da Mümtaz'ın psikolojisi işlenir Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınar'ın diğer romanlarıdır Romanlarında insanların toplumla uyumsuzluğunu işler, kahramanlarının psikolojik yönleri dikkati çeker
Yaz Yağmuru ve Abdullah Efendi'nin Rüyaları hikâye kitaplarıdır
Beş Şehir (deneme), Edebiyat Üzerine Makaleler, 19 Asır Türk Edebiyatı Tarihi sanatçının diğer türlerdeki eserleridir

ZEKİ ÖMER DEFNE (1903 -1992)
Hece ölçüsüne bağlı kalmış, ama modern şiire geçmeyi, halk şiiri geleneğini çağdaş şiirle bağdaştırmayı başarmış bir şairdir Bu bakımdan "Beş Hececiler"in devamı gibidir Destanlardan, genel anlamda folklordan yararlanarak romantik ve lirik şiirler yazmıştır

Şiirleri: Denizden Çalınmış Ülke, Sessiz Nehir, Kardelenler, Fulyalar

BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908 -1969)
Halk şiirinin biçim özelliklerini kullanarak halka, topluluklara Hitap etmek için yazmış bir şairdir Atatürk, Cumhuriyet ve yurt sevgisi en çok işlediği temalardır Epik şiir ve güzelleme örnekleri en çok başvurduğu türlerdir Bazı şiirlerinde "Ankaralı Âşık Ömer" takma adını kullanır Tiyatro ve incelemeleri de vardır

Şiirleri: Erciyes'ten Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri Oyunları: Çoban, Atilla, Deniz Abdal Diğer eserleri: Dolmabahçe'den Anıtkabir'e Kadar, Kuran-ı Kerim'den İlhamlar, Atatürk Denizinden Damlalar, Battal Gazi Destanı

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (1904 -1946)
Halk şiiri tarzından yararlanarak hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır Bu yönden "Beş Hececilerin devamı gibidir Anadolu ve doğa güzelliklerini, denizi, tarihi konuları işleyen şiirleriyle dikkat çeker Şiirleri: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız Mermerleri

CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956)
Bir siyasi partinin açtığı şiir yarışmasında "Otuz Beş Yaş Şiiri" adlı şiiri ile birinci olduktan sonra üne kavuşmuştur
Cahit Sıtkı, şiirde Türkçenin söyleyiş güzelliklerini yansıtan şairdir Şiirlerinde Baudelaire'in etkisi vardır
Onun kadar şiiri ciddiye alan çok az şair vardır Şiirin dışın¬daki türlerle uğraşmaktan kaçınmış, Türkçenin en güzel dizelerini yazmıştır
Biçim ve ölçü konusunda sürekli denemeler yapmıştır Şiirde sözcüklerin dizilişine büyük önem vermiştir Halk kültüründen gelen öğeleri -başta hece ölçüsü olmak üzere-deyimleri, tekerlemeleri başarıyla şiirlerinde kullanmıştır Kendine özgü bir şiir oluşturmuştur Son derece yalın, bir o kadar da ahenkli bir dille şiirini yazmış, konuşma dilini şiire yansıtmıştır
Cahit Sıtkı'ya göre "insanoğlu dünyanın en zengin madeni¬dir" Şiirlerinde açılarıyla, mutluluklarıyla insanı işlemiştir Duyguları son derece içten ve temizdir
Onun şiirindeki başlıca temalar "Ölüm, ölüm korkusu" bunların olmadığı zamanlarda da "yaşama sevinci"dir Dünyayı ve yaşamı çok sever, ölüm korkusu bu güzel dünyayı bırakmak endişesindendir "Yalnızlık" şiirlerinde sıkça işlediği bir başka temadır
Cahit Sıtkı şiirini Ömrümde Sükût, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel ve Sonrası adlı kitaplarda toplamıştır

AHMET KUTSİ TECER (1901-1967)
Şiire Dergâh dergisinde başlamıştır
Halk kültürüne büyük önem vermiştir Ülkü dergisindeki yazılarıyla ve araştırmalarıyla ulusal kültüre katkı sağlamıştır Âşık Veysel'i keşfeden Ahmet Kutsi Tecer'dir
Hece ölçüsüne yeni biçimler vererek duygulu şiirler yazdı Didaktik şiirlerinin yanında çok duygulu, lirik şiirleri de vardır Şiirlerinin duygusal yönü ağır basar
Türk halk şiiri geleneğinden yararlanmış, şiirlerinde halk motiflerini de işlemiştir
Şiirleri, "Şiirler" adlı kitapta toplanmıştır
Ayrıca oyunları vardır: Koşebaşı, Bir Pazar Günü, Satılık Ev, Koçyiğit Köroğlu

KEMÂLETTİN KÂMİ KAMU (1901-1948)
Okulunu yarıda bırakıp Milli Mücadele'ye bizzat katılmıştır Mütareke günlerinde şiire başlamışsa da asıl ününü Cumhuriyet döneminde sağlamıştır
Şiirleri önce Büyük Mecmua'da daha sonra "Dergah, Varlık" ve "Oluş" dergilerinde yayımlanmıştır
Kemalettin Kamu, şiirde Faruk Nafiz'in izinde yürümüştür "Gurbet şairi" olarak tanınır Onun şiirindeki konularını "vatan sevgisi, savaş, aşk, köyünde, siperde ve daima gurbette olan Mehmetçik" oluşturur Gurbet duygusunu bizzat yaşamış biridir
Şiirlerinde hece ölçüsünün özellikle on birli kalıbını kullan¬mıştır Halk şiiri geleneğinden yararlanmıştır Sade, akıcı dili ve lirik şiirleri ile "memleket edebiyatının önde gelen şairleri arasındadır Şiirleri, ölümden sonra bir kitapta toplanmıştır
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin ustalarındandır Şiirde ölçü ve uyağa önem veren Dıranas, Halk şiiri geleneğinden yararlanmayı bilmiştir

AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980)
Fransız şiirinden özellikle Baudelaire'den gelen zevki, Halk şiiri geleneği ile birleştirmiştir Şiirinde güzellikleri işlemiştir
Şiirlerinde biçime, dile, ölçü ve uyağa, ahenge önem ver¬miştir Yalın bir dili vardır Şiirlerinde yurdun güzelliklerini yücelik, kutsallık duygusuyla birleştirerek işlemiştir Doğa, aşk ve bireysel konuları işlemiştir Onun şiirlerinde hüzün¬lü, umutsuz duygular yer alır
Şiirlerini "Şiirler" adı altında bir kitapta toplamıştır
"Fahriye Abla, Serenad" gibi çok tanınmış şiirleri vardır
Oyunları da vardır: Gölgeler, O Böyle İstemezdi, Çıkmaz

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Şiire hece ölçüsüyle başlayan şair, daha sonra serbest ölçüye geçmiştir
"Türkçem, benim ses bayrağım"
diyen şair, şiirlerinde dil üzerinde titizlikle durmuştur
Dağlarca çok şiir yazan bir şairdir Onun şiirinde farklı dönemler vardır İlk şiirlerinde soyut konulara yönelmiştir Bu şiirlerde "duyarlık" ağır basar; büyük bir hayal gücü ve zengin bir hayal dünyası vardır Çarpıcı imgeleri ve yoğun bir anlatımı vardır, ikinci dönemde titiz bir Türkçe ve kendine özgü dil yapısı ile dikkat çeker
Dağlarca bütün akım ve anlayışlarla ilgilenmiş; fakat hiçbir görüş ve akımın etkisinde kalmamıştır Türk şiirinin en özgün şairlerinden biri olmuştur Bireyselden toplumsala, ulusaldan evrensele uzanan bir çizgisi olmuştur Kurtuluş Savaşı dönemini destan boyutunda işlediği şiirleri vardır Yalnız bu dönemdeki savaşları değil tarihimizdeki önemli savaşları da şiirleştirmiştir Vatan sevgisi ondaki önemli temalar arasındadır Hayat ile ölüm arasındaki acı tezatın insanların davranışlarına yansımasını şiirlerinde başarıyla işlemiştir
"Çocuk ve Allah" adlı şiir kitabıyla ün kazanmıştır
Onun şiir kitaplarının adları bile şiirlerinin konu haritası hakkında fikir verebilir: Havaya Çizilen Dünya, Taş Devri, Mevlana'da Olmak, Çanakkale Destanı, Hiroşima, Malazgirt Ululaması, Sakarya Kıyıları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Yunus Emre'de Olmak

NECİP FÂZIL KISAKÜREK (1905-1983)
Şiirine Milli Mücadele yıllarında başlayan Necip Fazıl'ın ilk şiirleri Yeni Mecmua'da çıkmıştır
Şiir, hikâye, biyografi, anı ve tiyatro türünde eserleri vardır
Necip Fazıl, Halk şiiri geleneğinden yola çıkmış, hece ölçüsünü kullanmıştır Batı şiiriyle kendi şiir geleneğimizi birleştirmeye çalışmıştır
Şiirleri biçim bakımından kusursuzdur Gerek biçim, gerek içerik açısından özgün şiirleri vardır
Felsefeye olan ilgisiyle şiirde mistik bir anlayış ve duyuşa yönelmiştir Onun şiirlerinde sürekli bir arayış içinde olan modern insanın huzursuzlukları, arayışı vardır Daha sonra dini şiirler yazmaya yönelmiştir
ilk kitabı "Örümcek Ağı" büyük bir beğeniyle karşılan¬mıştır Bu şiirlerde insanın ve eşyanın bilinmeyen içyüzünü hissettiren ıstırabın temsilcisi bir şair olarak kabul edilmiştir
Necip Fazıl, şiirlerinde insan-evren ilişkisini, madde-ruh tezatını, insanın iç dünyasını, tutkularını işlemiştir Korku, Şiirleri: Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim
Hikâyeleri: Birkaç Hikâye, Birkaç Tahlil
Oyunları: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Para, Yunus Emre

MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1883-1952)
Türk hikâyeciliğinde Çehov tarzının temsilcisi olan yazar, kişilerin günlük yaşamda dikkat çekmeyen yanlarını anlat¬tığı hikâyeleri ile tanınmıştır
"Durum hikâyesi"nin (olaysız hikâye) edebiyatımızdaki ilk temsilcisi kabul edilir
Memduh Şevket, hikâye türüne yalınlık getirmiş, hikâyeyi gereksiz süslemelerden kurtarmıştır Hikâyelerinde halktan kişilerin yaşantısına ayna tutmuştur
Son derece güçlü bir gözlem yeteneği vardır Toplum yaşamındaki aksayan yönlere, insanların sorunlarına, ruh¬sal durumlarına değinir O, kendi ifadesiyle "topluma ayna tutan" bir sanatçıdır
Konulara ve kişilere iyimserlikle yaklaşır Bütün kişileri sevimlidir Kahramanlarının yaşayışlarını iyi ve kötü yönleri¬ni okurlara sevdirir
Çok yalın, temiz bir dili ve güçlü anlatımı vardır Kendisi, "edebiyatı bilmediği için sade yazdığını" söyler
Romanları: Ayaşlı ve Kiracıları, Miras, Vassaf Bey
Hikâye kitapları: Otlakçı, Mendil Altında, Hava Parası, Temiz Sevgiler, Veysel Çavuş, Kelepir

ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR
Geçmiş özlemiyle dolu roman ve anılarıyla tanınmıştır
Tanıdığı kişilerden yola çıkarak gözlem ve anılarına dayanan kurgular oluşturur Çocukluk ve gençlik yılların¬dan, İstanbul’un en güzel yerlerinde geçen gözlemlediği, belleğine yerleşen anılarından yararlanır
Okurların ilgisini çeken, okurları yazıya bağlayan çekici bir anlatımı vardır Süslü, sanatlı, uzun cümleleri vardır,
Eserlerinde kültür, hatıra, tasvir öğeleri ağır basar
Romanları: Fahim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz
Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri, Geçmiş Zaman Fıkraları, İstanbul ve Pierre Loti anı türündeki eserleridir

HALİKARNAS BALIKÇISI (1886-1973)
"Halikamas" Bodrum'un antik çağdaki ismidir Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazar, bir yazısı yüzünden üç yıllığına Bodrum'a sürgüne gönderilmiştir Bir buçuk yıl sonra cezası affedilir; ama o, çok sevdiği Bodrum'dan ayrıl¬maz, buraya yerleşir
Halikarnas Balıkçısı deniz hikayeleriyle tanındı Konularının hemen hepsini Ege ve Akdeniz'in kıyı ve açıklarında geçen denize bağlı olaylardan almıştır Denize hayranlıkla bağlıdır Onun hikâyelerinde balıkçılar, sünger avcıları, dal¬gıçlar, gemiciler yer alır En küçük ayrıntılarına kadar bildiği denizi ve denizcilikle ilgili terimleri eserlerinde hatta eser¬lerinin adlarında kullanmıştır
Şiirsel, akıcı bir üslubu vardır Anlatımında yer yer aksama¬lar görülür Öykü, roman, anı, inceleme, deneme türlerinde yapıtları olan yazarın pek çok çevirisi de vardır
Öyküleri: Merhaba Akdeniz, Ege'nin Dibi, Ege Kıyıların¬dan, Yaşasın Deniz
Romanları: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri
Mavi Sürgün'de anıları vardır

PEYAMİ SAFA (1899-1961)
Fıkra, öykü, roman yazarı olarak tanınmıştır Türkçeyi en iyi kullanan yazarlardandır
Sanat endişesi taşımadan para kazanmak, geçimini sağla¬mak için yazdığı eserlerde Server Bedi ismini kullanmıştır Yüz kırka yakın eseri vardır "Yirminci Asır" adlı bir gazete de çıkarmıştır Ansiklopedik bilgilere sahiptir
Eserlerinde olaya değil, psikolojik tahlillere, ruh çözüm¬lemelerine ağırlık verir Eserlerindeki kişiler belli bir düşünceyi anlatmaya yönelik olarak seçilmiştir
Romanları teknik yönden oldukça güçlüdür Kahraman¬larını kültürlerine, yaşam biçimlerine, kişiliklerine uygun biçimde konuşturur Romanlarında ahlak çöküntüsü, Doğu-Batı çatışması, varlığın sırları gibi konular üzerinde durmuştur
Kendi hayatının bir bölümünü anlattığı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu bir otobiyografik romandır
Hemen her romanında dönemler, anlayışlar, gelenekler, karşılaştırmalar üzerinde durmuştur
Eserleri arasında Mahşer, Sözde Kızlar, Yalnızız, Fatih-Harbiye, Matmazel Noralya'nın Koltuğu, Canan sayıla¬bilir

FALİH RIFKI ATAY (1894-1971)
Türkçenin düzyazı dili olmasında büyük etkisi olan bir yazardır
Son derece yalın ve duru bir anlatımı vardır
Falih Rıfkı fıkra, makale, gezi, anı, sohbet türlerinde yazdığı yazılarıyla tanınmıştır Özlü yazıları vardır
Yazılarında Atatürk devrimlerinin önemini vurgulamış, toplumsal ve güncel konularla ilgili düşüncelerini aktar¬mıştır
Ürpertici hayaller, vehimler onun şiirlerinde sık rastlanan öğelerdir
Çoğu zaman Atatürk'ün yakınında olmuştur Atatürk'le ilgili anılarını "Çankaya" adlı kitapta anlatmıştır Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Atatürk'ün Bana Anlattıkları anı türündeki diğer eserleridir
Cumhuriyet sonrasında, gezi yazısı türünün gelişiminde bu türdeki eserleri ile çok etkili olmuştur Gezi yazısı türündeki kitapları: Deniz Aşırı, Yeni Rusya, Moskova-Roma, Bizim Akdeniz, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Yolcu Defteri
Fıkraları: Eski Saat, Niçin Kurtulamamak, İnanç, Kurtuluş

ARİF NİHAT ASYA (1904 -1975)
Hem aruzla, hem hece ölçüsüyle, hem de serbest şiirler yazmıştır Rubai türünün son ustalarındandır Halk ve Divan nazım biçimlerinin yanında, modern edebiyatın nazım biçimlerini de kullanmıştır Kahramanlık, tarih bilinci, din, aşk, doğa ve ülke güzellikleri işlediği temaların önemlileridir Şiirde ahenge önem verir Dili sade ve coşkundur Espri ve hiciv kullanmayı sever Mevlevi kültürüne de aşinadır

Şiirleri: Heykeltıraş, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Rubaiyat-i Arif, Kıbrıs Rubaileri, Dualar ve Âminler, Kubbe-i Hadra, Köprü, Aynalarda Kalan, Divançe-i Arif Mensur şiirleri: Yastığımın Rüyası, Ayetler Düzyazıları: Kanatlar ve Gagalar, Terazi Kendini Tartmaz

NİHAL ATSIZ (1905–1975)
Şair, yazar ve araştırmacı - tarihçidir Tarihe, özellikle Osmanlı tarihi ve Osmanlı öncesine ait Türk tarihine dair araştırmaları ile tanınmıştır Konusunu Göktürkler Döneminden alan tarihi romanları, türünün en güzel örneklerindendir Bazılarında aruzu kullanmışsa da, şiirlerinde halk şiiri özelliklerinin etkisi açıkça görülür Hece ölçüsünü ve halk ozanlarının nazım biçimlerini kullanmayı sever Şiirlerinde ve düzyazılarında Türkçeyi başarılı biçimde kullanmıştır

Şiiri: Yolların Sonu

Romanları: Dalkavuklar Gecesi, Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Deli Kurt, Ruh Adam

İnceleme - araştırma eserleri: Edirneli Nazmi, Türk Tarihi Üzerine Toplamalar, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi, Türk Edebiyat Tarihi; İstanbul Kütüphanelerinde Tanınmamış Osmanlı Tarihleri, Osmanlı Tarihine Ait Takvimler

NAZIM HİKMET (1902-1963)
Başlangıçta ölçülü, uyaklı şiirler yazan Nazım Hikmet, daha sonra Rus şairi Mayakovski'nin sanat görüşünü benimse¬yerek ölçülü uyaklı şiiri bıraktı
Öz, biçim ve tema bakımından yeni şiirleriyle serbest şiirin ve toplumsal şiirin öncüsü oldu Gerçekçi ve toplumcu bir özle şiir üretme çabası içine girdi
Serbest şiir tarzında yazdığı şiirlerinde değişik dönemler söz konusudur
Şiirleri sekiz kitapta toplanmıştır:
835 Satır, Sesini Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kurtuluş Savaşı Destanı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.